Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/263 E. 2023/871 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/263
KARAR NO : 2023/871

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

..
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/11/2022
NUMARASI : ….
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 21/03/2022
KARAR TARİHİ : 07/06/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/06/2023

Taraflar arasındaki itirazın iptaline ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın… şubesi ile dava dışı asıl borçlu … … … arasında kredi sözleşmeleri akdedildiğini, sözleşmelere dayanılarak kredi kullandırıldığını, davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladıklarını, dava dışı şirket tarafından borcun ödenmemesi üzerine hesabın kat edildiğini, ihtarname ile tanınan sürede borcun ödenmemesi üzerine Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2021/11734 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, arabulucuya başvurulduğunu, anlaşmama ile sonuçlandığını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi isteğinde bulunmuştur.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin icra takibi nedeniyle herhangi bir borcunun bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla talep edilen faiz oranının da fahiş ve hukuka aykırı olduğunu, uyuşmazlığa konu alacak likit bir alacak olmadığından ve yargılamayı gerektirdiğinden icra inkar tazminatı talep edilemeyeceğini, davacı bankanın somut olayda kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine, davacının, takibe konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi isteğinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı banka ile dava dışı … ….. arasında 12/09/2013 tarih 2.000.000,00 USD, 05/08/2014 tarih 1.300.000,00 USD, 13/07/2018 tarih 3.300.000,00 USD, 17/07/2019 tarih 700.000,00 USD, 19/10/2016 tarih 7.500.000,00 TL bedelli sözleşmeler düzenlendiği, 1.300.000,00 USD limitli sözleşmenin 12/09/2013 tarihli sözleşmeye 700.000,00 USD limitli sözleşmenin 13/07/2018 tarihli sözleşmeye ek olarak düzenlenmiş olduğu, davalı kefillerden … tüm sözleşmeleri, davalı kefil şirketin 12/09/2013 ve 05/08/2014 tarihli sözleşmeleri 26/01/2015 tarihinde olmak üzere diğer tüm sözleşmeleri de müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, davalı kefil şirketin önceki unvanının ……olduğu, davalı kefiller ….. dava dışı asıl borçlu şirketin ortakları olduğu, dava dışı asıl borçlu şirket, davalı gerçek kişiler ve dava dışı diğer gerçek kişilerin malik oldukları taşınmazların banka lehine ipotek edildiği, tüm taşınmazların asıl borçlunun borcunun kefaletini teşkil ettiği, kefillerin kefalet borçlarının teminatını oluşturmadığı, borcun ödenmemesi üzerine asıl borçlu şirket ve davalı kefillere ihtarname keşide edildiği, asıl borçlu şirkete 10/06/2021 tarihinde, davalı kefillere de 10/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, ihtarnamede tanınan 1 günlük sürenin eklenmesi ile ve sürenin bitiminin hafta sonu tatiline denk gelmesi nedeniyle temerrüdün 14/06/2021 tarihinde oluştuğu, bilirkişi raporunda hesaplamada esas alınan faiz oranlarının taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve dosya kapsamı itibariyle yerinde olup, yapılan hesaplama sonucu davalı kefillerin kefalet limitleri de gözetilerek borcun 25.255.980,09 TL asıl alacak, 764.086,97 TL işlemiş akdi faiz, 1.931.540,60 TL işlemiş temerrüt faizi, 131.451,94 TL BSMV ve 2.867,04 TL ihtarname gideri olmak üzere toplam 28.085.926,64 TL olduğu anlaşılmakla bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne, alacak likit olmakla hükmolunan meblağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafça kötü niyetle takibe geçildiği hususu kanıtlanamadığından davalı tarafın reddedilen miktar üzerinden yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı isteğinin reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili banka ../… şubesi ile dava dışı asıl borçlu … … … sözleşmeleri akdedildiğini ve bu sözleşmelere dayanılarak kredi kullandırıldığını, davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile imzalamak sureti ile asıl borçlu gibi borcun ödenmemesinden doğan sorumluluğu üstlendiğini, dava dışı şirket tarafından sözleşmeden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi üzerine kredi hesabı kat edilerek kendisine … 26. Noterliği’nin 08.06.