Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2023
NUMARASI : ….
DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2021
KARAR TARİHİ :19/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/11/2023
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin %100 hissedarı olduğu ve taahhüt işlerinde sektörün önde gelen firmalarından biri olan … … … … sektörüyle alakalı ürünlerin satışı amacıyla “perakende” konusunda ortak aldığını, işbu davalı ortağın şirkete giriş sürecine ilişkin müvekkiline ait olan %50 hisseyi satın aldığını ancak taraflar arasında imzalanan protokol ile belirlenen ortaklık bedelini ödemediğini, davalının ortaklıktan ayrıldığını, ortaklığa giriş bedelini ödemeyen davalının ayrılma payı ile takas ettiği için ödenmediğini, davalının ortaklıktan ayrılma davasının devam ettiği Eskişehir Asliye … Mahkemesi’nin 2018/770 E dosyası ile işbu davanın birleştirilerek, usul ekonomisi uyarınca çözümü açısında takas definin dikkate alınmasına, icra takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, zira işbu davanın dava dışı şirket tarafından açılması gerektiğini, müvekkilinin davacıya şahsi bir borcunun bulunmadığını, nitekim davacının ortağı bulunduğu şirketi ortaklıktan ayrılma davasına fer’i müdahil sıfatıyla dahil ettiğini ve takas def’ini ileri sürdüğünü, şirket hissesinin devredildiği anlaşmada ortaklığa giriş bedelinin ödenmediğinden bahsedilmediğini ve bu davanın müvekkilinin ortaklıktan ayrılma davası açtıktan sonra açıldığını, takas definde bulunmakla davacının kendi borcunu da ikrar ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede müvekkiline ödenecek devir bedelinin hiçbir koşula bağlanmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, kaldı ki müvekkili ile davacı arasındaki yazışmalarda da davacının müvekkilinin borcu bulunmadığından bahsetmediğini savunarak davanın reddine, %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporuna ve toplanan tüm delillere göre; taraflar arasındaki ortaklığa giriş protokolüne göre davalı tarafından ödenmeyen ortaklık bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle açılan davada, taraflar arasındaki 17/11/2014 tarihli adi ortaklık sözleşmesine göre taraflar … … …. oranında hisseler ile işletilmesi, işletmenin idaresi, temsil ve ilzamı, kar ve zararın paylaşılması hususlarında anlaşmaya vardıkları, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinin 17/11/2014 tarihinde yapıldığı, davacının aynı tarihte … … … … …… ortaklar genel kurulunda hisse devri kararı aldığı ve 19/11/2014 tarihinde … siciline tescil ettirdiği, alınan genel kurul kararına göre hisse devri ile birlikte davalıya şirket müdürü yetkisi verildiği ve davacı ile birlikte imzaya yetkili kılındığı, hisse devri ve imza yetkisinin … … gazetesinde ilan edildiği, dava dışı şirketin defter kayıtlarına da davalının ortak olarak kaydının yapıldığı, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesine göre davacının edimlerini yerine getirdiği, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesine göre davalının 148.309,89- TL lik edimini yerine getirmediği, dosyaya davalının ödeme yaptığına ilişkin bir belge yada delil sunmadığı, davalı vekilinin Eskişehir Asliye … Mahkemesinin 2018/770 E.sayılı dosyasında davacının borçlu olduğunu iddia ettiği, ancak 2018/770 E.sayılı dosyada dava konusunun taraflar arasındaki 31/08/2016 tarihli Ortaklık Devir Protokolünden doğan alacak olduğu, işbu davanın konusunun ise 17/11/2014 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesi olduğu, 26/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 148.309,89 TL alacaklı olduğunun bildirildiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının icra takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 148.309,89 TL asıl alacak üzerinden devamına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan asıl alacağın %20 sine gelen 29.661,97 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusu alacağın mahkememizin 2018/770 E sayılı dosyasındaki talep edilen alacakla takas edilmesine ilişkin talebin reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, zira işbu davanın dava dışı şirket tarafından açılması gerektiğini, müvekkilinin davacıya şahsi bir borcunun bulunmadığını, dosyaya delillerini sunmaları için hiç süre verilmediğini, bilirkişi raporunun da ticari kayıtlar incelenerek düzenlendiğini, bilirkişinin yetkisini aşarak takas defi konusunda fikrini beyan ettiğini, tanıkları dinlenmeden karar verildiğini, dosyada şirket ortaklığı için ödemeler yapıldığına dair 4 adet dekont bulunduğunu, ilk yapılan ortaklık protokolüne ait tüm demirbaşların ve sonradan alınan tüm demirbaş araç ve gereçlerin şirketin devrinde davacıya bırakıldığını, yine ortaklık süresince şirket olarak ödenen ve ayrıca alınan demirbaşların mağaza kurulumunda alınan PC’ler, server, muhasebe programı, güvenlik ve kamera sistemi, yaptırılan mağaza rafları, ofis mobilyaları, mutfak gereçleri, vitrin malzemeleri, şantiye kullanımı için alınan merdiven, el aletleri ve cihazların davacıya bırakıldığını, yine şirketin devri esnasında alınan 4 adet aracın da davacıya bırakıldığını, davacının … … üzerine aldığı araca ait geçmişten gelen gelen kredi borcunun mevcut ortaklıkta ödemeye devam edildiğini, eşlere yapılan ödemelerin tümünün davacının imzası ile gerçekleştiğini, şirketin kasasının ve tüm banka şifrelerinin davacıda olduğunu, müvekkilinin tek başına ödeme yapmasının mümkün olmadığını, şirket kredi kartlarının davacı tarafından ödendiğini, tüm alacak ve borçların hesaplandığı ortaklık devir protokolünden doğan alacağın ödenmesi için Eskişehir Asliye … Mahkemesi’nde açılan 2020/770 Esas sayılı sayılı davada gerekse bu davada davacının dava konusuyla ilgisi bulunmayan devri protokolünü karıştırarak kendi borcundan kurtulmaya çalıştığını, taraflar arasında imzalanan devir protokolünün en son tarihli sözleşme olduğunu ve bu sözleşmede davacının müvekkiline olan borcunun net olarak belirlendiğini, nitekim davacı tarafından sözleşmeden sonra iki parça halinde kısmi ödeme yapılarak bu durumun teyid edildiğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de doğru olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, dava dışı limited şirket ortağı olan davalıdan limited şirket ortaklığına giriş payının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. Maddesi gereği iptali istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu Eskişehir 7 İcra Dairesi’nin 2020/6176 Esas sayılı icra takip dosyasında; alacaklı vekili tarafından borçlu hakkında 148.309,89-TL asıl alacak, 80.123,91-TL faiz olmak üzere toplam 228.433,80-TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının yasal sürede takibe itirazı üzerine takibin durduğu ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından Eskişehir … … Müdürlüğü’nün yazısına göre davacının 16.01.2013 tarihinde kurulan dava dışı … … … …….6.000 adet pay ile 16/01/2013 tarihinden itibaren ortak olduğu, davalının ise şirkete 17/11/2014 tarihinde 2.940 adet pay ile ortak olduğu ve bu payını davacı ortağa devrederek 31/08/2016 tarihinde ortaklıktan ayrıldığı bildirilmiştir. … .. .. Gazetesi’nin 09/12/2014 tarih 8711 sayılı nüshasının 141.sayfasındaki ilana göre 25/11/2014 tarihli ortaklar genel kurul kararı 02/12/2014 tarihinde tescil edilmiştir.
Mali müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen 26.05.2022 tarihli raporda özetle; müdahil şirketin incelenen ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, gerekli açılış ve kapanış tasdiklerine sahip olduğunu, kayıtlara dayanak teşkil eden belgelerinin mevcut olduğunu, taraflar arasında imzalanan adi ortaklık sözleşmesi uyarınca davacı tarafın edimlerini yerine getirdiği, eldeki davada Mali Müşavir bilirkişi … tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının davalıdan 17.11.2014 tarihli adi ortaklık sözleşmesine istinaden olan alacağı ise; taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesine göre, taraflar ….Ltd. Şti.’nin %50 oranında hisseler ile işletilmesi, işletmenin idaresi, temsil ve ilzamı, kâr ve zararın paylaşılması hususlarında anlaşmaya vardıkları, adi ortaklık sözleşmesinin ekindeki (Ek-6) hesap tablosunda göre, davacının şirketteki mal varlığı 212.983,00 TL, davacının şirketteki satılabilir ve satılan malzemeleri 24.032,87 TL, davacının şirkete yapmış olduğu masraflar 117.960,02 TL olarak toplanmış, davacının şirkete borcu olan 9.035,00 TL indirilmiş ve bulunan 345.940,89 TL’den 26 RD 415 plakalı araç 120.000,00 TL düşülerek 225.940,89 TL bulunmuştur. Bu tutar ortakların adi ortaklıktaki payı olarak belirlendiği, hesap tablosunda göre davalının şirkete yaptığı katkı toplamı 77.631,00 TL ve adi ortaklık payı %50 olduğundan, davacıya (225.940,89 TL — 77.631,00 TL —) 148.309,89 TL ödeme yapacağı, davaya konu alacak sözleşme ekindeki (Ek-6) hesap tablosuna göre, davalının adi ortaklık sözleşmesinden doğan borcu 148.309,89 TL hesaplandığı, davalı tarafın ödemeye ilişkin edimini yerine getirmediğini, Eskişehir 7.İcra Müdürlüğü’nün 2020/6176 E sayılı dosyasında davalının itirazının “asıl alacak yönünden” yerinde olmadığını, “işlemiş faiz yönünden” itirazında haklı olduğunu, bu icra dosyası nedeniyle davacının “asıl alacak yönünden” alacaklı olduğunu, “işlemiş faiz yönünden” alacaklı olmadığını, davacının icra takip tarihi itibariyle “asıl alacak yönünden” 148.309,89-TL alacaklı olduğu, belirtilmiştir.
Eskişehir Asliye … Mahkemesi’nin 2018/870 Esas sayılı dava dosyasında; davacı … tarafından davalı … … … … karşı 31.08.2016 tarihli ortaklık devir protokolünden doğan bakiye alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemiyle açılan davada anılan mahkemece 18.03.2021 tarihli ve 2018/870 Esas-2021/359 Karar sayılı kararıyla alınan bilirkişi raporuna göre davalı şirketçe davacıya dosyadaki iki adet banka dekontu örneklerine göre31.08.2016 tarihli hisse devir sözleşmesi açıklamasıyla 20.09.2016 ve 03.10.2016 tarihlerinde davacının da kabulünde olan toplam 44.100,00 TL ödeme yaptığı, bu durumda davacının hisse devir sözleşmesinden kaynaklanan 165.900,00 TL bakiye alacağının bulunduğu, alınan mali müşavir bilirkişi raporunda davacı şirket ortağının şirkette mevcut 800 adet pay karşılığı 20.000,00 TL sermaye hissesinin 400 pay karşılığı 10.000,00 TL’sini …’a devrettiği, sermayeyi teşkil eden 20.000,00 TL nin tamamının ödendiği, pay devri sonunda 800 adet pay 20.000 TL dağılımının 400 pay karşılığı 10.000,00 TL si … 400 pay karşılığı 10.000,00 TL si … şeklinde olduğunun belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Somut olayda davacı, ortağı bulunduğu dava dışı …Ltd. Şti’deki %50 hissesini devralan davalının ödemediğini iddia ettiği ortaklık payının tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptalini istemiş, yargılama sırasında 22.06.2021 tarihli dilekçesi ile davanın konusunun taraflar arasında imzalanan 17.11.2014 tarihli sözleşmeden kaynaklanan ortaklık giriş bedelinin ödenmesi olduğunu, dava dışı şirketin 09.12.2014 tarihli … … Gazetesi’nde yayımlanan kararı ile uyarınca şirket esas sözleşmesinde değişikliğe gidildiğini, bu değişiklik sonucunda 24 ay içinde ortakların sermaye taahhütlerini ödeme zorunluluğu getirildiği halde davalının söz konusu borcunu ödemediğini ve bunun üzerine 30.08.2016 tarihinde ortaklık ilişkisinin sona erdirildiğini, ortaklık fesih protokolüne göre davalının müvekkiline ortaklık borcunu ödeyeceğini, müvekkilinin ise davalıya ortaklıktan ayrılma sonucu ödemesi gereken bedeli ödeyeceğini, ortaklık protokolünün gereğini yerine getirmeyen davalıya ortaklıktan ayrılma payının ödenmediğini iddia etmiştir. Davalı ise dava dışı şirketin bu davayı açması gerektiğini, davacının aktif husumetinin bulunmadığını, nitekim davacının ortağı bulunduğu şirketi ortaklıktan ayrılma davasına fer’i müdahil sıfatıyla dahil ettiğini ve takas def’ini ileri sürdüğünü, şirket hissesinin devredildiği anlaşmada ortaklığa giriş bedelinin ödenmediğinden bahsedilmediğini ve bu davanın müvekkilinin ortaklıktan ayrılma davası açtıktan sonra açıldığını, takas definde bulunmakla davacının kendi borcunu da ikrar ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmede müvekkiline ödenecek devir bedelinin hiçbir koşula bağlanmadığını, kaldı ki müvekkili ile davacı arasındaki yazışmalarda da davacının müvekkilinin borcu bulunmadığından bahsetmediğini savunmuştur.
Uyuşmazlık, dava dışı …Ltd. Şti’deki %50 hissesini 17.11.2014 tarihli harici sözleşme ile devralan davalının işbu sözleşmeden doğan ortaklık payı borcunun bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, davacının aktif husumetinin bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasında imzalanan harici nitelikteki ortaklık sözleşmesinde tanım başlığı altında; “…16.01.2013 tarihinde kurulan ve halen faaliyette bulunan … … … ….Mal varlığı ve işletilmesini kar/zarar dağılımını düzenleyen bir adi ortaklık sözleşmesi olduğu, taraflar ve hisselerinin belirtildiği B kısmında ise … ile …’un işletmedeki yani ……. hisselerinin %50’şer olduğu ve …’un ortaklığa giriş tarihinin 17/11/2014 tarihi olduğu, ortakların yukarıda belirtilen hisse miktarı mülkiyet ve ana sermaye sahibi oldukları, kar ve zarara katılımının ortakların hissesi oranında olduğu, …’un şirket için yaptığı ödeme tutarının 77.631,00 TL olduğu, davalının … … kaydına göre … Ltd. Şti’ye 17.11.2014 tarihinde ortak olarak katıldığı, nitekim bu hususun Eskişehir Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/870 Esas sayılı itirazın iptali davası kapsamında alınan mali müşavir bilirkişi raporunda davacı şirket ortağının şirkette mevcut 800 adet pay karşılığı 20.000,00 TL sermaye hissesinin 400 pay karşılığı 10.000,00 TL’sini …’a devrettiği, sermayeyi teşkil eden 20.000,00 TL nin tamamının ödendiği, pay devri sonunda 800 adet pay 20.000 Tl dağılımının 400 pay karşılığı 10.000,00 TL si … 400 pay karşılığı 10.000,00 TL si … şeklinde olarak belirtilmiş olmakla davalı dava dışı Limited şirketin %50 ortağıdır.
Diğer taraftan davacı ile davalı arasında yine harici şekilde imzalanan ortaklık devir protokolünün 2. Maddesinde 31.08.2016 tarihinde şirketten ayrılan ortağın tüm alacak ve borçlarıyla beraber 210.000,00 TL meblağ karşılığında …’a devredeceği ve bu bedelin 15.09.2016 tarihine kadar ödeneceği kararlaştırılmıştır.
Öncelikle dava dışı …ltd. Şti’nin tek ortağı olan davacı ortağın işbu şirketteki %50 hissesini davalıya devrettiğini ancak davalı ortağın devir bedelini ödemediğini iddia ettiğine göre, şirket hissesini devreden davacı ortak davalıdan hisse devir bedelini talep etme hakkı bulunduğundan aktif husumetinin bulunduğunun kabulü gerekmiştir. Bu davada aktif husumet hisseleri devrolunan …Ltd. Şti’ye ait değildir. Davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebepleri yersizdir. Taraflar arasında harici şekilde imzalanan ve imzası davacı tarafından inkar edilmeyen ortaklık devir protokolünün 2. Maddesinde 31.08.2016 tarihinde şirketten ayrılan ortağın tüm alacak ve borçlarıyla beraber 210.000,00 TL meblağ karşılığında …’a devredeceği ve bu bedelin 15.09.2016 tarihine kadar ödeneceği açıkça kararlaştırılmış olduğu ve bu maddede davalı ortağın ortaklığa giriş borcunun saklı da tutulmadığı, eş deyişle devir bedeli ödemesinin davalı ortağın ortaklığa giriş bedelini ödeme şartına bağlı tutulmadığı gibi davacı ortak … tarafından iki adet banka dekontuyla 31.08.2016 tarihli hisse devir sözleşmesi açıklamasıyla 19.09.2016 ve 30.09.2016 tarihlerinde toplam 44.100,00 TL’nin davalıya gönderilmek suretiyle hisse devir protokolünün kısmen ifa edildiği gözetildiğinde ilk derece mahkemesince eldeki davanın reddine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, davalı vekilinin istinaf başvurusunun bu sebeple kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilinin kötü niyet tazminatı isteminin koşulları da oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karar duruşma açılmasına gerek görülmeksizin HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği kaldırılarak davanın reddine, İİK’nın 67. Maddesinde düzenlenen kötü niyet tazminatı isteminin koşulları oluşmadığından davalı vekilinin bu yöndeki talebinin reddine, dair davanın esası hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin KABULÜNE,
2-Eskişehir Asliye … Mahkemesi tarafından verilen 23/02/2023 tarihli ve 2021/186 Esas-2023/211 Karar sayılı Kararının HMK’nın 353/1-b-2. Maddesi gereği KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı vekilinin İİK’nın 67. Maddesinde düzenlenen kötü niyet tazminatı isteminin koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 269,85 TL maktu karar harcının, başlangıçta peşin alınan 479,41 TL ve 3901,07 TL ile icra takip dosyasında alınan 1.142,17 TL peşin harç toplamı 5.522,65 TL’den mahsubu ile fazla alınan 5.252,8 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Yargılamada vekil ile temsil olunan davalı yararına reddolunan davada karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1 maddesi gereği hesaplanan 39.265,07 TL nin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 4 tebligat gideri 37,5-TL, 2 müzekkere masrafı 18,00-TL, bilirkişi masrafı 1000,00-TL olmak üzere toplam 1.055,5-TL ile Arabuluculuk faaliyetinin sona erdiği tarihte geçerli olan arabuluculuk asgari ücret tarifesi gereğince ,,, Bakanlığı bütçesinden sarf kararı ile ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
6-HMK’nın 333. maddesi gereği varsa kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
C)1-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan 2353,00 TL istinaf nispi ve 179,90 TL istinaf maktu karar harcının kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
2-İstinafa başvuran davalı tarafından yatırılan istinaf başvuru gideri 492,00 TL, Dosya gönderme ücreti bedeli 145,00 TL olmak üzere toplam 637,00 TL istinaf giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Eskişehir 7.İcra Müdürlüğü’nün 2020/6176 Esas sayılı takip dosyasına davalı tarafından sunulan 19.06.2023 tarihli ve 310.176,24 TL bedelli teminat mektubunun İİK’nın 36. maddesi uyarınca yatırana iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.19/10/2023
Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.