Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/31 E. 2023/322 K. 08.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/31 Esas 2023/322 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/31
KARAR NO : 2023/322

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE :
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/09/2022
NUMARASI : 2022/20 Esas 2022/562 Karar
DAVACILAR :
VEKİLLERİ
DAVALI : … – T.C.:… – …
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 10/01/2022
KARAR TARİHİ : 08/03/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/03/2023

Taraflar arasındaki menfi tespit istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkilleri adına Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2021/6347 esas sayılı doyasında haciz yolu ile takip başlatıldığını, taraflarınca takibe konu bono suretinin incelenmesinde takip alacaklısı ile müvekkili arasında akdedilen 29/12/2011 tarihli devir sözleşmesi gereği düzenlenen teminat senedi olduğunu, teminat senedinin aykırı şekilde doldurularak takibe konu edildiğinin anlaşıldığını, müvekkillerinin takip alacaklısına hiçbir şekilde borcunun olmadığını, bu nedenlerle borçlu bulunmadığının tespitine kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2021/6347 Esas sayılı dosyasında müvekkiline borçlu olmadıklarının tespit edilmesini talep ettiğini, davacıların iddia ve talepleri müvekkili şirkete izafe edilebilecek herhangi bir kusur bulunmadığından haksız ve hukuka aykırı talepler olduğu, huzurdaki davanın reddi gerektiğini, keşidecisi davacılar olan 30.12.2011 tanzim 04.09.2018 vade tarihli 140.000,00 TL bedelli bono alacağına karşılık müvekkiline teslim edildiğini, bono bedelinin vadesi geçtiği halde ve müvekkilinin müteaddit uyarılarına rağmen ödenmediğini, ödenmeyen bono bedeli için Ankara 18. İcra Müdürlüğü’nün 2021/6347 Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi yapıldığını, davacı borç miktarına ve imzaya açıkça itiraz etmediğini, söz konusu senedin teminat senedi olduğunu iddia ettiğini, kambiyo senetleri illetten mücerret, borç ikrarını mutazammın belgelerdend olduğunu, kambiyo vasfındaki bir belgeye ilişkin iddiaların aynı nitelikteki belgelerle ispatı gerektiğini, bir senedin teminat senedi olarak nitelendirilebilmesi için üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir ibare yer alması gerektiğini, ancak icra takibine konu kambiyo senedi üzerinde teminat senedi olduğuna dair hiçbir ibare bulunmadığını, bu bağlamda davacı tarafın takibe konu senedin, teminat senedi olduğu iddiası haksız olup davanın reddi gerektiğini, teminat senedinin nasıl düzenlenmesi gerektiği ve şartlarının belli olduğunu, teminat senedine özgü düzenleme şartlarını taşımayan bir bononun teminat senedi olduğundan bahisle takibin iptalinin talep edilmesi haksız ve kötü niyetli olduğunu, haksız davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı şirkette hisse devrine ilişkin olarak 29.11.2011 tarihinde düzenlenen sözleşmede teminat senedinin karşılığı olarak sözleşmede belirtilen hisse devrinin yapıldığı, vergi borcunun bulunmadığı ilgili Vergi Dairesinin yazı cevabı ile anlaşıldığı, İcra Hukuk Mahkemesinin istinaf incelemesinde ilgili İstinaf Dairesinin söz konusu ilamında da belirtildiği üzere senedin devir sözleşmesine teminat olarak verildiği, davacı tarafça sözleşmede üstüne düşen edimlerin yerine getirildiği ve teminat senedinin hükümsüz kaldığı anlaşılmakla davacının teminat amaçlı verilen bu senet nedeniyle icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespiti gerektiği, İİK’nın 72/5. maddesi uyarınca, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğu anlaşılırsa, borçlunun talebi üzerine, takip konusu alacağın %20’sinden az olmayacak şekilde, uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verileceği, diğer anlatımla, borçlu davacı yararına kötüniyet tazminatına hükmedebilmek için, alacaklı davalının takibinde haksız olması yeterli olmayıp, kötüniyetli olduğunun da ispatı gerekli olup, davalı alacaklının kötüniyetli sayılabilmesi için de, haksız olduğunu bildiği ya da bilmesi gerektiği halde icra takibine girişmiş olması gerektiği, bu hususun ispat yükünün de, davacı borçluda olup, takibe konu senedin taraflarca düzenlenen sözleşme uyarınca verildiği, takip alacaklısı davalının teminat amaçlı verildiğini bildiği bu senedi haksız bir şekilde icra takibine koyduğu anlaşılmakla davacı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğinden davanın kabulüne, Ankara 18. İcra Dairesinin 2021/6347 Esas sayılı icra takibine konu keşidecisi …, keşide tarihi 30/12/2011, vadesi 04/09/2018, lehtarı … olan ve miktarı 140.000,00 TL olan senet yönünden komisyon ve işlemiş faiz ile birlikte toplam 205.239,04 TL alacak nedeniyle davacıların borçlu olmadığının tespitine, toplam 205.239,04 TL alacak üzerinden %20 oranında 41.047,88 TL kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Teminat senedinin nasıl düzenlenmesi gerektiği ve şartları belli olduğu, buna göre teminat senedine özgü düzenleme şartlarını taşımayan bir bononun teminat senedi olduğundan bahisle takibin iptalinin talep edilmesi haksız ve kötü niyetli olduğu, senedin teminat senedi olarak nitelendirilebilmesi için üzerinde teminat senedi olduğuna dair bir ibare yer alması gerektiği, ancak icra takibine konu kambiyo senedi üzerinde teminat senedi olduğuna dair hiçbir ibare bulunmadığı, ancak ilk derece mahkemesi yargılamasında haksız ve hukuka aykırı şekilde devir sözleşmesi ile takip konusu bono arasında bağlantı kurularak takibin durdurulmasına karar verildiği, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini,
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre senedin üzerinde yalnızca “teminat senedi” olduğunun yazması yeterli görülmediğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 06.03.2013 tarih, 2012/12-768 E. ve 2013/312 K. Sayılı kararında da belirtildiği üzere teminat senetlerinde senedin verilme sebebi olan sözleşmenin de belirtilmesi gerektiğini, takibe konu senette ise teminat senedi yazmadığı gibi teminatın hangi sözleşmeye istinaden verildiğine ilişkin bir bilgi de bulunmadığını, dolayısıyla teminat senedinin taşıması gereken hiçbir düzenleme şartını taşımayan senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddia ve talepler yersiz, hukuka aykırı ve gerçek dışı olduğunu,
Davacı tarafın dosyaya ibraz ettiği senet suretine sonradan ve gerçeğe aykırı şekilde düzenleme tarihi eklemek suretiyle mahkemeyi yanılttığını, takibin durdurulmasına karar verilmesinin bu yönden de hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2021/6347 esas sayılı dosyasının dayanağı olan senetten ötürü borçlu olmadığının istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2021/6347 esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlularının …, … ve … … Şirketi olup, 30/12/2011 tanzim, 04/09/2018 vade tarihli, 140.000,00 TL bedelli kambiyo senedine istinaden toplam 205.239,04 TL alacak üzerinden takip yapıldığı,
29/12/2011 tarihli devir sözleşmenin incelenmesinde; taraflarının …, … ile … olduğu,
Sözleşmenin 1.maddesinde; … ….Şti’ndeki …’a ait %40 hisseyi … adına…’e devretmeyi …’in kabul ettiği,
Sözleşmenin 2.maddesinde; …’a ait şirket hissesi karşılığında …’in 186.000,00 TL tutarında Noter’den ödeme temliknamesi vereceği,
Sözleşmenin 3.maddesinde; … … Şti’nin geçmiş dönemlerinden doğan tüm vergi ile diğer borçlarının … tarafından ödeneceği, SGK borçlarının … tarafından ödenecek olup, bu borçlardan … veya …’ın sorumlu tutulamayacağı,
Sözleşmenin 4.maddesinde ise; … … Şti’nin geçmiş dönemlerinden doğan tüm vergi borçlarına karşılık olarak …’e 140.000,00 TL tutarında … … Şti’nin borçlu, … ve …’ın kefil, …’in alacaklı olduğu, 30/12/2011 tanzim tarihli teminat senedi verileceği, işbu senedin 3.şahıslara ciro edilemeyeceği, yasal takibe konulamayacağı, ancak … … Şti’nin vergi borcu taksitlerinin ödenmemesi ve … veya …’ın borçtan yasal olarak sorumlu tutularak ilgili kurumların tahsile gitmesi halinde …’in teminat senedini icra dairesinde işleme koymaya hak kazanacağının düzenlendiği,
İlk derece mahkemesince Gelir İdaresi Başkanlığına yazılan müzekkereye verilen 01/04/2022 tarihli cevabi yazıda, mükellefleri bulunan … …. Şti.’nin Dairelerine herhangi bir vergi borcunun bulunmadığının belirtildiği,
İlk derece mahkemesince SGK’ya yazılan müzekkereye verilen 03/02/2022 tarihli cevabi yazıda; … …. Şti.’nin 22/07/2020 tarihinden sonra bildirimlerinin olmadığı ve bu tarihe kadar olan borçlarının ödendiğinin belirtildiği,
Ticaret Sicil Gazetesinin 26/03/2012 tarihli ve 834 sayılı ilanının incelenmesinde; … …. Şti.’nin 15/03/2012 tarihli 2012/01 no’lu kararı ile hisse devrinin oylanarak karar alındığı, devir alanın…, devir edenin …, devir edenin …, devir alanın… olduğu, şirketçe hisse devrine onay verildiği,
Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/1038 esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının …, davalısının ise … olup, Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2021/6347 esas sayılı dosyasının takip dayanağı olan senetten ötürü İİK’nun 169/a.maddesi gereğince davacı borçlu yönünden takibin durdurulmasının talep edildiği, mahkemece açılan davanın reddine karar verildiği, kararın davacı yanca istinaf edilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesinin 2022/249 Esas 2022/445 Karar sayılı kararıyla; “Devir sözleşmesinin birinci maddesinde, alacaklı …, … ….Şti’deki …’a ait %40 hisseyi … adına…’e devretmeyi kabul etmiş, aynı sözleşmenin üçüncü maddesinde adı geçen şirketin geçmiş dönemlerinde doğan, tüm vergi ve diğer borçlarının …, SGK borçlarının da … tarafından ödeneceği, bu borçlardan … veya …’ın sorumlu tutulmayacağı kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin dördüncü maddesinde ise şirketin geçmiş dönemlerinde doğan tüm vergi borçlarına karşılık olarak …’e 140.000,00 TL tutarında … ….Şti’nin borçlu, … ve …’ın kefil, …’in alacaklı olduğu, 30/12/2011 tanzim tarihliteminat senedi verildiği, bu senetlerin üçüncü şahıslara ciro edilemeyeceği yasal takibe konulamayacağı açıklanmıştır. Devir sözleşmesindeki senede ilişkin bu açıklamalardan sonra takip dayanağı bonoya bakıldığında bononun düzenlenme tarihinin devir sözleşmesinde belirtildiği gibi 30/12/2011 olduğu yine sözleşmede açıklandığı şekilde 140.000,00 TL bedel üzerinden düzenlendiği anlaşılmaktadır. Ayrıca, sözleşmeye uygun şekilde lehtar alacaklısının … düzenleyenin … ….Şti olduğu, … ile …’ında aval veren sıfatıyla imzaladığı görülmektedir. Bu durumda, takip dayanağı bononun sözleşmenin dördüncü maddesinde yer verilen teminat senedine ilişkin bilgilerle uyumlu olması karşısında sözleşmede bahsedilen teminat senedinin takibe konu edildiğinin kabulü gerekir. ”şeklinde gerekçe ile kararın kaldırılmasına ve itirazın kabulü ile Ankara 18. İcra Müdürlüğünün 2021/6347 esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin İİK’nun 169/a.maddesi gereğince davacı borçlu yönünden durdurulmasına karar verildiği, verilen kararın davalı yanca temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 09/01/2023 tarih ve 2022/7706 Esas 2023/20 Karar sayılı ilamıyla onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Dava ve takibe konu borçluları …, … ve … … Şirketi olan 30/12/2011 tanzim, 04/09/2018 vade tarihli, 140.000,00 TL bedelli kambiyo senedinin taraflar arasında imzalanan 29/12/2011 tarihli Hisse Devir Sözleşmesi’nin 4.maddesinde belirtilen teminat senedine ilişkin bilgilerle uyumlu olduğu, hisse devir sözleşmesinin 4.maddesinde senedin açıkça teminat senedi olarak verildiği, 3.şahıslara ciro edilemeyeceği, yasal takibe konulamayacağının belirtildiği, senedin ancak … …Şirketinin vergi borcunun ödenmemesi halinde icra takibine konulacağının belirtilmiş olması karşısında ilk derece mahkemesince SGK ile Gelir İdaresi Başkanlığına yazı yazıldığı, verilen cevabi yazıda … …Şirketinin 01/04/2022 tarihi itibariyle herhangi bir vergi borcunun bulunmadığı, ayrıca 22/07/2020 tarihinden sonra şirketin herhangi bir bildirimde bulunmadığı ve bu tarihe kadar olan borçlarını ödediği gibi hisse devir sözleşmesinde devredilmesi kararlaştırılan hisselerin de Ticaret Sicil Gazetesinin 26/03/2012 tarih ve …sayılı yazısında devredildiği, bu hale göre hisse devir sözleşmesi kapsamında davacı yanın üzerine düşen edimini yerine getirdiği, hisse devir sözleşmesi kapsamında davalı yana herhangi bir borcunun bulunmadığı ve hisse devir sözleşmesi kapsamında davalı yana teminat olarak verilen dava ve takibe konu teminat senedinin de davacı yana iade edilmesi gerekirken takibe konulmuş olması yerinde olmadığından açılan davanın kabulüne yönelik ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 14.019,88 TL harçtan peşin alınan 3.504,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 10.514,91‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi.08/03/2023

Başkan- … Üye – … Üye – 92528 Zabıt Katibi -…
… …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.