Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/1322 E. 2021/623 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2017
ESAS-KARAR NO :….

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 13/04/2021
YAZILDIĞI TARİH : 07/05/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı şirket arasında ön bayilik anlaşması imzalandığını, taraflar arasındaki sözlü anlaşma gereğince davalının yetkili servis hizmeti verdiğini, davalı şirkete çeşitli zamanlarda faturalar karşılığında mal sattığını, davalının ödemeleri zamanında yapmaması, ayrıca müvekkili şirket aleyhine propaganda ve çalışmalar yaptığının öğrenilmesi üzerine davalı ile sözleşmenin feshedildiğini, Kayseri 17. Noterliği’nin 10.03.2009 tarih … yevmiye numaralı fesih ihtarnamesi ile müvekkili şirkete olan 30.805,96 TL ve 4.060,58 USD borcun ödenmesi için ihtar edildiğini, ihtarın sonuçsuz kalması üzerine müvekkili tarafından davalı aleyhine Kayseri İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaları ile başlatılan takibe davalı yanın haksız itirazı ile takiplerin durduğunu belirterek itirazın iptali ile takibin devamına ve müvekkili lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı karşı davacı vekili, taraflar arasındaki yazılı ve sözlü sözleşmeler uyarınca müvekkili şirketin sözleşme hükümleri ve süregelen uygulamalar doğrultusunda hareket ederek tüm edimlerini yerine getirdiğini, davacı karşı davalının edimlerini yerine getirmediği gibi müvekkili şirketi mağdur eden tutum sergileyerek sözleşmenin haksız olarak feshettiğini, sözleşmenin feshinin açıkça kanuna aykırı haksız olduğunu, davacı şirketin müvekkili şirketten herhangi bir alacağının olmadığını, aksine müvekkili şirketin davacı şirketten alacaklı olduğunu belirterek haksız açılan davanın reddine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile tek satıcılık hakkının sona erdirilmesinden kaynaklanan 10.000,00 TL zarar, 19.999,04 TL garantiden kaynaklanan alacak, 14.000,00 TL stoktan kaynaklanan mal, 15.000,00 TL portföy tazminatı olmak üzere toplam 58.999,04 TL alacağın ihtar tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile davacı – karşı davalıdan tahsiline, yine takip konusu alacağın % 40’ından aşağı olmamak üzere hükmolunacak kötü niyet tazminatının davacı – karşı davalıdan tahsiline karar verilmesin istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında ön bayilik sözleşmesi imzalandığı, 06.11.2012 tarihli bilirkişi raporunda takip tarihinden sonra ancak dava tarihinden önce olmak üzere 15.06.2009 tarihinde 15.000,00 TL ve 15.12.2009 tarihinde 5.664,00 TL olmak üzere yapılan tahsilatlara ilişkin mahsup hesaplarının benimsendiği, sözleşmenin davacı yanca haklı nedenlerle feshedildiği hususunun ispat edilemediği, davacının portföy tazminatı istemekte haklı olduğu, karşı davalının servis işinde kullanmak üzere stokta tuttuğu malzemelerin bedellerini karşı davalıdan talep edeceğine dair taraflar arazsında yazılı bir sözleşme bulunmadığı gibi stokta kalan malzemenin de varlığının ispat edilemediği, karşı davacı garantiden kaynaklanan malzeme, kargo ve işçilik nedeniyle alacağı olduğunu da ispat edemediği belirtilerek asıl ve karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı karşı davalı vekili tarafından;
Mahkemece taraflar arasındaki sözleşmenin bir bayilik ön sözleşmesi. olduğu ve herhangi bir nedene ihtiyaç duyulmaksızın feshedildiği hususunun gözden kaçırıldığı, bununla birlikte fesih nedeninin varlığı ve haklı fesih hususunun yargılama sürecinde ispat edildiği, somut olayda portföy tazminatı şartlarının bulunmadığı, mahkemece tazminat hesabında karşı davacının elde ettiği karın sadece müvekkili ile çalışıldığı gözönüne alınarak hesaplama yapılmasının doğru olmadığı, yine kötüniyet tazminatı talebinin reddi kaleminin de doğru olmadığı,
İstinaf eden- davalı karşı davacı vekili tarafından;
