Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/637 E. 2023/666 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/637 Esas 2023/666 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/637
KARAR NO : 2023/666

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2023
NUMARASI : 2023/136 Esas (ara karar)
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF
DAVALI
TALEP : İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 23/02/2023
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/05/2023

Taraflar arasındaki ortak olmadığının tespiti davasında mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı talep eden davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin sahte belgelerle gerçekte ortaklık iradesi olmamasına karşın davalı şirkete ortak olarak gösterildiğini, bu durumun Ticaret Sicil Müdürlüğünce tescil ve ilan edildiğini, davalı şirketin borçlandırıcı birçok işleme girdiğinin öğrenildiğini, işbu sebeple gerçekte ortak olmadığı bir şirketin borçlarından dolayı müvekkilinin de şahsi mal varlığının tehlikeye düştüğünü, nitekim davacı müvekkilinin gerçekte ortak olmamasına karşın Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/1094 E sayılı dosyası üzerinden tüm banka hesaplarına, taşınır ve taşınma malları üzerine tedbir kararı verildiğini iddia ederek açtığı tespit davasında davalı şirket hakkında borçlandırıcı işlemler yapmaması, müvekkilinin şahsi yükümlülüğünü doğurucu işlemler yapmaması ve bu yönde kararlar almaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; HMK’ nın 389. ve devamı maddelerine göre davacının talep ettiği tedbir kararını verebilmek için davacının şirketteki kayıtlı statüsünün ne olduğunun tespitinden sonra, ortaklık ve yöneticiliğe ilişkin kayıt ve belgelerin sahte olduğunun yaklaşık olarak ispat edilmesi halinde talep edilen hususta davacı lehine tedbir kararı verilebileceği, sunulan banka dekontlarında davacının sermaye olarak para yatırdığı yazılı olup, sunulan diğer belgeler göz önüne alındığında davacının iddiasını yaklaşık olarak ispat ettiğinin kabul edilemeyeceği gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Talep eden vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirket ve davalı şirket yetkililerinin müvekkilinin haberi olmaksızın kendi hesaplarından işlem yaparak müvekkilini davalı şirkete ortak yaptıklarını, ticaret sicil müdürlüğünden gelen belgelerin incelenmesinde müvekkil tarafından sermaye ödenmesinin yapılmadığı, davalı şirketin kendi hesabından aynı bankanın aynı şubesinde bulunan bir başka hesabına havale işlemi yapıldığı, tüm bunlara rağmen banka tarafından ticaret sicil müdürülğüne hitaben yazılan yazıda gerçeğe aykırı olarak 50.000 TL sermaye bedelinin davacı tarafından yatırıldığının belirtildiğini, gelinen süreçte banka personellerinin de belgede sahtecilik suçu işlediğinin sabit olduğu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
HMK’nun 389/1 maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/3.maddesinde tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
Dosya kapsamı dikkate alındığında, ihtiyati tedbir talebi yönünden yaklaşık ispat koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Talep eden tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 04/05/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi-

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.