Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/314 E. 2023/328 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 201 Esas 2021/ Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/314
KARAR NO : 2023/328

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ :ANKARABATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 05/01/2023
NUMARASI :2022/1414 Esas (Ara Karar)
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACILAR :
VEKİLİ :Av. … – e-tebligat
ALEYHİNE TEDBİR
TALEP EDİLEN
DAVALI :… – …
TALEP : İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 30/12/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :08/03/2023

İhtiyati tedbir isteminin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda kararda yazılı gerekçelerle reddine yönelik olarak verilen karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; TTK m. 420, 422 ve 445 vd. maddelerine göre, davalı şirketin 15.10.2022 tarihli 2020 ve 2021 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısında alınan kararların butlan, yokluk ve iptalini, TTK m. 449 ve HMK hükümlerine göre, yargılama sonuçlanana kadar iptali istenen genel kurul kararlarının icrasının geri bırakılmasını, yönetim kurulunun yönetim ve temsil yetkilerinin kaldırılarak, şirkete kayyım atanmasını, taleplerin reddedilmesi halinde şirketin iş ve işlemlerini, mali ve idari yönden inceleme yapabilecek kabiliyette donatılmış bir denetim kayyımı atanmasını, şirketin uyap üzerinden yapılacak sorgulama ve kurumlara gönderilecek müzekkere neticesinde tespit edilecek tüm taşınmaz ve taşınırları ile banka hesaplarına üçüncü kişilere devir ve temliki ile her türlü ayni ve şahsi hak tesisinin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı tarafın şirkete kayyım atanması, şirkete ait taşınır taşınmaz mallar ile banka hesaplarının üzerine ihtiyati tedbir konulması ve genel kurulun yapılmaması yönündeki tedbir taleplerinin kabulüne dair yaklaşık ispat anlamında delil olmaması, buradan verilecek tedbir kararları ile davanın talep sonucunun aynı olması dikkate alınarak bu taleplerin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbir isteminin değerlendirilebilmesi için TTK’nun 449.maddesi uyarınca davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınması gerektiğini, mahkeme tensip zaptı’nın 11.maddesine göre; “davacının tedbir isteminin (yürütmenin geri bırakılması isteminin) değerlendirilebilmesi için ttk’ nun 449.maddesi uyarınca davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınması gerektiğinden, davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin isim ve adreslerinin davacı vekilince bildirilmesine, bildirildiğinde adreslerine davetiye çıkartılmasına, tedbir isteminin ise bundan sonra değerlendirilmesine” karar verildiğini, ancak ilk derece mahkemesi bu usuli şartı yerine getirmeden tedbir talebini reddettiğini, tedbir istemini değerlendirilebilmesi için ttk’nın 449.maddesi uyarınca davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınması gerektiğini, mahkeme tensip zaptı’nın 11.maddesine göre; “davacının tedbir isteminin değerlendirilebilmesi için ttk’ nun 449.maddesi uyarınca davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin görüşünün alınması gerektiğinden, davalı şirketin yönetim kurulu üyelerinin isim ve adreslerinin davacı vekilince bildirilmesine, bildirildiğinde adreslerine davetiye çıkartılmasına, tedbir isteminin ise bundan sonra değerlendirilmesine” karar verildiğini, ancak ilk derece mahkemesi bu usuli şartı yerine getirmeden tedbir talebini reddettiğini, ihtiyati tedbir kararı için aranan “yaklaşık ıspat” şartı yerine getirildiğini, 6100 sayılı hmk’nın 390/3. maddesi uyarınca, tedbir talep eden tarafın davanın esası yönünden haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu belirtildiğini, yaklaşık ispat, ” yalın bir iddiadan daha çok, tam ispattan daha az” bir durumu anlattığını, ihtiyati tedbir talebinde bulunan tarafın iddia ettiği hakkın varlığı ve bu hakkın varlığının tehlikede olduğu hususunda hakimde kuvvetli bir kanaat oluşturması gerektiğini, davacı pay sahiplerinin temsilcisinin genel kurula katılması engellenmesi, şirket esas sözleşmesinde hüküm olmasına rağmen bakanlık temsilcisi toplantıya katılmamış olmasının, azınlığın ttk m.420’ye göre toplantıyı erteleme hakkı kullanılmasına rağmen toplantı yapılmış olması vb. açıkça hukuka aykırı birçok işlem yapıldığını, anonim şirketlerin genel kurul toplantılarının usul ve esasları ile bu toplantılarda bulunacak bakanlık temsilcileri hakkında yönetmelik (baktemyön) m. 32/4’te, anonim şirket gk’larına katılımı zorunlu olan kişiler arasında bakanlık temsilcisini sayarak, bu kimselerin katılmadığı yahut toplantıyı terk ettiği hallerde alınan kararların geçerli olmayacağını ifade ettiğini, ortaklara borçları, ortaklardan alacaklar ve kasa hesabındaki para hareketleri ve tutarları, bu hareketlerin ve tutarların kaynağı ve sebebi konusunda şaibelerin mevcut olduğunu, yönetim kurulu üyelerinin ve 3. derece dahil kan ve sıhri hısımlarının, yaptığı harcama ve geziler şirketçe karşılanmakta, şirket yöneticileri kendileri ve yakınlarının kullandıkları araçlar ile oturdukları konutun masraflarını şirket hesabından karşıladığını, bu ve buna benzer birçok hukuka aykırılık söz konusu olduğunu,“şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma yasağına” aykırı davranış nedeniyle şirketin uğradığı/ uğrayacağı muhtemel zarara ilişkin gerektiğinde hukuki/cezai süreçler de başlatılacağını, genel kurul toplantısında bu kapsamda alınan 8 nolu kararın iptalini talep ettiğini, genel kurul toplantı kararının iptaline mahkeme tarafından karar verilene kadar arada geçen zamanda yönetim kurulu üyeleri tarafından birçok işlem yapılacağını şuan dahi bu yönde işlemlerin yapıldığı bilgisi taraflarına ulaştığını, davacı müvekkillerim azınlık pay sahibi olmasına rağmen, şirketten uzaklaştırıldığını, şirket yönetimi de kasıtlı olarak bu iş ve işlemleri yapmakta ve neticesinde davacı müvekkillerimin mülkiyet haklarını ihlal edildiğini, azınlık pay sahiplerinin temsilcisi genel kurul toplantısına alınmadığını, azınlık tarafından ttk m.420’ye göre toplantının ertelenmesi talep edilmesine rağmen, genel kurul toplantısı yapıldığını, kanun ve yargı içtihatları gereği işbu genel kurul toplantısında alınan kararların iptali gerektiğini, müvekkili pay sahipleri, genel kurul toplantısının ttk m.420’ye göre ertelemesi talep edilmesine rağmen, toplantı yapıldığını, ertelenmediğini, bu nedenlerle kararın usul ve yasaya aykırı olarak verilmiş olan ihtiyati tedbir talebinin reddi kararının kaldırılmasını ve ihtiyati tedbire karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
HMK’nun 389/1. maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği, HMK’nun 390/2. maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nun 390/3. maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nun Kararın Yürütülmesinin Geri Bırakılması başlıklı 449. maddesinde; genel kurul kararları aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebileceği, bu hükme göre yapılacak değerlendirmede HMK’nın 389/(1). maddesindeki; mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği kıstası göze alınacaktır.
Anılan hükümler karşısında somut olaya gelindiğinde, ilk derece mahkemesince genel kurul kararlarının ifasının durdurulması gerekip gerekmediği hususunda yönetim kurulu üyelerinin görüşü alınması için şirket yönetim kurulu üyelerine doğrudan bu hususta tebligat yapılması gerekirken bu hususta yönetim kurulu üyelerine herhangi bir tebligat yapılmamıştır. Bu durum ise TTK’nun 449. maddesine aykırıdır.
Hal böyle olunca mahkemece genel kurul kararlarının ifasının durdurulması gerekip gerekmediği hususunda yönetim kurulu üyelerinin görüşü alınması için şirket yönetim kurulu üyelerine doğrudan bu hususta tebligat yapılması gerekirken şirket yönetim kurulu üyelerine tebligat yapılmadan dava konusu genel kurul kararının ifasının durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talebi hakkında değerlendirme yapılarak karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ihtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, TTK’nun 449. maddesi uyarınca şirket yönetim kurulu üyelerine tebligat yapılarak şirket yönetim kurulu üyelerinin görüşleri alındıktan sonra genel kurul kararının ifasının durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebi hakkında karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin genel kurul kararının yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddi ara kararına yönelik istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/(1)-a.6 maddesi gereğince KABULÜNE, sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 05/01/2023 tarih ve 2022/1414 Esas sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
3-İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekilinin genel kurul kararının yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir talebi konusunda 6102 sayılı TTK’nın 449. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyelerine tebligat yapılarak yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra yeniden karar verilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
4-İhtiyati tedbir talep eden davacılar tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf karar harcının talep halinde ihtiyati tedbir talep eden davacılara iadesine,
5-İhtiyati tedbir talep eden davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince nazara alınmasına,
6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacılar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nun 362/(1)-f ve 353/(1)-a.6 maddeleri gereğince kesin olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi.08/03/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.