Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2018/1269 E. 2021/558 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KONYA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/01/2018
ESAS-KARAR NO :….
DAVANIN KONUSU : Alacak
KARAR TARİHİ : 05/04/2021
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasındaki 2009 yılı için imzalanan satın alma sözleşmesi gereğince davalının talep ettiği ve sipariş ettiği tüm oyuncakları müvekkilinin davalıya tedarik edeceğini, davalının da satış tarihinden itibaren 60 gün içerisinde bedelini ödeyeceğini, sözleşme gereğince müvekkilinin tüm siparişleri karşıladığını ve davalıya teslim ettiğini, davalının 09/12/2009 tarihli 242.000,00 TL (doğrusu 287.476,99 TL dır) bedelli hizmet bedeli faturası ile yine 09/12/2009 tarihli 120.000,00 TL (doğrusu 142.068,70 TL dır) bedelli fiyat farkı faturasını düzenleyerek müvekkilinin alacaklarından 362.000,00 TL sini mahsup ettiğini, davalının düzenlediği hizmet bedeli ve fiyat farkı faturalarının sözleşmeye ve mevzuata aykırı olduğunu belirterek şimdilik 362.000,00 TL nin 09/12/2009 fatura tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı vekili, taraflar arasındaki sözleşmesinin 13/q maddesinde hedeflenen cironun gerçekleşmemesi halinde gerçekleşen ciro üzerinden %30 karlılık hesaplanarak aradaki farkın davacının alacağından mahsup edileceğinin düzenlendiğini, hedeflenen cirolara ulaşılamaması üzerine tarafların aralarındaki ilişkiyi karşılıklı olarak bitirdiklerini, müvekkilinin sözleşmenin bu hükmü uyarınca 09/12/2009 tarih … nolu 287.476,99 TL bedelli hizmet bedeli içerikli faturayı düzenlediğini, dava konusu 09/12/2009 tarih … nolu 142.068,70 TL bedelli faturaya gelince taraflar arasındaki sözleşmenin iadeler başlıklı 8/f maddesi gereğince müvekkiline malları faturalı konsinye ile teslim ediyorsa sözleşmenin herhangi bir sebeple sonlanması veya bitmesi durumunda müvekkilinin davacıya ait tüm malları iade edebileceğini, ancak davacının ekonomik yönden zor durumda olduğunu belirterek malların kendisine iade edilmemesini iskonto uygulanmak suretiyle müvekkilinde kalmasını istediğini, tarafların kalan mallar için %25 iskonto uygulanmak suretiyle malların müvekkilinde kalmasını kararlaştırdıklarını, buna göre de dava konusu 142.068,74 TL bedelli faturayı müvekkilinin düzenlediğini, davacı sözleşme hükmü gereği mallarını almak isteseydi müvekkili tarafından giriş fiyatları üzerinden iade faturası düzenleneceğini ve bununda davacının ticari hayatını sona erdireceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki sözleşmenin 13/q maddesi hedef sapmasını düzenlemiş olup, sözleşmenin bu hükmü kapsamında olmak üzere hedeflenen cironun ve karlılığın gerçekleşmediği ve bu nedenle davalı tarafından 09/12/2009 tarih … nolu 287.476,99 TL bedelli faturanın düzenlendiği ve faturada geçen bu miktardan sözleşme gereğince davacının sorumlu olduğu, davacının davalıya teslim ettiği ve sözleşmenin karşılıklı feshinden sonra davalıda kalan oyuncakların/ürünlerin davalı tarafından kendisine giriş/alış fiyatından %25 iskonto uygulanmak suretiyle davacıdan satın alındığı, %25 lik iskontonun karşılığı olarak 09/12/2009 tarih … nolu 142.068,70 TL bedelli faturanın düzenlendiği, düzenlenen her iki faturanın noter açılış ve kapanış tasdiki olan ve her yönden lehe delil vasfı olan davalının ticari defter ve belgelerine işlendiği, davacının münhasıran davalının ticari defterlerine dayanması karşısında ve davalının savunmalarını doğrulayan sözleşme hükümleri ve bilirkişi raporları karşısında davalının düzenlediği faturalar nedeniyle davalı yararına alacak hakkının doğduğu ve bu nedenle davalının iki adet fatura tutarı olan 429.545,69 TL yi davacının alacağından düşmesinin yerinde olduğu belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf eden-davacı vekili tarafından;
Taraflar arasındaki sözleşmenin cezai şarta ilişkin 13/q maddesinin genel işlem koşullarına aykırı olduğu, ayrıca müvekkilinin ciro hedefine davalının ulaşamamasında herhangi bir kusurunun bulunmadığı, davalı şirketin ticari defterlerinden tüm satımlar tespit edilerek davalının ciro hedefine ulaşıp ulaşmadığının tespit edilmesi gerekirken bilirkişi raporuna yönelik bu yöndeki itirazların karşılanmadığı, fiyat farkına ilişkin faturanın da kabul edilemez olduğu, taraflar arasında konsinyeli olarak satılan malların mülkiyetinin müvekkiline ait olduğu, davalı şirket tarafından sözleşmenin feshedilmesi neticesinde bu oyuncakların müvekkiline iade edilmediği, bu malların kati satışının davalı yanca istendiği, müvekkili tarafından uygulanmış herhangi bir iskonto olmadığı bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Uyuşmazlık taraflar arasındaki satın alma sözleşmesi kapsamında davalı yanca kesilen hizmet bedeli ve fiyat farkı faturasından davacı yanın sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, taraflar arasındaki satın alma sözleşmesi kapsamında davalı yanca kesilen hizmet bedeli ve fiyat farkı faturası nedeniyle davacının alacağından yapılan kesintiler nedeniyle kesintilerin tahsiline ilişkin alacak isteminden ibarettir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355. maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davalı tarafından düzenlenen 09/12/2009 tarih … nolu 287.476,99 TL bedelli fatura ile 09/12/2009 tarih … nolu 142.068,70 TL bedelli faturadan kaynaklandığı anlaşılmıştır.
