Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/190 E. 2023/252 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/190 Esas 2023/252 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/190
KARAR NO : 2023/252

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/11/2022
NUMARASI : 2022/312 D.İş 2022/312 D.İş Karar
İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN
İSTEYEN/(LER) :
VEKİLİ
KARŞI TARAF
TALEP : İHTİYATİ HACİZ
TALEP TARİHİ : 27/10/2022
KARAR TARİHİ : 23/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :13 /03/2023

Taraflar arasındaki ihtiyati haciz isteminin ara kararda yazılı nedenlerden dolayı reddine yönelik olarak verilen karara karşı ihtiyati haciz isteyen tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati haciz isteyen vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile borçlu arasında imzalanan 24.06.2022 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden borçluya kullandırılan kredinin borçluya keşide edilen Etimesgut 1. Noterliği’nin 07.10.2022 tarihli kat ihtarnamesine rağmen ödenmediğini ileri sürerek müvekkili bankanın 576.923,83 TL nakdi ve 90.000,00 TL gayri nakdi kredi alacağının tahsili için borçlunun menkul ve, gayri menkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının haczine …’na devredilen müvekkili bankanın 6741 sayılı Yasa’nın 8. Maddesi gereği teminatsız olarak karar verilmesini, talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda; İhtiyati haciz talep edilen kişi, genel kredi sözleşmesinde kefil olup, banka tarafından gönderilen kat ihtarı kefile tebliğ edilemeyip iade edildiği, TBK’nın 590/3. maddesi hükmü uyarınca kefilin takip edilebilmesi için alacaklı veya borçlunun önceden süre içeren bildirimde bulunmasına bağlı olması halinde kefalet borcu için bu sürenin bildirimin kefile yapıldığı tarihte işlemeye başlayacağı düzenlenmiş olup; genel kredi sözleşmesinin 24/a maddesinde asıl borcun muaccel olması sözleşmede süre içeren bir bildirimde bulunulması koşuluna bağlandığı değerlendirildiğinde kefil yönünden takip koşulunun oluşmadığı ve ayrıca İİK’nın 68/b-1 maddesinde hesap kat ihtarının krediyi kullanan kişi bildirilmesi, sözleşmede gösterilen adresi değişmesi halinde yeni adresin bu şirkete bildirilmemesi halinde hesap özetinin eski adrese ulaştığı tarihin tebliğ tarihi sayılacağı düzenlemesi asıl borçlu şirket yönünden geçerli olup kefil için bu yönde bir düzenleme bulunmamakla kefil adına çıkarılan tebligatın iade edilmesi halinde bu maddenin uygulanamayacağı kabul edilerek kefil yönünden ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin oy çokluğuyla reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati haciz isteyen vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki kredi sözleşmesinin 28. Maddesine göre müşteri ve kefillerin adreslerine yapılacak tebligatların geçerli olacağının ve hukuki sonuç doğuracağını kabul ettiğinin düzenlendiğini, İİK’nın 68/b-1 maddesinin sadece asıl borçlu yönünden geçerli olduğuna dair düzenlemenin tarafların sözleşme serbestisi ilkesi çerçevesinde kabul ettikleri kredi sözleşmesinin hükmünü geçersiz kılmasının mümkün olmadığını, kaldı ki bu maddenin kefilleri de kapsadığını, YHGK’nın 05.10.2021 tarihli ve 2017/355 Esas-2021/1146 Karar sayılı kararının da bu yönde olduğunu, borçlu aleyhine ihtiyati haciz isteminin kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilecek nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep, borçlunun müteselsil kefil olarak imzaladığı genel kredi sözleşmesine istinaden asıl borçluya kullandırılan nakdi ve gayri nakdi kredi alacağının tahsili için İİK’nın 257. Maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle istemin reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere ihtiyati haciz, İİK’nın 257. vd. maddelerinde düzenlenmiş olup, bir para alacağının zamanında ödenmesini temin etmek içi, mahkeme kararı ile borçlunun mal varlığına geçici olarak el konulması halidir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için, talepte bulunanın alacaklı olması, bu alacağın muaccel bulunması ve rehinle temin edilmemiş olması gerekir. İİK’nın 258/1. maddesinde ise; ihtiyati haciz isteyenin alacaklı olduğunu yaklaşık ispat kuralına göre ispat edebilmiş olması düzenlenmiştir. O halde İİK’nın 258/1. maddesinde getirilen yaklaşık ispat ölçütüne göre ihtiyati haciz istemine konu alacağın varlığının ispatında Mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli görülmüştür.
İhtiyati haciz isteyen vekili, 24.06.2022 tarihli genel kredi sözleşmesi ile Etimesgut 1. Noterliği’nce keşide olunan 07/10/2022 tarihli kat ihtarına dayalı olarak borçlu müteselsil kefil hakkında 576.923,83 TL nakdi ve 90.000,00 TL gayri nakdi kredi alacağının tahsili için İİK’nın 257. maddesi gereği ihtiyati haciz isteminde bulunmuştur.
…. AŞ.’nin asıl borçlu, …’ın müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla talep dayanağı 24.06.2022 tarihli ve 3.300.000,00 TL kredi limitli genel kredi sözleşmesini imzalamışlardır. Borçlu …’ın kefaleti TBK’nın 583/2. Maddesindeki nitelikli kefalete ilişkin koşulları taşıdığı gibi aynı zamanda asıl borçlu şirketin yetkilisi olup bu durumda TBK’nın 584. Maddesindeki eş rızası koşulu da aranmayacağından, şeklen geçerlidir.
