Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/591
KARAR NO : 2023/1023
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
…
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE … MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/02/2023
NUMARASI : ….
DAVA TARİHİ : 13/10/2022
KARAR TARİHİ : 05/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/07/2023
Taraflar arasındaki şirketin ek tasfiyesi istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … … … Şirketi aleyhine açılan rücu davasında mahkemece verilen kararın bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararı ile şirketin … sicilinden silindiğinin öğrenildiğini, müvekkilinin kurum alacağını teminen şirketin tüzel kişiliğinin ihyası gerektiğini, şirketin tasfiye işleminin TTK hükümlerine uygun olarak yapılmadığını, davalıların dava açılmasına sebebiyet verdiğini, rücu davası derdestken tasfiye ve terkin işlemlerinin gerçekleştiğini, taraflarına ihya davası açmak üzere yetki ve süre verildiğini belirterek … … … Şirketi’nin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; ihyası istenen şirketin mevzuata uygun şekilde tasfiye edilerek sicilden terkin edildiğini, tasfiye işlemleri tamamlanırken alacaklılara üç çağrı yapıldığını, davacının söz konusu çağrılar kapsamında başvuru yapmadığını, şirketin terkininden yaklaşık 2 yıl sonra şirketin ihyasının talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Davalı Ankara … … Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; ihyası istenen şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, şirketin hukuka uygun şekilde kapatıldığını, davanın açılmasına sebebiyet verilmediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı tarafından ihyası istenen şirketin de içinde bulunduğu bir kısım davalılar hakkında açılan Ankara 25. İş Mahkemesinin 2022/217 Esas (2018/82 eski Esas) sayılı dosyasının derdest olduğu, davacı vekiline dava konusu şirketin ihyası için dava açılması yönünden süre verildiği, tasfiye işlemlerinin gerektiği gibi tamamlanmadığı ve tasfiyesi gereken hususların eksik bırakıldığı, taraf teşkilinin ve davanın sonuçlandırılarak infazının sağlanması amacıyla ek tasfiye halinde ihyasının gerektiği, davacının iş bu davanın açılmasında hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davalı …’ın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; tasfiye sürecinin usulüne uygun olarak yapıldığını, eksik tasfiyenin söz konusu olmadığını, … … San. ve Tic. Ltd. Şti’nin tasfiyesine ilişkin süreçte alacaklılara usulüne uygun olarak üç ayrı çağrı yapıldığını, davacının ilanları takip edip zamanında hiçbir başvuru yapmadığını, davacının dayanak gösterdiği Ankara 25. İş Mahkemesi 2018/82 Esas sayılı davasını ilanlardan önce açtığını, bu nedenle … … .. … … .. Şirketi’nin tasfiye işlemlerinde müvekkilinden kaynaklı bir eksiklik olmadığını, tasfiye memurlarında kusur sorumluluğu esasının benimsendiğini, müvekkilinin kusuru olmayan bir sebepten sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, tasfiye sürecine ilişkin olarak müvekkiline atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, ihya davasına sebep olan çağrıya rağmen gerekli başvuruyu yapmayan ve rücu davasında tasfiye memuru olan müvekkiline tebligat yaptırmayanın davacının kendisi olduğunu, … … San. Tic. Ltd. Şti. dava açıldığında tasfiye aşamasında olup, tasfiye memuru tarafından temsil edildiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla tasfiye sürecinde bir eksiklik varsa bu durumun gerekli bildirim ve tebligatları yapmayan davacıdan kaynaklı olduğunu, bu süreçte müvekkilinin herhangi bir kusur veya ihmali bulunmadığını, müvekkilinin görevini gereği gibi yerine getirdiğini, yasal hasım olması nedeniyle davada taraf gösterilen ve süreçte herhangi bir kusuru da bulunmayan müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine, aksi kanaat halinde müvekkili aleyhine vekalet ücreti ile yargılama giderine hükmeden hüküm fıkralarının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirketin ek tasfiyesi istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara … … Müdürlüğü yazı cevabı, Ankara 25. İş Mahkemesinin 2018/82 Esas 2020/171 Karar sayılı kararı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 2020/1491 Esas 2022/906 Karar sayılı karar sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
İhyası talep edilen … … … Şirketi’nin 08/11/2018 tarihli genel kurul kararıyla tasfiyeye girmesine ve tasfiye memurluğuna …’ın atanmasına karar verildiği, alınan tasfiye kararının … siciline tescil edildiği, tasfiye kararına ilişkin ilanların Türkiye … … Gazetesinde yapıldığı, şirketin 29/01/2020 tarihli kararı gereğince 04/02/2020 tarihinde tasfiye kapanışla … sicilinden terkin edildiği dosya içeriğiyle sabittir.
