Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/277 E. 2023/241 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/277 Esas 2023/241 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/277
KARAR NO : 2023/241

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/01/2023
NUMARASI : 2022/838 Esas
İHTİYATİ TEDBİR TALEP EDEN
DAVACI :
VEKİLLERİ :
DAVALI :
VEKİLİ
TALEP : İhtiyati tedbir
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2023

Taraflar arasındaki genel kurul kararının iptali istemine ilişkin davada ihtiyati tedbir isteminin ara kararda yazılı nedenlerden dolayı kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin %36,2 paylı ortağı olduğunu, şirketin kurulduğu günden bu yana herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığını, tek bir çalışanının dahi olmadığını, davalı şirketin tek ticari faaliyetinin aynı zamanda davalı şirket ortakları da olan …’ndan 23.11.2019 tarihinde … AŞ’nin tüm hisselerini satın almaktan ibaret olduğunu, davacının, şirket yönetimi ve diğer ortaklar ile şirket işleyişine ilişkin bir yılı aşkın süredir ciddi sıkıntılar yaşadığını, oy çokluğunu elinde bulunduran diğer iki ortağın, almaya çalıştığı hukuk dışı kararlar ile davacıyı tamamen şirket ortaklığından ayrılmaya ve haklarını kullanmasına engel olmaya çalıştığını, bu saik ile diğer şirket ortaklarının önce 13/10/2022 tarihinde, akabinde 05/12/2022 tarihinde yaptığı olağanüstü genel kurullarda hukuki sebeplerden yoksun hiç bir gereklilik olmamasına karşın sermaye artırımı yapmak suretiyle şirkette davacının payını düşürmeye, davacıyı zarara uğratmaya çalıştığını, her iki olağanüstü genel kurulda da şirketin borca batık olduğundan bahisle davacının muhalefetine karşın sermaye artırım kararının alındığını, 13/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurulda sermaye artırımının şirketin ortaklara olan borçlarından karşılanmasına karar verildiği halde dava konusu 05/12/2022 tarihli genel kurulda sermaye artırımının ortaklar tarafından nakden karşılanmasına karar verildiğini, 05/12/2022 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan 3. ve 4.maddelerin butlanla batıl olduğunu ve iptali gerektiğini, davalı şirketin borca batık olmadığını, davalı şirket tarafından … … A.Ş. hisseleri alınırken bağımsız bir kuruluşa değerleme yaptırmak suretiyle rapor kapsamında hisselerin 33.100.000,00 USD üzerinden alınmasına karar verildiğini, … … A.Ş. ortaklarına (aynı kişiler davalı şirket ortağı olup) herhangi bir devir bedeli ödenmediğini, alınan kararlarda belirtilen toplam 33.100.000,00 USD karşılığının davalı şirket ortaklarına hisseleri oranında defter ve kayıtlara ortağa borç olarak kayıt edildiğini, bu bağlamda davacının, davalı şirketten payı oranında 11.982.200,00 USD alacağının oluştuğunu, genel kurul tutanağında bahsedilen teknik iflasın dayanağının ortakların hisse devrinden kaynaklı USD cinsinden alacakları olduğunu, davalı şirketin bilançosunda oluşan zararın tamamen ortağa borç kaydı olduğu nedeniyle kur farkından kaynaklı oluştuğunu, bu hususun TTK’nın 376.maddesine göre gerçek anlamda bir borca batıklık olmadığını, 13/10/2022 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan sermaye artırım kararının usule aykırı olduğunu, iptali talepli davanın derdest bulunduğunu, dava konusu 05/12/2022 tarihinde 2.kez sermaye artırım kararı alındığını, geçerli bir sermaye artırım kararı varken yeniden artırım kararı alınmasının yok hükmünde olduğunu, 13/10/2022 tarihinde alınan kararın 13/01/2023 tarihine kadar geçerliliğini koruduğunu, tekrar karar alınmasının mümkün olmadığını, dava konusu genel kuruldaki sermaye artırım kararının TTK’nın 462.maddesinin göz ardı edilerek alınmış olması sebebiyle usule de aykırı olduğunu, alınan kararın kötü niyetli olduğunu, sermaye artırım kararının, açıkça anonim şirket temel yapısını bozmak ve sermayenin korunma hükümlerine aykırı alınmış olup batıl olduğunu, 4 numaralı gündem maddesinde huzur hakkına yönelik karar alındığını, huzur hakkının emeğin karşılığı olup hiçbir ticari faaliyetin söz konusu olmadığı davalı şirkette huzur hakkı ödemesini gerektirir bir emeğin de bulunmadığını, çoğunluk hisseleri elinde bulunduran hissedarlardan …’ın oğlu…’ın aylık net 100.000,00 TL huzur hakkı alınması kararının da azınlıkta olan davacıya zarar vermek kastıyla hareket edildiğini açıkça göstermekte olduğunu ileri sürerek davalı şirketin 05/12/2022 tarihli olağanüstü genel kurul kararının muhalefet şerhi düşülen 3. ve 4.maddelerinin butlan ile batıl olduğunun tespiti ile iptali