Bilindiği üzere TBK’nın 590/3. maddesi “Asıl borcun muaccel olması, alacaklı veya borçlunun önceden süre içeren bildirimde bulunmasına bağlıysa, kefalet borcu için bu süre, bildirimin kefile yapıldığı tarihte işlemeye başlar.” hükmünü içermektedir. Alacaklı banka ile asıl borçlu şirket arasında akdedilen …’ın müteselsil kefil olarak imzalarının yer aldığı genel kredi sözleşmesinin 24/a Maddesinde; “Kredi geri ödemeleri için bir vade tarihi veya ödeme planının belirlendiği durumlarda, vade/ödeme tarihinde Banka alacakları muaccel hale gelir. Aynı maddenin b) fıkrasında ise; “Müşteri ve kefil/kefiller, krediye üçer aylık dönem sonlarında ve/veya Bankaca belirlenecek tarihlerde veya vade tarihinde tahakkuk ettirilecek faiz, komisyon ve yasal kesintilerle diğer masrafların, aynı gün tahsil edilememesi, lehine açılan teminat mektubu, aval, kabul, akreditif, kontrgaranti, garanti vb. Tüm gayri nakdi kredilerin tazmin edilmesi ve söz konusu tutarın Bankaca belirlenecek süre içinde ödenmemesi ya da gayri nakdi kredilerin dönemsel komisyon tutarlarının gününde ödenmemesi halinde borcun muaccel hale geleceğini, kredi hesaplarından birisine Bankaca muacceliyet verilmesi halinde, vadesi gelmemiş olsa dahi, muacceliyete sebebiyet veren temerrüt halinin Bankanın diğer kredilerini de muaccel hale getireceğini kabul ve taahhüt ederler”. Sözleşmenin 28. Maddesinde ise; “Müşteri ve kefiller yurt dışında yerleşik dahi olsa Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bir adresi tebligat adresi olarak göstermeyi, bu durumda bu adrese yapılacak tebligatların geçerli olacağını ve hukuki sonuç doğuracağını kabul ederler ” hükümlerine yer verilmiştir.
TBK’nın 590/3. Maddesi ile birlikte genel kredi sözleşmesinde yukarıda açıklanan hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde asıl borcun muaccel olması sözleşmede süre içeren bir bildirimde bulunulması koşuluna bağlanmıştır. Bununla birlikte her ne kadar ihtiyati haciz talep dilekçesinde asıl borçlu şirkete kredi borcunun bir kısmının vadeye bağlı olan, dolayısıyla alacağın muaccel olması için asıl borçluya ve kefile bildirimde bulunulmasını gerektirmeyen, taksitli kredi alacağından kaynaklandığı belirtilmiş ise de gerek talep dilekçesine ekli kat ihtarında bu konuda bir açıklık bulunmadığı, gerekse de talep konusu ticari kredi alacağının taksitli olduğuna dair gerekli ödeme planı vs gibi belgelerin ibraz edilmediği, dolayısıyla bu hususta İİK’nın 258/1. Maddesindeki yaklaşık ispat koşulunun da esasen karşılanmadığı gözetildiğinde, ihtiyati haciz istemine konu tüm alacakların davalı kefil yönünden muaccel olabilmesi için TBK’nın 590/3. maddesi anlamında bildirim koşuluna bağlandığının kabul edilmiştir. O halde somut olayda TBK’nun 590/3. maddesi uygulanacak olup, hesap kat ihtarı tebliği ile birlikte kefil yönünden de alacak muaccel hale geleceğinden hesap kat ihtarının kefile tebliğ edilememiş olmasının alacağın kefil yönünden muaccel olmaması sonucunu doğuracaktır. Bu noktada hemen belirtilmelidir ki, İİK’nın 68/b-1 maddesinde yer verilen gereği adres değişikliğinin bildirilmemesi halinde genel kredi sözleşmesinde bildirilen adrese hesap özetinini tebliğine dair çıkarılan tebligatın yapılamayıp iade edilmesi halinde hesap özetinin tebliğ edilmiş sayılacağına ilişkin hüküm asıl borçlu şirket yönünden geçerli olup borçlu kefil için bu yönde bir hüküm sevk edilmediğinden genel kredi sözleşmesinin 6.3. Maddesi hükmü gözetilerek borçlu-kefilin sözleşmedeki adresine ve en son bilinen adresine tebliğe çıkarıldığı halde iade olunan kat ihtarının tebliğ edilmiş varsayılacağı, dolayısıyla kredi alacağının muaccel olduğu kabul edilemeyecektir. (bkz. aynı yönde Yargıtay 11. HD’nin 02.11.2020 tarih ve 2020/3334 Esas-2020/4631 Karar) Bu itibarla ilk derece mahkemesince müteselsil kefil olan … hakkında hesap kat ihtarının tebliğ edilmemesi nedeniyle alacağın muaccel hale gelmediği, İİK’nun 257/1. maddesinde yer alan ihtiyati hacze ilişkin yasal koşulların oluşmadığı gözetilerek anılan borçlu hakkındaki ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan, her ne kadar kat ihtarında alacaklı bankanın asıl borçlu şirketten nakdi kredi alacağının yanı sıra 90.000,00 TL gayri nakdi alacağının bulunduğu anlaşılmakta ise de, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 27/12/2017 tarih ve 2016/1 Esas 2017/6 Karar sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca gayri nakit alacak yönünden ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğinden ilk derece mahkemesince asıl borçlu şirket aleyhine sadece nakdi kredi alacağına ilişkin ihtiyati haciz kararı verilerek gayri nakdi kredi alacağına yönelik ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmesi de yerinde görülmüştür.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinafa başvuran ihtiyati haciz isteyen banka vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan 492 Sayılı Harçlar Kanunu’nun ilgili Tarifesi hükümleri uyarınca istinafa başvuran taraftan alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu karar harcından başlangıçta peşin alınan 80,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 99,2 TL’nin istinafa başvuran taraftan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/1-f. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 23/02/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.