Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/432 E. 2023/659 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/432 Esas 2023/659 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/432
KARAR NO : 2023/659

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22/12/2022
NUMARASI : 2022/118 Esas 2022/1009 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 26/11/2021
KARAR TARİHİ : 03/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2023

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl davanın usulden reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı birleşen dosya davalısı tasfiye memuru vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
ASIL DAVADA DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “diş kliniği” alanında faaliyet gösteren davalı şirkete ait işyerinde 01.04.2016 tarihinden itibaren “hekim yardımcısı” sıfatıyla fiilen çalışmaya başladığını, iş akdinin davalı işverence haksız ve ihbarsız olarak feshedildiği 29.12.2018 tarihine kadar davalı şirket nezdinde kesintisiz ve fiilen çalıştığını, müvekkilinin işçilik alacaklarının davalı şirketten tazmin ve tahsili amacıyla Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2019/295 Esas sayılı işçilik alacak davası açıldığını, anılan mahkemece 10/06/2021 tarihinde gerçekleştirilen duruşmasında tarafılarına ihya davası açmak için süre ve yetki verildiğini beliterek …. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
ASIL DAVADA CEVAP
Davalı Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; dava konusu şirketin 19/03/2020 tarihli tescil ile birlikte Polatlı Ticaret Sicili Müdürlüğünce terkin edilmesi sebebiyle; davada husumetin Polatlı Ticaret Sicili Müdürlüğüne yönetilmesi gerektiğini, iş bu davada Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğünün taraf sıfatı bulunmadığını belirterek, pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin “diş kliniği” alanında faaliyet gösteren davalı şirkete ait işyerinde 01.04.2016 tarihinden itibaren “hekim yardımcısı” sıfatıyla fiilen çalışmaya başladığını, iş akdinin davalı işverence haksız ve ihbarsız olarak feshedildiği 29.12.2018 tarihine kadar davalı şirket nezdinde kesintisiz ve fiilen çalıştığını, müvekkilinin işçilik alacaklarının davalı şirketten tazmin ve tahsili amacıyla Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde 2019/295 Esas sayılı işçilik alacak davası açıldığını, anılan mahkemece 10/06/2021 tarihinde gerçekleştirilen duruşmasında tarafılarına ihya davası açmak için süre ve yetki verildiğini, iş bu yetki uyarınca taraflarınca Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/118 Esas sayılı dosyasında yargılaması devam eden ihya davası açtıklarını, ihya davasında mahkemece 09.06.2022 tarihli celsede ticaret sicil kayıtlarına göre ihyası talep edilen şirketin Polatlı Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı olduğu ayrıca şirketin genel kurul kararıyla tasfiye kapanışı yaptığı, tasfiye memurunun … olduğu anlaşıldığından davacı vekiline Polatlı Ticaret Sicili Müdürlüğünden ve tasfiye Memuru … husumet yöneltip mahkemenin dosyası ile birleştirme konusundaı dava açması için taraflarına süre verildiğinini, iş bu gerekçe ile huzurdaki davayı açmak gereği hasıl olduğunu belirterek …. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA CEVAP
Davalı Polatlı Ticaret Sicili Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; …. Şti.’nin 22/03/2019 tarihinde tasfiye tescili yapılıp, tasfiyesini tamamlamasının ardından 19/03/2020 tarihinde kaydı silindiğini, tasfiye başlangıcının; Türkiye Ticaret Sicil gazetesinin 28/03/2019 tarih ve 9797 sayılı nüshasının 266.sayfasında, 05/04/2019 tarih ve 9803 sayılı nüshasının 266. sayfasında, 15/04/2019 tarih ve 9809 sayılı nüshasının 266. sayfasında 1 er hafta arayla 3 kez ilan edildiğini, 6 aylık kanuni süre sonunda şirket yetkililerinin müracaatı sonucu 19/03/2020 tarihinde şirketin kaydının silindiğini ve bu hususun Türkiye Ticaret Sicil gazetesinin 26/03/2020 tarih ve 10045 