Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/597 E. 2023/1056 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/597
KARAR NO : 2023/1056

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2022
NUMARASI :…
DAVA TARİHİ : 30/09/2022
KARAR TARİHİ : 06/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2023

Taraflar arasındaki tazminat davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı dava dilekçesinde özetle; … Şubesi nezdinde banka hesabı bulunan(…. numaralı) eşi ve aynı zamanda vasisi bulunduğu …’ın 08.03.2022 tarihli sağlık raporundan ve mahkeme kararlarından da görüleceği üzere 2016 yılından bu yana kısıtlı olduğunu, tek vasisinin kendisinin olduğu, Datça Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2022/22 Esas 2022/126 Karar sayılı 12.04.2022 tarihli gerekçeli kararı ile de vasilik görevinin devamı yönünde karar verildiğini, tarafınca 09.07.2021 tarihinde davalı bankaya yapılan yazılı başvuruda eşi …’ın kısıtlı olmasına rağmen banka nezdinde bulunan birikmiş emekli maaşı, ek hesabı ve hesabına yatan tüm kira bedellerinin kısıtlılığın kaldırıldığına dair hiçbir belge olmadan ve bankacılık kanunlarına aykırı şekilde ve 4 kez ikaz etmesine rağmen maaş kartı ve kredi kartı (oğluna) verildiğini ve oğlu tarafından kullanıldığını, bunun kanuna aykırı olduğunu, tek yetkilinin şahsı olduğu ifade edildiğini iddia ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla ve ileride tespit edilecek değer sonrası artırlmak üzere şimdilik 100.TL maddi tazminatın ve 3.000-TL manevi tazminatın davalının haksız eylemini gerçekleştirdiği tarihten itibaren ticari avans faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Türk Medeni Kanunu 456. maddesine göre vasilik süresinin iki yıl süre ile belirlendiğini, davacının bu hususu dikkate almayarak, vasilik görevinin süre sonunda sona erdiğine dikkat etmeden işbu haksız davayı ikame ettiğini, Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/743E. Sayılı dosyasından, müvekkil bankaya yazılan 02.08.2021 tarihli müzekkere ile, kısıtlı adayı …’a ait vasi tayini davasında, adı geçen ilgiliye, müvekkil bankadan almış olduğu maaş, maaşının ek hesabı ve ayrıca maaş kartı çıkartılması için izin ve yetki verildiğini, mahkemenin görevsiz olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının iddia ettiği dönemde davacının vesayet görevi bulunmadığı, dava dışı … tarafından yapılan işlemlerin Ankara 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2021/743 E. Sayılı geçici izin ve yetki belgesine dayanılarak davalı tarafından yerine getirildiği, yetkisiz işlem yapılmasının söz konusu olmadığı, bu nedenle davacının belirtilen dönemde yapılan işlemler nedeniyle zarara uğradığı iddiasının yerinde bulunmadığı gerekçeleriyle maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme gerekçesinin gerçeği yansıtmadığını, mahkeme tarafından açıkça 02.08.2021- 06.10.2021 tarihleri arası için özel olarak düzenlenmiş bir yetki belgesi ile kısıtlı eşinin ve ailelerinin geçim kaynağı olan maaşların tamamının (birikmiş maaşlarda dahil olmak üzere) neredeyse iki yıl bilgileri ve rızaları dışında vahim bir bankacılık hatası ile oğulları … tarafından çekildiğini ve bankanın tüm bu yaşananlara, sözlü yazılı itirazlarına rağmen, göz yumduğunu, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin “hayatın olağan akışına uygun” bulduğu hususun anlaşılamadığını, vasilik kararına süre doldu diyerek itibar etmeyen, kendisi hüküm veren bankanın, 2 aylık yetki belgesine istinaden yıllarca maaş ödemesi yaptığını, ilk derece mahkemesinin ise tüm bu hususları araştırmaya dahi gerek görm eden bankanın cevabı doğrultusunda dosyayı karara çıkardığını, yaşanan olaylar sonucunda ailecek maddi manevi olarak çok ciddi zararlar gördüklerini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; bankacılık işlemlerinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı yasanın 73/1. maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı yasanın 3. maddesinin 1. fıkrasının (l) bendinde,”Tüketici işlemi, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına yada hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzer sözleşmeler de dahil olak üzere her türlü sözlşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde düzenleme getirilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 4/1-a maddesi uyarınca ise sigorta hukukundan kaynaklanan davalar mutlak ticari davalardır. Anılan Kanunun 5/2 maddesi uyarınca da tüm ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesidir. Kanun’un 5/3 bendinde ise asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı şeklinde düzenleme yapılmıştır. Mahkemenin görevli olması da, HMK’nun 114/1.c maddesi uyarınca dava şartlarından olup, anılan kanunun 115. maddesi uyarınca davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden araştırılır.
Somut olayda uyuşmazlık, bankacılık işleminden kaynaklanmakta olup, dava 30/09/2022 tarihinde, 6502 sayılı yasa yürürlüğe girdikten sonra açılmıştır. Bu durumda, davaya konu olay yönünden 6502 sayılı yasanın uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekmektedir.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 3/k. maddesine göre; “Tüketici: ticari ve mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek ve tüzel kişiyi” ifade eder. Tüketici işlemi ise Kanunun m. 3/l. bendinde tanımlanmıştır. Buna göre; “Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari ve mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık, vb. sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” kapsar. Tüketici işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın veya sözleşmenin TTK’nun 4 ve 5. madde hükümleri kapsamında kalan kanunda özel olarak düzenlenen ve ticari dava sayılan bir sözleşmeden kaynaklanmasının herhangi bir önemi yoktur. Aynı kanunun 49. maddesine göre; “Finansal hizmetler, her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade eder. Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşme, finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde, sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmelerdir.” Kanunun 83/2. maddesine göre; “Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez”. Kanunun 73/1. maddesinde ise; “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevlidir” düzenlemesi yer almaktadır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilir.
Bu durumda davacı tüketici, yapılan bankacılık işlemi ise tüketici işlemi niteliğinde olup, taraflar arasında tüketici ilişkisi bulunduğundan görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
Bu açıklamalar sonucunda taraflar arasındaki ilişki bankacılık işlemi, davacı ise ticari ve meslek amaçlı hareket etmediğinden tüketici konumda olup dava tarihi itibariyle bu tür davalara tüketici mahkemesi görevli olduğundan davacının istinaf talebinin kamu düzenine aykırılık hususu yönünden kabulü ile HMK’nın 353(1)-a.3 maddesinin hükmü özel düzenleme içerdiğinden HMK’nın 360. maddesinin atfı ile HMK’nın 20. maddesi hükmü uygulanmaksızın ve talebe bağlı olmaksızın dosyanın görevli Ankara 12. Asliye Hukuk Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık yönünden kabulü ile Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21/12/2022 tarih 2022/655 Esas 2022/929 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca davanın yeniden görülmesi için dosyanın görevli ve yetkili Ankara Tüketici Mahkemesine tevzi edilmek üzere Ankara Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine,
3-Bir karar örneğinin bilgi ve UYAP üzerinden dosyanın görevli mahkemesine aktarılması için Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacıdan peşin alınan 179,90TL istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacı tarafa iadesine,
5-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada dikkate alınmasına,
6-İstinaf aşamasında duruşma yapılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. .06/07/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.