istemiyle açılan davada söz konusu kararların icrasının geri bırakılması yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı şirketin yönetim kurulu başkanı… TTK’nın 449. Maddesi uyarınca 28.12.2022 tarihli yazılı beyanında özetle; yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğü davalı şirketin 30/09/2022 tarihli mali tablolarının incelenmesi sonucunda şirketin öz kaynaklarının ekside olduğu ve bu sebeple şirketin kısa vadeli borçlarının ödenebilmesi ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için sermaye artışına ihtiyacın anlaşıldığını, bu kapsamda şirket esas sözleşmesinin 6.maddesine ilişkin tadil metninde de açıkça, artırılan 490.000.000,00 TL sermayenin nakden taahhüt edildiğini ve taahhüt edilen sermayenin tamamının tescilden önce ödeneceğinin ifade edildiğini, 13/10/2022 tarihli toplantı ile kısa vadeli ortaklara borçlar hesabının sermayeye ilavesi yoluyla şirketin mali durumunun iyileştirilmesi önerisinin oylamaya sunulduğunu, tüm tespit ve raporlara rağmen davacı tarafça olumsuz oy verildiğini, davacı yanca iyileştirici önlemlerin kabul edilmemesi sonucunda 05/12/2022 tarihli toplantıda ortaklara rüçhan hakkının kullandırılarak nakden karşılanmak suretiyle usul ve esaslara uygun şekilde sermaye artırım zorunluluğunun hasıl olduğunu, TTK’nın 376.maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkında tebliğin ilgili hükümleri gereğince doğrudan sermaye artırımı yoluna gidilmesinde bir hukuka aykırılık hali bulunmadığını, sermaye artışının zorunlu olduğunu, davacı tarafın hem şirketin borca batık durumda olmadığını ileri sürüp sermaye artışı gerekliliğine muhalefet ettiğini hem de bir çok kez mahkeme kanalı ile şirket hakkında ihtiyati haciz talebinde bulunarak şirketin tüm mal varlığı üzerine haciz konulmasını talep ettiğini, bu durumun dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, şirket kasasındaki nakit paranın şirketin borçlarını karşılamaya yetmemekle birlikte şirketin bağlı şirketi konumundaki … … A.Ş.’nin Doğu Anadolu bölgesinde EPDK’dan aldığı lisans kapsamında doğalgaz dağıtımı gibi önemli alanda kamu hizmeti gördüğünden lisans kapsamına dahil edilmesi söz konusu olan bölgelere yapılan yatırımların bu tutarın çok daha fazlasını gerektirdiğini, sermaye artış kararının mükerrer olmadığını, davacının payının düşürülmesi ve azlık hakkından yararlanmasını engellemek gayesiyle hareket edilmediğini, böyle bir durumun söz konusu olmadığını, şirket mali bünyesinin güçlendirilmesi amacıyla gösterilen 3 farklı çözüm yolunun davacı tarafça reddedildiğini, bu durumun dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, huzur hakkı tutarının genel kurul oylamasına sunularak yasal usul izlenerek alınmış bir karar olduğunu, tedbir talebinin kabul anlamına gelmemekle birlikte kararın yürütülmesinin geri bırakılması talebinin değerlendirilmesinden önce TTK 448.maddesi kapsamında davacının teminat göstermesine karar verilmesi gerektiğini belirterek hukuki dayanaktan yoksun taleplerin reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; dosya kapsamı, alınan beyanlar içeriği mevcut delil durumu da nazara alınarak davacı vekilinin davalı şirketin 05/12/2022 tarihli olağanüstü genel kurulunda 3. Madde ile alınan sermaye artırımına ilişkin karara yönelik tedbir isteminin takdiren 25.000.000,00 TL teminatla kabulü ile söz konusu kararın TTK’nın 449.maddesi uyarınca yürütmesinin geri bırakılmasına, 4.madde ile alınan karara yönelik tedbir isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbirin koşullarının oluşmadığını, müvekkili şirketin sermaye artırım kararının TTK’nın 376. Maddesine uygun alındığını, 30.09.2022 tarihli Mali Tabloların İncelenmesi neticesinde şirketin öz kaynaklarının ekside (-205.974.503,95 TL) olduğunun anlaşılması üzerine şirketin kısa vadeli borçlarının ödenebilmesi ve şirketin sürdürülebilirliğinin sağlanması için şirketin sermayesinin artırım yoluna gidildiğini, davacının şirkette hukuki varlığının sonlandırılması için bu kararın alındığını dosya kapsamı itibarıyla yaklaşık olarak ispatlayamadığını, TTK’nın 456/3. Maddesi gereği sermaye artırım kararının karar tarihinden itibaren 3 ay içinde tescil edilmemesi halinde geçerliliğini yitireceğini, sermaye artırımına esas döviz cinsinden kaynaklanan kısa vadeli borçların, ülkemizde enflasyona bağlı fahiş kur dalgalanmalarının yaşandığı da gözetildiğinde daha da büyümesinin önüne geçmek ve büyük sermaye zararlarını önlemek adına davaya konu genel kurul kararının bir an önce tescil edilmesi gerektiğini, sermaye