Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/752 E. 2023/696 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/752 Esas 2023/696 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/752
KARAR NO : 2023/696

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/03/2023
NUMARASI : 2023/179 Esas (Ara Karar)
İHTİYATİ TEDBİR / HACİZ
TALEP EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
ALEYHİNE TEDBİR
TALEP EDİLEN
DAVALILAR :
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/03/2023
TALEP : İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ : 10/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/05/2023

Taraflar arasındaki şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan tazminat davasında mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA VE TALEP
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan … tarafından şirketin zarara uğratıldığını, bunun yanında eşi ve şirket ortağı olan … ile birlikte hareket ederek 22.03.2001 tarihli protokole de aykırı davranarak müvekkilini zarara uğrattığını, davalılar … ve …’ın UYAP sorgulamasında üzerine kayıtlı bulunan ve şirket adına kayıtlı bulunan araç ve taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, mümkün olmaz ise ihtiyati haciz konulmasına, bu da mümkün olmaz ise dava açıldığının şerhinin konulmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; yönetici sorumluluğuna dayalı tazminata ve alacağa ilişkin davacı talebi taraf delilleri toplanmak suretiyle yapılacak yargılama neticesinde değerlendirilebileceğinden talep yargılamaya muhtaç bulunmakla mevcut dosya kapsamı uyarınca yasada aranan yaklaşık ispat koşulu yerine getirilmediği gibi dava konusu olmayan malvarlığı unsurlarına ihtiyati tedbir konulamayacağından dosya kapsamı uyarınca yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir ile davalı şerhi talebinin ve İİK’nun 257. maddesinde öngörülen muaccel bir alacağın varlığına ilişkin yasal koşulun bu aşamada gerçekleşmediği anlaşıldığından ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir/haciz talebinin reddi ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Dosyaya sunulan davalı şirkete ait taşınmazların bedellerinin altında bedelle satışının yapıldığının belli olduğunu, ispat koşulunun mevcut olduğunu, davalıların üzerilerine kayıtlı gayrimenkul malları alacağı semeresiz bırakmak amacıyla elden çıkarmaya çalışacağını, davalılar üzerine kayıtlı malların şirketin zarar ettirilmesi suretiyle kendilerine menfaat sağlanması yoluyla edinildiğini, bu nedenle dava ile ilgisi olmadığının iddia edilemeyeceğini, 22/03/2001 tarihli protokol gereğince taşınmazların paylaşımından bahsedildiğini, protokole göre taşınmazların tescilinin istenmesinin hukuki olarak mümkün olmaması nedeniyle bedellerinin talep edildiğini, bu nedenle taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir/haciz veya davalıdır şerhi konulması gerektiğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbir/haciz talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği,
HMK’nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin diğer bir koşulu ise mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesidir.
İhtiyati haczin koşullarını düzenleyen İİK’nın 257. maddesi, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 258. maddesi gereğince alacaklının, alacağının varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemeden olumlu şekilde kanaat uyandırması gerekli ve yeterlidir. Bir başka deyişle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacaktır.
Somut olayda, eldeki davanın şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklı tazminat ve alacak istemine ilişkin olup, davacı yanca davalılar adına tapuda kayıtlı taşınmazlar ve araç üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilmiş ise de, açılan davanın mahiyeti gözetildiğinde davalılar adına kayıtlı taşınmaz mal ve araçlar uyuşmazlık konusu olmadığından HMK’nun 389.maddesine göre uyuşmazlık konusu olmayan şey hakkında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden ve dosya kapsamına göre de yaklaşık ispat koşulu gözetildiğinde davacının ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik ilk derece mahkemesinin ara kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından ihtiyati tedbir/haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir/haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.10/05/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.