Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/864 E. 2023/1038 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/864 Esas 2023/1038 Karar

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/864
KARAR NO : 2023/1038

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/04/2023
NUMARASI : 2023/236 Esas 2023/204 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Anonim Şirket Hisse Devrinin Tescili
DAVA TARİHİ : 04/04/2023
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2023

Taraflar arasındaki anonim şirket hisse devrinin tescili istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’in, davalı şirket …Tasarımları San. ve Tic. A.Ş.’de 01.02.2013 – 24.03.2017 tarihlerin arasında CEO olarak görev aldığını, görevindeki başarısından dolayı …Tasarımları A.Ş. ve hissedarları lehine ortaya koyduğu pozitif ticari sonuçlar mukabili, işbu davaya konu 25.05.2015 tarihli Anonim Şirket Hisse Satış ve Devir Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili ile davalı arasında bu sözleşmenin kurulduğu andan itibaren müvekkili lehine muacceliyet şartı oluşmuşsa da davalının taahhüdünü yerine getirmediğini, müvekkilinin ihtarnameler ve arabuluculuk görüşmeleri ile iyi niyetli, yapıcı ve hukuka uygun bir şekilde alacağını tahsil etmeyi istediğini, fakat bu çabaların sonuçsuz kaldığını, dava konusunun sözleşmeler olduğunu, ihtilaf halinde Ankara mahkemelerinin taraflarca yetkili kılındığını, yapılan sözleşmelerin adi sözleşmeler olduğunu, limited ortaklık payının devrinde TTK, gerek borçlandırıcı işlemin gerekse tasarruf işleminin yazılı olup noterde onaylanması şartı aramışsa da söz konusu şartın anonim ortaklık paylarının devrinde söz konusu olmadığını, alacağın temliki hükümlerinin uygulanması anonim ortaklık paylarının bedelinin tamamının ödenmiş olduğu durumlarda yeterli görüldüğünü, davalı …’ya ait paylarının tamamen ödendiğini, bu nedenle alacağın temliki hükümlerinin uygulanması ve yapılan adi yazılı Anonim Şirket Hisse Satış ve Devir Sözleşmesi’nin bu sebeplerle de geçerli olduğunu, özel hukukta kanunun açıkça düzenlemiş olduğu haller haricinde bir hakkın doğumu ile senet düzenlenmesi arasında bir ilişkinin olmadığını, senet düzenlenmeden önce de o hakkın mevcut olduğunu, bu durumda senedin, hakkın varlığını sağlayan değil ispata yarayan bir araç olduğunu, aynı şekilde payın doğumu için de senet düzenlenmesinin gerekli olmadığını, ticari senetlerden farklı olarak, hakkın senetler düzenlenmeden doğduğunu, sözleşmenin içeriği ve konusundan da anlaşılacağı üzere davalı Hande …’ya ait 610.643 adet payın 20.000 adedinin satış ve devrinin söz konusu olduğunu, sözleşmenin kurulduğu andan itibaren muaccel olduğunu, davalı …’nun temerrüde düştüğünü, tüm bu sebeplerle Davalı …’ya ait …Tasarımları San. Ve Tic. A.Ş.’deki 610.643 adet hissenin 20.000 adedinin davacı müvekkil … adına pay defterine kaydını ve tescilini, eğer bu mümkün değilse hisselerin güncel değerinin ticari temerrüt faizi ile birlikte nakit para olarak ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edildiği davaya karşı cevap verilmediği görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; eldeki davanın Anonim Şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklı pay defterine kayıt ve tescil olmazsa alacak istemine ilişkin olduğu, yukarıda belirtilen madde uyarınca davaya bakmaya yetkili mahkemenin şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi olan Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkilinin yerleşim yerinin İstanbul ili olduğunu, HMK’nun 6.maddesi gereğince açılan davada genel yetkili mahkemenin davanın açıldığı yerdeki davalının yerleşim yeri olması gerektiğini, bu nedenle dosyanın İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesince görülmesi gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; anonim şirket hisse devir sözleşmesi gereğince hisse devrinin tescili, olmadığı takdirde hisselerin güncel değerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
İhbar olunan …Tasarımları Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin sicil özetine göre, adresinin “4 Kısım …” olduğu görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın “Şubeler Ve Tüzel Kişilerle İlgili Davalarda Yetki” başlıklı 14/(2).maddesinde; özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın yahut üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için, ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu, düzenlenmiştir.
Düzenleme ile birlikte somut olay değerlendirildiğinde, davacı ile ihbar olunan …Tasarımları Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nin ortağı olan davalı … arasında imzalanan 25/05/2015 tarihli Anonim Şirket Hisse Satış ve Devir Sözleşmesi kapsamında davalı …’ya ait ihbar olunan …Tasarımları Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’nde bulunan 610.643 adet hissenin 20.000 adedinin davacı … adına tescili, olmadığı takdirde hisselerin bedelinin tespiti ile tahsiline yönelik olarak işbu dava açılmış olup, açılan davada HMK’nın 14/(2).maddesi gereğince hisse devrine konu şirketin merkezinin bulunduğu yer Manisa ilidir. Bu nedenle ilk derece mahkemesince kesin yetki kuralı uyarınca davaya bakmaya Manisa Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harç peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle ile karar verildi.05/07/2023

Başkan Üye Üye Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.