Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/541 E. 2023/497 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/541 Esas 2023/497 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/541
KARAR NO : 2023/497

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/02/2021
NUMARASI : 2023/126 Esas (Ara Karar)
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
ALEYHİNE TEDBİR
TALEP EDİLEN
DAVALI :
TALEP : İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 01/02/2021
KARAR TARİHİ : 30/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/04/2023

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali ile ortak olmadığının tespiti istemiyle açılan dava kapsamında ihtiyati tedbir isteminin reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin Ankara Ticaret Sicil Memurluğunun … siciline kayıtlı olarak 2012 yılında kurulduğunu, müvekkilinin söz konusu şirket ile hiçbir ortaklık ilişkisi bulunmadığını, davalı şirketin yetkilisi olan …’ın dava dışı üçüncü kişilere borçları bulunduğunu, davalı şirket yetkilisinin müvekkili …’a borçlanması üzerine müvekkili tarafından … Hakkında Ankara 29. İcra Müdürlüğünün 2022/4352 sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, takibinin kesinleşmesi üzerine …’ın hissedarı olduğu şirketlerden olan davalı … … A.Ş.’deki hisseleri üzerine haciz konulması için Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkerenin elden götürülmesi üzerine müvekkili tarafından yapılan araştırmada iradesi dışında sahte belgelerle şirket ortağı olarak gösterildiği ve tescil ettirildiğinin tespit edildiğini, Ticaret Sicili Müdürlüğünden elde edilen kayıtlar incelendiğinde, müvekkilinin hiçbir zaman katılmadığı genel kurul toplantısı ve düzenlenen sahte belgeler ile … … A.Ş’nin hissedarı ve ortağı olarak gösterildiği ve tescil edildiğinin tespit edildiğini, davalı şirketin 28.12.2016 tarihinde tek ortaklık bildirimi yaptığı, şirketin tek ortağının şüpheli … olduğunun bildirildiği, keyfiyetin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 11 Ocak 2017 tarih ve… sayısında ilan edildiği, Şirketin Ankara 57. Noterliğinin 09.06.2020 tarih ve 14171 sayılı ile tasdikli, 09.06.2020 tarihli Genel Kurul Kararı ile sermaye artırımı yaptığı, yapılan sermaye artırımı ile müvekkili …’ın 20 hisseye karşılık 1.000-TL sermaye ile şirket ortağı olduğu, söz konusu 1.000-TL sermayenin nakden taahhüt edilerek ödendiği belirtildiği ve işbu keyfiyetin Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 12 Haziran 2020 tarih ve … sayısında ilan edildiğini, müvekkilinin davalı şirkete ortak olma iradesi bulunmadığını, davalı şirketin hiçbir Genel Kurulu’na katılmadığı, şirkete hiçbir şekilde iştirak taahhütnamesi vermediği, herhangi bir sermaye ödemesi yapmadığı halde toplantıya katılmış, iştirak taahhütnamesi sunmuş gibi gösterildiğini, “Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri” içeriğinin gerçeğe aykırı ve sahte olarak düzenlendiğini, … tarafıdan ibraz edildiği iddia olunan 02.06.2020 tarihli … … A.Ş iştirak taahhütnamesi başlıklı belgenin sahte olduğunu, … Şubesi’ne ait 02.06.2020 tarihli işlem dekontu incelendiğinde para yatırma işlemini gerçekleştiren şahsın dava dışı …isimli şahıs olduğunu, …’ın yetkilisi olduğu şirketlerden birinde sigortalı olarak çalıştığını, dava dışı … ve diğer şahısların fikir ve eylem birliği içerisinde gerçekte yapılmayan ve müvekkilinin iştiraki olmayan bir Genel Kurul Toplantısı yapılmış gibi sahte “Genel Kurul Toplantı ve Müzakere Defteri” düzenlediklerini, altındaki imza müvekkiline ait olmayan sahte “İştirak Taahhütnamesi” düzenleyerek Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne ibraz ettiklerini ve yine müvekkili tarafından verilmeyen 1.000-TL’yi müvekkili adına yatırarak sahte belgeler ile müvekkilini davalı şirket ortağı olarak gösterdiklerini, … ve eyleme iştirak eden diğer şahıslar hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2023/46938 soruşturma sayılı dosyası üzerinden suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı şirketin borçlandırıcı birçok işleme girdiğinin öğrenildiğini işbu sebeple gerçekte ortak olmadığı bir şirketin borçlarından dolayı müvekkilininde şahsi mal varlığının tehlikeye düştüğünü belirterek, tensiple birlikte, davalı şirketin borçlandırıcı ve yükümlülük doğurucu işlemler ile ortakları borçlandırıcı işlemler yapmaması ve bu yönde karar almaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece;dosya kapsamına, sunulan delillere göre; tedbir talep edenin tedbir talebinde haklı olduğunu yaklaşık olarak ispat etmediği, ihtiyati tedbir için yasal koşulların oluşmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı şirkete ortak olma iradesi bulunmadığını, müvekkilinin ortak olarak gösterilmesine dayanak belgelerden olan iştirak taahhütnamesindeki imzanın müvekkiline ait olmadığı ve davalı şirkete herhangi bir sermaye ödemesi yapılmadığını, taraflarınca sahtecilik iddiasında da bulunulduğunu, nitekim dava dilekçesi ekinde sunulan belgeler incelendiğinde iştirak taahhütnamesi altında bulunan belgedeki imzanın ilk bakışta dahi müvekkil eli ürünü olmadığının anlaşıldığını, bununla birlikte müvekkili adına yatırıldığı iddia edilen sermaye ödemesinin müvekkili tarafından yapılmadığını, ödemeyi yapan kişinin davalı veya organik bağ bulunan başka bir şirkette şoför olarak çalıştığı hususları göz önünde bulundurulduğunda dava dilekçelerindeki iddialarının yaklaşık olarak ispat edildiği izahtan varest olduğunu, tedbir taleplerinin reddi halinde şirketin bir kısım borçlandırıcı işlemlere girerek müvekkilinin telefisi imkansız zararlara uğraması kuvvetle muhtemel olduğunu, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin sahte belge ve işlemlerle müvekkilinin şirkete ortak gösterdiğinin sabit olduğunu, işbu sebeplerle tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle, 24.02.2023 tarihli ihtiyati tedbir talebinin reddine dair kararın kaldırılarak tedbir taleplerinin kabulüne, öncelikle beyan dilekçelerinde ve Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen kayıtlar incelenerek tedbir taleplerinin yeniden değerlendirilmesine, davalı şirketin borçlandırıcı ve yükümlülük doğurucu işlemler ile ortakları borçlandırıcı işlemler yapmaması ve bu yönde karar almaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, genel kurul kararının iptali ile ortak olmadığının tespiti istemiyle açılan dava kapsamında davalı şirketin borçlandırıcı ve yükümlülük doğurucu işlemler ile ortakları borçlandırıcı işlemler yapmaması ve bu yönde karar almaması yönünde ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
HMK’nun 389/1 maddesine göre, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
HMK’nun 390/3.maddesinde tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
Somut olayda davacı yanca,davalı şirketin 02.06.2022 tarihli genel kurul kararının iptali ile ortak olmadığının tespiti istemiyle açılan dava kapsamında davalı şirketin borçlandırıcı ve yükümlülük doğurucu işlemler ile ortakları borçlandırıcı işlemler yapmaması ve bu yönde karar almaması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep etmiş ise de, dosya kapsamına göre ilk derece mahkemesince davacının haklılığını yaklaşık olarak ispatlanamadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davacıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harç peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 362/(1)-g.maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/03/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.