artırım kararının usulüne uygun olarak 362 ret oyuna karşılık 638 adet kabul oyu ile tüm hisselerin temsil edildiği genel kurulda oy çokluğuyla alındığını, davacıya da diğer ortaklar gibi 13.10.2022 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında şirket defterlerine ortaklara borç olarak kaydedilen ortaklara borçlar hesabından karşılanmak üzere sermaye artışının teklif edildiğini, şirketin 30.09.2022 tarihli Mali Tablolarının İncelenmesi neticesinde sermaye ile kanuni yedek akçeler toplamının şirketin borçlarını karşılamaya yetmediğinin anlaşıldığını, akabinde yönetim kurulu tarafından genel kurulun hemen olağanüstü toplantıya çağrılarak bu hususta sermaye artışı iyileştirici önleminin genel kurula sunulmasına karar verildiğini, şirketin öz kaynaklarının borçlarını karşılamaya yetmediğini, TTK’nın 376. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Tebliği’nin yalnızca şirketlerin hukuken iflas onucunu kaldırdığını veya ertelediğini, bu düzenlemenin şirketin sürdürülebilirliğinin sağlanması ve şirketin sağlıklı bünyeye kavuşturulması için iyileştirici önlemler almasına engel oluşturmadığını, müvekkili şirketin kamu hizmeti gören ve doğalgaz dağıtımı gibi önemli faaliyeti bulunan bağlı şirket konumundaki … … AŞ’nin yatırımlarını tehlikeye düşürmemek adına, şirketin mali bünyesinin sağlığa kavuşturulması ve sürdürülebilirliğini sağlama adına sermaye artışına gitmesinin olağan olduğunu, madem ki müvekkili şirket borca batık değilse davacının neden müvekkili şirketin mal varlığına mahkeme kanalıyla üç kez haciz konulmasını talep ettiğini açıklaması gerektiğini, 05.12.2022 tarihli yönetim kurulu kararı ile artırılması planlanan sermaye bedelinin ortaklarca hisseleri oranında rüçhan hakkının kullandırılarak nakden karşılanmasında TTK hükümlerine aykırılık bulunmadığını, davacının iddia ettiği 51.057.411,91-TL tutarındaki nakit para şirketin borçlarını karşılamaya yetmemekle birlikte, üstelik Müvekkil Şirketin bağlı şirketi konumundaki … … Anonim Şirketi’i, ülkemizin Doğu Anadolu Bölgesinde EPDK’den aldığı lisans kapsamında doğalgaz dağıtımı gibi önemli alanda kamu hizmeti gördüğünden lisans kapsamına sonradan dahil edilen dağıtım bölgeleri ile lisans kapsamına dahil edilmesi söz konusu olan Adilcevaz, Malazgirt ve Hasköy bölgelerine yapılan yatırımlar bu tutarın (51.057.411,91-TL) çok daha fazlasını gerektirdiğini, alınan sermaye artırım kararının TTK’nın 462. Maddesine uygun olduğunu, müvekkili şirketin 05.12.2022 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı ile alınan sermaye artış kararının mükerrerlik teşkil etmediğini, söz konusu toplantıda alınan sermaye artırım kararının Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü tarafından tescil edilmeyip talebin reddine karar verildiğini, şirketin mali bünyesinin artışa konu sermayenin yarısının tescilden önce ödenmesini zorunlu kıldığını, müvekkili şirketin 490.000.000,00-TL sermaye artışı yapması durumunda ancak Şirket Özkaynaklarının yarısının korunabileceğini, zira eğer 490.000.000,00-TL yerine bu tutarın yarısının ödenmesi halinde, Şirket Özkaynakları eksiden kurtulmayacağı için Sermaye Artışına yönelik tescil işlemleri gerçekleştirilemeyeceğini, dolayısıyla Şirket Özkaynaklarının yarısının; şirket zararlarına mahsup edilmesi koşulunda dahi korunabilmesi için artışa konu sermaye bedellerinin tamamının tescilden önce nakden ödenmesinin zorunlu olduğunu, mahkemece kabul edilen 25.000.000,00 TL teminatın müvekkilinin muhtemel zararlarını karşılamaya yetmediğini, ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davacı vekili, davalı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, davalı anonim şirketin olağanüstü genel kurul toplantısında alınan kararlarının butlanının tespiti ile iptali istemiyle açılan davada dava konusu 3 ve 4 no’lu kararların icrasının geri bırakılması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nun kararın yürütülmesinin geri bırakılması başlıklı 449. maddesinde; genel kurul kararları aleyhine iptal veya butlan davası açıldığı taktirde mahkemenin, yönetim kurulu üyelerinin görüşünü aldıktan sonra, dava konusu kararın yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verebilecektir. Kuşkusuz, bu hükme göre değerlendirme yapılırken ihtiyati tedbir ve koşullarını düzenleyen genel kural niteliğindeki HMK’nınn 389/1. maddesinde düzenlenen mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinin somut olayda varlığı aynı Yasa’nın 390/3. maddesindeki yaklaşık ispat koşulu da gözetilerek bir karar verilecektir.
İlk derece mahkemesince TTK’nın 449. Maddesi gereğince davalı şirketin tek kişiden oluşan yönetim kurulu başkanı …’ın TTK’nın 449. Maddesi uyarınca 28.12.2022 tarihli yazılı beyanı alınmıştır.
Somut olayda ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili, dava konusu 05/12/2022 tarihli davalı şirketin olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 3 ve 4 no’lu kararların TTK’nın 449. Maddesi uyarınca yürütmesinin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbir istemi ilk derece mahkemesince kısmen kabul edilerek dava konusu 3 no’lu kararın 25.000.000,00 TL teminat karşılığında yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Dava konusu 05/12/2022 tarihli davalı şirketin olağanüstü genel kurul toplantısında hazır bulunanlar cetvelinde 3 ortağı bulunan 10.000.000,00 TL sermaye karşılığı 1000 adet payı bulunan davalı şirketin, toplantısına 3.620.000,00 TL sermaye karşılığı 362 pay sahibi davacı … vekaleten, 276 payı bulunan … ile 362 payı bulunan … asaleten katıldıkları anlaşılmıştır.
Dava konusu 05/12/2022 tarihli davalı şirketin olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 3 no’lu karar ile “şirketin öz kaynaklarının 30.09.2022 tarihli mali tablolara göre eksi-205.974.503,95 TL ‘si olduğu, şirketin teknik iflastan çıkması için TTK’nın 376. Maddesine göre şirket sermayesinin 10.000.000,00 TL’den 500.000.000,00 TL’ye çıkartılmasına, arttırılan 490.000.000,00 TL’lik sermayenin ortaklarca nakden taahhüt edilmesine ve tescil tarihinden önce tamamının ödenerek rüçhan hakkı kullanımı için ilana çıkarılmasına, ekli tadil metninin kabulüne, 362 ret oyuna karşılık 638 adet kabul oyu ile oy çokluğu ile kabul edilmiş, davalı şirketin yönetim kurulu üyesi… tarafından alınan 05.12.2022 tarihli ve 2022/ 7 sayılı yönetim kurulu kararı ile davalı şirketin ortaklarının TTK’nın 461. Maddesi gereği rüçhan haklarını kullanmaya davet edilerek bu kararın ilan tarihinden itibaren 35 günlük süre içinde rüçhan hakkı ile ilgili beyanda bulunmayan ya da sermaye artışına katılacakların sermaye koyma borcu süresi içerisinde yerine getirmemeleri halinde ihtara gerek olmaksızın haklarından vazgeçmiş sayılacakları, arttırılmasına karar verilen sermaye miktarının yönetim kurulu tarafından diğer bir ortağa veya ortak olmayan üçüncü şahıslara kullandırılmasına dair karar alınmış, işbu karar 07.12.2022 tarihli ve 10720 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edilmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; anonim şirket olağanüstü genel kurul toplantısında alınan 3 ve 4 nolu kararların butlanı/iptali istemiyle açılan dava kapsamında dava sonuçlanıncaya kadar alınan 3 ve 4 no’lu kararların yürütmesinin durdurulması istemiyle ilgili olarak özellikle ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilince dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan belgelere göre bu aşamada HMK’nın 390/3. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir isteminde yaklaşık ispat ölçütünü yerine getirmiş bulunmasına, istinafa başvuran davalı vekilinin istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, alınan teminat miktarını tedbirle orantılı ve ölçülü olmasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1. maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran davalı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri uyarınca istinafa başvuran taraftan alınması gereken 179,90 TL başlangıçta peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.23.02.2023

Başkan Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.