Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/1513 E. 2021/597 K. 09.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/02/2018
ESAS-KARAR NO : …
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 09/04/2021
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilllerince istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkilinin … kitaplarının ve dergilerinin satış ve pazarlaması alanında, davalıların ise … kitapları ve dergilerinin basım, yayım, satış ve pazarlaması alanlarında faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin son dört yıldır davalıların … ve civarında bulunan 30 ilçede bayiliğini yaptığını, davalıların 2015 yılı sonunda … ve civar ilçelerde satış ve pazarlama yapmak üzere başka bir bayi ile anlaştığını ve 2016 yılı için davacı ile olan bayilik anlaşmasını yenilemediklerini, bunun üzerine müvekkilinin davalılar tarafından basılmış ve elinde kalan kitap ve dergileri taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 18. maddesi uyarınca davalılara iade ettiğini, müvekkilinin iade ettiği ürünler neticesinde davalılardan (cari hesaptan ötürü) alacaklı durumuna geldiğini, davalıların bu borcu ödemediği gibi “e-arşiv fatura” sistemi üzerinden müvekkilinin davalılara kestiği 23.03.2016 tarihli 262360 ve … seri numaralı iade faturalarını dayanak göstererek davalı …’nin müvekkiline 6.081,04-TL ve 5.365,74-TL bedelli ve davalı …. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin ise müvekkiline 32.380,53-TL ve 33.147,28-TL bedelli fiyat farkı faturaları kestiklerini, müvekkilinin davalıların “e-arşiv fatura” sistemi üzerinden kestikleri fiyat farkı faturalarını aynı sistem üzerinden iptal ederek bu durumu Karşıyaka 1. Noterliği’nin 26.04.2016 tarihli ihtarnameleri ile davalılara bildirdiğini, müvekkilinin davalılar ile fatura mukabili açık hesap (cari hesap) temelinde alım-satım yaptığını, bu çerçevede kimi zaman nakit kimi zaman müşteri çek ve senedi ile davalılara ödeme yaptığını, müvekkilinin davalı …’ye olan borcuna mahsuben 14.12.2015 tarihinde 50.000,00-TL bedelli çek verdiğini ve bu çekin davalı şirkete teslimine dair “tediye/tahsilat makbuzu” aldığını, bahse konu çekin müvekkilinin anılan davalı şirkete olan borcuna mahsuben verilmiş olmasına rağmen diğer davalı …. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin cari hesabına kaydedildiğini, bu nedenle davacının cari hesabı ile davalıların cari hesapları arasında uyumsuzluk bulunduğunu, müvekkilinin cari hesap ilişkisinden kaynaklı davalı … … … San. Tic. Ltd. Şti.’den 99.700,43TL ve diğer davalı …. San. ve Tic. Ltd. Şti.’den 247.787,50TL alacağı olduğunu ileri sürerek şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her iki davalıdan ayrı ayrı 10.000,00’er TL’nin dava tarihinden işletilecek reeskont avans faizleriyle birlikte davalılardan münferiden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ
Dava, taraf kayıtları üzerinde bilirkişi vasıtası ile yapılan incelemede davacı defterleri ile davalı defterlerinde görünen bakiyelerin birbirini tutmadığı, davacı defterinde kayıtlı bulunan faturaların davalı defterlerinde kayıtlı bulunmadığı, bu itibarla cari hesaba yönelik alacak iddiasının bu deliller ile ispatlanamadığı, diğer taraftan da davacı ile davalılar arasında ayrı ayrı yapılan sözleşmelerin 18. maddesinde, bayiliğin devam etmemesi durumunda bayinin elindeki ürünlerin sözleşmedeki oranda ve şartlarda (hakkı dolmamışsa) iadesini yapabileceği, kalan kısım içinse karşılıklı iyi niyet ve uzlaşma prensibi çerçevesinde … yolu aranacağının kararlaştırıldığı, yine bayilik sözleşmelerinin “İade ve Takas” konusunu düzenleyen 8. maddesinde de gönderilen ürünler için iade oranının %5 olduğu, iadenin çalışılan döneme ait olacağı ve geçmiş dönemlerden iade alınmayacağının hüküm altına alındığı, somut olayda taraflar arasındaki sözleşmenin 2016 yılı için yenilenmediği ve davacının iade faturalarının 23.03.2016 tarihli olduğu, 2016 yılında sözleşmenin yenilenmemesi neticesinde davacının davalı şirketlerden 2016 yılında yeni mal da satın almadığı, iade faturaları ile iadesi istenen malların geçmiş dönemlere ait olduğu için davacının davalıdan iade edilen kitaplara ilişkin bedeli talep edemeyeceği gerekçesi ile davanın REDDİNE karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna başvuran;
