Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/39 E. 2023/1076 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/39
KARAR NO : 2023/1076

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
….

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/06/2020
NUMARASI :…..
DAVA TARİHİ : 10/05/2019
KARAR TARİHİ : 11/07/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/07/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizce verilen karara karşı davalı vekili tarafından başvurulan temyiz kanun yolu incelemesi sonunda verilen Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda dosya Dairemize gönderilmiş olmakla duruşma açılmak suretiyle gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan iki ayrı icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin kefalet iradesinin bulunmadığını, alacağın muaccel hale gelmediğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dava tarihinden sonra davalının icra takibi nedeniyle borç ödeme taahhüdünde bulunarak borcu ödediği, itirazın iptaline yönelik talep hakkında davanın konusuz kaldığı, icra inkar tazminatı, harç, yargılama giderlerinden davalının sorumlu tutulması gerektiği gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile dava dışı asıl borçlu arasında imzalanan sözleşmede davalının müteselsil kefil olduğunu, alacağın tahsili talebi ile icra takipleri başlatıldığını, davalının takiplere itirazı üzerine itirazın iptali davası açıldığını, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı gereğince davalıdan borcuna mahsuben 70.000,00 TL mahsup edildiğini, yapılan bu tahsilat ile davaya konu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14150 sayılı dosya borcu tamamen tahsil edilmiş ise de davaya konu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı dosya borcunun halen devam ettiğini, bu dosyaya ödeme yapılmadığını, ödeme taahhüdünde bulunulduğunu, verilen taahhütname ile borcun açıkça kabul edildiğini, itirazın olmadığının belirtildiğini, bu durumun davanın kabul edildiği anlamında olduğunu, bu nedenle davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, yetki verilen vekilin talimat dışında duruşmada görevini kötüye kullanarak icra dosyasında herhangi bir borcun kalmadığını, talebin konusuz kaldığını beyan ettiğini, bu durumun mahkemeye bildirildiğini, davaya konu davaya konu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı dosyada davalının adresine hacze gidildiğini, 23/06/2020 tarihinde borca mahsuben 50.000,00 TL mahsup edildiğini, davalı tarafından 23/06/2020 tarihinde vekili kanalıyla davaya konu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı dosya borcunun ödenmediği, borcun kabul edildiğine ilişkin yazılı beyanda bulunulduğunu, karar üzerine icra müdürlüğünce dosyanın infazen işlemden kaldırılmaya hazır hale getirilerek tüm itirazlara rağmen dosyanın işlemden kaldırıldığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiş, istinaf dilekçesinde ayrıca icra işlemlerine devam edebilmelerine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalı borçlunun borca yetecek menkul, gayri menkul, hak ve alacaklarına ihtiyati haciz/tedbir konulmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde; taraflarınca dosyaya sunulan 23/06/2020 tarihli beyan dilekçesinin herhangi bir geçerliliği bulunmadığını, borcun tamamen kabul edilmesine ilişkin dilekçenin davacının korkutması ve ciddi bir tehlike olduğu yönündeki inanç neticesinde imzalandığını, korkutma fiili olmasa idi beyan dilekçesinin imzalanmayacağı ya da bu içerikte herhangi bir beyanda bulunulmayacağının açık olduğunu, müvekkilinin herhangi bir sıfatla sorumluluğunun bulunmadığı icra dosya borcunu kapattığını, davacının müvekkilinin zarara uğratma kastıyla hareket ettiğini, icra müdürlüğüne verilen taahhüdün herhangi bir hukuki geçerliliğinin bulunmadığını, müvekkilinin davayı kabul ettiği yönündeki iddiaların kabul edilebilir nitelikte olmadığını, davanın açıldığı tarihte haksız olan tarafın tespit edilerek yargılama giderleri ve vekalet ücreti giderleri hakkında bir karar verilmesi gerektiğinin müvekkili aleyhine yargılama gideri, vekalet ücreti ve icra inkar tazminatına hükmedilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini belirterek davacı yanın istinaf başvurusunun ve neticeten davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 04/11/2020 tarih 2020/1043 Esas 2020/1141 Karar sayılı kararıyla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı icra takibine itirazın iptali hakkında verilen karar yönünden kaldırılmasına, konusuz kalan Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı icra takibine itirazın iptali davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmolunmuştur. Anılan karara karşı davalı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19/10/2022 tarih 2021/3263 Esas 2022/7176 Karar sayılı kararıyla; “… 1-Dava, genel kredi sözleşmesinden ve kredi kartı üyelik sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takiplerine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, bu karara yönelik istinaf istemi Bölge Adliye Mahkemesince değerlendirilmiştir. Davalı vekilinin 28.07.2020 tarihli dilekçesinde, her ne kadar “Konu” kısmı itibariyle cevap dilekçesi olduğu açıklansa da, “İstem ve Sonuç” kısmındaki “Davanın Reddi” istemi yanında dilekçenin bir bütün olarak incelenmesinde, yerel mahkeme kararına yönelik istinaf dilekçesi mahiyetinde olduğu anlaşılmaktadır. Bu durum karşısında istinaf mahkemesince HMK’nin 344. maddesi uyarınca gerekli harçların ikmali için meşruhatlı muhtıra tebliğ edilerek harçların tamamlanmasına göre davalının dilekçesinin istinaf istemi olarak değerlendirilerek inceleme yapılması gerekirken davalının dilekçesinin değerlendirilmemesi doğru görülmemiş, bu yönü ile kararın bozulması gerekmiştir. 2-Bozma sebebi ve şekline göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.” gerekçesiyle Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Dairemizce anılan bozma ilamı üzerine yapılan yargılama sırasında bozma ilamına uyulmasına hükmedilmiştir.
Davalı asil …, Yargıtay bozma ilamından sonra Dairemizce yapılan yargılama sırasında bila tarihli elektronik imzalı dilekçesi ile istinaf hakkından feragat ettiğini bildirmiştir.
Davacı vekili 23/06/2023 tarihli yazılı beyan dilekçesi ile davacı alacaklı banka tarafından davalı borçlu aleyhine başlatılan Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takip dosyasında banka tarafından yapılan kampanya dahilinde dosyanın kapatılması için indirimli olarak toplam 129.175,74 TL tahsilat yapıldığını, dava vekalet ücretinin, icra vekalet ücretinin ödendiğini, icra inkar tazminatı borca mahsup edilerek 22.950,00 TL’nin borçlu davalı tarafından ayrıca ödenerek Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takip dosyasının kapatıldığını belirtmiştir.
Davacı vekilinin istinaf itirazı dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takibe itirazın iptali hakkında verilen karara yöneliktir. Bu durum karşısında istinaf incelemesi sadece Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takibe itirazın iptali hakkında verilen karar hakkında yapılmış olup, dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14150 sayılı takibe itirazın iptali hakkında verilen karar kesinleştiğinden anılan takip dosyası hakkında verilen karar ile ilgili herhangi bir istinaf incelemesi ise yapılmamıştır.
Dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı icra takip dosyası ile davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine toplam 163.946,82 TL alacağın tahsili istemi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 08/12/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin 17/12/2018 tarihinde borca itiraz ettiği, sürenin son gününün hafta sonuna gelmesi nedeniyle itirazın 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde yapıldığı, davacı alacaklı vekiline itirazın tebliğ edilmediği, iş bu itirazın iptali davasının, itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 10/05/2019 tarihinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takip dosya borcunun ödendiği, davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Açılan işbu itirazın iptali davasında öncelikli olarak incelenmesi gereken husus dava şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğidir. Yasal süre içerisinde ödeme emrine yapılmış bir itirazın varlığı itirazın iptali davasına özgü dava şartı niteliğindedir.
Dava tarihi itibarıyla, dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takip dosyasının yasal süre içerisinde ödeme emrine itiraz edilmiş olmasına ilişkin itirazın iptali davasının dava şartı gerçekleşmiştir. Yargılama aşamasında ise davalı yan 13/01/2020 tarihinde dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takip dosyasında takibe ve borca itirazın bulunmadığını belirterek ödeme taahhüdünde bulunmuştur. Bu durumda davalı icra takibine itirazını geri aldığından itirazın iptali davasının yasal süre içerisinde ödeme emrine yapılmış bir itirazın varlığına ilişkin dava şartı ortadan kalkmış olup, açılan dava Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takip dosyasına itirazın iptali yönünden konusuz kalmıştır.