sayılı nüshasının 216. Sayfasında ilan edildiğini, Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı talimatları doğrultusunda yapılan terkin işlemi ile ilgili yasal hasım olduklarını davada ihya kararı verilmesi halinde mahkeme giderlerinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; işçi alacakları davası açısından değerlendirildiğinde mahkemece ihya talebinin haklı bir talep olduğu kanaat getirilebilecek olsa da, tescil işlemi sonrasındaki ek tasfiye işleminin davacı tarafa umulan faydayı sağlayamayacağını, şirketin tasfiye işlemi sonunda düzenlenen detay mizanı ve bilançosu incelendiğinde aktif varlıklarının şirket alacaklarını karşılamaya yetmediğinin görüleceğini, şirketin ihyasına karar verilecek olması halinde şirket alacaklarının alacak miktarının artacağı, şirket öz kaynaklarının eksiye düşmüş olması nedeniyle şirketin iflasını talep etme zorunluluğu doğacağını, tasfiye sürecinin davacıya hukuki bir yarar sağlamayacağını savunmuş, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; ihyası talep edilen ….Şti.nin Polatlı Ticaret Sicil Müdürlüğünde ticaret siciline kayıtlı olduğu ve genel kurul kararı ile terkin edildiği, ihya davasında husumetin Polatlı Ticaret Sicil Müdürlüğünde ve Tasfiye Memurluğuna yöneltilmesi gerektiği, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün ve ihyası talep edilen şirketin taraf ehliyetinin bulunmadığı anlaşıldığından asıl davada davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan HMK.114.ve 115.maddeleri uyarınca usulden reddine,
İhyası talep edilen Polatlı Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı ….Şti.nin 21/03/2019 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği, tasfiye memurluğuna şirket ortaklarından davalı … atandığı, tasfiye işlemi sonucu, şirketin 20/02/2020 tarihli kararla tasfiye kapanışı yaptığı, sicil kaydının 19/03/2020 tarihinde tescil edilerek Ticaret Sicilinden silindiği Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde gerekli ilanların yapıldığı, davacı tarafından anılan şirket aleyhine Polatlı 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2019/295 esas sayılı dosyasında işçi alacakları için açıla davada taraf teşkilinin sağlanması için şirketin ihyasının gerektiği, davacının ihya davası açmakta hukuki yararının bulunduğu, terkin edilen şirketin yeniden ihyası ve ticaret siciline tescili için 6102 sayılı TTK’nun 547. maddesinde öngörülen koşulların oluştuğu anlaşıldığından birleşen davada; davanın kabulüne, Polatlı Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı olup ticaret sicili müdürlüğünden terkin edilen Tasfiye Halinde ….Şti.nin tüzel kişiliğinin Polatlı 1.ASHM nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2019/295 esas sayılı sayılı dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olmak üzere ihyasına, Ticaret Siciline yeniden tescil ve ilan edilmesine, TTK.547/2.maddesi uyarınca ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru olarak önceki tasfiye memuru davalı … atanmasına, davanın mahiyeti gereği Ticaret Sicil Müdürlüğü zorunlu hasım olduğundan ve davanın açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamasına, davanın açılmasına sebep olduğundan önceki tasfiye memuru davalı …’ın yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmasına dair, Dosya kapsamına göre ihyasına karar verilen şirketin ortağı ve yetkilisi olan tasfiye memuru … için ücret takdir edilmemiştir. Asıl davada davanın pasif dava ehliyeti yokluğundan HMK.114.ve 115.maddeleri uyarınca usulden reddine, Birleşen mahkememizin 2022/429 esas sayılı dosyasında davanın kabulüne, Polatlı Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı olup ticaret sicil müdürlüğünden terkin edilen Tasfiye Halinde ….