Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Dairesi 2017/1820 E. 2021/930 K. 08.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 22. HUKUK DAİRESİ

T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
22. H U K U K D A İ R E S İ

…. HAKKINDA KARAR VERİLMESİ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I


İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/03/2017
ESAS KARAR NO :…
DAVA : Maddi – Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/06/2021
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2021

Taraflar arasında yukarıda bilgileri belirtilen kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili ile davalılar … ve … vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği ve eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçilmiştir. İncelemenin duruşmalı yapılmasına karar verildi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
İDDİANIN ÖZETİ
Davacı vekili, davalılardan …’ın sahibi, diğer davalı …’ın ehliyetsiz bir şekilde sürücüsü olduğu, davalı … şirketi tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi düzenlenen… plaka sayılı aracın 26.09.2009 tarihinde davacının kullandığı bisiklete çarparak davacının yaralanmasına neden olduğunu belirtip, şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 25.000,00TL manevi tazminatın gerçek kişi davalılardan olay tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 21.04.2016 tarihli talep arttırım dilekçesi ile de talebini 68.099,76 TL’ye çıkartmıştır.
SAVUNMANIN ÖZETİ
Davalı … şirketi vekili, sorumluluklarının poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, … tarafından yapılan tedavi giderlerinin bir bölümünün kendileri tarafından ödendiğini, sigortalı araç sürücü ile davacının kusur oranları ile çalışma gücü kayıp raporlarının ATK’den alınması gerektiğini, … tarafından davacıya yapılmış ödeme var ise bunun tazminattan indirilmesi gerektiğini, önceden temerrüde düşürülmediğini, olay tarihinden itibaren faiz istenemeyeceği gibi, olayın haksız fiil olması nedeni ile kendilerinden ancak yasal faiz talep edilebileceğini belirtip davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı … ve …, yerleşim yerleri …. olduğu için Ankara Mahkemelerinin yetkisiz olduğunu, kazanın tamamen davacının kusuru ile meydana geldiğini, kendilerinin kusursuz olduğunu,davadan önce maddi ve manevi zararlarına karşılık olmak üzere davacıya 2.300,00 TL ödeme yaptıklarını, beden gücü kaybı ile kaza arasında illiyet bağı olmadığını belirtip davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ
Mahkemece, davacının 26.09.2009 tarihinde meydana gelmiş olan kaza sonrası … Devlet Hastanesinin 26.11.2009 tarihli epikriz raporunda sağ kalçada ağrı şikayeti üzerine kalça kırığı nedeni ile operasyon geçirmekle birlikte, kaza sırasında kalça kırığının meydana gelmesi halinde davacının bu kırık ile birlikte 2 ay sonrasına kadar yaşantısını sürdürmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle davacının trafik kazası geçirmiş olmakla birlikte raporlarda belirtilen çalışma gücü kaybına neden olan arazların davaya konu trafik kazası nedeni ile meydana geldiğinin kanıtlanamadığı, bu nedenle davacının beden gücü kaybı dolayısı ile istediği tazminatın her üç davalı yönünden reddi gerektiği; davacıdaki yaralanmaların niteliği ve tarafların gelir durumları ile davadan önce davacıya yapılan kısmi ödeme de dikkate alınarak 5.000,00TL manevi tazminatın gerçek kişilerden alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İstinaf kanun yoluna;
1-Davacı vekili tarafından; Meydana gelen kazada eksik muayene yapılmasının kendi hatası olmadığı, Sulh Ceza dosyasında tedavi evrakları olmasına rağmen gelen cevap da evrakların olmadığının bildirildiği, illiyet bağının olduğu, manevi tazminat miktarının da az olduğu;
2-Davalılar Yunus ve … vekili tarafından; Yetkili Mahkeme …/Antalya Asliye Ticaret (Hukuk) Mahkemesi olması nedeniyle yerel mahkemece yetkisizlik kararı verilmesi yerine yetkisiz mahkemede yargılamaya devam edilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerektiğini, davacı tarafın beden gücü kaybı ile trafik kazası arasında neden sonuç ilişkisi kurulamadığı için davacının maddi tazminat isteğinin reddine karar verilmesine rağmen manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, kazadan sonra davalı-müvekkillerin babası … tarafından ve bildirmiş olduğumuz tanıklar huzurunda davacı …’a 24/05/2010 tarihinde toplamda 2.300,00 TL ve başka da belgesiz olarak manevi tazminat yerine geçmek üzere ödeme yapıldığı, davacı bu ödemelerden sonra da bildirmiş olduğumuz tanıkların huzurunda ibraname içerikli belgeyi imzalayıp müvekkillere verdiği, davacı taraf bu ibraname ile birlikte davalı-müvekkilleri ibra etmesine rağmen kazanın üzerinden 3 yıldan fazla zaman sonra davalı-müvekkilleri hakkında dava açmasında kötü niyetli olup yerel mahkeme dosyasına sunulan ibraname nedeniyle davanın reddine karar verilmesi yerine davacı lehine 5.000,00TL daha manevi tazminata hükmedilmesinin yasaya aykırı olduğu istinaf sebepleri bildirilerek başvurulmuştur.
UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR
Mahkemenin davaya bakmaya yetkili olup olmadığı; kaza ile davacıda oluşan zarar arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, buna göre maddi tazminata hükmedilmesinin gerekip gerekmediği ile manevi tazminat miktarı uyuşmazlık konusudur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, zmms poliçesinden kaynaklanan trafik kazasında yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nin 355.maddesi uyarınca istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle sınırlı, ancak kamu düzenine ilişkin nedenler resen göz önünde tutularak yapılmıştır.
Davacı, 26.09.2009 günü bisikleti ile seyrederken, davalı …’ın maliki olduğu, diğer davalı …’ın sürücüsü bulunduğu davalı … şirketine zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalanan aracın çarpması sonucu yaralandığını ileri sürerek tazminat istemiştir.
Mahkemece kaza ile oluşan zarar arasında illiyet bağı bulunduğunun kanıtlanamaması nedeniyle davanın maddi tazminat yönünden reddine, manevi tazminat yönünden ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Kararı taraflar vekili istinafa getirmiştir.
Dosya kapsamının incelenmesinde;
Dairece getirtilen …. plakalı araca ait ZMSS poliçesinin incelenmesinde; 23.09.2009 ile 23.09.2010 tarihlerini kapsadığı, … …. AŞ’nin … … tarafından düzenlendiği, sakatlık halinde poliçe limitinin 150.000,00TL olduğu anlaşılmıştır.
… Sulh Ceza Mahkemesi yargılaması sırasında alınan 04.01.2011 tarihli ATK raporunda; sürücü …’ın birinci derecede asli kusurlu, … ise ışıksız bisikletle trafiğe çıkması, tedbirsiz davranması nedeniyle tali kusurlu olduğunun bildirildiği; Mahkemece …’ın adli para cezasına mahkum edildiği, kararın 06.05.2013 tarihinde Yargıtayca düzeltilerek onanıp kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkemece alınan….. 16/05/2014 tarihli raporunda; Ekte gönderilen dava dosyası ve tıbbi evrakın incelenmesi sonucunda, şahsın 26.09.2009 tarihinde trafik kazası sonrasında … Devlet Hastanesine başvurduğu, genel adli muayene raporu tanzim edildiği, raporda şahsın Ortopedi bölümüne sevk edildiği belirtilmesine rağmen dava dosyasında şahsa ait aynı tarihli herhangi bir ortopedi muayene raporu ve kalça grafsi mevcut olmadığı, .. …. Devlet Hastauesi’nin 26.11.2009 tarihli epikriz raporunda; şahsın sağ kalçada ağrı yakınması olduğu, femur boyun kırığı tanısıyla servise yatırıldığı, 20.11.2009 tarihinde sağ kalça parsiyel protezi ameliyatı geçirdiği kayıtlı olduğundan Anabilim Dallarının 24.02.2014 tarih, 326 sayılı yazısıyla şahsın kaza sonrası ilk olarak müracaat ettiği ….kaza günü uygulanan radyolojik tetkikler de incelenerek… uygulanan parsiyel protez ameliyatı ile 26.09.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazası arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı sorulmuş olup ekte gönderilen dava dosyası ve tıbbi evraklar arasında … İlçe Devlet Hastanesi Ortopedi Bölümüne ait herhangi bir rapor bulunamamış ve Bucak Devlet Hastanesi’nin 25.04.2014 tarihli raporunda şahsın geçirdiği trafik kazası ve parsıyel protez ameliyatı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı konusunda herhangi bir yorum yapılmadığı görülmüştür. Şahısta meydana gelen sağ femur boyun fraktürü, geçirdiği trafik kazası sonucunda meydana gelebileceği gibi, … Devlet Hastanesi’ne başvurduğu 26.09.2009 tarihi ile Burdur Bucak Devlet Hastanesine yatışının yapıldığı 18.11.2009 tarihi arasında geçirdiği herhangi bir travma sonucunda da oluşabileceği göz önüne alındığında; meydana gelen trafik kazası ile şahsa uygulanan parsiyel protez ameliyatı arasında illiyet bağı kurulamadığı, şahsın geçirdiği trafik kazası ile şahsa uygulanan parsiyel protez ameliyatı arasında illiyet bağının bulunduğunun mahkemece kabulü halinde; vücut genel çalışma gücünden % 39,2 oranında kaybettiği; 6 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı, kişinin maluliyetinin 26.09.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu mu, yoksa femur boyun kırığının tespit edildiği 18.11.2009 tarihleri arasında maruz kaldığı başka bir travma sonucu mu meydana geldiği konusunda tıbbi bulgu ve belge mevcut olmadığından tıbben ayrım yapılamadığının bildirildiği görülmüştür.
