Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/921 E. 2023/872 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/921 Esas 2023/872 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/921
KARAR NO : 2023/872

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/04/2023
NUMARASI : 2023/174 Esas (Ara Karar)
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACILAR :
VEKİLİ :
ALEYHİNE TEDBİR
TALEP EDİLEN
DAVALI :
DAVA : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 07/03/2023
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/06/2023

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali davasında mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA VE TALEP
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu 24/02/2023 tarihli genel kurulun gündeminin 08/02/2023 tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan edildiğini, 3 no’lu gündem maddesinde yeni yönetim kurulu üye veya üyelerin seçilmesi ile görev sürelerinin tespiti şeklinde gündemin belirlendiğini, davalı şirketin daha önceden yapılan genel kurul toplantılarında temsil ve ilzamın genel kurul gündemlerinde ayrıca ilan edildiğini, oysa ki 24/02/2023 tarihli genel kurul toplantısında sadece yönetim kurulu üyesi değil şirkete temsilci de seçildiğini, gündeme sadakat ilkesinin ihlal edildiğini, kararın bu yönüyle butlanla sakat olduğunu, butlanla sakat olmasa dahi iptali gerektiğini, şirkete temsilci atanmasına ilişkin kararın doğrudan sermayesinin korunma hükümlerine de aykırılık oluşturduğunu, şirketin temsilcisi olarak atanan …’in temsil yetkisi kapsamında yapmış olduğu ilk işin davalı şirketçe kazanılmış olan iki ayrı tapu iptal ve tescil davasında feragat etme şeklinde cereyan etmesinden ötürü seçim ve atamanın doğrudan şirketin temel yapısını bozmaya ve sermayenin korunmasına ilişkin hükümlere aykırılık teşkil ettiğinin duraksamaz olduğunu, bu nedenle genel kurul kararının bu yönüyle butlanı gerektiğini, ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 449/1 maddesinde “Genel kurul kararı aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı takdirde mahkeme, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilir.” düzenlemesine yer verildiğini, şirkete yönetim kurulu üyesi temsilci atanmasına ilişkin kararın hukuka aykırılı yukarıda izah edilen çerçevede son derece açık olduğundan genel kurul kararının yürütülmesinin de durdurulmasına karar verilmesi gerekeceğini, esasen, şirkete temsilci atanması sonrasında şirketin avukatlarını vekaletten azleden ve kazanılan davalardan feragat eden şirket temsilcisinin bu aşamadan sonra ne şekilde hareket edeceği ve şirketi hangi yönlerden zarara uğratacağı konusunda bir öngörüde bulunmak mümkün olmadığından öncelikli olarak yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınmasına kadar geçici olarak, görüşlerinin alınmasından sonra ise, davanın esası hakkında karar verilinceye kadar dava konusu genel kurul kararının yürütülmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiğini, dava konusu kararın uygulanması halinde telafisi güç ve hatta imkânsız durumlar ortaya çıkacağından ve dava konusu kararların hukuka aykırılığı dilekçe ekinde sunulan delillerle en azından yaklaşık ispat ölçüsünde ispatlanmış bulunduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389 ve devamı ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 449/1 maddeleri uyarınca öncelikli olarak yönetim kurulu üyelerinin dinlenmesine kadar geçici olarak sonrasında ise davanın esası hakkında karar verilinceye kadar yürütülmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; anonim şirket genel kurul kararının yürütülmesinin durdurulması talebinin ihtiyati tedbir mahiyetinde olduğu, HMK’nun ihtiyati tedbirler konusundaki genel hükümlerinin tüm tedbir taleplerinde uygulanması gerektiği, bu kapsamda HMK’nun 390/3 maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir talep edenin davanın esası yönünde kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etme şartının, 6102 sayılı TTK’nun 449. maddesi kapsamındaki talepte de dikkate alınması gerektiği, mevcut delillerin davacının davanın esası yönünde kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat edici nitelikte olmadığı ve bu şekilde HMK’nun 390/3 maddesindeki yaklaşık ispata ilişkin şart gerçekleşmediğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbirin reddi ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
6102 Sayılı TTK’nun 413/2.maddesi gereğince gündemde bulunmayan konuların genel kurulda müzakere edilemeyeceğini ve karara bağlanamayacağını, dava konusu genel kurulda ise yeni yönetim kurulu üye veya üyelerin seçilmesi ile görev sürelerinin tespiti şeklinde gündemin belirlendiğini, temsil ve ilzamın gündemde bulunmadığını, bu nedenle 24/02/2023 tarihli genel kurul toplantısında şirkete sadece yönetim kurulu üyesi değil temsilci seçilme suretiyle gündeme sadakat ilkesinin ihlal edildiğini, alınan bu kararın anonim şirketin temel yapısını bozan ve sermayenin korunmasına bozan batıl bir karar olduğunu, şirkete temsilci atanan kişinin şirketin avukatlarını vekaletten azlettiğini, kazanılan davalardan feragat ettiğini, şirketin halen zarara uğratma durumunun bulunduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği,
HMK’nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın kararın yürütülmesinin geri bırakılması başlıklı 449. maddesinde; genel kurul kararları aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebileceği, bu hükme göre yapılacak değerlendirmede HMK’nın 389/1 maddesindeki; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, yaklaşık ispat koşulu da gözetilerek uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği kıstası göze alınacaktır. Öte yandan kanun koyucu şirketler hukukunda genel kurul kararlarına karşı ayrı bir prosedür öngörmekle (TTK’nun 449. maddesi) tedbir koşullarının oluşup oluşmadığı değerlendirilirken şirketler hukukunun kendisine özgü yapısının gözetilmesi gerektiğine işaret etmektedir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin diğer bir koşulu ise mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesidir.
Somut olayda, davalı şirketin ortağı olan davacı yanca davalı şirketin 24/02/2023 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararların butlanla batıl olduğunun tespiti ve iptali ile icrasının durdurulması talep edilmiştir.
İlk derece mahkemesinin gerekçesinde belirtildiği üzere 6100 Sayılı HMK’nun 389.maddesi gereğince dosyadaki bilgi belgelere göre açılan davanın mahiyeti de gözetildiğinde ihtiyati tedbirin şartları oluşmadığından davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ilk derece mahkemesinin ara kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.07/06/2023
Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.