Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/620 E. 2023/1035 K. 05.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/620 Esas 2023/1035 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/620
KARAR NO : 2023/1035

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2022
NUMARASI : 2022/527 Esas 2022/1007 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 09/08/2022
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2023
Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların müvekkili şirketin ortağı olup, 2019 yılına kadar da şirket müdürü olduklarını, davalıların müdür oldukları dönemde şirkete verdikleri zararın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiklerini belirterek davalıların icra takibine itirazlarının iptaline, asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; sorumluluk davasının koşullarının oluşmadığını, davanın dinlenilme şartı olan dava açılması için genel kurul kararı alınmadığını, davanın zaman aşımına uğradığını, yönetim kurulu üyelerinin zımnen ibra edildiğini, yöneticilerin kusurlu davranışı sonucu fiili bir zararın oluşması gerektiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan alacaklar hesabı ve muavin defterinde sadece müvekkili …’ın ismi bulunduğunu, diğer müvekkiline ait herhangi bir kayıt bulunmadığını, müvekkili …’a husumet yöneltilemeyeceğini, şirket kayıtlarının sadece müvekkilleri tarafından tutulduğu iddiasının gerçekle bağdaşmadığını, dolar kurundaki hızlı artış nedeniyle o tarihte yönetici konumunda olan müvekkillerinin yönetimindeki davacı şirketin kredi taksitlerini ödemekte güçlük çektiğini, şirket lehine dolar kredisinin yapılandırıldığını, aradaki kur farkının banka tarafından şirkete borç olarak yansıtıldığını, şirketin geliri ile bankaya olan kredi borcunun vadesinde ödenmesinin mümkün olmadığını, şirket lehine kredi borcunun yapılandırıldığını, ispat yükünün davacı üzerinde olduğunu, davacının tek taraflı düzenlenen belgelere dayandığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalıların şirket yöneticisi oldukları dönemde şirketi zarara uğrattıkları iddiasıyla şirket zararının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasına bakmaya HMK’nun 14/2. maddesi uyarınca davacı şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresinin bulunduğu yer olan Çorum Asliye Ticaret (Asliye Hukuk) Mahkemesinin kesin yetkili olduğu, kesin yetki kuralı dava şartı olduğundan resen dikkate alındığı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; HMK’nun 14/2. maddesindeki düzenleme ortaklık veya üyelik ilişkisi ile sınırlı tutulduğunu, davanın ise, davalıların şirketi müdür sıfatı ile yönettikleri dönemde şirkete vermiş oldukları zararların tazmini hakkında olduğunu, kesin yetkinin varlığından söz edilemeyeceğini, davalıların mahkemenin yetkisizliğine ilişkin itirazı bulunmadığını, yargılama aşamasında yetkiye itiraz etmedikleri gibi dava şartı arabuluculuk sürecinde de yetkiye itiraz edilmediğini, davalıların yerleşim yeri Ankara olup, davalı birden fazla ise bunlardan birinin yerleşim yerinde dahi dava açılabildiğini, dava konusu dikkate alındığında, sorumlular aleyhine açılacak davanın şirket merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde de açılabileceğine ilişkin TTK’nun 561. maddesindeki düzenlemenin de kesin yetki kuralı içermediğini, sorumlular aleyhine açılan davada, davanın niteliği göz önüne alındığında davanın Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülebileceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, limited şirket yöneticilerinin sorumluluğundan kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı şirket ticaret sicil kayıtları, davacı şirketin 02/09/2021 tarihli olağan genel kurul toplantı tutanağı, Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2021/12903 sayılı takip dosyası sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2021/12903 sayılı takip dosyasında, davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine müdürlerin tazmin sorumluluğundan kaynaklanan 14.306.436,91 TL alacağın tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin tebliği üzerine davalı borçluların icra müdürlüğünün yetkisiz olduğunu, borcun bulunmadığını belirterek takibe itiraz ettikleri, itirazın iptali talebiyle işbu davanın açıldığı görülmüştür.
Davacı yan davalıların 2019 yılına kadar davalı şirketin yetkili müdürü olduklarını, yetkili müdür oldukları dönemde şirketi zarara uğrattıklarını, uğranılan zararın tahsili için başlatılan icra takibine davalıların haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı şirket merkezinin Çorum olup, HMK’nun 114/1.ç maddesi uyarınca kesin yetkili mahkemenin HMK’nun 14/2. maddesi uyarınca Çorum Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazları incelendiğinde, davacı tarafça, 2019 yılına kadar şirket müdürü olan davalıların şirketten usulsüz para aldıkları, aldıkları bu paraları şirkete iade etmedikleri, şirketi zarara uğrattıkları iddiasıyla şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı açılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 561. maddesi “Sorumlular aleyhinde şirketin merkezinin bulunduğu yer asliye ticaret mahkemesinde dava açılabilir.” hükmünü içermektedir. Anılan hükümde yer alan yetki kuralı seçimlik yetki kuralı niteliğinde olup, kesin yetki kuralı niteliğinde değildir. Her ne kadar HMK’nun 14/2. maddesi kesin yetki kuralını ihtiva ediyor ise de, madde düzenlemesi özel hukuk tüzel kişilerinin ortaklık veya üyelik ilişkileri ile sınırlı olmak üzere ön görülmüş olup, bu hükmün somut olaya uygulanma imkanı bulunmamaktadır (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19/09/2016 tarih 2016/6973 Esas 2016/7321 Karar, 13/12/2016 tarih 2016/6937 Esas 2016/9537 Karar sayılı ilamları).
Hal böyle olunca, mahkemece şirket müdürünün sorumluluğundan kaynaklanan işbu itirazın iptali davasında HMK’nun 14/2. maddesinin uygulanamayacağı, TTK’nun 561. maddesi uyarınca şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin seçimlik yetkili mahkeme olduğu, kesin yetkinin söz konusu olmadığı davada mahkemenin yetkili olup olmadığının re’sen gözetilemeyeceği, davalıların cevap dilekçelerinde mahkemenin yetkisine yönelik itirazlarının bulunmadığı, davanın esasına girilerek taraf delilleri toplanıp, sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Öte yandan, yukarıda açıklandığı üzere davanın açıldığı Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili mahkemedir. İtirazın iptali davalarında, usulüne uygun olarak icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş olması halinde, yetkili icra müdürlüğünde takip yapılması HMK’nun 114/2. maddesi hükmü uyarınca dava şartı niteliğinde olup, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Bu durumda İİK’nun 50/2. maddesi uyarınca öncelikle davalıların icra dairesinin yetkisine yönelik itirazının incelenmesi gerekmektedir.
İcra müdürlüğünün yetkisine itirazın ne şekilde yapılacağı İİK’da düzenlenmediğinden İİK’nun 50. maddesinin HMK’nun yetkiye ilişkin hükümlerine atıf yaptığı gözetilerek HMK’daki hükümler gözetilmelidir.
HMK’nun 19/2. maddesi uyarınca yetki itirazında bulunan taraf, yetkili yeri bildirmediği takdirde yetki itirazı dikkate alınmayacaktır.
Somut olayda davalılar icra takibine itirazında icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğini bildirmiş ise de, yetkili icra müdürlüğünü göstermediğinden icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı İİK’nun 50. maddesinin HMK hükümlerine yaptığı atıf gözetilerek HMK’nun 19/2. maddesi uyarınca yetki itirazı dikkate alınamayacaktır. Bir başka anlatımla, davalıların icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine itirazı usulüne uygun yetki itirazı niteliğinde değildir.
Bu durumda, mahkemece davalıların dava konusu icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazı usulüne uygun yetki itirazı niteliğinde olmadığı, ödeme emrine itiraz süresi içerisinde icra müdürlüğünün yetkisine yönelik usulüne uygun yetki itirazı olmadığından icra takibinin yapıldığı Ankara İcra Müdürlüğünün yetkili icra müdürlüğü olarak kabul edileceği, yetkili icra müdürlüğünde takip yapılmasına ilişkin itirazın iptali davasının dava şartının gerçekleştiği gözetilerek 22/12/2022 tarihli celsede icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın usulüne uygun olmadığı gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmesi de usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddi yönündeki kararında isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.3 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2022 tarih 2022/527 Esas 2022/1007 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacının yatırmış olduğu 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının istinaf aşamasında yapmış olduğu yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sonunda dikkate alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/07/2023

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.