Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/1570 E. 2021/595 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/12/2017
ESAS-KARAR NO :….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 09/04/2021
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
….. 27.937,56 TL bedelli 11 adet fatura düzenlendiğini, davalının faturalara itiraz etmediğini, davalı şirketin fatura bedellerini vadesi geldiği halde ödemediğinden tahsili amacıyla Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasında takip başlatıldığını, borçlunun takibe haksız itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptali, takibin devamı ve davalının takip alacağının %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, 11 adet fatura alacağına dayanılarak aleyhlerinde takip yapılmış ise de davalıya müvekkilinin … bankamatiklerinden toplamda 13.809,50 TL’lik ödeme yapıldığını, yine muhtelif bankalar üzerinde toplam 8.250,00 TL’nin ödendiğini, ayrıca davacıya toplam 6.506,73 TL bedelli üç adet açık hesaplı gazoz faturası kestiğini, bu faturanın alacağından mahsup edilmesi gerektiğini, bu şekilde toplam 28.566,23 TL’nin ödendiğini, borcun kalmadığını belirterek davanın reddini ve haksız takip nedeniyle davacının %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, taraflar arasında ticari mal alım satımı nedeniyle ticari ilişkinin bulunduğu, bu kapsamda davacı tarafından, davalı şirkete toplam 67.120,24 TL’lik fatura karşılığı mal satıldığı, karşılığında da davalı tarafından 64.116,38 TL’lik ödeme yapıldığı, bu şekilde davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 3.003,83 TL alacaklı olduğu gerekçesi ile davacının davasının kısmen kabulü ile, Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında davalının asıl alacağın 3.003,83 TL’sine yaptığı itirazın iptaline, bu miktarın takip tarihinden itibaren %11.75 oranını aşmayacak şekilde 3095 Sayılı Yasanın 2/2 md belirtilen şekilde değişen oranlarda avans faizi, icra vekalet ücreti, icra harcı ve icra gideri ile birlikte davalıdan tahsiline, takibin bu şekilde devamına, fazla istemin reddine, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden davacı vekili tarafından, deliller toplanmadan karar verildiği, davalı tarafça yapılan ödemelerin zaten ticari defter ve kayıtlarda yer aldığı, tarafımızca talep edilen bedellerin bunların dışında olduğu, ispat yükü davalıda olmasına rağmen ve davalı ödeme yaptığını ispatlayamamasına rağmen, bu kurala aykırı karar verildiği, Mahkemece 26/03/2015 tarihli celsede taraflara işbu tahsilat makbuzlarının altındaki imzanın kime ait olduğu hususunda 20 gün kesin süre verilmiş ise de davalı tarafından bu süreye uyulmadığı, 17/04/2015 tarihli havaleli dilekçe ile beyanda bulunulduğu, 19/11/2015 tarihli celsede ise ihtilaf konusu makbuzlardaki imzanın …’a ait olduğunu ifade ederek, … ile davacı şirket arasında çalışma koşullarını bildiren bir sözleşme sunduğunu belirttiği, yani hem kesin süreye riayet etmeden, hem de delilleri bildirmek için tanınan süreye riayet etmeden dosyaya yeni bir delil sunduğu, Yerel Mahkemece işbu delil için açık muvafakati olmamasına rağmen yargılamaya bu delilin ışığında devam edildiği, ispat kurallarının ihlal edildiği, Kaldı ki, bu sözleşmenin hükme esas alınmasını kabul etmemekle birlikte sözleşmede dava dışı …’a tahsil yetkisinin verilmediği, tacirlerin adi yazılı belge ile tahsil yetkisi veremeyeceği, tacirlerin, şirket dışında bir şahsın tahsil yetkisinin zımnen kabulünün mümkün olmadığı, davalı yanın (ödeme yapmış olduğunu kabul anlamına gelmemek üzere) açık tahsil yetkisi olmayan bir şahsa ödeme yapmış olması halinde bunun sonuçlarına katlanması gerektiği itirazlarının değerlendirilmediği, süresinde bildirilen deliller uyarınca davanın … ‘a davanın ihbar edildiği, duruşmaya katıldığı ancak ihbar olunana önceki dilekçelerde talep ettiği hiçbir soru yöneltilmediği, herhangi bir ödeme alınmadığının açık ve net bir biçimde mahkemeye sunulduğu, aynı şahsın hem ödeme makbuzunda “ödemeyi kabul eden”, hem sevk irsaliyesinde “ürünleri teslim alan” olarak imzasının bulunmasının mümkün olmadığı, ihtilaflı ödeme makbuzlarındaki imza müvekkili şirket yetkilisine veya personeline ait olmadığından bu makbuzlarda yazan tutarların “ödeme” olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, …’ın müvekkil şirket ile ilgili resmi veya hukuki hiçbir bağı olmadığından, davalının “tahsil yetkisi olmayan …’a” resmi kanallar harici (yetkisiz şahsa) yaptığı ödemeleri müvekkili şirkete aktarmamış olmasında kusurlu olanın müvekkili şirket değil davalı taraf olduğu bildirilmiştir.

UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Mahkemece eksik incelemeye dayalı araştırma yapılıp yapılmadığı, davacının alacağını kanıtlayıp kanıtlayamadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, satım akdinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davaya konu Ankara 7. İcra Müdürlüğü’nün …. sayılı dosyasında; davacı tarafından davalı aleyhinde 11 adet faturaya dayalı olarak 27.937,56 TL asıl ve 452,17 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 28.389,73TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlunun süresi içerisinde borcun aslına ve ferilerine itiraz ettiği, takibin durduğu anlaşılmaktadır.
Takibe konu faturalar ve teslim alan kısımları imzalı sevk irsaliyeleri dosyada bulunmaktadır.
Davalı taraf borcun ödendiğini bildirerek ödeme belgeleri sunmuştur. Bu belgelerden tahsilat makbuzlarında;13.07.2013 tarihinde 3.500TL kart ile; 13.08.2013 tarihinde 1.500TL; 11.11.2013 tarihinde 1.250TL; 18.12.2013 tarihinde 1.000TL; 20.12.2013 tarihinde 1.000TL; … Bankamatiklerinden 24.09.2013 tarihinde 1.295,50TL, 01.09.2013 tarihinde 1.995,50TL;31.10.2013 tarihinde 1.295,50TL; 26.08.2013 tarihinde 1.495,50TL; 30.09.2013 tarihinde 1.495,50TL; 31.07.2013 tarihinde 1.245,50TL; 20.10.2013 tarihinde 1.495,50TL; 04.10.2013 tarihinde 1.495,50TL; 19.08.2013 tarihinde 1.995,50TL olan toplam 13.809,5TL ödeme belgesi olarak slipler sunulmuştur.Tahsilat makbuzları da Temmuz, Ağustos,Aralık ve Kasım 2013 tarihli olup toplam 8.250,00TL ‘dir. Davalı yan savunmasında bunların toplamı olan 13.809,50TL + 8.250,00+ 6.506,73TL = 28.566,23TL ve ( 6.506,73TL bedelli 3 adet açık hesaplı gazoz faturası mahsup edildiğini bildirerek), toplam ödemelerini bildirmiştir.
Mahkemece alınan 17.12.2014 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ve davalı ticari defter ve kayıtları incelenmiş, usule uygun tutulan davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına göre 2013 yılı içerisinde davacı yanın davalı şirkete toplam 67.120,24TL lik fatura kesilerek borç kaydı yapıldığı, bu fatura bedelleri karşılığında 43.915,88TL ödeme yapılarak 31.12.2013 tarihi itibariyle davalı yandan 23.204,36 TL alacağı olduğu; yine muhasebe usul ve ilkelerine uygun kayıt altına alınan ve kapanış tasdiki bulunan davalı yanın ticari kayıtlarına göre 2013 yılı içerisinde davacı tarafça davalı yana 67.120,24TL lik fatura kesildiği, 31.12.2013 tarihi itibariyle davacı yana 64.116,38TL ödeme yapıldığı, 3.003,83 TL borçlu olduğu, bu şekilde taraf ticari defterleri arasındaki fark bedelin toplam 20.200,00 TL olduğu, bunun da davalı yan ticari defterlerinde kayıtlı ve cevap dilekçesine ekli olarak sunulan 25.11.2013 tarihli 2.700,00 TL lik , 27.12.2013 tarihli 2.750,00 TL’lik ve 30.12.2013 tarihli 14.750,00 TL’lik toplam 20.200,00TL’lik tahsilat makbuzlarının davacı şirketin defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığını, tahsilat makbuzlarının teslim alan kısmında imzanın bulunduğu, tahsilat makbuzlarında senetlerin vade tarihlerinin takip tarihinden sonra olduğu, bu imzaların davacı şirket yetkilisi ya da çalışanına ait olduğunun kabul edilmesi halinde icra takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan 3.003,83 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
İhtilaf konusu tahsilat makbuzlarındaki imzanın …’a ait olduğu konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı … Gıda Şirketinin temsilcisinin … … … olduğu bildirilmiştir. Uyuşmazlık adı geçen şahsın tahsilat yapmaya yetkili olup olmadığı noktasındadır. Bu hususta davacı taraf …’ın şirket adına ödeme kabul etmeye yetkisi olmadığını ileri sürmüş, davalı yan ise o tarihte şirket yetkilisi olarak …’ın tahsilat yaptığını, zira aynı kişinin imzaladığı bir makbuzu davacının kabul edip üç makbuzu reddetmesinin kabul edilemeyeceğini bildirmiştir.