1-Davacı vekili tarafından; hukukçu bilirkişinin görüşü esas alınarak bilirkişi raporu düzenlenemeyeceği, yok hükmünde olan rapora göre hüküm kurulduğu, davalıların bayilik anlaşmasını, herhangi bir haklı sebep göstermeksizin, keyfi biçimde sona erdirdikleri, iade edilen ürünlerin kargo gönderi makbuzu ve davalıların çalışanının iade ürünleri teslim alırken attığı imzayı gösterir belge suretlerinin sunulduğu, iade ettiği ürünler (kitaplar) vesilesiyle davalılardan (cari hesaptan ötürü) alacaklı durumuna geldiği, davalılar; müvekkilinin kendilerine kestiği iade faturalarını iade etmedikleri, bilirkişi raporundaki “davacının iade faturalarının davalıların ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı” değerlendirmesinin gerçeği yansıtmadığı, Mahkemece bilirkişi raporuna itirazları değerlendirmeksizin ve tarafların ticari defterleri üzerinde denetime elverişli mali yönden yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmaksızın ve hukuken yok hükmünde rapora dayanarak karar verdiği, Yerel Mahkeme; müvekkili tarafından davalılara iade edilen kitap ve dergilerin ve keza iade faturalarının davalıların uhdesinde kaldığı, davalıların mal iadesini ve iade faturalarını kabul ettikleri ve netice itibariyle iade edilen emtiayı ve faturaları mal edindikleri olgularını yok sayıp bu hususlara gerekçeli kararda hiç değinmediği, dava konusu emtia ve iade faturalarının halen davalıların uhdesinde olduğu, emtia iadesini davalıların kabul ettiği emtia ve iade faturaları davalıların mülkiyetine geçmiş olduğu halde Yerel Mahkemenin bu olguları yok saydığı, davalıların, müvekkilinin iade ettiği emtia ve iade faturalarını mal edinmiş olduğu halde bedelini ödemedikleri, haksız suretle zenginleştikleri, davalıların müvekkiline kestiği fiyat farkı faturalarının müvekkilinin davalılara kestiği iade faturalarından mahsup edilmesi ya da edilmemesi noktasında bir değerlendirme yaparak, müvekkilinin iade faturalarındaki alacağının tamamının ya da fiyat farkı faturalarının mahsubu suretiyle kalanının davalılardan talep edilebileceğini tespit etmeli ve taleple bağlı kalarak her bir davalının müvekkiline 10.000 TL ödemesine hükmetmesi gerektiği bildirilmiştir.
2-Davalılar vekili tarafından da; Davacı tarafça dava konusu yapılmış olan alacak miktarı belirli olup kısmi dava açılmasının mümkün bulunmadığı, davacı tarafça dava açılmadan önce müvekkil şirketlere çekilen ihtarnamelerde de söz konusu tutarlar belirtilerek bu tutarların ödenmesinin müvekkili şirketlerden talep edildiğinden dava konusu yapılan alacak tutarı açıkça belirli olduğundan kısmi dava açılamayacağı, buna göre harç tamamlanıp yatırılmazsa açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Davacının kısmi dava açıp açamayacağı ve alacağının bulunup bulunmadığı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, bayilik sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Bilindiği üzere, HMK’nin 109.maddesinin 2.bendi “Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz” hükmü, 01.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı yasanın 4.maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. HMK’nın 448. maddesine göre, bu Kanun hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacak olup, eldeki dava da daha sonra 08.06.2016 tarihinde açılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin kısmi dava açılamayacağına dair istinaf itirazı yerinde değildir.
