Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/1531 E. 2021/306 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

ESAS NO : … (ESASTAN RET )
KARAR NO :….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2018
ESAS-KARAR NO : …

….
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 02/03/2021
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili; müvekkili ile davalı şirket arasında inşaat malzemeleri alım satımına ilişkin sözlü satım sözleşmesi bulunduğunu, dava tarihine kadar müvekkilinin davalı şirketten KDV dahil 91.717,26 TL tutarında mal satın aldığını, müvekkili ile davalı şirket arasında yapılan sözlü satış sözleşmesince müvekkilinin yılın belli döneminde davalı şirkete malı almadan önce para veya çek ile ödeme yaptığını, davalı şirkette müvekkili sipariş verdikçe malı gönderdiğini, müvekkilinin ticari ilişkinin başladığı tarihten dava tarihine kadar 91.717,26 TL’lik mal aldığını ve bunun karşılığında 163.395,00 TL para ödediğini, bu ödemiş olduğu paraların içerisinde henüz vadesi gelmemiş 31/10/2016 keşide tarihli, 10.000,00 TL beddeli, 30/11/2016 keşide tarihli, 10.000,00 TL beddeli, 31/12/2016 keşide tarihli, 10.000,00 TL beddeli çeklerin bulunduğunu, bu sebeple müvekkilinin 71.677,74 TL alacaklı konumunda olduğunu, müvekkili ile davalı arasında yapılan anlaşmaya göre müvekkilinin önce parayı vereceğini, daha sonra peyder pey mal alımı yapacağını, davalının bu anlaşmaya uymadığını, müvekkilinin defalarca ısrarla mal sipariş etmesine rağmen müvekkiline malın gönderilmediği ve davalı şirketin anlaşmanın hükümlerine aykırı davrandığını, davalının sebepsiz olarak zenginleştiğini, sebepsiz zenginleşmenin önüne geçebilmek için dava konusu çekler yönünden müvekkilinin borçlu olmadığnıın tespiti gerektiğini, haricen yapılan araştırlamar neticesinde davalı şirketin mali bakımdan zor durumda olduğunu, iflas etme aşamasına geldiği ve tüm çeklerin karşılıksız çıkmaya başladığının öğrenildiğini, dava konusu çeklerin davalı şirkete ödenmesi halinde dava sonucunda borçlu olmadığının tespit edilse dahi parayı geri alabilme imkanının olmayacağını, müvekkilinin çeki ödememe yoluna gitmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin vermiş olduğu çek hakkında karşılıksızdır işleminin yapılması halinde ticari itibarının zarar göreceğinden bahisle,….ait….31/10/2016 keşide tarihli, lehtarı davalı şirket olan 10.000,00 TL beddeli, ….nolu, 30/11/2016 keşide tarihli, lehtarı davalı şirket olan, 10.000,00 TL beddeli, …. nolu, 31/12/2016 keşide tarihli, lehtarı davalı şirket olan, 10.000,00 TL beddeli çekler üzerine dava sonucu kesinleşinceye kadar tedbir niteliğinde ödeme yasağı konulmasını, söz konusu çekler yönünden müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini ve çeklerin iptalini, menfi tespit davasına konu yukarıda belirtilen çekler hakkında iptal kararı verilmesi halinde 41.677,74 TL’nin, belirtilen çekler hakkında iptal kararı verilmemesi halinde 71.677,74 TL’nin sebepsiz zenginleşme nedeniyle zenginleşme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı şirketten alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Mahkemece, çek bir ödeme vasıtası olup, kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesine yönelik olarak verildiğinin kabulü gerektiği, BK’nın 207/2.maddesi uyarınca aslolan peşin satış olup, peşin satışta malın ve bedelinin aynı anda verildiğinin kabul edildiği, davacı vekilinin bu karinenin aksinin ispatı ve davaya konu çeklerin taraflar arasında yapılan sözleşme gereğince davalıya avans olarak teslim edildiğine dair varsa belgelerini ibraz için kesin mehil verilmesine rağmen herhangi bir belge ibraz edilmediği, davacıya usulüne uygun meşruhatlı davetiye tebliğ edilmesine rağmen davacının defterlerini talimat mahkemesine ibraz etmeyerek ibrazdan kaçındığı, ispat yükü davacı da olup davacı tarafça iddiaları ispatlanamadığından davanın REDDİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden davacı vekili tarafından,
Dava konusu işin ticari bir iş olduğu, her iki tarafın tacir olduğu, bu nedenle uyuşmazlığı çözebilecek en önemli delilin ticari defterler olduğu, tebligat usulsüzlüğünden ibraz edilemediği, tebligatın vekile yapılması gerektiği, eksik inceleme yapıldığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Mahkemece eksik incelemeye dayalı araştırma yapılıp yapılmadığı, davacının borçlu olmadığını kanıtlayıp kanıtlayamadığı hususu uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, ticari satıma dayalı menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Bilindiği üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6 m.).
İspat yüküne ilişkin bu genel kural, menfi tespit davaları için de geçerlidir. Yani, menfi tespit davalarında da tarafların sıfatları değişik olmakla beraber, ispat yükü bakımından bir değişiklik olmayıp, bu genel kural uygulanır. Bu davalarda da bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran (iddia eden) taraf o vakıayı ispat etmelidir.
Öte yandan çek bir ödeme aracı olup, kural olarak mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verilmektedir. Somut olayda olduğu gibi aksinin iddia edilmesi halinde bir başka ifade ile çekin avans olarak verildiği, ancak karşılığında mal teslim edilmediğinin iddia edilmesi halinde ispat yükü malın teslim edilmediğini iddia eden yana düşmektedir. TBK’nın 207. maddesi uyarınca davacının, davalıya, mal alımı için avans ödemesi yaptığının usulüne uygun delillerle ispatının gerektiği, aslolanın peşin satış olup satıcı ve alıcının borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlü olduğu, ödeme aracı olan çekin borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği ve aksini iddia eden ve çeklerin sipariş edilen mallara karşılık avans olarak verildiği ve mal teslim edilmediğini iddia eden davacı tarafından bu durumun yazılı delillerle ve koşulları varsa yemin delili ile ispatı gerekir.
Buna göre mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; davacının iddialarını yazılı kanıtlayamadığı gibi, davacının yemin deliline de dayanmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve esas yönünden hukuka uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1.b.1.maddesi uyarınca esastan reddi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 02/03/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır