Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/378 E. 2023/651 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/378 Esas 2023/651 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/378
KARAR NO : 2023/651

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 27/09/2022
NUMARASI : 2022/169 Esas 2022/559 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 08/03/2022
KARAR TARİHİ : 03/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/05/2023

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından …Şirketi aleyhine dava dışı …’den temlik alınan alacağa istinaden Ankara 20. İcra müdürlüğünün 2011/219 eski 2021/14965 yeni esas sayılı dosyası ile Ankara 22. İcra müdürlüğünün 2008/2226 esas sayılı dosyasında takip alacaklısı olduklarını, söz konusu icra dosyalarında başlatılan takibi sürdürebilmeleri için 23/01/2014 tarihli Türk Ticaret Kanununun geçici 7. maddesi uyarınca sicilden resen terkin edilen borçlu şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı Ankara Sicil Müdürlüğü yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; ihya davasının terkin tarihinden itibaren 5 yıllık süre içinde açılmadığını; bu sebeple zamanaşımı itirazını ileri sürdüklerini; dava dışı şirketin TTK geçici 7.madde kapsamında 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden re’sen terkin edildiğini; 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Münfesih Olmasına veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5’inci maddesinde Müdürlüklerce sayılı sebeplerle münfesih olan şirketlerin belirleneceği ifade edilmiş ve (d) bendinde “18/05/2004 tarihli ve 5714 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32’nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilmemesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler”in müdürlüklerce kapsama alınacağının düzenlendiğini, dava dışı şirket bu kapsamda olduğunu, yasal hasım bulunduklarını ve davanın reddine karar verilmesini savunulmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, Davanın kabulü ile; Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün “…” sicil numarasında kayıtlı “…Şirketi”nin Ankara 22.İcra Müdürlüğü’nün 2008/2226 esas sayılı ve Ankara 20. İcra Müdürlüğü’nün 2021/14965 (2011/219 eski esas) esas sayılı takip dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye işlemlerini yapmak üzere TTK’nın 547/2.maddesi uyarınca, şirket ortaklarından … T.C. Kimlik Numaralı …’nun tasfiye memuru olarak atanmasına ve ek tasfiye işlemlerinin anılan tasfiye memuru tarafından yerine getirilmesine, ihya kararının kesinleşmesi sonrasında ticaret sicilde tescil ve ticaret sicil gazetesinde ilanına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; …Şirketi aleyhinde ipotek alacağı nedeniyle dava dışı …. tarafından Ankara 22. İcra Müdürlüğü 2008/2262 Esas sayılı dosyasından ipotek takibi ve Ankara 20. İcra Müdürlüğü 2011/219 Esas sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığını, bahse konu alacaklar Beyoğlu 23. Noterliğinin 09.04.2014 tarih … yevmiye nolu sözleşmesi ile … A.Ş. Ye devir ve temlik edildiğini, … A.Ş. … A.Ş. … A.Ş. İse … A.Ş. Bünyesinde birleştiğini, …Şirketinden olan alacak nedeniyle alacaklı lehine … adına kayıtlı … Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde ipotek şerhi bulunmadığını, ipotekli taşınmazın satışı için yeniden ipotek takibi yapılacak olup; ödeme emri tebliğ edilecek ilgililer için yapılan sorgulamada ise şirketin sicil kaydının 23.01.2014 tarihinde kapatıldığı ve T.K. Geçici 7. Maddesi uyarınca sicilden terkin edildiği görüldüğünü, bu nedenle tebligatlar yapılamayacağından ipotekli taşınmazın satışına ilişkin takip başlatılamadığını ve işlemlerin yapılamadığını, bu nedenle Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … Sicil numarasında kayıtlı bulunan …Şirketi nin bahse konu icra dosyasından satış yapılabilmesi ve yeniden ipotek takibi başlatılabilmesi için için taraf teşkilinin sağlanması gerektiğinden ve şirketin borçları ödenmeden tasfiye edilemeyeceğinden gerekli işlemleri yapabilmemiz için şirketin tüzel kişiliğinin TTK’nın ilgili maddeleri uyarınca ihyasına karar verilmesini talep zarureti hasıl olduğunu, ipotek takibi başlatılması ve icra dosyasından satış yapılabilmesi için taraf teşkili sağlanması gerektiğinden Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … Sicil numarasında kayıtlı bulunan …Şirketi’ nin tüzel kişiliğinin TTK’nın ilgili maddeleri uyarınca sınırlanmaksızın ihyasına karar verilmesini, yerel mahkeme kararı usul ve yasaya aykırı olduğundan, istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek, yerel mahkeme kararının kaldırılması ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirketin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İhyası talep olunan şirketin terkinine dayanak ihtar, tebligat ve ilan suretleri, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, ihyası istenen şirketin son ticaret sicil kayıtları, dosya içerisinde yer almaktadır.
Ankara 22.İcra Dairesinin 2008/2262 esas sayılı dosyasının Uyap üzerinden gönderilen örneğinin incelenmesinde Alacaklı … tarafından borçlular ….Şti. İle … aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan takipte dosyada satış talebinde bulunulmaması nedeniyle satışın düşürüldüğü 22.11.2003 tarihinden sonra yeniden satış talebinde bulunulmadığından takibin 150/E hükümü uyarınca düştüğü ve alacağı temlik alan … Aş.’nin yenileme talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
Ankara 20.İcra Dairesinin 2021/14695 esas (Eski esası 2011/219 )dosyasının Uyap üzerinden gönderilen örneğinin incelenmesinde alacaklı … tarafından borçlular ….Şti. İle … aleyhine ilamsız takip yapıldığı dosyanın derdest olduğu görülmüştür.
İhyası talep olunan ….Şti.’nin münfesih sayılmasına rağmen TTK’nun geçici 7. maddesi uyarınca kendisine yapılan ihtar ve ilan üzerine süresi içerisinde bildirimde bulunmadığından 23/01/2014 tarihinde ticaret sicilinden resen silindiği, ihtarnamede infisah sebebi olarak 5174 sayılı kanuna göre odaca kaydı silinenler olarak yer aldığı dosya içeriğiyle sabittir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerde tasfiye ve ticaret sicilinden re’sen kayıtlarının silinmesinin düzenlendiği, aynı maddenin 4.fıkrasının “a” bendinde; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, aynı maddenin 11.bendinde ise; dördüncü fıkra uyarınca yapılan ihtar ve ilana rağmen süresi içerisinde cevap vermeyen veya tasfiye memuru bildirmeyen veyahut durumunu kanuna uygun hale getirmeyen veya faaliyette bulunduğunu adres ve kanıtları ile birlikte bildirmeyen şirketin unvanının ticaret sicilinden re’sen silineceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta şirketin 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesi kapsamında kaldığından bahisle davalı sicil müdürlüğünce ihtarname hazırlandığı ve ihtarnamenin Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınlandığı, ancak ihyası istenen şirket yetkilisine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belgenin veya tebligatın dosyaya sunulmadığı gibi dosyaya sunulan ihyası istenen şirkete çıkartılan tebligatın ise adresin kapalı olması nedeniyle bila tebliğ iade edildiği anlaşılmaktadır. 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinin 4/a bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete, şirketin yetkisine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtar usule aykırıdır. Bu nedenle dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı açıktır.
Öte yandan 5174 Sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği İle Odalar Ve Borsalar Kanunun 10/3. maddesinde; “Oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemeyeceği, hükmünü içermektedir.
30/12/2012 gün ve 28513 sayılı resmi gazetede yayınlanan ” Münfesih olmasına veya sayılmasına rağmen tasfiye edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler ile Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin” Tebliğ’in 1. maddesinin “d” bendinde; “18/5/2004 tarihli ve 5174 sayılı Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanununun 10 ve 32 nci maddelerine göre adreslerinin ve durumlarının tespit edilememesi nedeniyle ilgili odadaki üyelikleri askıya alınan ve oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl sonunda oda kaydı silinerek, sicil kaydı silinmek üzere Müdürlüklere bildirilen şirketler ve kooperatifler.” ifadesi ile kanunda olmayan bir hali tebliğ ile düzenlemiştir.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde; “01/07/2015 tarihine kadar aşağıdaki hâlleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır” denilmek sureti ile ancak kanun metninde sayılan halleri tespit edilen şirketin tasfiyesi TTK hükümlerine uyulmaksızın anılan maddedeki usule göre tasfiye edileceği belirtilmiştir. Diğer bir anlatımla bu maddede belirtilen sınırlı hallere mühhasıran özel bir tasfiye yöntemi getirilmiştir. Bu nedenle tadadi nitelikteki (numerus clausus) bu haller dışındaki durumlarda geçici 7. maddeye göre değil TTK veya ilgili kanunlardaki tasfiye usulünü uygun tasfiye yapılacaktır. Maddenin geçici ve istisnai oluşu göz önüne alındığında anılan maddeki sayılan hallerin tadadi olduğu ve genişletilmeye tabi tutulamayacağı veya genişletici yorumda bulunulamayacağı açıktır. Kanunun istisnai tasfiye usulüne (geçici 7. Maddeye göre) tabi olacağını belirtmediği bir hal ikincil bir düzenleme ile de olsa geçici 7. madde kapsamına alınamaz. Hukuk Genel Kurulu’nun 14/06/2017 tarih ve 2017/4-1358 esas 2017/1193 karar sayılı kararında; “…Diğer taraftan normlar hiyerarşisi dikkate alındığında daha alt basamakta yer alan ve tamamen idarenin düzenleyici tasarrufu niteliğinde olan yönetmelikle, daha üst basamakta bulunan ve yasama organı tarafından objektif, soyut ve genel nitelikte bir yasama tasarrufu niteliğinde bulunan kanuna aykırı düzenleme getirilmesi mümkün değildir. Yönetmelik kaynağını kanundan alır ve ancak kanunun uygulanmasını gösterir. Kanunda bulunmayan bir düzenlemenin, yönetmelikle ihdası ve bu yolla kanunun önüne geçen bir uygulamanın benimsenmesi hukukun genel teorisine de aykırıdır” denilmek sureti ile yönetmeliğin kanunla çelişen hükümlerinin değil kanun hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
Özetle ikincil düzenlemeler dayandıkları kanun maddelerine aykırı olamaz ve çelişen hallerde ikincil düzenleme hükümleri dikkate alınmaz ve kanun hükümleri uygulanır.
Doktrinde de bu çelişkiye dikkat çekilerek tebliğdeki düzenlemenin kanuni dayanağının bulunmadığı ve kanundaki sayımın sınırlı olduğu vurgulanmıştır (Murat Kaderoğlu Anonim Şirketlerin İnfisahı, sayfa 350-351, dipnot 251 atfı Çalışkan s. 200; Şengül Al Kılıç, Anonim Şirketlerde Tasfiyeden Dönme, sayfa 168 dipnot 418-aynı yöndeki atıf Karaman Coşgun s.316,).
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususu kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığından yapılan terkin işlemi bu nedenle de usul ve yasaya aykırıdır.
6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplerle dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler. Şirketin mal varlığı bulunduğu hallerde ise bu süre 10 yıldır. Eldeki dava ihyası istenen şirketin sicilden re’sen terkin edildiği 23/01/2014 tarihinden itibaren 5 yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 10/11/2021 tarihinde açılmış ise de, mal varlığı olan somut olayda uygulanacak olan hak düşürücü süre 10 yıldır. Bu süre ise somut olayda geçmediği gibi, hak düşürücü sürenin dolması halinde dahi davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün TTK’nun Geçici 7. maddesi kapsamında kalmayan şirkete bu maddeyi işlettiği anlaşıldığından yasada öngörülen hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanması mümkün görülmemiştir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27/09/2022 tarih ve 2022/5605 Esas 2022/6373 Karar sayılı ilamı).
Hal böyle olunca mahkemece, davalı ticaret sicil müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin ettiği, ihyası istenen şirketin oda kaydından re’sen terkin edilmesi sebebi ile silinme hususunun kanunda tadadi olarak sayılan hallerden olmadığı, terkin işleminin usulsüz olduğu, şirketin tam ihyasının gerektiği, davacıların talebinin de sınırlı ihyaya yönelik olmadığı gözetilerek hüküm kurulması gerekirken şirketin icra dosyaları ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin sınırlı ihya kararında isabet görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının sınırlı ihya kararı yönünden kaldırılmasına, şirketin ihyasına, ihya kararı kesinleştiğinde kararın tescil ve ilanına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A) 1-Davacı vekilinin istinaf sebeplerinin KABULÜNE,
2- Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2022 tarihli ve 2022/169 Esas 2022/559 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2.maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1-Davanın KABULÜNE,
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün “…” sicil numarasında kayıtlı “…Şirketi”nin İHYASINA,
2-Kararın kesinleştiğinde Ankara Ticaret Sicili’ne tescili ile Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde tescil ve ilanına,
3-Alınması gereken 179,90 TL karar ilam harcının davalı sicil müdürlüğünden alınarak Hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 129,75 TL yargılama giderinin davalı sicil müdürlüğünden alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacının vekille temsil olunduğu anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı sicil müdürlüğünde alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK’nun 333. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan 492,00 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 100,00 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 592,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/05/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.