Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/381 E. 2023/774 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/381 Esas 2023/774 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/381
KARAR NO : 2023/774

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 02/01/2023 (Ek Karar)
NUMARASI : 2022/590 Esas 2022/851 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 29/08/2022
KARAR TARİHİ : 25/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2023

Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak karardan sonra davacı vekili tarafından hükmün tamamlanması talebinde bulunulması üzerine davacı talebinin reddine yönelik olarak verilen ek karara karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …. Şti’nin ortağı olduğunu, ihyası istenilen şirketin üzerine tescilli … plakalı araçlarının satışını yapmak istediklerini, şirketin münfesih olarak gözüktüğü için araç satışını yapamadıklarını belirterek, araç satışı için dava dışı şirketin ihyasını talep etmiştir.
Davacı vekili karar tarihinden sonra ibraz ettiği hükmün tamamlanması talepli dilekçesinde özetle; yapılan yargılama sonunda dava kabul edilerek şirketin araçlar ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verildiğini, mahkemece ihya kararı ek tasfiye işlemleri ile sınırlı verildiği halde tasfiye memuru atanmamasının hukuka aykırı olduğunu belirterek HMK’nun 305/A maddesi uyarınca hükmün tamamlanmasını ve tasfiye memuru olarak Kadir Tüylüoğlunun atanmasını talep etmiştir.

CEVAP
Davalı yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; dava dışı şirketin … sicil numarası ile 02/01/1996 tarihinde kurulduğunu, şirketin 10/08/2010 tarihinde sicilden resen terkin edilmiş olduğunu, şirketin son kayıtlı adresine 03/07/2014 tarihinde çıkartılan tebligatın iade edildiğini, söz konusu hususların 07/07/2014 tarihli ve 8606 sayılı TTSG’de ihtaren ilan edildiğini, şirketin 2 aylık süre içerisinde hiçbir evrak ibraz etmediğini, 06/02/2015 tarihinde resen terkin edildiğini, şirketin hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını beyanla, öncelikle davanın süre yönünden reddini, şirketin ek tasfiyesine karar verilmesi halinde tasfiye memuru atanmasını, yasal hasım olduklarından aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; şirkette pay sahibi olan davacı tarafından ihyası istenen şirket adına kayıtlı araçlaın satış ve tasfiyesi için dava açıldığı, dava dışı şirketin ticaret sicil kayıtları incelendiğinde; ihyası istenen şirketin TTK’nun geçici 7. Maddesine göre 06/02/2015 tarihinde ticaret sicilden kaydının re’sen silindiği, trafik tescil kaydına göre şirket adına kayıtlı … plakalı araçların olduğu görülmüştür. Eksik işlemler ile tasfiyenin sonuçlandırılması halinde usulüne uygun yapılmış bir tasfiyeden söz etmek mümkün olamayacağından şirketin yeniden ihyası gerekmektedir. TTK 547. maddesi gereğince şirket adına kayıtlı … plakalı nolu araçların satış ve satış bedelinin tasfiyesi ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına, yasal hasım olan davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmeksizin, davanın kabulü ile, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün (…) sicil numarasında kayıtlı iken sicilden resen kaydı silinen … Şirketi’nin … plakalı araçların satış işlemleri ile ile sınırlı olmak üzere ihyasına, karar kesinleştiğinde tescil ve ilanı içim Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne gönderilmesine karar vermiştir.
Davacı vekilinin tamamlama talebi üzerine mahkemece hükümde eksiklik bulunmadığı HMK’nun 305/A maddesinde yazılı hükmün tamamlanması koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle talebin reddine ilişkin ek karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; şirketin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin edilmesi ile sona erdiğini, tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiğini, şayet, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmamış ve tasfiyesi gereken hususlar eksik bırakılmışsa, tüzel kişilik ticaret sicilinden terkin edilmiş olsa dahi, şirketinin ihyası sağlanarak, tüzel kişiliğin davalara taraf edilmesi mümkün olduğunu, somut durumda ihyası talep edilen …. Şti isimli şirket tasfiye işlemleri tamamlanmadan resen ticaret sicilden terkin edildiğini, tasfiye işlemleri yapılmadan resen terkin edilen ve müvekkilin pay sahibi olduğu ihyası istenen şirket üzerine tescilli … plakalı araçlar bulunması ve şirket üzerine kayıtlı … plakalı araçların satışı yapılacak olup hali hazırda şirket tüzel kişiliği dolayısıyla hak ve fiil ehliyeti bulunmadığından ilgili satış işlemlerinin gerçekleştirilememesi nedeniyle tarafımızca Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/590 e. sayılı dosyası ile …. Şti isimli şirketin araç satışı ile sınırlı olarak ihyası ve tasfiye memuru atanması talep edildiğini, yerel mahkeme tarafından 01.12.2022 tarihinde “davanın kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün (…) sicil numarasına kayıtlı iken sicilden resen kaydı silinen … Şirketi’nin … plakalı araçların satış işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına ” karar verdiğini, ancak dava dilekçesi ile talep edilmiş olmasına rağmen 01.12.2022 tarihli gerekçeli kararda yerel mahkeme tarafından tasfiye memuru ataması yapılmadığını, müvekkili tarafından kararın uygulanması amacıyla Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne başvurulduğunu ancak Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tasfiye memuru atanmadığı gerekçesi ile şirketin ihyasının tescil ve ilanı yapılmadığını, 6102 sayılı ttk’nın 547. maddesi, “ (1) tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebileceklerini, (2) mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir.” hükmünü içerdiğini, yasa hükmü ve yüksek mahkeme içtihatları doğrultusunda şirketin ihyasına karar veren yerel mahkemenin bu kararına ek olarak şirkete bir veya birkaç kişinin tasfiye memuru olarak atanmasına karar vermesi gerektiğinin açık olduğunu, ancak yerel mahkeme tarafından şirketin ihyası kararı verilmişse de şirkete tasfiye memuru ataması yapılmadığını, bu nedenle taraflarınca, 29.12.2022 tarihinde yerel mahkeme dosyasına 6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanunu 305/a maddesi” taraflardan her biri, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebileceğini, bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.” hükmü gereğince yasal süresi içerisinde 01.12.2022 tarihli hükmün tamamlanlanarak ihya edilen … Şirketi için müvekkili … tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesi talepli dilekçemiz sunulduğunu, yerel mahkeme tarafından 02.01.2023 tarihli ek kararı ile hükümde eksiklik bulunmadığı gerekçesiyle hmk 305/a maddesi gereği hükmün tamamlanması taleplerinin hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, 6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanunu 305/a maddesi ile hükmün tamamlanması düzenlemesinin asıl amacı, eksik olan nihaî kararların tamamlanabilmesini sağladığını, hükmün tamamlanarak ihya edilen şirkete bir veya birkaç tasfiye memuru ataması yapılması gerekirken yerel mahkeme tarafından hükmün tamamlanması yönündeki taleplerinin hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, bu nedenlerle, istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesince tesis edilen 02.01.2023 tarihli ek kararın ortadan kaldırılarak, istinaf taleplerinin doğrultusunda hmk 305/a maddesi gereği hükmün tamamlanarak ihya edilen … için …tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; TTK’nın geçici 7. madde uyarınca ticaret sicilden terkin edilen şirketin ihyasına ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Davacı yan … Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, davacı vekili ile davalı temsilcisinin hükmün tamamlanması talebi üzerine ise, talebin reddine ilişkin ek karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusu verilen ek karara yöneliktir.
HMK’nun 305/A maddesi “Taraflardan her biri nihai kararın tebliğinden itibaren 1 ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebilir. Bu karara karşı kanun yoluna başvurulabilir.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile ihyası talep olunan şirketin araç satış işlemleri ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmiştir.
Davacı vekilinin hükümde tamamlanmasını talep ettiği husus araç satışları ile sınırlı ihyasına karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına yöneliktir.
İhyası talep olunan … Şti.’nin sermayesini 10.000,00 TL’ye çıkarmaması nedeniyle TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca kendisine yapılan ihtar ve ilan üzerine süresi içerisinde bildirimde bulunmadığından 06/12/2015 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiği dosya içeriğiyle sabittir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerde tasfiye ve ticaret sicilinden re’sen kayıtlarının silinmesinin düzenlendiği, aynı maddenin 4.fıkrasının “a” bendinde; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, aynı maddenin 11.bendinde ise; dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilana rağmen süresi içerisinde cevap vermeyen veya tasfiye memuru bildirmeyen veyahut durumunu kanuna uygun hale getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtları ile birlikte bildirmeyen şirketin unvanının ticaret sicilinden re’sen silineceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığı, ancak ihyası istenen şirket yetkilisine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belgenin veya tebligatın dosyaya sunulmadığı gibi dosyaya sunulan ihyası istenen şirkete çıkartılan tebligatın ise adresten taşınması nedeniyle bila tebliğ iade edildiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 4/a bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ya da şirketin yetkisine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtar usule aykırıdır. Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde; “01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu maddede belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tutulamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. Maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 14/06/2017 tarih ve 2017/4-1358 esas 2017/1193 karar sayılı kararında; “…Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır (Murat Kaderoğlu Anonim Şirketlerin İnfisahı, sayfa 350-351, dipnot 251 atfı Çalışkan s. 200; Şengül Al Kılıç, Anonim Şirketlerde Tasfiyeden Dönme, sayfa 168 dipnot 418-aynı yöndeki atıf Karaman Coşgun s.316,).
Öte yandan, 6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplerle dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde, şirkete ait tasfiye edilmemiş malvarlığının bulunması halinde ise 10 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler.
Davacı yanın talebinin iki adet aracın tasfiyesiyle sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına yönelik olduğu gözetilerek iki adet aracın tasfiyesi ve ek işlemleri yönünden şirketin yeniden sicile tesciline, ek tasfiyesine karar verilen şirkete tasfiye memuru atanmasına, kararın tescil ve ilanına karar verilmesi gerekir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2021 ve 2021/2387 Esas 2021/6034 Karar sayılı içtihatı).
6100 Sayılı HMK’nın “Hükmün Tashihi ve Tavzihi” başlıklı 305.maddesi, 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 26’ncı maddesiyle, “Hükmün Tashihi, Tavzihi ve Tamamlanması” şeklinde değiştirilmiş, ihdas olunan 305/A. maddesinde; taraflardan her birinin, nihaî kararın tebliğinden itibaren bir ay içinde, yargılamada ileri sürülmesine veya kendiliğinden hükme geçirilmesi gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda, ek karar verilmesini isteyebileceği, bu karara karşı kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir.
Tavzih ve tamamlama talebi ile usulünü düzenleyen HMK’nın 306.maddesinin başlığı ise “Tavzih Talebi ve Usulü” şeklinde iken 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 28’nci maddesiyle, 306.maddenin başlığı ” Tavzih ve Tamamlama Talebi İle Usulü” şeklinde değiştirilmiş, birinci fıkrasına “Tavzih” ibaresinden sonra gelmek üzere “veya tamamlama” ibaresi ile birinci ve üçüncü fıkralarına “tavzih” ibarelerinden sonra gelmek üzere “veya tamamlama” ibareleri eklenmiştir.
Buna göre, HMK’nın 22/07/2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanunun 28’nci maddesi ile değişik 306.maddesi gereğince, tavzih veya tamamlamanın, dilekçeye tarafların sayısı kadar nüsha eklenmek suretiyle hükmü veren mahkemeden istenebileceği, dilekçenin bir nüshasının, cevap süresi mahkemece belirlenerek karşı tarafa tebliğ edileceği, cevap, tavzih veya tamamlama talebinde bulunan tarafa tebliğ olunacağı, mahkeme, cevap verilmemiş olsa bile dosya üzerinde inceleme yaparak karar vereceği; ancak gerekli görürse iki tarafı sözlü açıklamalarını yapabilmeleri için davet edebileceği, mahkeme tavzih veya tamamlama talebini yerinde gördüğü takdirde 304’üncü madde uyarınca işlem yapacağı, düzenlenmiştir.
Davacı vekiline kararın 25/12/2022 tarihinde tebliğ edildiği HMK’nun 305/2. maddesinde belirtilen 1 aylık süre içerisinde 29.12.2022 tarihinde hükmün tamamlanmasını talep ettiği anlaşıldığından mahkemece davacı vekilinin hükmün tamamlanması talebine ilişkin dilekçenin bir nüshasının, karşı tarafa tebliğ edilerek cevap süreside beklendikten tasfiye memuru atanması talebi ile ilgili karar verilmesi gerekirken talebin hükümde eksiklik bulunmadığı belirtilerek reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin tasfiye memuru atanması talebinin reddine yönelik ek kararında isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kamu düzenine aykırılık yönünden kaldırılmasına, dosyanın mahkemesinin 02.01.2022 tarihli ek kararının kaldırılmasına yeniden yargılama yapmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE,
2-Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02.01.2022 tarih ve2022/590 Esas 2022/851 Karar sayılı ek kararının KALDIRILMASINA,
3-Hükmün tamamlanması istemi hakkında HMK 306. md. gereğince işlem yapılarak karar verilmesi için dosyanın karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 362/(1)-g.maddeleri uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/05/2023

Başkan- Üye Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.