Adli Tıp Kurumu ATK 3.İhtisas Kurulundan alınan 14.12.2015 tarihli hükme esas alındığı bildirilen raporda da; 1954 doğumlu …’ın 26.09.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazası ile gelişen arıza arasında olay tarihli grafilerinin bulunmaması ve raporunda kırık olduğunun belirtilmemesi nedeniyle tıbben kesin olarak illiyet kurulamadığı, mevcut arızasının olayla illiyetli olduğunun mahkemece kabulü halinde 11.10.2008 tarihli RG’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak davacının % 39.2 oranında meslekte kazanç kaybına uğrayacak şekilde yaralandığı, 9 ay iş ve güçten kalacağının mütalaa edildiği; anlaşılmaktadır.
15.04.2016 tarihli kusur ve hesap bilirkişisi raporunda ise; davacının % 39.2 oranında meslekte kazanç kaybına uğrayacak şekilde yaralandığı, 9 ay iş ve güçten kalacağı kriterleri gözetilerek, … plakalı hususi otonun ehliyetsiz davalı sürücüsü …’ ın meydana gelen kazadan dolayı kusur durumunun değerlendirilmesi sonucu arkadan çarpmadan dolayı %75 oranında birinci dereceden kusurlu olduğu, davacı bisiklet sürücüsü …’ ın ise, %25 oranında kusurlu olduğu, davacı …’ın hesaplanan maddi zararının; 68.099,76 TL olduğu, davacıya ödenen paranın güncellenmiş değerinin 3.521,00TL olduğunun bildirildiği;
Hesap Bilirkişisi tarafından düzenlenen 18.01.2017 tarihli ek raporda da; asgari ücret üzerinden maddi zararının kusur indirimi de yapılarak 71.687,83TL olarak hesaplandığı, ödenen paranın güncellenmiş değerinin 3.678,68TL olduğunun bildirildiği;
Belirlenmiştir.
Öncelikle davalıların istinaf itirazlarından olan yetki itirazının değerlendirilmesinde;
Dava dilekçesinin davalı …’a 25.09.2013 tarihinde; davalı …’a 30.09.2013 tarihinde tebliğ edildiği, davalıların 08.10.2013 tarihli cevap dilekçesinde …/Antalya Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu bildirerek süresinde yetki itirazında bulunduğu; davalı … şirketinin yetki itirazında bulunmadığı, davalı … şirketine sigortalı aracın … acentesi aracılığı ile düzenlendiği; davalı sigortanın merkezinin İstanbul olduğu; kazanın Antalya/…’da meydana geldiği, davalı şahısların yerleşim yerlerinin …/Antalya olduğu, davanın Ankara’da açıldığı tespit edilmiştir.
Davalının birden fazla olması hâlinde yetkiyi düzenleyen 6100 sayılı HMK’nin 7.maddesinde;”(1)Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.”
