Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/612
KARAR NO : 2023/1027
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/11/2022
NUMARASI :….
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/07/2023
Taraflar arasındaki alacak istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 1972-1975 yılları arasında Almanya’da işçi olarak çalıştığını, sigorta primlerini düzenli olarak ödediğini, müvekkil tarafından … Sigorta Kurumu’ndan yatırılan primlerin iadesi istenmiş olup bahse konu sigorta kurumu 10.09.2013 tarihinde verdiği cevapta primlerin ödendiğine dair cevap verdiğini, fakat ödemenin nereye yapıldığına dair herhangi bir bilgilendirmede bulunulmadığını, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi amacıyla dava açtığını, Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/309 E., 2018/548 K., sayılı dosyasından zamanaşımı nedeniyle ret kararı verildiğini, yapmış oldukları istinaf başvurusu neticesinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin 2019/1522 E., 2021/1513 K. sayılı ve 09.12.2021 tarihli kararı ile haklı ve yerinde davanın kabulüne karar verildiğini, müvekkilin … Sigorta Kurumu tarafından 31.10.1977 Tarihinde T.C … Bankası’na ödenen 3.312,38 TL sigorta primlerinin tutarının alanında uzman bir bilirkişi vasıtasıyla, öncelikle … Markının tedavülden kalkması nedeniyle 3.312,38 DM güncel karşılığının belirlenerek, Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/309 E., 2018/548 K. Sayılı dosyasından kabul edilen 4.000 TL dışındaki bakiye kalan tazminat tutarının 31.10.1977 tarihinden itibaren mevduata işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, dava konusu uyuşmazlığın dayanağı, 1979 yılına kadar … Sigorta Kurumları tarafından doğrudan ya da … … Bankası … … kanalıyla müvekkil Banka’ya gönderilen, bu tarihten sonra ise Ağustos 2010 tarihinde uygulamaya tamamen son verilene kadar sadece … … kanalıyla müvekkili bankaya gönderilen malullük, emeklilik, dul ve yetim aylıkları ile sigorta primi iadesi ödemelerinin ilgililerine ödenmesine yönelik olarak “ücret alınmaksızın veya benzeri hiçbir menfaat temin edilmeksizin” gerçekleştirilen bir havale işlemi olduğu, müvekkil Bankanın “anonim şirket” şeklinde örgütlenmesinin bir sonucu olarak tacir sıfatını haiz olduğu, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine göre “havaleden doğan” hukuk davaları ile (f) bendi gereğince bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerden doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın “ticari dava” sayıldığını, dolayısıyla, uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, bu itibarla, işbu uyuşmazlığı çözmede Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli bulunduğu hususu gözetilerek, görev itirazının kabulü ile duruşma yapılmaksızın görevsizlik kararı verilmesini ve dava dosyasının görevli Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; dava, davacının yurtdışında çalışması karşılığı olan ve Almanya’daki kurum tarafından … Bankası’na gönderilen sigorta primlerinin iadesi istemine ilişkin olup, dava konusu uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan ticari davalardan olmadığı gibi, taraflardan davacı tacir olmadığı, bu durumda dava konusu uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Müvekkili kuruluşun anonim şirket olduğunu, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın 6098 Sayılı TBK’nun havale hakkındaki 555-560 maddelerinden kaynaklanan hukuk davalarının mutlak ticari dava sayıldığını, bu nedenle açılan davada ticaret mahkemesi görevli olduğundan verilen usulden ret kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; … Sigorta Kurumu tarafından T.C. … Bankasına gönderilen sigorta primlerinin tahsili istemine ilişkindir.
Davanın asliye hukuk mahkemesine açıldığı, Ankara 44. Asliye Hukuk Mahkemesince açılan davanın havaleye ilişkin olmasından ötürü TBK’nun 555 ve devamı maddeleri gereğince görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği, görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine dosyanın ticaret mahkemesine gönderildiği, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince dava, davacının yurtdışında çalışması karşılığı olan ve Almanya’daki kurum tarafından … Bankası’na gönderilen sigorta primlerinin iadesi istemine ilişkin olup, dava konusu uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde tahdidi olarak sayılan ticari davalardan olmadığı gibi, taraflardan davacı tacir olmadığı, bu durumda dava konusu uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k.maddesine göre; “Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi” ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun m. 3/l.bendinde tanımlanmıştır. Buna göre;” Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Aynı Kanunun Diğer Tüketici Sözleşmeleri başlıklı 49/(1). maddesinde; finansal hizmetlerin her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade ettiği, finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmenin ise finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmeler olduğu, aynı Kanunun 83/2. maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği, aynı Kanunun 73/1. maddesinde ise; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu, düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden anlaşılacağı üzere somut uyuşmazlıkta davacı tüketici olup, davalı bankaya yatırıldığını iddia ettiği sigorta primlerinin tahsilini talep etmektedir. Bu kapsamda dava konusu işlem tüketici işlemidir. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlıklarda da tüketici mahkemeleri görevlidir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilir.
Hal böyle olunca, mahkemece, tüketici mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken işin esasına girelerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık yönünden kabulü gerekmiş, HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca görevsizlik kararı veren Ankara 44. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/80 Esas 2022/224 Karar sayılı Kararının ve Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/11/2022 tarih ve 2022/723 Esas 2022/748 Karar sayılı kararlarının görevli mahkemenin tayini yönünden ayrı ayrı kaldırılmasına, HMK’nın 353(1)-a.3 maddesinin hükmü özel düzenleme içerdiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile HMK’nın 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın ve talebe bağlı olmaksızın dosyanın görevli Ankara Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık yönünden KABULÜNE,
Görevsizlik kararı veren Ankara 44. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2022/80 Esas 2022/224 Karar sayılı Kararının ve Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 07/11/2022 tarih ve 2022/723 Esas 2022/748 Karar sayılı kararlarının ayrı ayrı KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın görevli ve yetkili Ankara Nöbetçi Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Bir karar örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-Davalıdan peşin alınan 179,90 TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davalıya iadesine,
5-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
05/07/2023
Başkan Üye Üye Zabıt Katibi
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.