Şti.nin tüzel kişiliğinin Polatlı 1.ASHM nin (İş Mahkemesi Sıfatıyla) 2019/295 esas sayılı sayılı dosyasının sonuçlandırılması ile sınırlı olmak üzere ihyasına, Ticaret Siciline yeniden tescil ve ilan edilmesine, Önceki tasfiye memuru davalı …’ın(T.C….) TTK.547/2.maddesi uyarınca tasfiye memuru olarak atanmasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Birleşen dosya davalısı tasfiye memuru vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin tek ortağı olduğu …. Şti.’nin tasfiye sürecine girdiğini ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uygun şekilde yürütülen bu süreç sonunda gerekli işlemler tamamlandığını ve adı geçen şirket 26 Mart 2020 tarih ve 10045 sayılı ticaret sicil gazetesinde yayımlanan ilan ile ticaret sicilinden terkin edildiğini, davacı ise tasfiye sonucunda terkin edilen şirket aleyhine Polatlı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtığı 2019/295 e. sayılı işçi alacakları davası nedeniyle bu şirketin yeniden ticaret siciline tescil edilmesi amacıyla Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde ihya davası açtığını, mahkemece davacı tarafından polatlı 1. asliye hukuk mahkemesi’nde (iş mahkemesi sıfatıyla) açılan 2019/295 e. no.lu davada taraf teşkilinin sağlanabilmesi amacıyla terkin edilen …. Şti. nin TTK’nın 547. maddesine istinaden sadece söz konusu işçi alacağı davası ile sınırlı olmak üzere ticaret siciline yeniden tescil ve ilanına, müvekkilimin ise tasfiye memuru olarak atanmasına hükmedildiğini, dosya içerisinde bulunan şirkete ait tasfiye işlemi sonunda düzenlenen detay mizan ve bilanço incelendiğinde, şirketin aktif varlıklarının şirket alacaklılarının alacaklarını karşılamaya yetmediği ortaya çıktığını, tasfiye sonucunda müvekkilinin 234.851,70 tl, sgk ise 20.146,84 tl alacaklı kaldığını, SGK’nın kamu alacağına karşı limited şirket ortağı olan müvekkilinin müşterek ve müteselsil sorumluluğunun bulunması nedeniyle, müvekkilinin terkin işleminden sonra SGK borcunu da ödediğini, bu nedenle, şirketin ihyası sonucunda elde edilecek olan tek şey şirketin müvekkiline olan borcunun artacak olması olduğunu, bu durumda da şirketin öz kaynaklarının eksiye düşmüş olması nedeniyle iflasının talep edilmesini zorunlu kılacağını, hal böyleyken şirketin ticaret sicilinde ihya edilmesinin ve hemen sonrasındaki ek tasfiye sürecinin davacıya hukuki bir yarar sağlamayacağı açık olduğunu, yerel mahkemenin gerekçesinde müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olduğuna karar verildiğinin belirtildiğini, bu hususun maalesef ki tamamen hatalı bir yorum olduğunu, söz konusu …. Şti. nin tasfiye sürecine girdiği tarih 21.03.2019’dur. davacı asilin Polatlı İş Mahkemesi’nde işçilik alacaklarının tahsili amacıyla açmış olduğu 2019/295 e. no.lu davanın açılış tarihi ise 10.07.2019’dur. Şirketin tasfiye sürecine girmesi ile davanın açılması arasında yaklaşık 4 aylık bir süre bulunduğu göz önüne alındığında, müvekkilinin tasfiye sürecine başladığı tarihte henüz şirket aleyhine açılmış bir dava da söz konusu olmadığını, müvekkilinin ileride şirket aleyhine dava açılacak olmasını bilmesi de beklenemeyeceğinden işbu davanın açılmasında da herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenle yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu olduğuna ilişkin verilen mahkeme hükmü hatalı olduğunu, davacı yanın istinaf talebindeki taleplerinin aleyhe olanlarını kabul etmediklerini bildirir, istinaf taleplerinin kabulü ile kararının müvekkili lehine kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin ise karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; Asıl ve birleşen dava şirketin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Polatlı Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, Polatlı İş Mahkemesinin 2019/295 Esas dosyasının Uyap’tan gelen sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
İhyası talep edilen …. Şti.’nin genel kurul kararıyla tasfiyeye girmesine ve tasfiye memurluğuna …’ın atanmasına karar verildiği, tasfiye kararına ilişkin ilanların Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yapıldığı, şirketin tasfiye kapanışına ilişkin 20/02/2020 tarihli genel kurul kararı üzerine 26/03/2020 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği dosya içeriğiyle sabittir.