Trafik kazasında zarar gören davacılara KTK madde 110 ile seçimlik bir hak tanınmıştır. Yani davacı taraf, davasını isterse sigortacının merkez veya şubesinin ya da sözleşmeyi düzenleyen acentenin bulunduğu yer mahkemesinde açabileceği gibi, dilerse kazanın meydana geldiği yer mahkemesinde de açabilecektir. Davacı … sözleşmesinin tarafı olmayıp, zarar gören üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığından KTK 110.maddede düzenlenen özel yetki kuralı uygulanmalıdır. Davalı … Şirketinin Ankara’da şubesi bulunduğu gözetildiğinde mahkemece yetki itirazının reddi doğru olmuştur.
Davacılar vekilinin istinaf itirazları yönünden değerlendirmede; davacının kaza sonrası gittiği …/Antalya Devlet Hastanesi ve Bucak Devlet Hastanesi epikrizlerinde, sağ kalçada ağrısının olduğu, 1 ay ara ile bu hastanelere gittiği, Bucak Devlet Hastahanesinde düzenlenen 25.04.2014 tarihli sağlık kurulu raporunda hastaneye 21.11.2009 tarihinde bacak ağrısı ile geldiği, çekilen grafilerde femur boyun fraktürü görülüp parsiyel kalça protezi uygulandığı, bundan dolayı %19 özür durumu bulunduğunun belirlendiği; Zarar gören davacı tarafın trafik kazası nedeniyle zarara uğradığını ve zarar miktarı ile kaza ile olan illiyet bağını kanıtlamak ve belgelendirmek ispat yükümlülüğüne sahipse de zararın aslında kaza dışında bir sebeple oluştuğunu ileri süren tarafın da bu iddiasının iddia eden tarafından kanıtlanması gerektiği, davalılarca bu hususta bir kanıt sunulmuş olmadığı, kaza ile arada hastahaneye gidişler ve aynı şikayetle başvuru ve uygulanan protez dikkate alındığında, illiyet bağının mevcut olup olmadığı ile ilgili Dairece incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilerek ATK 2.Üst Kurulundan kaza ile zarar arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının tespiti istenmiş, düzenlenen 25.02.2021 tarihli kararla illiyet bağının olduğu, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre %39,2 meslekte kazanma gücü kaybı ile geçici iş görmezlik süresinin 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir.
Mahkemece bu maluliyet oranı ve iş görmezlik süresi gözetilerek tazminat hesabı yaptırılmış olduğundan 15.04.2016 tarihli ve 18.01.2017 tarihli ek rapordaki hesaplamalara itibar edilmiştir.
Öte yandan davalı şahıslarca cevap dilekçesi ekinde sunulan ibraname başlıklı belgeden; davacının 24.05.2010 tarihinde 2.100TL, 25.05.2010 tarihinde de 200TL aldığına dair beyanı imzaladığı, davalıların da babası tarafından imzalandığı görülmüştür. Davalı şahıslar cevap dilekçelerinde bu paranın davacının maddi-manevi zararına karşılık ödendiğini bildirmiş; davacı ise 20.12.2016 havale tarihli dilekçesi ile davalı tarafça ödenen paranın oluşan kırık çıkıkları nedeniyle hastaneye gidiş geliş masrafı, refakatçi masrafı, taksi ücreti gibi nedenle ödeme yapıldığını, davalı sürücünün ablasının parayı verdiğini, manevi tazminat karşılığı verilmediğini, tazminattan mahsup edilmemesi gerektiğini bildirdiği görülmüştür. Davacının talebini 68.099,76 TL’ye arttırdığı gözetilerek, davalı tarafça yapılan ödemenin maddi tazminat tutarından indirilmesi gerektiği zira ibra başlıklı belgede açıkça manevi tazminat yazmamakla ve aksi halde kısmi ödemede manevi tazminat bölünemeyeceğinden sonradan talep edemeyeceği gözetilerek paranın manevi tazminat olarak verildiğini davalının kanıtlaması gerektiği, bu hususta bir kanıt sunmadığı değerlendirilerek bilirkişi tarafından hesaplanan 71.687,83TL maddi tazminattan ödenen paranın güncel değeri olan 3.678,68TL indirilerek 68.009,15TL maddi tazminata hükmetmek gerekmiştir.
Davacı lehine hükmedilen manevi tazminat tutarının yerinde olduğu kanaatine varılarak buna yönelik tarafların istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Dosya içerisinde ilk derece mahkemesince alınan hesap bilirkişisi raporunda davacının asgari ücretten gelir elde ettiği, davalı … şirketince …. yapılan 144,30TL ödemenin tedavi giderine ilişkin olduğu, maluliyete isabet eden maddi zarar miktarı ilk derece mahkemesince alınan hesap bilirkişisi raporunda hesaplandığından bu rapor esas alınarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Öte yandan hasar dosyasının davalı … şirketince …’ nin başvurusu ile 07.09.2010 tarihinde açıldığına dair belge gönderilmiştir.Ancak davacının davalı … şirketine başvurusuna dair ayrıca bir belge sunulmadığından ve aracın hususi oto olması nedeniyle davalı … yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden olay tarihinden itibaren yasal faize hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ İLE;
3-Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin …. Karar sayılı 13/03/2017 tarihli kararının HMK’nun 356/2.maddesi gereğince KALDIRILMASINA, YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
4-A)a-Davacının maddi tazminat istemine ilişkin davasının KISMEN KABULÜ ile,
68.009,15.-TL maddi tazminatın davalı … şirketinden (poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak üzere) dava tarihinden; diğer davalılardan kaza tarihi olan 26.09.2009 tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
b-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.651,85TL harçtan peşin ve ıslah ile alınan 318,55TL harcın mahsubu ile bakiye 4.333,30TL harcın davalılardan alınarak Hazine’ye İrat Kaydına,
c-Davacı tarafça sarf edilen 24,30.-TL başvurma harcı, 119,55.-TL peşin harç, 199,00.-TL ıslah harcı toplamı 342,85.-TL’nin davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
ç-Davacının 3,75.-TL vekalet harcı, 457,10.-TL posta-davetiye gideri, 1.000,00.-TL bilirkişi gideri olarak sarf ettiği toplam 1.457,10.-TL yargılama giderinin kabul /ret oranına(%99,86 kabul) göre 1.455,06TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Davacı vekili kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesap ve takdir edilen 9.652,89.-TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davalı tarafın 33,00TL posta-davetiye gideri olarak sarf ettiği yargılama giderinin takdiren davalılar üzerinde bırakılmasına,
f-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.13/2.maddesi uyarınca ret edilen tutarı aşamayacağından 90,61TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
B) Manevi tazminat talebi yönünden;
a-5.000,00.-TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 26/09/2009 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalılar …. ve …’dan müteselsilen alınıp davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine,
b-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 341,55TL karar ve ilam harcının peşin alınan 287,15TL den mahsubu ile bakiye 54,40TL nin davalılar Ömer ve …’dan alınarak Hazineye İrat Kaydına,
c-Davacı tarafından yatırılan 287,15.-TL peşin harcın davalılar …. ve …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
ç-Davacı lehine manevi tazminat yönünden hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 1.980,00TL vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
d-Reddedilen manevi tazminat tutarı yönünden davalı gerçek kişiler lehine hüküm tarihindeki AAÜT uyarınca hesaplanan 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar …. ve …’a verilmesine,
e-Davacı tarafından manevi tazminat yönünden yapılan tebligat ve posta gideri 55,20TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdiren 11,04TL.sinin davalılar … ve …’dan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
C)HMK’nun 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatıranlara iadesine,
İstinaf aşamasında yapılan harç ve masraflar yönünden ;
5-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 4.903,40TL harçtan peşin alınan 31,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4.872,00TL harcın davalılar … ve …’dan alınarak Hazineye İrat Kaydına,
6-İstinaf kanun yoluna başvuran davacı tarafından yatırılan istinaf karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-İstinaf aşamasında davalılar tarafından yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
8-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan 198,40.-TL istinaf posta giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
9-İstinaf incelemesi aşamasında tek duruşma açıldığından, davacı yararına AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 2.040,00TL maktu vekalet ücretinin istinafa gelen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
10-HMK’nin 333.maddesi gereğince gider avansından kalanının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
11-Kararın tebliğinin İlk Derece Mahkemesince yapılmasına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, karşı tarafın yokluğunda HMK’nin 356/2maddesi uyarınca duruşmalı yapılan inceleme sonucunda HMK’nin 362/1.maddesi gereğince kesin olmak üzere, 08/06/2021 tarihinde oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Başkan…
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Üye …
e-imzalıdır

Katip …
e-imzalıdır