Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/633 E. 2023/600 K. 26.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/633 Esas 2023/600 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/633
KARAR NO : 2023/600

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/02/2023
NUMARASI : 2022/850 Esas (Ara Karar)
TEDBİRİN KALDIRILMASINI
TALEP EDEN
DAVALI
VEKİLİ : Av. …-UETS
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACI : … – UETS
VEKİLİ : Av. … -UETS
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 09/12/2022
TALEP : İhtiyati Tedbire İtiraz
KARAR TARİHİ : 26/04/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/04/2023

Taraflar arasındaki alacak davasında mahkemece ihtiyati tedbire itirazın reddine dair verilen ara karara karşı ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA VE TALEP
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili olan davacı şirketin yatırım yaptığı şirketlerden biri olan dava dışı … A.Ş’nin kurucu ortağı olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında dava dışı … AŞ’nin hisselerinin müvekkili şirkete devri için 23/09/2020 tarihinde sözleşme imzalandığını, davalının dava dışı şirketteki %50 hissesinin 700.000 USD bedelle müvekkili şirkete devredeceğinin kararlaştırıldığını ve 22/03/2022 tarihli dava dışı şirketin yönetim kurulu kararıyla %50’sinin müvekkiline devredildiğini, sözleşmenin Hisselerin Devri ve Bedeli başlıklı 2.3 maddesinde; hisse devir bedeli ödendikten sonra sözleşmenin işletmeye alınması ile ilgili masraflar, alıcı ve satıcı tarafından eşit oranda yapılacağı, Türbin ve Jeneratör temininin alıcı tarafından yapılacağı, diğer masrafların ise satıcı tarafından yapılacağını, tesisin işletmeye alınması için yapılacak ödemenin tamamlanmasından sonra taraflarına yaptıkları ödemeleri birbirlerine ibraz edeceklerini, …devamında tarafların ödeme hususunda yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve ödemeleri eşitlememesi durumunda bu husus hisse devir oranını etkileyecektir denildiğini, davalının taraflar arasında ki sözleşme imzalanırken tesisin en geç 30/06/2021 tarihine kadar işletmeye açılacağını vaat ettiğini, ancak davalının edimlerini gerektiği gibi yerine getirmediği için 30/06/2021 tarihine kadar işletmeye girmesi planlanan tesisin ancak 21/04/2022 tarihinde işletmeye alınabildiğini, müvekkilinin türbin ve jeneratör için 800.000 USD ve ek olarak 738.137,67 USD daha harcama yaptığını, davalının kusuru ile tesisin işletmenin geç alınması neticesinde yerli katkı fiyatının 738.137,67 USD fazla harcamayı karşılamasının imkansız hale geldiğini, müvekkilinin sözleşme imzalanırken bu sonucu öngörmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle 800.000 USD’nin üzerinde kalan harcamalar yönünden denkleştirme hesabına dahil edilmesinin hakkaniyet gereği olduğunu, müvekkili tarafından toplam 1.173.834,01 USD harcama yapılmasına rağmen davalının yaptığı yatırım harcamasının 594.465,31 USD olduğunu, davalının müvekkili şirkete ödeme yapmayarak harcamaları denkleştirmediği için dava dışı şirketteki hisselerin müvekkiline devredilmesi gerektiğini, hatta sözleşmede belirtilen usul ve hesaplamalar dikkate alındığında davalının hisselerinin tamamını müvekkili şirkete devretmesinden sonra dahi müvekkiline borcu bulunduğunu, bu nedenle sözleşmenin 3.3 maddesi gereğince sözleşme hükümlerine açıkça aykırı şekilde harcamaları denkleştirmeyen ve karşılığı olan hisseyi de devretmeyen davalının 1.000.000 USD cezai şartının tahsili gerektiğini, ayrıca davalının davalı şirketteki %50 hissesinin tamamının tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte müvekkili şirkete devrine ve pay defterine işlenmesine ve dava konusu hisseler üzerine 3.kişilere devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 21/12/2022 tarihli ara kararla ihtiyati tedbirin reddine karar verildiği, davacı yanca 26/12/2022 tarihli dilekçe ile eldeki davada 23/09/2022 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi uyarınca davalı tarafın dava dışı şirketteki hisselerinin müvekkili şirkete devri, davalının elindeki hisselerin müvekkili şirkete devrinden sonra aynı sözleşme gereğince müvekkili şirkete borcunun kalıp kalmadığının tespiti ve cezai şart istemine ilişkin olduğunu, hisselerin dava konusu olup, tedbir kararı verilmesi gerektiğini, somut olayda yaklaşık ispatın mevcut bulunduğunu, bu nedenle dava konusu hisseler üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilmiştir.
Mahkemece 05/01/2023 tarihli ara kararı ile taraflar arasındaki sözleşmenin 2.3 maddesinde %50 payın değeri başlangıç da 700.000 USD olarak belirlendiği, sözleşmenin devam eden kısmında belirtilen koşullarına göre yeniden devir bedeli belirlenip denkleştirme yapılacağı gibi, yapılacak hesaplamalar sonucu oluşacak denkleştirmeye göre devir edilecek şirket hisse miktarının değişeceği hükme bağlandığı, tedbir talep eden davacı sözleşme uyarınca yaptığını ileri sürdüğü ödemeler yönünden harcama belgelerini sunmuş, takibin yaklaşık ispat koşulu yerine getirildiği gibi halen davalı adına kayıtlı %50 şirket hissesinin tamamı dava konusu olup, HMK’nun 389 ve devam eden maddelerindeki koşulların gerçekleştiği anlaşılmakta, şimdilik %50 pay için sözleşmede belirtilen 700.000 USD’nin tedbir tarihindeki kur üzerinden hesaplanan %20 oranında teminat yatırılmak koşulu ile tedbir talebinin kabulüne, ihtiyati tedbir isteyen tarafından, %50 pay için sözleşmede belirtilen 700.000 USD’nin %20’si 2.629.000,00 TL teminat yatırılması koşulu ile “davalı …’in (… T.C. Kimlik Numaralı), dava dışı … A.Ş.’deki hisselerinin 3. kişilere devrinin önlenmesinin ihtiyati tedbir yolu ise yasaklanmasına karar verilmiştir.
Davalı vekili ihtiyati tedbirin kaldırılması istemli dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin dört farklı yerde Hidrolik Santral işleten şirketlerin hissedarı olduğunu, davalı …’in ise müvekkili şirketin yatırım yaptığı şirketlerden biri olan dava dışı … A.Ş.’nin kurucu ortağı olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında, Şırnak Hidroelektrik Santrali Projesini gerçekleştirmeye hak kazanan dava dışı … A.Ş.’nin hisselerinin müvekkili şirkete devri için 23/09/2020 tarihli sözleşmenin imzalandığını, müvekkili şirket tarafından 700.000 USD bedel karşılığında şirket hissesinin %50’sinin devir alındığını, mahkemece 22/12/2022 tarihli ara kararla ihtiyati tedbirin reddedildiğini, ikinci ara kararın ise 05/01/2023 tarihinde tedbirin kabulü yönünde olduğunu, tedbir talebinin kabulünün hatalı olduğunu, 21/11/2022 tarihli ihtiyati tedbir kararına karşı yapılacak itirazın incelemesinin istinaf mahkemesine ait olduğunu, ayrıca davacı tarafın iddialarının yersiz olduğunu, bu nedenle ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, talebin reddi halinde ise teminat miktarının artırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece 22/02/2023 tarihli ara kararı ile davalının sözleşmede bahsi geçen … A.Ş.’nin %100 hissesine sahip iken sözleşme sonrasında %50’sinin davacı şirkete devrettiği, kalan %50 hisse ile ilgili tarafların ödeme hususunda yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve ödemeleri eşitlememesi durumunda bu hususun hisse devir oranını etkileyeceği şeklindeki sözleşme hükmü dikkate alındığında, tedbire konu davalı üzerine kayıtlı şirket hisseleri doğrudan dava konusu olup, mahkemece 05/01/2023 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararına karşı davalı vekilince tedbirin kaldırılması aksi halde teminatın arttırılması yönünde süresi içerisinde itiraz etmiş ise de, 14/02/2023 tarihinde yapılan duruşmada, teminat zaten dava konusu alacağın %20’si üzerinden alınmış olup, tedbir kararına konu hisse senetleri de doğrudan dava konusu olmakla itiraz haklı görülmeyerek davalı vekilinin ihtiyati tedbirin kaldırılması istemine yönelik itirazının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davalı asile dava dilekçesinin tebliğ edilmediğini, yalnızca 22/12/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın tebliğe çıkartıldığını, 10/01/2023 tarihinde dosyaya vekalet sunulduğunu, bu aşamada 05/01/2023 tarihli ara karardan haberdar olduklarını, ara karara itiraz edildiğini, 14/02/2023 tarihli duruşmada itirazlarının reddine karar verildiğini, mahkemeden dosya kapsamı dikkate alınarak cevap dilekçesinin hazırlanması için ek süre talep edildiğini, ancak sunulan cevap dilekçesinin dahi mahkemece inceleme konusu yapılmadığını, HMK’nun 396.maddesi gereğince durum ve koşullar değişmediği halde ikinci ihtiyati tedbir talebinin kabulünün hatalı olduğunu, incelemenin aslında istinaf mahkemesine ait olduğunu, davacı yanın iddialarının asılsız olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği,
HMK’nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu,
HMK’nın 391/(3). maddesinde ise, ihtiyati tedbirin reddi halinde kanun yoluna başvurulabileceği, bu başvurunun öncelikle inceleneceği ve kesin olarak karara bağlanacağı düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin diğer bir koşulu ise mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesidir.
Dosya kapsamı dikkate alındığında verilen ihtiyati tedbir ara kararının HMK’nın 389 ve devamı maddeleri uyarınca uyuşmazlık konusu olduğu, mevcut delil durumu gözetildiğinde yaklaşık ispatında bulunduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir ara kararına karşı yapılan davalı yanın istinaf başvurusunun reddi gerekmiştir.
Öte yandan, davalı yanca, davacı yanın 26/12/2022 tarihli beyan dilekçesi ile ihtiyati tedbir talebinin yeniden değerlendirilmesi sonucu ihtiyati tedbir kararı verilmesinin hatalı olduğu, tedbir talebinin reddinden sonra dava dilekçesine sunulan delillerden başka yeni bir delil sunulmadığından yapılan itirazın ancak istinaf mahkemesine ait olduğu iddia edilmiştir. HMK’nun 391/3.maddesindeki düzenleme gözetildiğinde davacı yanca 21/12/2022 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddi ara kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulabileceği halde davacı yanca bu yönde başvuru yapılmamış ise de, yargılamanın her aşamasında mahkemeden yeniden ihtiyati tedbir talebinde bulunabileceği ve davacı yanca da sunulan 26/12/2022 tarihli dilekçeyle yeniden tedbir talep edildiği ve mahkemece de dosya kapsamı gözetilerek uyuşmazlık konusu olan dava konusu hisseler üzerine ihtiyati tedbir kararı verildiği anlaşılmakla verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığından buna yönelik istinaf başvurusuna itibar edilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.26/04/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.