Davacı vekilinin istinaf itirazlarının değerlendirilmesinde;
Davacı … (….) ile … … Ltd.Şti adına … … Koordinatörünce imzalanan 10.02.2015 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; Sözleşme süresinin 31 Aralık 2015 tarihine kadar geçerli olduğu, bayilik sözleşmesi yenilenmez ise bayinin elindeki ürünleri eğitim sezonu sonuna kadar satma hakkına sahip olduğunun 16. maddede düzenlendiği, Sözleşmenin 8. maddesinde iade ve takas hükümlerinin düzenlendiği, buna göre … veya kurum ismi basılarak üretimi yapılmış ürünlerin iadesinin olmadığı gönderilen ürünler için iade oranının %5 olduğu, yapılacak olan iade hesaplamasında bayiye uygulanan indirimli tutar üzerinden yapılan KDV dahil toplam cironun temel alınacağı, iadenin çalışılan döneme ait olacağı, geçmiş dönemlerden iade alınmayacağı, iade döneminin oranı aşmamak kaydıyla aralık ayı içerisinde şirketin belirleyeceği tarihler arasında yapılacağı, bu tarihten sonra iade alımının kesinlikle yapılamayacağı iade ve takas kargo ücretinin bayiye ait olduğu süreli ürünlerin iadesinin olmadığı, bayinin açık hesap cirosunun %5’inin üzerinde olması durumunda bayinin iadesinin alınmayacağının belirtildiği; Sözleşmenin sona ermesi başlıklı 18 maddesinde ise (c) bendinde bayiliğin devam etmemesi durumunda da bayi elindeki ürünlerin sözleşmedeki oranda ve şartlarda( hakkı dolmamışsa )iadesini yapabileceği, kalan kısmı içinse karşılıklı iyi niyet ve uzlaşma prensibi çerçevesinde … yolu aranacağı hükmü düzenlenmiştir.
Mahkemece alınan 25.12.2017 tarihli bilirkişi raporunda, davacının 10.02.2015 tarihinde davalı … … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve davalı …. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile ayrı ayrı bayilik sözleşmeleri yaptığı, davacı tarafça sunulan 2016 yılı defterinin açılış ve kapanış onaylarının zamanında ve usulünce yapıldığı, defter incelendiğinde sunulan defterde tasdikli sayfaların … sayfadan … sayfaya atladığı, bu aralıkta kalan sayfaların sunulmadığı, ancak taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu olan iade kitaplara dair faturaların Ocak 2016 – Nisan 2016 aralığında olduğu, bu sebeple defter kayıtlarında Nisan 2016 ayına kadar olan kayıtların örneğinin tasdik ettirildiği, davacının defter kayıtlarında dosyaya sundukları 2016 yılına ait muavin kayıtların tespit edilebildiği, ancak defterin kapanış kayıtlarının tamamı sunulmadığından 2016 sonunda alacak-verecek durumu davacının defterinden tespit edilemediği, kaldı ki taraflar arasındaki uyuşmazlığın büyük oranda davacının her iki davalıya kestiği iade faturalarından kaynaklandığı, davacının defterinde davalılardan … Dergisine düzenlediği 23.03.2016 tarih ve … no’dan …. no’ya kadar olan KDV dahil toplam 244.295,74 TL’lik faturanın davacının defterinde davalı … şirketinin borcuna kaydedildiği, davacının defterinde davalılardan … …’ne düzenlediği 23.03.2016 tarih ve … no’dan … no’ya kadar olan KDV dahil toplam 159.017,84 TL’lik faturanın davacının defterinde davalı … … Yayın şirketinin borcuna kaydedildiği, davalı … Ltd. Şti.’nin defteri e-defter olup açılış ve kapanış onaylarının zamanında ve usulünce yapıldığı, davalı … …’nin defteri e-defter olup açılış ve kapanış onaylarının zamanında