Polatlı İş Mahkemesinin 2019/295 esas sayılı dosyası ile davacı tarafından ihyası istenilen şirket aleyhine işçilik alacaklarına ilişkin açılan davada mahkemece 22.09.2021 tarihli celsede davacıya ihya davası açmak üzere kesin süre verildiği anlaşılmıştır.
Birleşen dosya davalısı …’ın vekilinin istinaf itirazlarına gelindiğinde; 6102 sayılı TTK’nun “Ek Tasfiye” başlıklı 547. maddesinde; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklıların, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilecekleri, mahkemenin istemin yerinde olduğuna kanaat getirmesi halinde şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verileceği ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirileceği düzenlemeleri yer almaktadır.
Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
İhyası talep olunan şirketin ortaklar kurulunca tasfiye kararı alınmış,…’ tasfiye memuru olarak atanmış, tasfiye sonu kararı alınarak tasfiye memurunun yaptığı işlemlerden dolayı ibra edilmesine karar verilmiş ve şirketin 26/03/2020 tarihi itibariyle tasfiye nedeniyle sicilden terkini gerçekleştirilmiştir. İhya davasına dayanak Polatlı İş Mahkemesinin 2019/295 Esas sayılı dosyası 21.03.2019 şirket tasfiye karar tarihinden sonra 10.07.2019 tarihinde açılmıştır. Yapılan açıklamadan anlaşılacağı üzere, tasfiye kararı alındığı tarihte ihyası talep olunan şirketin davalı olarak yer aldığı alacak davası bulunmadığı tasfiye karar tarihinden sonra ve ihyası talep olunan şirketin tasfiye kapanışı nedeniyle ticaret sicilinden terkin edildiği tarihten önce işçilik alacaklarına ilişkin davanın açıldığı görülmüştür.
Bu durumda mahkemece Polatlı İş Mahkemesinin 2019/295 Esas sayılı dosyasının ihyası talep edilen şirketin terkin tarihi olan 26/03/2020 tarihinden önce açıldığı, açılan davanın derdest olduğu, davacı tarafın derdest davasından ötürü şirketin ihyasını istemekte hukuki yararı bulunduğu ve şirketin ek tasfiye için ihyası gerektiği, davanın tasfiye memuruna da yöneltilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin ihyaya ilişkin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan TTK’nun 547/2. maddesi kapsamında açılacak ihya davasında herhangi bir hak düşürücü süre öngörülmediğinden davanın süresinde açıldığının da kabulü gerekmiştir.
İhyasına karar verilen şirket ortaklar kurulunca tasfiye kararı alınarak şirket tasfiyeye girmiş, tasfiye memuru olarak atanan … tarafından tasfiye işlemleri tamamlanarak şirketin tasfiye nedeniyle ticaret sicilinden kaydı terkin edilmiştir. İhyasına karar verilen şirket hakkında tasfiye işlemleri tamamlanıp sicilden terkini yapılmadan önce dava açılmıştır. Bu durumda mahkemece, ihyası talep edilen şirketin alınan tasfiye kararı üzerine tasfiye işlemleri tamamlanarak şirket tarafından alınan tasfiye kapanış kararı üzerine ticaret sicilinden terkin edildiği, tasfiye memuruna davanın yöneltilmesi gerektiği, şirketin davalı olarak yer aldığı dava dosyası derdest iken tasfiye işlemlerini tamamlayarak şirketin ticaret sicilinden terkinine sebep olan davalı tasfiye memurunun davanın açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden birleşen dosya davalısı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Birleşen dosya davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/05/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.