Davalı … vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde; 6102 sayılı TTK’nun “Ek Tasfiye” başlıklı 547. maddesinde; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye … mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirmesi halinde şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verileceği ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirileceği düzenlemeleri yer almaktadır.
Somut olayda; ihyası istenen … … … Şirketi’nin davalı, davacı SGK’nın davacı olduğu rücuen alacak davasının Ankara 25. İş Mahkemesinin 2018/82 Esas sırasında kayıtlı bulunduğu, anılan dosyada verilen 2020/171 Karar sayılı kararın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin 2020/1491 Esas 2022/906 Karar sayılı kararıyla ihyası istenilen şirketin karar tarihinden önce sicilden terkin edildiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderildiği, 2022/217 Esas sırası kaydının yapıldığı, dosyanın halen derdest olduğu, anılan mahkemece şirketin ihyası davası açması için davacı vekiline süre verildiği görülmüştür.
Şirketlerin tüzel kişiliği … sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
İhyası talep olunan şirketin ortaklar kurulunca 08/11/2018 tarihinde tasfiye kararı alınmış, … tasfiye memuru olarak atanmış, tasfiye sonu kararı alınarak tasfiye memurunun yaptığı işlemlerden dolayı ibra edilmesine karar verilmiş ve şirketin 04/02/2022 tarihinde tasfiye nedeniyle sicilden terkini gerçekleştirilmiş ise de, ihya davasına dayanak Ankara 25. İş Mahkemesinin 2022/217 Esas (2018/82 eski Esas) sayılı dosyası, şirket tasfiye karar tarihi olan 08/11/2018 tarihinden önce, 27/02/2018 tarihinde açılmıştır. Yapılan açıklamadan anlaşılacağı üzere, tasfiye kararı alındığı tarihte ihyası talep olunan şirketin davalı olarak yer aldığı tazminat davası bulunmaktadır. Şirket tasfiye memuru olan davalının açılan davadan haberdar olmadığına ilişkin itirazı yerinde değildir.
Hal böyle olunca mahkemece, yapılan tasfiye işleminin usul ve yasaya uygun olarak yapılmadığı, tasfiye memurunun tasfiye edilen şirket hakkında derdest dava bulunduğu halde tasfiye kararı alıp, tasfiyeye devam ederek tasfiye kapanışı yapılmak suretiyle şirketin … sicilinden terkinine sebep olduğu gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan ihyasına karar verilen şirket ortaklar kurulunca tasfiye kararı alınarak şirket tasfiyeye girmiş, tasfiye memuru olarak atanan davalı … tarafından tasfiye işlemleri tamamlanarak şirketin tasfiye nedeniyle … sicilinden kaydı terkin edilmiştir. İhyasına karar verilen şirket hakkında tasfiye işlemleri tamamlanıp sicilden terkini yapılmadan önce dava açılmıştır.
Bu durumda mahkemece, ihyası talep edilen şirketin alınan tasfiye kararı üzerine tasfiye işlemleri tamamlanarak şirket tarafından alınan tasfiye kapanış kararı üzerine … sicilinden terkin edildiği, tasfiye memuruna davanın yöneltilmesi gerektiği, şirketin davalı olarak yer aldığı dava dosyası derdest iken tasfiye işlemlerini tamamlayarak şirketin … sicilinden terkinine sebep olan davalı tasfiye memurunun davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
TTK’nun 547/2. maddesi kapsamında açılacak ek tasfiye davasında herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmediğinden davanın süresinde açıldığının da kabulü gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulüne yönelik kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı …’dan alınması gerekli olan 179,90 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 05/07/2023
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.