ve usulünce yapıldığı, davacının davalılar adına düzenlediği ve dava konusu olan … Dergisine düzenlediği 23.03.2016 tarih ve … no’dan … no’ya kadar olan KDV dahil toplam 244.295,74 TL’lik fatura ile … …’ne düzenlediği 23.03.2016 tarih ve … no’dan … no’ya kadar olan KDV dahil toplam 159.017,84 TL’lik faturaların davalıların defterinde bulunmadığı, taraflar arasında geçerli yazılı bir cari hesap ilişkisi bulunmadığı, sözleşmenin 8.md.ne göre iade oranının %5 olduğu ve iadenin çalışılan döneme ilişkin olacağı, geçmiş dönemlerden iade alınmayacağının düzenlendiği, sözleşmenin 2016 yılı için yenilenmediği, iade faturalarının 23.03.2016 tarihli olduğu, davacının 2016 yılında yeni mal satın almadığı gözetildiğinde iade faturalarına konu malların geçmiş dönemlere ait olduğu, ayrıca davacı tarafça düzenlenen 23.03.2016 tarihli iade faturalarına davalıların sözleşme hükümlerine güvenerek süresinde itiraz etmedikleri, 8.md. de iade döneminin oranı aşmamak kaydıyla Aralık ayı içerisinde şirketin belirleyeceği tarihler arasında yapılacağı, bu tarihten sonra iade alımının kesinlikle yapılamayacağı, buna göre iade faturası tarihi gözetildiğinde davalıların artık kabul etme zorunluluğu bulunmadığı, 18.md.nin (c) bendi uyarınca iyiniyet çerçevesinde … bulunabileceği belirlenmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacının, 2015 yılı sonuna kadar davalı şirketlerin bayisi olduğu, davalıların 2016 yılı için başka şirketle anlaştığı, davacı şirketin de elinde kalan kitap ve dergileri bayilik sözleşmesinin 18.md.ne dayalı olarak iade ettiği, sözleşmenin 18. maddesinin (c ) bendinde bayiliğin devam etmemesi durumunda da bayinin elindeki ürünlerin sözleşmedeki oranda ve şartlarda (hakkı dolmamışsa)iadesini yapabileceği, iadenin de Aralık ayı içerisinde şirketin belirleyeceği tarihler arasında yapılacağı, bu tarihten sonra iade alımının kesinlikle yapılamayacağı, sözleşmenin 8.md.ne göre iade oranının %5 olduğu ve iadenin çalışılan döneme ilişkin olacağı, geçmiş dönemlerden iade alınmayacağının kararlaştırıldığı, mahkemece alınan bilirkişi raporunda uyuşmazlık konusu iade kitaplara ait faturaların Ocak 2016- Nisan 2016 aralığında olduğu, 2016 yılında yeni mal alımı bulunmadığından bu faturaların geçmiş dönemlere ilişkin olduğu, sözleşmeye göre davalıların iade almaya zorlanamayacağı anlaşılmakla mahkemece davanın reddine dair verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu; öte yandan davacı vekili istinaf itirazında, iade edilen malların davalılar uhdesinde olması nedeniyle davalıların sebepsiz olarak zenginleşmiş olacaklarını da ileri sürmüşse de bu husus eldeki davanın konusu olmadığından taraf vekillerinin istinaf başvurularının HMK’nin 353/1.b.1. maddesi uyarınca esastan reddi gerekmiştir.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın istinaf eden davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın istinaf eden davalılardan alınarak Hazineye irat kaydına,
4-İstinaf edenler tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
7-Kararın tebliğinin Dairece yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere, 09/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Başkan …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır