Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/934 E. 2023/985 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/934 Esas 2023/985 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO :
KARAR NO :

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/03/2023
NUMARASI : 2022/882 Esas 2023/296 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 17/08/2022
KARAR TARİHİ : 21/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/06/2023

Taraflar arasındaki alacam istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tasdik edilen projede kabul edilmeyen alacağına yönelik yapılacak inceleme neticesinde, müvekkili bankanın … San. Ve Tic. Ltd. Şti. yönünden 1.131.061,27TL, … İml. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Yönünden 1.131.061,27TL daha alacaklı bulunduğunun İİK 308/b gereği tespiti ile asıl alacak, akdi faiz, gecikme faizi ile kesin mühletten işlemiş temerrüt faizi ve faizin BSMV’si ve tüm masraflar ile tespit edilen bu tutarın tasdik edilen proje kapsamında müvekkili bankaya ödenmesine, bu talebin kabul edilmemesi halinde, konkordato kapsamı dışında kalan … San. Ve Tic. Ltd. Şti. Yönünden 1.131.061,27TL ve … İml. San. Ve Tic. Ltd. Şti. yönünden 1.131.061,27TL alacağın, asıl alacağa kesin mühlet tarihinden ödeme tarihine kadar ihtarnamede yazılı temerrüde ilişkin faiz oranı yönünden işleyecek faizi ve faizin BSMV’si ve tüm masrafları ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkili bankaya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının tazmin etmediği çek yaprağını da alacak olarak talep ettiğini, müvekkili … İmalat Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’nin hesabında bulunan üç yüz bin TL’nin ödemesinin yapılmadığını, davacı tarafından talep edilen miktarın kabul edilemeyeceği, ticari defterlerde de açıkça görüleceği üzere davacı bankanın bahsettiği, borçların hiç doğmamış olduğunu, davacı yanın farklı tarihlerde çektiği tüm ihtarnamelere, müvekkillerince süresi içerisinde cevabi ihtarnameler çekilerek belirtilen miktarda borcun olmadığı ve asıl alacağa, işlemiş faize, faiz oranına, hesap kat sebebine ve kredinin geri çağrılmasına itiraz edildiği bu nedenlerle davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; bilindiği gibi; İİK’nun 308/… maddesinde; proje kapsamında kabul edilmeyen alacaklara ilişkin alacak davası açılabileceğini düzenlendiği, söz konusu davanın niteliği doktrinde ağırlıklı görüş olarak konkordatodan ayrı bir eda davası olarak kabul edilmesi gerektiği, dava sonucunda verilecek kararın infazı ise yine konkordato hükümleri çerçevesinde olacağı, bu davaya konu olan alacak konkordatoya tabi bir alacak olup, konkordatoya tabi bir alacak için konkordatonun tasdikinden önce açılmış ve sonuçlanmış bir dava neticesinde alınan ilam sahibi alacaklı alacağını ancak konkordato şartlarına göre alabiliyor ise burada da alacaklı konkordatoya tabi olan fakat tasdikten sonra açmış olduğu dava neticesinde aldığı ilama dayalı alacağını konkordato tasdik şartları içerisinde tahsil edebileceğini, buradan hareketle davanın dayanağı olan Mahkemece verilen tasdik kararı Bölge Adliye Mahkemesi’nce kaldırıldığı ve bu kararın kesinleştiği gözetilerek çekişmeli alacak davasının konusunun kalmadığının kabul edilmesi gerektiği, mahkemece davanın konusuz kaldığı kabul edildiğinden, yargılama giderlerinin davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre belirlenmesi gerektiği, alınan bilirkişi raporunda; davacı bankanın 07.07.2021 Kesin mühlet tarihi itibariyle davalılardan 2.952.333,20TL anapara ve 428.484,20TL faiz ve ferileri alacağı hesaplandığı, davalılar vekilinin cevap dilekçesinde belirtmmiş olduğu … firması hesabında bulunan 300.000,00TL ile … ve … lazer firmalarına alt kredi borçlarının tahsil edildiği ve firmalara ait borçlardan düşüldüğünün tespit edildiği, konkordato projesi kapsamında davalı firmalar tarafından kabul edilen ve nisaba katılmasına karar verilen tutarın 3.030,583,72TL olduğu, hesaplanan alacak toplamının 3.380.817,40TL olduğu dikkate alındığında davacı bankanın kabul edilmeyen alacak miktarının 350.233,68TL olduğu ve kabul edilemeyen alacak miktarının faiz tutarlarından oluştuğu tespit edildiği, bu durumda, davacının açtığı davada kısmen haklı olduğu gözetilerek yargılama giderleri buna göre hesaplandığı, bu nedenlerle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
İlk derece mahkemeinin kısa kararı ile gerekçeli kararı birbirleri ile çelişkili olup, kısa karara aykırı verilen gerekçeli kararının vekalet ücreti ve yargılama giderine ilişkin hükmünün kaldırılması gerektiğini, davanın konusuz kalmasına sebebiyet verenin, dava şartı niteliğindeki konkordato tasdik kararının sonradan kaldırılarak, konkordato talebinin reddine karar verilmesi olduğundan, emsal kararlara aykırı şekilde müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; konkordato davası neticesinde çekişmeli hale gelen alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda yargılamanın açıklığı ilkesini kabul edilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 294. ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş ve mahkeme kararlarına duyulan güven sarsılmış olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, HMK’nın 298/2. maddesinde gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağı düzenlenmiştir. Kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılacaktır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 20/05/2019 tarih ve 2018/2385 Esas 2019/3954 Karar sayılı emsal içtihatı).
Somut olayda ise, ilk derece mahkemesince, tefhim edilen kısa kararda; “konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin gerekçeli kararda ayrıntısı açıklanacağı üzerine davalı üzerinde bırakılmasına” karar verilmiş olmasına rağmen gerekçeli kararda ise “dosya kapsamında alınan bilirkişi raporuna göre konkordato projesi kapsamında davalı firmalar tarafından kabul edilen ve nisaba katılmasına karar verilen tutarın 3.030.583,72 TL olduğu, dosya kapsamında alınan rapora göre alacak miktarının 3.380.817,40 TL olduğu dikkate alındığında davacı bankanın kabul edilmeyen alacak miktarının 350.233,68 TL olduğu anlaşıldığından açılan davada davacı bankanın kısmen haklı olduğu gözetilerek yargılama giderinin buna göre hesaplanması gerektiği belirtilmek suretiyle yargılama gideriyle vekalet ücretinin bir kısmının davacı banka üzerinde bırakılmasına karar verilmek suretiyle kısa karar ve gerekçeli karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu durum HMK’nın 297 ve 298.maddelerine aykırılık teşkil etmektedir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve taktiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/03/2023 tarih ve 2022/882 Esas 2023/296 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 362/(1)-g.maddeleri uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/06/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.