Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/313 E. 2023/321 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/313 Esas 2023/321 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/313
KARAR NO : 2023/321

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ :Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20/01/2023
NUMARASI : 2023/59 Esas (Ara Karar)
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACILAR:
VEKİLİ
ALEYHİNE TEDBİR
TALEP EDİLEN
DAVALI :
VEKİLİ : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
TALEP : İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 17/01/2023
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08 /03/2023

Taraflar arasındaki ticari şirketin genel kurul kararının iptali istemli davada mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket yönetim kurulunun aldığı 05/01/2023 tarih ve 2023/1 sayılı kararının batıl olduğunun tespitine, 27/01/2023 tarihinde yapılacak olağanüstü genel kurulun durdurulmasına, olağan genel kurul yapılma zamanı gelmişken olağanüstü genel kurul yapılmasına ilişkin yönetim kurulu kararının butlanına, 27/01/2023 tarihinde yapılacak olağanüstü genel kurul toplantısının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacıların 27/01/2023 tarihinde yapılacak olağanüstü genel kurulun durdurulması talebi incelendiğinde talebin uyuşmazlığın esasına yönelik olduğu, tedbir ile istenilen sonucun dava konusu talep sonucu ile aynı olduğu, esas uyuşmazlığı çözecek tarzda ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirketin yönetiminin 2005 yılından bu yana haksız kar dağıtmama ve sermaye artış kararlarıyla müvekkillerini mağdur ettiğini, 2005 yılından bu yana yönetim kurulu başkanı eşi ve kendi adına kurduğu şirketler (…. a.ş.) ile davalı şirketin ürettiği malların büyük kısmını alıp yurt dışına kendisi sattığını, yine 2005 yılından bu yana, kendi kendisiyle ticaret de denilen ilişkili şirketle ticarete ilişkin bilgiler azınlığa verilmediğini, azınlığın 2019 yılında öğrenmesinden sonra da sorduğu tüm sorulara “ticari sır” vs diyerek cevap verilmediğini, genel kurul izni olmaksızın sürdürülen bu ticaret TTK 395’e açıkça aykırı olmasına karşın mahkemenin, davalının dayanaksız “ticari sır” savına, azınlığın mutlak haklarından olan bilgi alma inceleme, gündeme madde eklenmesi, haklarından daha fazla önem verdiğini, davalı şirketin, 2003 yılından bugüne kadar hiçbir genel kurulda kar dağıtmadığını, sürekli hak ihlali yapıldığı hiç bir duraksamaya yer bırakmadığını, 2019 yılında, 2003 yılından o güne kadar ki kar paylarını faizsiz nemasız olarak dağıttıklarını, on – onbeş yıl önceki paranın alım gücü dikkate alındığında, davacı azınlığın ne kadar mağdur edildiği ortada olduğunu, mağduriyetin bununla da kalmadığını, aynı genel kurulda sermayenin artırılmasına karar verdiğini, müvekkillerinin şirketteki paylarını koruyabilmeleri için, onca yılın kar payı olarak aldıkları beşyüzbinlira civarındaki paranın 3 katını koymaları gerektiğini, bu parayı ödeyemeyen müvekkillerinin payı %30’dan %15.12’ye düşürüldüğünü, genel kurulda alınan kararlara karşı açtıkları davada “ sermaye artış kararı azınlığa zarar vereceği “ gerekçesiyle iptal edildiğini, 2019 yılı genel kurulunda da sermayenin 13.800.000 tl.ndan 17.500.000 tl sına çıkartılmasına karar verildiğini yine kar payı ödenmediğini, daha önceki iki sermaye artış kararı mahkemece “azınlığa zarar vereceği için “ iptal edilmesine ilişkin hukuki süreç devam etmekteyken, 2021 yılı genel kurulunda, süresi geçmiş bir yönergenin sebep gösterilerek kar payının %75’ine el konularak %25’i dağıtıldığını ve yine sermayenin 22.000.000 tl.sına artırılması kararının alındığını, genel kurulda alınan kararların “ sermaye artış” ve “kar dağıtmama” kararları dahil bir kısmının iptali için mahkemede dava açıldığını (22/1064 e.), ihtiyati tedbir istemlerinin reddedildiği için müvekkillerim şirketteki paylarını yitirmemek için rüçhan haklarını kullanıldığını, davalı şirket yönetiminin mahkeme kararlarına saygısızlığı bu kadarla da kalmadığını bu defa, 2019 yılından bu yana, taraflar arasındaki tüm davalara bakan, daha önceki iki ayrı genel kurulda alınan sermaye artış kararlarını iptal eden, üçüncü sermaye artış davasına ilişkin dosya elinde olan mahkemenin, kendi kararlarının istinaf aşamasındayken alınan 4. sermaye artış kararına karşı tedbir başvurularına yaklaşık ispat koşullarının yokluğu gerekçesiyle reddinde hukuka uyarlık bulunmadığını, sürekli kar payı ödememek hak ihlali olduğunu, davalı şirket yönetimi hak ihlalini 2005 yılından bu yana sürdürdüğünü, bunu yaparken mahkemelerin verdikleri kararların kesinleşmesi için uzun süre geçmesinden yararlandığını, faaliyet raporundaki ve bağımsız denetim raporundaki hakim şirket bağlı şirket ilişkisi yoktur dense de yasa hükmünün açık olduğunu, mahkemenin sorumluluk davasını ispat edemedikleri gerekçesiyle reddettiğini, 20/203 E. sayılı davada hükme esas alınan bilirkişi raporunda hakim şirket bağlı şirket ilişkisinin olduğunun belirtildiğinin, 20 yıldır kar payı ödenmeyen müvekkillerin, ihtiyati tedbir kararı verilmezse, şirketteki %30’dan %15.12’ye düşürüldüğünü, olan paylarının da büyük kısmını kaybedeceklerini, uzun yargılama sürecinde, payları %10’un altına düşünce haklarını bile arayamaz duruma düşeceklerini, bu nedenlerle hukuka aykırı ve tehirinde telafisi imkansız zararlar doğacağı açık olan yönetim kurulunun “sermaye artışı” tek gündemiyle olağanüstü toplantı yapılmasına ilişkin 05.01.2023 tarih ve 2023/1 sayılı yönetim kurulu kararının yürürlüğünün durdurulması için ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin mahkemenin 20.01.2023 tarihli kararının kaldırılarak, talepleri yönünde kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
HMK’nun 389/1. maddesinde; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği,”
HMK’nun 391/1. maddesinde; “Mahkeme, tedbire konu olan mal veya hakkın muhafaza altına alınması veya bir yediemine tevdii ya da bir şeyin yapılması veya yapılmaması gibi, sakıncayı ortadan kaldıracak veya zararı engelleyecek her türlü tedbire karar verebileceği,
HMK’nın 26.maddesinde taleple bağlılık ilkesi düzenlenmiş olup ,26.maddede hakimin tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olduğu ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği, ancak duruma göre talep sonucunun daha azına karar verilebileceği, HMK’nın “Hükmün Kapsamı” başlıklı 297/2.maddesinde ise, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve terdide tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Somut olayda, davacılar vekili dava dilekçesinde, davalı şirket yönetim kurulunun 05.01.2013 tarih ve 2023/1 tarihli kararının yürütülmesinin durdurulmasını ve 27.01.2023 tarihinde yapılacak olağanüstü genel kurulun durdurulmasına dair ihtiyati tedbir talebi üzerine mahkemece 20/01/2023 tarihli ara kararı ile 27/01/2023 tarihinde yapılacak olağanüstü genel kurulun durdurulması talebi değerlendirilerek talebin uyuşmazlığın esasına yönelik olduğu, tedbir ile istenilen sonucun dava konusu talep sonucu ile aynı olduğu, esas uyuşmazlığı çözecek tarzda ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, davacıların davalı şirket yönetim kurulunun 05.01.2013 tarih ve 2023/1 tarihli kararının yürütülmesinin durdurulması talebine ilişkin olumlu veya olumsuz herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Bu durum ise HMK’nun 297/2. maddesine aykırılık teşkil etmektedir.
Hal böyle olunca, ilk derece mahkemesince davacıların davalı şirket yönetim kurulunun 05.01.2013 tarih ve 2023/1 tarihli kararının yürütülmesinin durdurulması talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine taleple ilgili ara kararının HMK’nun 391/2-3 maddesine uygun şekilde gerekçeli yazılması ve taraflara tebliği ile istinaf yoluna başvurulması halinde gönderilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacıların davalı şirket yönetim kurulunun 05.01.2013 tarih ve 2023/1 tarihli kararının yürütülmesinin durdurulması talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi,gerekçeli ara kararın yazılması ve taraflara tebliği ile istinaf süresi beklenildikten sonra dosyanın gönderilmesi için ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/(1)-a.6 ve 362/(1)-g.maddeleri uyarıca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.08.03.2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.