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi keşide ve tebliğ edildiğini, hesabın katı sonucu, bankanın uyguladığı temerrüt faizi oranı sözleşme maddelerine ve bankanın faiz oranları ile ilgili genelgelerine uygun olduğunu, ihtarname ile tanınan sürede borcun ödenmemesi üzerine borçlu ve kefili 2021/11734 sayılı dosyasına kayden ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalının dosyaya vaki itirazı üzerine tarafımızdan dava şartı olan zorunlu arabulucuya başvurulduğunu, arabuluculuk bürosu tarafından dosya arabulucu … …’e tevzi edildiğini ve 10.03.2022 tarihinde yapılan toplantı sonunda oturum anlaşmama ile neticelendirildiğini, Ankara arabuluculuk bürosu’nun başvuru dosya numarası:2022/2209 arabuluculuk dosya numarası: 202/19149 olan belge aslı dosyasına ibraz edildiğini, icra takibi ile talep edilen 25.255.980,09-TL asıl alacak, 942.056,48-TL akdi faiz, 2.016.443,47-TL temerrüt faizi, 132.921,41-TL BSMV ve 3.029,46-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 28.350.430,91-TL alacak rakamı sayın mahkeme tarafından eksik hesaplandığını, ödenmeyen anaparanın ve ödenmeyen taksit tutarlarının akdi faiz hesabı yapılırken kat tarihinin 08.06.2021 olarak kabul edildiği ve %23 cari faiz oranı ile faiz hesabı yapıldığını, müvekkili banka ile dava dışı firma ve kefiller arasında akdedilen kredi genel sözleşmelerinin ilgili maddelerinde yer alan “müşteri, işbu sözleşme ve ekleri kapsamındaki herhangi bir borcunu vadesinde veya vadesinden önce bankaca yapılacak bildirim üzerine eksiksiz olarak ödemediği takdirde, ödenmeyen borç ayrıca protesto keşidesine, ihtarname gönderilmesine, mehil tayinine velhasıl hiç bir kanuni takip ve teşebbüs icrasına mahal kalmaksızın muaccel ve müşteri mütemerrit olduğunu, bu halde müşteri bankanın ilk talebi üzerine muaccel olan borcunu faizi ve bilcümle fer’ileri ile birlikte bankaca bildirilecek süre içinde ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, aksi halde müşterinin bankaya olan tüm borçları muaccel hale geleceğini, bu sebeple hesaplamanın %29,90 temerrüt faiz oranı ile yapılması gerektiğini, daha önceki dosyada mevcut beyanlarında belirttikleri gibi 08.06.2021 tarih 45462 yevmiye numaralı ihtarnamede kredinin kat tarihi: 28.05.2021 olarak belirtildiğinden kredinin kat tarihi olan 28.05.2021 ile tebliğ tarihi olan 10.06.2021 tarihleri arasında 13 gün için asıl alacak rakamı olan 25.255.980,09-TL ve ödenmeyen 2 taksitin faiz tutarı olan 300.071,73-TL’ye %29,90 faiz oranı üzerinden faiz işletilerek akdi faiz hesabı yapılması gerektiğini, talep edilen ihtarname masrafı 3.029,46-TL iken, 2.867,04-TL olarak dikkate alınmış olup, ihtar masrafı dosyada mevcut makbuzdan da anlaşılacağı üzere 3.029,46TL’dir.bu husustaki itirazlarına da yineleyerek kararın bu yönü ile de kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, bu nedenlerle, yerel mahkeme kararının müvekkil banka aleyhine olan kısımlarının kaldırılarak davanın kabulüne ve davalıların Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2021/11734e sayılı dosyasına vaki haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptaline ve takibin devamına karar verilmesini, ayrıca davalı aleyhine % 20’tan aşağı olmamak üzere icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle;….. tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2021/11734 sayılı icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibine ilişkin ödeme emri müvekkili şirkete ve müvekkillere tebliğ edildiğini ve müvekkili şirket ile müvekkilleri tarafından yasal süresinde haklı olarak itiraz ettiğini, ilk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verildiğini kısmen red kararının hukuka uygun olduğunu, kısmen kabul kararı aşağıda açıklanan nedenlerle hukuka aykırı olduğunu, davanın reddi yerine kısmen kabul kararı verilmesi hukuka aykırı olup kararın kaldırılması gerektiğini, müvekkili şirket ve müvekkillerin herhangi bir borcu bulunmadığını, nitekim banka kayıtları ya da müvekkil şirket kayıtları üzerinde herhangi bir bilirkişi incelemesi yapılmadığını, bu nedenle yapılan inceleme eksik olup borcun varlığına dair ticari defter kayıt ve belgeler üzerinde inceleme yaptırıldığını, bununla birlikte asıl alacağı kabul anlamına gelmemek kaydıyla; temerrüt faiz oranı da fahiş bir oran olup müvekkil şirketlerin ve müvekkillerin mahvına sebep olacak nitelikte olduğundan ilk derece mahkemesi kararında esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen faiz oranı %29,90’nın kabulü mümkün olduğunu, asıl alacağı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bilirkişi raporunda belirtilen yapılandırma kredisinde faizin yıllık %7,20 olduğu da belirtilmiş olup bu kapsamda da %29,90 faiz oranının kabulü mümkün olmadığını, davacı banka tarafından ankara gayrimenkul satış icra müdürlüğünün 2021/2003 e. no.lu dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte icra emri gönderilerek müvekkillerden … ve … yönünden de takip başlatıldığını, dikkate alındığında anılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip sonuçlanmadan açılan işbu huzurdaki dava haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin ve müvekkillerin taraf olduğu kefalet taahhütnamesi incelendiğinde görüleceği üzere kefil olduğu iddia edilen müvekkili şirket ve müvekkillerin ne kadar süreyle kefil olduğunun belirtilmediğini, herhangi bir süreyle sınırlandırılmadığını, kefaletin geçerliliğinden bahsedilemeyeceği de hukuken ortada olup ilk derece mahkemesince bu hususlar değerlendirilmeksizin tesis edilen hüküm hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça sunulan istinaf dilekçesinde ileri sürülen hususlar da hukuka aykırı olduğundan davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmesini, yerel mahkemece “davanın kısmen kabulüne” ilişkin verilen kararın kaldırılmasına, istinaf sürecinde “icranın geri bırakılmasına”, davacı bankanın istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dava konusu Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2021/11734 sayılı takip dosyası ile davacı-alacaklı tarafından davalı – borçlular hakkında 25.255.980,09 TL asıl alacak, 942.056,48 TL akdi faiz, 2.016.443,47 TL temerrüt faizi, 132.921,41 TL BSMV, 3.029,46 TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 28.350.430,91TL alacağın tahsili talebiyle 13/09/2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçlulara tebliğ edildiği, davalı borçluların 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde borca itiraz ettikleri, davacı alacaklı vekiline itirazın tebliğ edilmediği, işbu itirazın iptali davasının, itiraz dilekçesinin alacaklı yana tebliğ tarihinden itibaren başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı dosya içeriği ile sabittir.
Davacı yan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine davalı borçluların haksız olarak itiraz ettiğini iddia etmiş, davalı yan davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yapılan yargılama sonunda bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle yukarıda açıklandığı şekilde davanın kısmen kabulüne kabulüne karar verilmiştir.
Davalılar vekili 16.12.2022 tarihinde kararı istinaf ettiği ancak istinaf harcı ile giderini eksik yatırdığından ilk derece mahkemesince 04.01.2023 tarihinde davalılar vekiline eksik harç ve giderleri yatırması için muhtıra yazıldığı,muhtıranın tebliğine rağmen harç ve giderler yatırılmadığından mahkemece 25.01.2023 tarihli ek karar ile davalıların istinaf talebinin yapılmamış sayılmasına karar verildiği,ek kararın davalılar vekiline tebliğ edildiği,ek karara yönelik istinaf kanun yoluna başvurulmadığı anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesi karar tarihi olan 09/11/2022 tarihinden sonra davalı borçlular vekili … … 22/05/2023 tarihinde UYAP üzerinden gönderdiği yazılı dilekçesi ile icra müdürlüğüne itirazlarından vazgeçtiğini yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin olmadığını bildirmiştir.
Dava tarihi itibarıyla, yasal süre içerisinde ödeme emrine itiraz edilmiş olmasına ilişkin itirazın iptali davasının dava şartı gerçekleşmiştir. Karar tarihinden sonra ise dava konusu Ankara 27. İcra Müdürlüğünün 2021/11734 sayılı takip dosyasında davalılar vekilinin 12/05/2023 tarihinde UYAP üzerinden gönderildiği anlaşılan dilekçesi ile icra takibine itirazından vazgeçmiştir. Bir başka anlatımla, istinaf aşamasında itirazın iptali davasının koşulu olan borçluların ödeme emrine süresinde itiraz etmesine ilişkin dava şartı ortadan kalkmıştır.
Davacı vekili 16.05.2023 tarihli dilekçesi ile, davalılardan vekalet ücreti, yargılama gideri ve icra inkar tazminatı talebi bulunmadığını arabuluculuk ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini bildirmiştir.
Hal böyle olunca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, karar tarihinden sonra davanın konusuz kaldığı gözetilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,taraf vekillerinin talebi gözetilerek davacı yararına icra inkar tazminatına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesine yer olmadığına, arabuluculuk ücretinin ise davacı tarafından yapılan yargılama gideri niteliği bulunmadığından davada haksız olan davalılar üzerinde bırakılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, davalıların istinaf aşamasında icra takibine itirazlarından vazgeçtikleri gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 09/11/2022 tarih 2022/207Esas 2022/568 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı vekilinin talebi bulunmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
5-Alınması gereken 179,90 TL karar ilam harcının peşin alınan 80,70 TL harcından mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı vekilinin talebi gözetilerek davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/A ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-13. maddesi uyarınca alınması gereken 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
9-Davacı vekilinin talebi gözetilerek davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
10-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
B)1-Davacı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı vekilinin talebi gözetilerek davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından ve davacı yanın talebi bulunmadığından davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/06/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.