09/12/2009 tarih … nolu 287.476,99 TL bedelli fatura davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmenin 13/q maddesine istinaden düzenlenmiştir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda taraflar arasındaki sözleşmenin 13/q maddesi hedef sapması düzenlemiş olup, sözleşmenin bu hükmü kapsamında olmak üzere hedeflenen cironun ve karlılığın gerçekleşmediği ve bu nedenle davalı tarafından 09/12/2009 tarih … nolu 287.476,99 TL bedelli faturanın düzenlendiği ve faturada geçen bu miktardan sözleşme gereğince davacının sorumlu olduğu bildirilmiştir. Davacı yanca bilirkişi raporuna davalı şirketin ticari defterlerinden tüm satımlar tespit edilerek davalının ciro hedefine ulaşıp ulaşmadığının tespit edilmesi gerektiği bildirilerek itiraz edilmiştir. Mahkemece anılan sözleşme hükmü uyarınca davacı yanın itirazlarını karşılar şekilde denetime açık bir bilirkişi raporu alınması gerekirken eksik inceleme ile hüküm tesis edilmiştir.
09/12/2009 tarih … nolu 142.068,70 TL bedelli faturaya gelince davalı yanca söz konusu faturanın davacı yanın talebi doğrultusunda %25 iskonto uygulanması nedeniyle düzenlendiği ifade edilmiştir. Ancak dosya kapsamına davacı tarafından davalı yana iletilmiş bir yazılı talep ya da taraflar arasında bu yönde yazılı bir sözleşme davalı yanca sunulmamıştır. Söz konusu faturanın sırf davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması taraflar arasında bu yönde yapılmış bir sözleşmenin varlığına ya da davacı yanın talebine delil olamaz. Kaldı ki dosya kapsamında davacı yanca her ne kadar 05.10.2016 ve 30.11.2016 tarihli celselerde davalı ticari defterlerine münhasıran delil olarak dayanıldığı ifade edilmiş ise de bu beyanının HMK’nın 222/5. Maddesi kapsamında bir beyan olmadığı ve bu fatura yönünden ispat yükünün iskonto iddiasında bulunan davalı tarafta olduğu hususu da mahkemece gözden kaçırılmıştır.
Mahkemece yukarıda izah edilen yönlerde delil toplanmamış, ayrıca toplanan deliller de açıklanan yönlerden karar yerinde tartışılmamıştır. 6100 sayılı HMK’nin 353/1-a-6. maddesinde, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri uyuşmazlığın çözümünde etkili delillerin toplanmadan veya gösterilen deliller değerlendirilmeden karar verilmiş olması hususu davanın esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verilen hallerden sayılmıştır.
Davanın esasıyla ilgili olarak gösterilen “uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin” toplanmaması ile anlaşılması gerekenin hakimin belirli bir yargıya vararak karar vermesinde etkili/esaslı nitelikteki deliller sözedilmekte olup bu özellikte delillerin toplanmaması tahkikatın büyük ölçüde yeniden yapılmasını gerektirir nitelikte ise HMK’nin 353/I-a-6.maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira somut olayda olduğu gibi davalının sorumlu olup olmadığının belirlenmesi için yukarıda açıklanan yönlerden tahkikat yapılması zorunlu olup anılan araştırma ile delil toplanmaması ve bu delillerin değerlendirilmemiş olması halinde yargı sistemimiz bakımından benimsenmiş olan dar istinaf sisteminden uzaklaşılarak ilk derece mahkemesince değerlendirilmemiş olan konularda ilk defa istinaf mahkemesince bir delile ilişkin olarak tartışma yapılarak yargıya varılacaktır ki bu da iki dereceli yargılama olan istinaf yargı sistemi ile bağdaşmayacaktır.
Bu bakımdan ilk derece mahkemesince davanın esasına yönelik uyuşmazlığın giderilmesi için yukarıda açıklanan delillerin toplanmaması ve bu delillere ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamış olması bakımından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nin 353/1-a-6. maddesi uyarınca kabulüne ve ilk derece mahkemesinin kararının anılan gerekçelerle kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile;
Konya 2.Asliye Ticaret Mahkemesi, ….Karar sayılı ve 17/01/2018 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK.’nin 353/1-a-6.maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında alınan istinaf karar ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından istinaf kanun yoluna başvuran vekiline vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,
6-Kararın tebliğinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
HMK’nin 353/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu 05/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Başkan…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Üye…
e-imzalıdır

Katip…
e-imzalıdır