Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/312 E. 2023/588 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/312 Esas 2023/588 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/312
KARAR NO : 2023/588

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :26/10/2022
NUMARASI :2022/850 esas 2022/975 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 08/08/2022
KARAR TARİHİ : 13/04/2023

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2023

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili kurumun sigortalılarından …’nın, …. Ltd, Şti.’nin alt işveren olduğunu, asıl işveren olan …’in yapımını üstlendiği … Projesinde inşaat sıva ustası olarak çalışmakta iken 10.05 2013 tarihinde yüksekten düşmek suretiyle iş kazası geçirerek malul kalması neticesinde kurum tarafından sigortalıya ödenen ilk PSD ile tedavi giderinden kaynaklı kurum zararının rücuen tahsili istemiyle taraflarınca, …. Ltd.Şti. ve asıl işveren … aleyhine Ankara Batı 3. İş Mahkemesi nezdinde 2016/619 E. Sayılı dava ikame edildiğini, yapılan yargılamada müvekkili kurum lehine hükmedilen alacaklar ve yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalılardan tahsili amacıyla Ankara 3. İcra Müdürlüğünın 2022/8050 E. Sayılı dosyasıyla icra takibine geçildiğini, ancak Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğün’den gelen cevabi yazıda borçlu şirketin Tasfiye Halinde …. Şti.’nin Ticaret Sicil Müdürlüğünün 06/11/2017 tarih … sayılı kararı ile Ticaret Sicil Müdürlüğünden terkin edildiğinin bildirildiğini iddia ederek davalı şirket aleyhine başlatılan Ankara 3. İcra Müdürlüğü’nün 2022/8050 E. Sayılı dosyasında icra takibine devam edebilmek için şirketin ihyasını talep etmiştir.
CEVAP
Davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; ilgili şirketin sicil müdürlüğünde 04/04/2011 tarihinde kurulduğunu, şirketin 30/11/2014 tarihli genel kurulunda tasfiyeye girme kararı aldığını ve şirket tasfiye memurluğuna …’ın seçildiğini, bu kararın 30.06.2015 tarih ve 8852 sayılı Ticaret Sicili Gazetesinde tescil ve ilan edildiğini, tasfiyeye girdiğine dair alacaklılara çağrı yapılan üç ilanın yayımlandığını, son 3. ilan olan 14.07.2015’den itibaren 16 ayı aşkın süre geçtikten sonra 06.11.2017 tarihli şirketin tasfiyesinin sonlandığına dair aldığı genel kurul kararının tescilinin 10.11.2017 tarihinde yapıldığını, söz konusu şirketin terkinin 45/11/2017 tarih ve… sayılı Türkiye Ticaret sicill gazetesinde ilan edildiğini, söz konusu şirketin yukarıda bahsedildiği üzere hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını, şirketin terkin tarihinde şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının Müdürlüklerince bilinmesinin mümkün olmadığını, davanın açılmasınına sebebiyet vermediklerini bildirerek yasal hasım olduklarından vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamalarını talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; ihyası istenen şirketin davacı şirkete muaccel borcu olmadığını, davacının ihyası istenen şirket aleyhine rücu davası açtığını, davacının ihyası istenen şirket aleyhine cari hesaptan kaynaklanan bir davası söz konusu olmadığını, dolayısıyla davacının ihyası istenen şirket nezdinde terkine kadar kesinleşmiş bir alacağı bulunmadığını, davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı da bulunmadığını, ihyası istenen şirketin tasfiye işlemlerinin usulüne uygun bir şekilde yapılarak şirketin ticaret sicilinden terkini sağlandığını, ayrıca şirketin ihyasına karar verilecek ise, yalnızca ihya sebebine ilişkin işlemlerin yapılabilmesi için ehliyet verilmesi istenmesi gerekirken açılan ihya davasının usul ve yasaya da aykırı olduğunu, tüzel kişiliğin ticaret sicilindeki kaydının terkini ile sona ereceğini, bununla birlikte, şirkete açılmış bir dava sürerken şirket tasfiye edilmişse, mahkeme bu durumda davacıya ihya davası açması için de süre vermek zorunda olduğunu, böyle bir süre alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafından istenmediğini ve de mahkemece verilmediğini, davacının icra takibini de terkinden beş yıl sonra ancak 2022 yılında takibe koyduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; talebe konu edilen şirketin 6102 sayılı TTK’un 7. maddesindeki koşulların oluşması karşısında yasal ihtar ve ilanın yapıldığı, bu durumda Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tasfiye kapanış işleminin tescil edildiği, yapılan bu işlemler yasaya uygun olmakla birlikte, tüm malvarlığı tasfiye edilmeyen sermaye şirketleri ve kooperatiflerin tasfiye kapanışının yapılamayacak olması karşısında, TTK’un geçici 7. maddesinin 15. fıkrası gözününde bulundurularak, talebe konu şirket aleyhinde Ankara Batı 3. İş Mahkemesinin 2016/619 esas sayılı dosyasında açılmış bir dava olması nedeniyle tasfiyenin tamamlanmış sayılamayacağının kabulü gerektiği, bu durumda davacının hukuki menfaatinin bulunduğu, davalı …’ın bu davada kanunen hasım olamayacağı gerekçeleriyle davanın kabulü ile dava dışı …. Ltd. Şti.’nin Ankara Batı 3.İş Mahkemesinde görülen 2016/619 Esas sayılı dosyasındaki temsil amacıyla ihyasına, davalı … hakkındaki davanın usulden reddine, eksik tasfiye işlemlerinin ifası için de niza konusu olan şirketin son tasfiye kurulu bulunmadığından, mali müşavir …’nin görevlendirilmesine, kendisine 3.000,00TL ücret taktirine, davacı tarafa bu ücreti yatırması için kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık kesin süre verilmesine, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil sırasında kayıtlı …Şirketi’nin ihyasına ilişkin kararın Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı … yönünden davanın husumet nedeniyle reddinin ve … lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesine, usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece davanın kabul edilmesine rağmen müvekkili lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, dava dilekçesinde şirket hakkında verilen mahkeme kararının icrası kapsamında ihyasına karar verilmesi talep edilmesine rağmen mahkemece eksik tasfiye işlemi yönünden ihya kararı verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; limited şirket tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevaptan, ihyası istenen şirketin 6102 sayılı kanun hükümlerince 30/11/2014 tarihli genel kurul kararı ile tasfiyeye girdiği ve tasfiye memuru olarak davalı …’ın atandığı, tasfiye sonucu 06/11/2017 tarihinde ticaret sicilinden kaydının terkin ve 15/11/2017 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği anlaşılmıştır.
Ankara Batı 3. İş Mahkemesinin 2016/619 Esas, 2022/41 Karar sayılı dosyasında davacı tarafından ihyası istenen şirkete karşı açılan rücuen tazminat davası sonucu verilen kararın icrası amacıyla Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2022/8050 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibi sırasında şirketin ticaret sicilden terkin edildiğinin anlaşıldığı görülmüştür.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden tasfiye sonucu terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Nitekim 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 547.maddesinde “(1)Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki Asliye Ticaret Mahkemesinden bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemleri yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya bir kaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda dava dışı şirket 30/11/2014 tarihinde tasfiye kararı almış, davalı …’ın tasfiye memuru olarak atanmış ve şirketin 06/11/2017 tarihi itibariyle tasfiye nedeniyle sicilden terkini gerçekleştirilmiş ise de, davacı tarafından ihyası istenen davalı şirket hakkında alacak istemine ilişkin olarak Ankara Batı 3. İş Mahkemesinin 2016/619 Esas 2020/41 Karar sayılı dosyasında açılan dava sonucu verilen kararın icrası amacıyla Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2022/8050 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinin derdest olduğu anlaşıldığından davacının Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2022/8050 Esas sayılı derdest icra takibinde taraf teşkilinin sağlanması açısından şirketin ihyasını istemiyle eldeki dava açılmış, ilk derece mahkemesince davalı ticaret sicil müdürlüğü hakkındaki davanın kabulüne, davalı tasfiye memuru hakkındaki davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık, davalı tasfiye memuruna karşı TTK’nın 547. Maddesi uyarınca ihya davası açılıp açılamayacağı, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı, davada hüküm altına alınan yargılama giderlerinden davalıların sorumlu tutulup tutulamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
TTK’nın 547. maddesine dayalı ihya davalarında davalı taraf, şirket veya kooperatifin en son tasfiye memuru veya tasfiye kurulu ile yasal hasım konumunda bulunan ticaret sicili müdürlükleridir.Tasfiyenin kapatılması için tüm tasfiye işlemlerinin eksiksiz yapılmış olması, tasfiye halindeki şirketin taraf olduğu tüm uyuşmazlıkların neticelenmiş olması gerekir. TTK’nın 547/2. maddesine göre, ek tasfiye işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç kişi tasfiye memuru olarak mahkemece atanarak tescil ve ilan edilir. Bu davada tasfiye memurunun hasım gösterilmesi gerektiğinden, dava dilekçesinde açıkça davalı olarak tasfiye memurunun gösterilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Nitekim bu konudaki Yargıtay 11. HD’nin emsal nitelikteki 04.10.2022 tarihli ve 2022/5423 Esas, 2022/6617 Karar sayılı 14.09.2022 tarihli ve 2022/4408 Esas 2022/5855 Karar ve 06.09.2022 tarihli 2022/4108 Esas ve 2022/5553 Karar sayılı kararları da bu yöndedir. Bu nedenle, en son tasfiye memuru olan davalı …’a dava yöneltilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığından ilk derece mahkemesince davalı … hakkındaki davanın da kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle bu davalı yönünden davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde değildir.
Davacı tarafından, tasfiye sonucu sicilden terkin olmuş şirket aleyhine açılan Ankara Batı 3. İş Mahkemesinin 2016/619 Esas 2022/41 Karar sayılı kararına dayanılarak 09.05.2022 tarihinde başlatılan Ankara 3. İcra Dairesinin 2022/8050 Esas sayılı ilamlı icra takip dosyasında taraf teşkilinin sağlanarak icra takibine devam edilebilmesi için tasfiye halindeki şirketin ihyasının talep edilmesinde hukuki yarar bulunmaktadır. TTK’nın 547. maddesi uyarınca, tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olması halinde, ilgililerin şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden bu ek işlemlerin sonuçlandırılıncaya kadar şirketin yeniden tescilini isteyebilecek, mahkemenin talebi yerinde görmesi halinde tasfiye memurları veya yeni bir veya birkaç tasfiye memuru atayarak tescil ve ilan ettirecektir.
Tasfiye işlemleri tamamlanıp ticaret sicilinde ilan edildiği tarihte, ilamlı icra takibine dayanak Ankara 3. İş Mahkemesinde görülen davanın dava tarihinin 14/04/2016 olması, tasfiye giriş tarihinin 30/11/2014, tasfiye kapanış tarihinin ise 06/11/2017 tarihi olması karşısında davacının alacağının varlığını ve ilamlı icra takibine konulacağını bilebilecek durumda olan tasfiye memurunun tasfiyeyi kapatmasında kusurlu olduğunun kabulü ile HMK’nın 326. maddesi dikkate alındığında yargılama giderlerinden davalı tasfiye memurunun sorumlu tutulması gereklidir.
Bununla birlikte eldeki davada davalı ticaret sicil müdürlüğü yasal hasım olduğundan ilk derece mahkemesince davalı ticaret sicil müdürlüğünün yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasında hukuka aykırı bir durum bulunmadığından davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiş, takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/10/2022 tarih ve 2022/850 Esas 2022/975 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
B)1-Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasına kayıtlı olup ticaret sicil müdürlüğünden terkin edilen Tasfiye Halinde …. Ltd.Şti.nin Ankara Batı 3. İş Mahkemesi’nin 2016/619 Esas ve Ankara 3. İcra Müdürlüğünün 2022/8050 Esas sayılı dosyalarıyla sınırlı olmak üzere İHYASINA, Ticaret Siciline yeniden tescil ve ilan edilmesine,
2-Şirketin ihya işlemlerinin yapılması için davalı …’ın (T.C. …) tasfiye memuru olarak tayin, tescil ve ilanına, tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığına,
3-Alınması gereken 179,90 TL başvuru harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacının yaptığı 111,00 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya iadesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Gider avansından bakiye kısmın karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-Davacı harçtan muaf olup, harç yatırmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
2-İstinafa başvuran davacı tarafından yapılan 129,90 TL dosya gönderme ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/04/2023

Başkan- Üye Üye – Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.