Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/900 E. 2023/896 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/900 Esas 2023/896 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/900
KARAR NO : 2023/896

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/03/2023
NUMARASI : 2023/172 Esas (Ara Karar)
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
ALEYHİNE TEDBİR
TALEP EDİLEN
DAVALI :
TALEP : İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 09/03/2023
KARAR TARİHİ : 08/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/06/2023

Taraflar arasındaki ihtiyati tedbir talebi mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin, 2019 yılının Nisan ayında çeşitli sağlık hizmetleri vermek amacıyla kurulduğunu, müvekkili … ile dava dışı …’ın şirketin kurucu ortakları olup, dava dışı … aynı zamanda davalı şirkete 50 yıl süre ile müdür olarak seçildiğini, müvekkili … ile dava dışı kurucu ortak …’ın davalı şirketin kurulduğu dönemde evli olduklarını, ancak dava dışı … tarafından Ankara 11. Aile Mahkemesi’nin 2021/54 Esas sayılı dosyası ile müvekkili … ’a karşı boşanma davası açıldığını, dava dışı …’ın söz konusu davadan feragat ettiğini, akabinde yeniden Ankara 4. Aile Mahkemesi’nin 2021/761 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, nitekim müvekkili …’ın da Ankara 4. Aile Mahkemesi’nin 2021/761 Esas sayılı dosyasında evlilik birliğinin temelden sarsılması, aralarındaki güvenin kalmaması nedenlerine dayalı olarak karşı dava açtığını, yargılamanın devam ettiğini, taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davası ve birbirleri ile herhangi bir suretle iletişim kuramamaları nedeniyle ortaklığın artık çalışamaz hale geldiğini, mevcut koşullarda davalı şirketin kuruluş amaçlarını gerçekleştirebilmesi için müvekkilinin dava dışı … ile yoluna devam edebileceği yönünde herhangi bir beklentisinin de kalmadığını, dolayısıyla ortaklık ilişkisinin devamının objektif olarak çekilmez bir hale dönüştüğünün açık olduğunu, dava dışı …’ın, birçok hususu müvekkilinden gizleyerek ve asıl amacını saklayarak davalı şirket içerisinde hareket ettiğini, davalı şirketin kurucu ortağı ve aynı zamanda müdürü olan dava dışı …’ın, taraflar arasında evlilik birliği içerisinde sorunlar çıktığı andan itibaren müvekkiline davalı şirket ile ilgili hiçbir konuda bilgi vermediği gibi, davalı şirket ile ilgili hesap da vermediğini, müvekkilinin, davalı şirketin borçlarından ve alacaklarından bilgi sahibi dahi olmadığını, keza, müvekkiline davalı şirketin bilançosunun gösterilmediğini, hiçbir suretle kar payı da ödenmediğini, nitekim kâr payının, pay sahibinin mali haklarından, şirkete koyduğu sermayenin semeresi olduğunu, müvekkilinin dava dışı …’ın davalı şirket hesabında bulunması gereken paraları, davalı şirket hesabında değil de kendi hesabında tuttuğu/aktardığı yönünde kuvvetli şüpheleri de bulunduğunu iddia ederek şirketin feshine, bu talebin kabul edilmemesi halinde müvekkilinin davalı şirketteki payının gerçek değerinin tespit edilip müvekkiline ödenerek davalı şirketten çıkarılmasına, müvekkilinin herhangi bir hak kaybına uğramaması adına davalı şirketin tüm malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, davalı şirkete tedbiren kayyum atanmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; haklılık durumunun bu aşamada değerlendirilemediği gerekçesiyle anlaşıldığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dışı …’ın kendi çıkarlarını göz önünde bulundurarak davalı şirket ve şirketin kurucusu olan müvekkillerinin menfaatlerine aykırı şekilde hareket ettiğini ve davalı şirketi zarara sokacak şekilde davrandığı yönünde kuvvetli şüpheler bulunduğunu, bu nedenle davalı şirketin mal varlığına ihtiyaten tedbir konulması gerektiğini, dava dışı …’ın davalı şirketle aynı iştidal konusu olan başka bir şirket kurduğu yönünde bilgiler elde edildiğini, şirket müdürü olan …’ın bu yöndeki eylemlerinin hukuka aykırı ve şirketi zarara uğratacak nitelikte olup rekate yasağına da aykırı olduğunu, taraflar arasındaki husumet nedenyle müvekkilinin bilgi alma hakkının kullanamadığını, bu nedenle şirkete kayyum atanması gerektiğini, kararın gerekçesiz olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği,
HMK’nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin diğer bir koşulu ise mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesidir.
Somut olayda, davacı davalı şirketin malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını ve şirkete tedbiren kayyum atanmasını talep etmiş olup ilk derece mahkemesince şirket malvarlığı üzerine tedbir konulmasına ilişkin talep yönünden yaklaşık ispat koşullarının bu aşamada gerçekleşmediği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince bu talep yönünden yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı şirkete kayyum atanması talebi yönünden ise, ilk derece mahkemesince verilmiş bir karar bulunmaması nedeniyle bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun da usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin şirkete kayyum atanması talebine ilişkin istinaf başvurusunun usulden, şirket malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin şirket malvarlığı üzerine ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara karara karşı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN, kayyum atanması talebine ilişkin istinaf başvurusunun USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 08/06/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.