İtirazın iptali davasında yasal süre içerisinde ödeme emrine yapılmış bir itirazın varlığı dava şartı olduğundan takibe konu borcun ödenip ödenmediği hususundan önce gözetilir. İstinaf aşamasında da anılan husus dava şartı olduğundan kamu düzenine aykırılığa ilişkin bu durum re’sen gözetilmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece itirazın iptali davasının yasal süre içerisinde ödeme emrine yapılmış bir itirazın varlığına ilişkin dava şartı yargılama aşamasında ortadan kalkması nedeniyle davanın konusuz kaldığı gözetilerek konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Öte yandan itirazın geri alınması nedeniyle konusuz kalan davada dava tarihi itibarıyla dava şartının gerçekleştiği, dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı takip dosyasında talep edilen alacak likit, bir başka anlatımla hesaplanabilir ve bilinebilir nitelikte ise de, icra inkar tazminatı, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafından tamamen ödendiğinin davacı vekilinin 23/06/2023 tarihli dilekçesiyle anlaşılması nedeniyle icra inkar tazminatı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkında yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına hükmedilmiştir.
Dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14150 sayılı icra takibine itirazın iptali davası hakkında ilk derece mahkemesince verilen karar kesinleştiğinden anılan dava konusu icra takip dosyası hakkında açılan davada yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamı da gözetilerek davalı vekilinin, davacı vekilinin istinaf başvurusuna cevap dilekçesi istinaf talebi olarak değerlendirilmiş ise de, bozma ilamından sonra Dairemizce yapılan yargılama sırasında davalı asil istinaf başvurusundan feragat ettiğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle usulden reddine hükmedilmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık nedeniyle kabulüne, dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14150 sayılı icra takibine itirazın iptali davasında verilen ilk derece mahkemesi kararı kesinleştiğinden anılan dava konusu hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, ilk derece mahkemesi kararının dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı icra takip dosyasına itirazın iptali hakkında verilen karar yönünden kaldırılmasına, davalının yargılama aşamasında Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı icra takibine itirazını geri aldığı, itirazın iptali davasının anılan icra dosyası yönünden itirazın geri alınması nedeniyle konusuz kaldığı gözetilerek dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı icra takibine itirazın iptali davası konusuz kaldığından, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, icra inkar tazminatı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalı tarafından ödendiğinden anılan hususlarda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı vekilinin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/06/2020 tarih 2019/266 Esas 2020/204 Karar sayılı kararının Ankara 17.İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı icra takibine itirazın iptalı hakkında verilen karar yönünden kaldırılmasına,
3-Dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14150 sayılı icra takibine itirazın iptali davası hakkında verilen ilk derece mahkemesi kararı kesinleştiğinden anılan dava konusu hakkında yeniden karar verilmesi yer olmadığına,
4-Konusuz kalan Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14149 sayılı icra takibine itirazın iptali davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
5-İcra inkar tazminatı, yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalı tarafından ödendiğinden anılan hususlarda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Alınması gereken 179,90 TL karar ilam harcının peşin yatırılan 3.631,02 TL harçtan mahsubu ile bakiye 3.451,12 TL harcın dava konusu Ankara 17. İcra Müdürlüğünün 2018/14150 sayılı takibe itirazın iptali hakkında verilen kararda yer alan harç ile tahsilde tekerrür olmamak üzere talep halinde davacıya iadesine,
7-Bakiye gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B)1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun feragat nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Davalı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcı ile 54,40 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL istinaf karar harcının talebi halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri hakkında, davacı vekilinin tahsil beyanı gözetilerek karar verilmesine yer olmadığına,
3-Bozma ilamı sonrasında Dairemizce açılan duruşma nedeniyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca uyuşmazlık konusu miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/07/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.