Bu kapsamda Mahkemece … Z. …ın davacı adına kestiği fatura, tahsilat makbuzu olup olmadığı hususunda alınan 13.07.2016 ve 30.11.2016 tarihli ek bilirkişi raporunda; davalı vekilinin 29.5.2015 tarihli dilekçe ekinde sunduğu belgelerin incelenmesinde 2013 Ocak’ta … ve gusta Anonim Şirketi 2013 yılı sonuna kadar beraber çalışma iradesini ortaya koydukları Aralık 2012 sonuna kadar …’ın … anonim şirketine en az 150 yeni müşteri kazandırmakla mükellef olduğunun belirtildiği, Ayrıca Davacı şirkete ait sunulan bir kısım tahsilat makbuzlarında …’ın davacının tahsilat makbuzlarını kullanarak bir kısım firmalardan tahsilat yapmış olduğunun tespit edildiğini, 2013 yılı defter ve kayıtları incelenerek, davacı tarafın 2013 yılı defter kayıtlarında bulunan tahsilat makbuzları dökümü yapılarak bu makbuzların … tarafından imzalandığı, davacı şirkete ait olan … …ın imzası bulunan davacı şirketin ticari defter kayıtlarında bulunan 2013 yılına ilişkin tahsilat makbuzları dökümü yapılarak makbuzların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve davalı tarafından sunulan 29.05.2015 tarihli dilekçe ekindeki 13.04.2013 tarih 896 nolu 2317, 49 TL bedelli tahsilat makbuzunun da … tarafından tahsil edilmiş olduğu ve davacı şirketin ticari defterine 20.04.2013 tarih ve 140 yevmiye ile kaydedildiği belirtilerek sonuç olarak bu ödemelerin davacı şirket ilgili olduğu kanaatine varılırsa ödemelerin davacıya yapıldığının kabulünün gerekeceği ve davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle 3.003,83TL alacaklı olduğu; davacı şirketle ilişkili olmadığı kanaatine varılırsa davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla 23.204,36 TL alacaklı olduğu bildirilmiştir.
Dava ihbar edilen … davaya cevap vermemiştir. Davacı şirket ile … arasında çalışma koşullarına dair bir sözleşme yapıldığı, sözleşmenin konusunun 10.08.2012 tarihinden itibaren davacı şirket adına satış destek faaliyetlerine başlayacağı, adı geçenin belirtilen sayılarda yeni müşteri kazandırmakla yükümlü olduğu gibi hususların düzenlendiği görülmektedir.
Dosya içeriği ve toplanan deliller alınan bilirkişi raporlarından; davacı defteri ile davalı defter ve kayıtları arasında faturalar ve toplam borç tutarı konusunda ihtilaf olmadığı, uyuşmazlığın tarafların defterindeki ödeme tutarındaki farklılıktan oluştuğu, davalı tarafça bu kapsamda sunulan 20.200,00 TL’lik tahsilat makbuzlarının davacı şirketin defterlerinde kayıtlı olmaması nedeniyle fark oluştuğu, makbuzların altında tarafların kabulünde olduğu üzere …’ın imzasının bulunduğu, davacı tarafın bu şahsın şirket adına tahsilat yetkisinin bulunmadığını iddia ettiği, davalı yanın ise 2013 yılında adı geçenin davacı şirket adına tahsile yetkili olduğunun savunulduğu, Mahkemece …’ın davacı şirket adına tahsilat yapıp yapmadığı hususunda alınan rapordan da anlaşıldığı üzere davacı şirket defter ve kayıtlarında …’ın 2013 yılında bir çok tahsilat makbuzunda imzasının bulunduğu ve davacı defterine de kayıtlı olduğu, böylece davacı adına tahsilat yaptığı değerlendirilerek 20.200,00 TL’lik ödemenin varlığı kanaatine varılmıştır.Buna göre davacının davalıya 67.120,24TL lik mal sattığı, davalının 64.116,38TL ödeme yaptığı bilirkişi tarafından hesaplandığı üzere davalının davacı tarafa takip tarihi itibariyle 3.003,83TL borçlu olduğu anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi tarafından verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 09/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır