Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/977 E. 2023/1030 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ

21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/977
KARAR NO : 2023/1030

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : ……

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/12/2022
NUMARASI : …
DAVA TARİHİ : 15/12/2022
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2023
Taraflar arasındaki limited şirket müdürünün azli istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların dava dışı … ortağı olduğunu, davalının süresiz olarak anılan şirkete müdür olarak atandığını, davalının şirket üzerinde muvazaalı işlemler yaparak şirketi zarara uğrattığını, müvekkilinin şirket faaliyetlerinden haberdar edilmediğini, şirket whatsapp grubundan müvekkilinin çıkarıldığını, şirket kazancından müvekkiline ödeme yapılmadığını, şirket muhasebecisinin müvekkili tarafından birçok kez aranmasına rağmen hiçbir surette bilgi paylaşımı yapılmadığını, müvekkillerine adres bilgisi dahi paylaşılmadığını, davalı müdürün talimatı ile müvekkiliyle hiçbir evrak paylaşımı yapılmadığını, davalının müvekkilini tehdit ederek kendi iş yerine girmesinin engellendiğini, Ankara’da bulunan şirket merkezinin … Antalya adresine taşındığını, davalının kendisine ait başka bir şirketin adresini müvekkili ile ortağı olduğu iş yerine kaydettirdiğini, şirket merkezinde kendisine ait şirket üzerinden kiralama ve faturalandırma işlemi yapmaya devam ettiğini, yaptığı iş ve işlemlerle davalının şahsi menfaat temin ettiğini belirterek davalı şirket müdürünün azline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalıya dava dilekçesi tebliğe çıkarılmamıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı ve davalının dava dışı … … ortağı oldukları, davalının aynı zamanda şirketin müdürü olup, dava dışı şirketin merkez adresinin … Mahkemesinin bakmakta kesin yetkili bulunduğu gerekçesiyle kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; yerleşim yerinin Ankara olması nedeniyle genel yetki kuralı gereği Ankara mahkemelerinin yetkili olduğunu, Alanya Ticaret Mahkemeleri kesin yetkili olsa dahi kararın dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden verilmesinin hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliği taşıdığını, HMK’nun 114. maddesinde dava şartlarından olan kesin yetki konusunda HMK’nun 138. maddesi uyarınca dosya üzerinden karar verileceğini, ancak bunun için dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilerek savunma hakkı tanınması gerektiğini, dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden yetkisizlik kararı verilmesinin HMK’nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkına aykırı olduğunu, gerekçeli kararın taraflarca talep olmamasına rağmen tebliğe çıkarıldığını, Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 216/1 maddesinde “Hakimin re’sen harekete geçtiği haller ile kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla taraflardan birinin talebi olmadıkça hüküm tebliğe çıkarılmaz. Taraflardan birinin talebi halinde hükmün bir nüshası makbuz karşılığında talep eden tarafa verilir, bir nüshası da diğer tarafa tebliğe çıkarılır” düzenlemesi bulunduğunu, dosya içeriğinden tarafların talepleri olmaksızın gerekçeli kararın tebliğe çıkarıldığını, gerekçeli kararın usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin anlaşıldığını, söz konusu uyuşmazlık dava şartı kapsamında zorunlu arabuluculuğa tabi olup, davacı tarafça arabuluculuğa başvurulmadan söz konusu davanın açıldığını, davanın öncelikle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, haklı nedenle limited şirket müdürünün azli istemine ilişkindir.
Davacı yan, tarafların dava dışı … … ortakları olup, davalının aynı zamanda şirketin müdürü olduğunu, davalının muvazaalı işlemler yaparak şirketi zarara uğrattığını, şirket iş ve işlemleriyle ilgili kendisine bilgi vermediğini, kendisini şirkete almadığını, haklı sebeple limited şirket müdürünün azli koşulunun oluştuğunu iddia etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda şirket merkezinin …… ilçesinin ticaret mahkemesi yönünden bağlı olduğu Alanya Ticaret Mahkemesinin kesin yetkili bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
… …. olduğu sabittir.
HMK’nun 14/2. maddesi uyarınca özel hukuk tüzel kişilerinin ortaklık ve üyelik ilişkileri ile sınırlı olmak kaydıyla bir ortağın diğer ortaklara veya üyesine karşı açacağı davalarda tüzel kişinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu belirtilmiştir.
Kesin yetki ise HMK’nun 114/1.ç maddesinde dava şartı olarak sayıldığından, HMK’nun 115/1. maddesi uyarınca yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerekmektedir.
Şirket ortağı olan davalı müdürün haklı nedenle müdürlük görevinden azli nedeniyle açılan işbu davada HMK’nun 14/2. maddesi gözetildiğinde, Hakimler ve Savcılar Kurulunun 07/07/2021 tarih 608 Karar sayılı kararıyla … ilçesinin bağlı bulunduğu Manavgat Ağır Ceza Mahkemesi yargı çevresinin Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresi içerisinde bulunduğu belirlendiğinden kesin yetkili mahkeme Alanya Asliye Ticaret Mahkemesi’dir.
Bu durumda, mahkemece haklı nedenle limited şirket müdürünün azli talebiyle açılan işbu davada HMK’nun 14/2. maddesi uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yerin ticaret mahkemesi yönünden bağlı bulunduğu Alanya Asliye Ticaret Mahkemesinin kesin yetkili olduğu, kesin yetkiye ilişkin dava şartının gerçekleşmediği gözetilerek davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.04.2019 tarih ve 2017/15-2141 Esas 2019/442 Karar sayılı içtihatında; “…Dava şartları ve ilk itirazların karara bağlanması için, tarafların açıklamaları yeterli ise hâkim, dosya üzerinden karar verebilir. Verilen karar (görevsizlik veya yetkisizlik kararı gibi) davayı (o mahkemede) sona erdirici nitelikte ise, hâkim tarafları ön inceleme duruşmasına davet etmeden (dosya üzerinden) gerekli kararı verebilir. Bu hâlde ön inceleme duruşması yapılmasına, tarafların ön inceleme duruşmasına davet edilmesine ve tahkikat aşamasına geçilmesine gerek kalmaz (Kuru B., s 286).
Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 138. madde gerekçesinde de, usule ilişkin hususların, şekli nitelik taşıdıklarından yargılamanın başında dosya üzerinden de incelenerek karara bağlanabileceği ancak mahkemenin kararını vermek için tarafların dinlenmesine ihtiyaç duyması hâlinde bunu tahkikat aşamasında değil, ön inceleme oturumunda yapacağı, böylece dava şartları ve ilk itirazlarla ilgili sorunların, en geç tahkikat başlamadan ön inceleme duruşması sonunda karara bağlanmasının amaçlandığı belirtilmiştir.
Anılan düzenleme ile hâkime dava şartlarına ilişkin olarak hangi aşamada karar verilmesi noktasında takdir hakkı tanınmış olup, hâkim tarafların dinlenmesine ihtiyaç duymaması hâlinde gerekli gördüğü takdirde dosya üzerinden de karar verebilecektir.
6100 sayılı HMK’nın 30. maddesi uyarınca hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlü olup, dava şartlarına ilişkin bir sorunun yargılamanın başında çözülmeyip sonrasında dava şartı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi usul ekonomisi ilkesi ile de bağdaşmayacaktır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya gelindiğinde, mahkemece dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkündür.
Açıklanan nedenlerle mahkemece verilen direnme kararı yerindedir.” denilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun içtihatında da açıkça belirtildiği üzere ilk derece mahkemesince davalı yana dava dilekçesi tebliğ edilmeden dosya üzerinden yapılan inceleme ile verilen kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi kararı usul ekonomisine uygun olduğu gibi verilen karar kesin yetkili mahkemede dava dilekçesinin davalı yana tebliği ile dilekçeler aşamasının tamamlanmasına engel teşkil etmeyeceğinden davalının hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiğine yönelik istinaf itirazı da yerinde değildir.
Davalı istinaf dilekçesinde arabuluculuk dava şartının gerçekleşmediğini ileri sürmüş ise de, HMK’nun 14/1.ç maddesi kapsamında kesin yetki, arabuluculuk dava şartına göre öncelikle gözetilmesi gereken dava şartı niteliğinde olup, davanın arabuluculuk dava şartına tabi olup olmadığı, tabi ise arabuluculuk dava şartının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin yetkili mahkemece incelenecektir.
Dosya içerisinde ve Uyap kayıtlarında gerekçeli kararın tebliğe çıkarılmasına ilişkin tarafların/vekilinin herhangi bir talebinin bulunmadığı görülmüştür. Hakimin re’sen harekete geçtiği hallerle kanunlardaki özel hükümler saklı kalmak kaydıyla taraflardan birinin talebi olmadıkça hüküm tebliğe çıkarılamayacak ise de, davacı vekilinin gerekçeli kararın tebliği üzerine yapılan usuli işleme herhangi bir itirazı bulunmadığından gerekçeli karar tebliğ işlemi geçerli olup, bu husus eleştirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar harcı peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK’nun 362/(1)-c maddesi gereğince kesin olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 05/07/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.