Mahkemece taraflar arasındaki hukuki ilişkinin tam olarak ortaya konulamadığı, taraflar arasındaki yetkili servis hizmetine ilişkin itirazlarının ve savunmalarının irdelenmediği, takip dayanağı faturalardaki malların bir makine mühendisi tarafından incelenerek garanti nedeniyle değiştirilen parçalara ilişkin olup olmadığının tespit ve bunun içinde müvekkilinin müşterilerinden garanti hizmeti nedeniyle ve sırasında alınan belgelerdeki, servis formlarındaki parça, cins, özellik ve miktarları ile karşılaştırılması hususundaki taleplerinin hükme esas alınan 14.07.2017 tarihli bilirkişi raporunda ilgili teknik bilirkişi tarafından irdelenmediği, dosya kapsamında alınan … tarafından hazırlanan bilirkişi raporunun 14. sayfasındaki bu yöndeki hususunun araştırılmasına ilişkin eksikliğin giderilmediği, takip dayanağı faturalardaki malların garanti kapsamında değiştirilen mallar olup olmadığının tespiti gerektiği, yargılama sırasında davacı yanca gönderilen mutabakat ile takipte talep edilen değerin azaltıldığı hususunun gözden kaçırıldığı, USD cinsinden talep edilen faturaların kur farkından kaynaklandığı, mahkemece garani alacağı, stokta kalan mal bedeli ve diğer kalem maddi tazminat taleplerinin reddinin yerinde olmadığı, mail yoluyla yapılan yazışmaların değerlendirilmediği bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasında bayilik sözleşmesinin varlığı, sözleşmenin feshinin haklılığı, fesihten kaynaklanan zararın kapsamı, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının alacağının kapsamı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava taraflar arasındaki ön bayilik sözleşmesi ve yetkili sevis hizmet sözleşmesi kapsamında ödenmeyen alacakların tahsili amacıyla başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası, karşı dava ise taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan portföy tazminatı, garantiden kaynaklanan, malzeme, kargo ve işçilikten kaynaklanan alacak ve stokta kalan mal bedeli istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasında 12.04.2006 tarihinde tek sayfadan ve 7. maddeden oluşan bayilik ön sözleşmesi başlıklı sözleşmenin imzalandığı hususu ihtilafsızdır. Yine davacı yanca taraflar arasındaki sözlü sözleşme kapsamında davalının yetkili servis hizmetini de ifa ettiği belirtilmiştir.
… 17. Noterliği’ nin 10.03.2009 tarih ve … yevmiye numaralı davacı … … tarafından davalı … … … Ltd. Şti’ ne keşide edilen ihtarname ile taraflar arasında imzalanmış olan ön bayilik sözleşmesinin feshedildiği, 30.805,96 TL ve 4.060,58 TL borcun ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren 5 gün içinde ödenmesi bildirilmiştir. Bu ihtarname davalıya 12.03.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Her ne kadar taraflar arasındaki 12.04.2006 tarihli sözleşmenin bir ön bayilik sözleşmesi olduğu ve 31.12.2006 tarihine kadar ön bayinin satış faaliyetlerinin gözlemlenerek başarılı bulunması halinde ana sözleşmenin yapılacağı ifade edilmiş ise de ana bayilik sözleşmesinin gelinen süreç içerisinde taraflar arasında imzalanmadığı gibi ticari faaliyetinde 12.04.2006 tarihli sözleşme ve taraflar arasındaki sözlü yetkili servis hizmeti kapsamında devam ettiği dosya kapsamı ile sabittir. Hal böyle olunca taraflar arasındaki yazılı bir ana bayilik sözleşmesi imzalanmamış ise de davalı karşı davacının davacı karşı davalının bayisi olduğu ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın bu çerçevede çözümlenmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Mahkemece, yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapılmış olmasına, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmamasına, dosya kapsamındaki bilgi, belge ve toplanan deliller değerlendirilip yasal düzenlemelere uygun isabetli, yeterli gerekçeyle karar verilmiş olmasına, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkeme kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılığın olmamasına göre taraf vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b.1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-a)Asıl davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.672,92TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 428,25TL harcın mahsubu ile bakiye 1.244,67TL harcın istinaf eden davalı karşı davacıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
b)Karşı davada Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1024,65TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 256,16TL harcın mahsubu ile bakiye 768,49TL harcın istinaf eden davacı karşı davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
3-İstinaf eden tarafından yapılan istinaf posta giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
5-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 362/1.a maddesi gereğince dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda kesin olmak üzere 13/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır