Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/3 E. 2023/118 K. 10.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/3 Esas 2023/118 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/3
KARAR NO : 2023/118

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/11/2022
NUMARASI : 2022/1064 Esas
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
ALEYHİNE TEDBİR
TALEP EDİLEN
DAVALI
VEKİLİ :
TALEP : İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 12/10/2022 – 09/11/2022
KARAR TARİHİ : 10/02/2023

GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/02/2023

Taraflar arasındaki genel kurul kararlarının yok olduğunun tespiti davasında mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket davalı şirketin 2021 yılına ait 12/09/2021 tarihli genel kurul toplantısının yok hükmünde olduğunun tespiti ve iptali, aksi halde genel kurulda alınan 3,5,7,8,9 ve 10 nolu kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 02.11.2022 tarihli 02.11.2022 tarihli dilekçe ile de, dava açıldıktan sonra muris …’un hisselerinin boşa çıkması sonrasında ortakların pay almaya davet edildiğini, murisin davacıları mirastan dışlayacak şekilde vasiyetname düzenlediğini, bununla ilgili açılan vasiyetin iptali-tenkis davasının derdest olduğunu, yönetim kurulunun aldığı kararda mirasçıların rüçhan hakkını kullanmadığını belirttiğini, ancak bu hakkın kullanılabilmesi için veraset ilamının alınması gerektiğini, derdest dava sebebiyle bunun mümkün olmadığını, tereke adına vasiyet tenfiz görevlisi olan YK başkanı …’un payları kendi uhdesine geçirmek için bilinçli şekilde bu işlemi gerçekleştirmediğini, bir önceki yılın tereke adına düşen kar payının ilgili payları almaya yeterli olduğunu, 17.10.2022 tarihli yönetim kurulu kararıyla murisin boşa çıkan paylarının ortaklarca satın alınmaya davet edildiğini, davacıların bunu gerçekleştirecek maddi durumunun olmadığını, …’un benzer fiilleri daha önce de gerçekleştirdiğini, bu sebeplerle cevap dilekçesi beklenmeksizin sermaye artışı yönünden verilen kararın yürürlüğünün durdurulması için tedbir talebinin kabulünü aksi halde TSG 20.10.2022 tarih ve 1068 sayılı nüshasındaki 17.10.2022 tarih ve 2022/5 sayılı yönetim kurulu kararının yürürlüğünün durdurulmasını istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece 11/11/2021 tarihli ara karar ile, bu aşamada tedbir kararının kabul edilmesine ilişkin HMK’nun 389.maddesine göre yaklaşık ispat anlamında delil olmadığı, tedbir konusunun dava konusu ile aynı hususları içerdiği,buradan hareketle tedbir kararı ile asıl davayı sonuçlandıran tarzda karar verilemeyeceği gerekçesiyle davacılar vekilinin 02.11.2022 tarihli tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbirin reddi ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, vasiyeti tenfiz görevlisi olarak atanan …’un tereke adına rüçhan hakkını bilerek kullanmadığını, davacılara uzun süre kar payı dağıtılmadığını, bunun sonucunda müvekkillerinin paylarının yarı oranında azaldığını, davalı şirket yönetim kurulu başkanının izinsiz olarak kurduğu … AŞ kanalıyla uzun yıllardır örtülü kar ve sermaye transferi yaptığını, vasiyeti tenfiz görevini yapmayan …’un paylarının ilgili karar sonucunda %75’e ulaşacağını, bu sebeple ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak …’un terekesine ait şirket paylarının satışına ilişkin yönetim kurulu kararının yürürlüğünün durdurulması için ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbirin reddine ilişkin 11/11/2022 tarihli ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği,
HMK’nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin diğer bir koşulu ise mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesidir.
Somut olayda davacı vekilince 02/11/2022 tarihli dilekçe ile davalı şirket yönetim kurulunun …’un terekesine ait şirket paylarının satışına ilişkin kararının yürürlüğünün durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş olup, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre ilk derece mahkemesince bu aşamada tedbir kararının kabul edilmesine ilişkin HMK’nun 389.maddesine göre yaklaşık ispat anlamında delil olmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 10/02/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.