Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/691 E. 2023/726 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/691 Esas 2023/726 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/691
KARAR NO : 2023/726

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/02/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/836 Esas
İHTİYATİ TEDBİR KARARINA
İTİRAZ EDENLER :
VEKİLLERİ
LEHİNE İHTİYATİ TEDBİR
KARARI VERİLENLER :
VEKİLİ :
TALEP : İhtiyati Tedbir Kararına İtiraz
TALEP TARİHİ : 23/01/2023
KARAR TARİHİ : 17/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/05/2023

Taraflar arasındaki anonim şirket hisse devrinin yok hükmünde olduğunun tespiti, şirket ortaklar pay defterine kaydına ilişkin davanın yargılaması sırasında ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazın reddine ilişkin verilen ara karara karşı aleyhine ihtiyati tedbir verilen davalılar … … ve şirket vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalılar vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sermayesinin tüm davacıların katıldığı 24/12/2009 tarihli genel kurulda 1.000.000,00 TL’ye 26/08/2020 tarihli genel kurulda ise 15.000.000,00 TL’ye çıkarıldığını, 9.000.000,00 TL’nin davacılar tarafından taahhüt edilerek ödendiğini, dava konusu olan müvekkili şirketin %74 hissesinin 11.250.000,00 TL’ye tekabül ettiğini, teminat miktarının gerçek hisse değerinin çok altında olduğunu, verilen tedbir kararının müvekkilinin ticari itibarını ciddi ölçüde sarstığını, davacıların taleplerinin çelişkili olduğunu, davanın kötü niyetle açıldığını, şirketin genel kurullarının bakanlık komiseri denetimi ve kontrolünde yapıldığını, davacıların genel kurullarda yetkisiz temsil edildiğini ileri sürmesinin gerçeğe uygun olmadığını, davacıların yaklaşık 13 yıldır ticaret sicil gazetesinde ilan edilmiş şirket ortaklık yapısından haberdar olmadıklarını ileri sürdüklerini, davacıların aradan geçen uzunca süreden sonra şirketin %74-%87 hissesine sahip olduğunu ileri sürmelerinin, uzun süre sessiz kalmaları, şirketten kar payı istememeleri, şirketin işleyişiyle ilgili tek bir bilgi talebinde dahi bulunmamalarının çelişkili davranış yasağına ve iyi niyet ilkelerine aykırı olduğunu, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan ilanların ilan tarihi itibarıyla hukuki sonuçlarını doğuracağını, taleplerinin zaman aşımına uğradığını, 2010-2012 yılları arasında yapılan genel kurullara katılan davacıların şirketi ve yönetim kurulunu ibra ettiklerini, bu nedenle dava açma hakları bulunmadığını, genel kurullara ilişkin hak düşürücü sürelerin geçtiğini, dava konusu payların daha önceki bütün maliklerine dava yöneltilmeden ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacıların akrabası olan davalı … ile birlikte hareket ettiklerini belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, aksi halde teminat miktarının 100.000.000,00 TL olarak belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacıların ortaklar kurulu toplantısına davet için gönderilen tebliğ evrakındaki imzaların kendilerine ait olmadığı, kendilerini temsilen toplantılara katıldığı belirtilen kişilerin kendi vekilleri sıfatı bulunmadığı, hisse devrine konu işlemlerdeki imzaların da kendilerine ait olmadığını ileri sürdükleri, halen davalı …’nin başlangıçta sahip olduğu %13 (1560 pay) dışındaki payların davacılardan yasaya aykırı işlemlerle geçişi sağlanan paylar olduğunun iddia edilmesi nedeniyle payların davaya konu olduğu, HMK’nun 389. maddesindeki yaklaşık ispat koşulu gerçekleştiği için davalı …’ye ait %13 pay (1560 pay) ile bu davalıya diğer davalının devrettiği %13 (1560 pay) toplam %26 pay (3120 pay) dışında kalan payların 3. kişilere devrinin önlenmesi için tedbir kararı verilmesi koşullarının oluştuğu kabul edilip ihtiyati tedbir kararı verildiği, hisselerin 3. kişilere devri halinde davacının telafisi güç zararlara uğrayacağı, hisse bedellerinin güncel değerleri tespit edilmemiş olduğundan kanunen belirlenen %15’lik tam değer üzerinden verilen tedbir kararında usul ve esasa ilişkin bir eksiklik bulunmadığı gerekçesiyle davalı … … ve İltaş İnş … A.Ş. vekilinin tedbir kararının kaldırılmasına yönelik isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalılar … … ve şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davacıların 31/12/2009 tarihli genel kurula katıldıklarını beyan ettiklerini, ayrıca müvekkili şirketin sermayesinin 1.000.000,00 TL olduğunun belirtildiğini, taraflar arasında muaraza konusu olmayan 31/12/2009 tarihli genel kurul toplantısında dahi şirketin sermayesi 1.000.000,00 TL iken şirketin pay değerinin 300.000,00 TL olduğu kabul edilerek teminat miktarının %74 hisse yönünden 220.000,00 TL olarak belirlenmesinin hatalı olduğunu, sermayenin daha sonraki genel kurul kararıyla 15.000.000,00 TL’ye çıkarıldığını, şirketin son 3 yıllık cirosunun 120.000.000,00 TL civarında olduğunu, bu durumlar gözetildiğinde teminatın müvekkilinin uğradığı zararları karşılama niteliği bulunmadığını, teminatın 100.000.000,00 TL’ye çıkarılması gerektiğini, anonim şirketin çıplak pay niteliğinde olan paylarının devrine ilişkin uyuşmazlıkların tedbir kararına konu edilebilecek uyuşmazlıklardan olmadığını, tedbir kararının icra kabiliyeti bulunmadığını, hisse devir sözleşmesinin geçerliğinin müvekkilinin onay ve rızasına tabi olmadığını, ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığını, davacıların haklarını sırasıyla 2009 ve 2014 yıllarında devrederek şirket ortaklığından çekildiklerini, bu durumu da yıllarca sorgulamadıklarını, gecikmesinde sakınca bulunan bir pay olmadığını, davacıların haklılıklarını yaklaşık olarak ispat edemediklerini, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiş pay devrinin muvazaalı olduğu iddiasının tedbir kararı verilmesini sağlayacak yaklaşık ispat şartını sağlamayacağını, şirket ortağının basiretli tacir olup, uzun yıllar şirket işleyişiyle ilgili bir merak içerisinde olmaması, şirketten payına düşen bir kar payı olmadığını dahi sormaması karşısında hisse devrinin usulsüz ya da sahte olsa dahi ortağın pasif duruşunun hisse devrine onayının bulunduğu şeklinde değerlendirileceğini bildirerek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, aksi halde teminat miktarının 100.000.000,00 TL olarak belirlenmesine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbir kararına itiraz istemine ilişkindir.
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 29/12/2022 tarihli müzekkere cevabı, ticaret sicil gazetesi suretleri dosya içerisinde yer almaktadır.
5235 Sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un 5. maddesinde, “Asliye ticaret mahkemesi kurulan yerlerde konusu parayla ölçülebilen uyuşmazlıklarda dava değeri beş yüz bin Türk Lirasının üzerinde olan dava ve işlere bir başkan ve iki üye ile toplanacak heyetçe yürütülüp sonuçlandırılacağı” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Somut olayda, ihtiyati tedbir talebinin yer aldığı dava dilekçesinde harca esas değer belirtilmemiş olup, maktu harç yatırılarak dava açılmış ise de, dava dilekçesindeki talep gözetildiğinde davanın davacıların yazılı veya sözlü bir delil beyanı olmaksızın bilgi ve muvafakatleri dışında sahibi oldukları anonim şirket hisselerinin diğer ortaklara devrine ilişkin işlemlerin yok hükmünde olduğunun tespitine, davalı şirketin hisselerinin %13’er oranda davacılar … ile %9 oranında davacı …’a ait olduğunun tespiti ile bu şekli ile davalı şirketin ortaklar pay defterine yazılmasına yönelik olarak açıldığı, dava dilekçesinde ayrıca davalı şirketin tek ortağı haline gelen davalı … …’nin şirketteki %13 oranını aşan orandaki hisselerine ihtiyati tedbir konulmasının talep edildiği görülmüştür.
Anılan talep üzerine ilk derece mahkemesince 14/12/2022 tarihli ara karar ile yasal şartları taşımayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacılar vekilince 23/12/2022 tarihli dilekçe ile dosyaya kazandırılan yeni belgelerle birlikte yeniden değerlendirme yapılarak davalı şirketin tek ortağı haline gelen davalı … …’nin şirketteki %13 oranını aşan orandaki hisselerine ihtiyati tedbir konulmasının talep edildiği anlaşılmıştır. Bu talep üzerine ilk derece mahkemesince 27/12/2022 tarihli ara karar ile, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, davalı …’ye ait %13 pay ile bu davalıya diğer davalının devrettiği %13 pay olmak üzere %26 pay dışında kalan payların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir konulmasına, tedbir istemine konu 29/07/2009 tarihli tutanaklara göre toplam değerin 222.000,00 TL olması nedeniyle hisse bedellerinin tamamı olan 222.000,00 TL’nin davacılar tarafından teminat olarak yatırılmasına karar verilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan, dava dilekçesinde yer alan talepten anlaşılacağı üzere davalı şirketin %74 hissesi dava konusudur. Dosya içerisinde yer alan davalı şirketin 31/12/2009 tarihli ticaret sicil gazetesi suretinden davalı şirketin 24/12/2009 tarihli olağan üstü genel kurul toplantısında alınan karar ile şirketin sermayesinin 1.000.000,00 TL’ye çıkarıldığı görülmüştür. Nitekim dava dilekçesinde de bu husus dile getirilmiştir.
Öte yandan, davalı yan cevap dilekçesinde şirket sermayesinin 26/08/2010 tarihli genel kurul kararıyla 15.000.000,00 TL’ye çıkarıldığı ileri sürülmüştür.
Bu durumda mahkemece, davacının talebi ve talep konusu hisselerin adedi gözetildiğinde dava değerinin 500.000,00 TL’yi aştığı gözetilerek ihtiyati tedbir kararına itirazın Heyetçe değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden tek hakim tarafından yapılan duruşmalı inceleme sonucu ihtiyati tedbir ara kararına itirazın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Tüm bu nedenlerle ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalılar … … ve şirket vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulüne, dava değeri 500.000,00 TL’yi aştığından heyetçe görülüp değerlendirme yapılarak ihtiyati tedbir ara kararına itiraz hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalılar … … ve şirket vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜ ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/02/2023 tarih ve 2022/836 Esas sayılı ara kararının HMK’nun 353/(1)-a.4. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2- Dava değeri 500.000,00 TL’yi aştığından ihtiyati tedbir ara kararına itirazın 5235 sayılı Kanunu’nun 5. maddesi gereğince heyetçe değerlendirilmesi için dosyanın Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalılar … … ve şirket vekili tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf başvuru harcının talep halinde ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalılar … … ve şirkete iadesine,
4-İhtiyati tedbir kararına itiraz eden davalılar … … ve şirket tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
5-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalılar … … ve şirket yararına ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 17/05/2023

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.