Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/189 E. 2023/91 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/189 Esas 2023/91 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/189
KARAR NO : 2023/91

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/09/2022
NUMARASI : 2022/284 D. İş Esas 2022/284 D.İş Karar
İHTİYATİ HACİZ TALEP
EDEN :
KARŞI TARAF :
TALEP : İhtiyati Haciz
TALEP TARİHİ : 21/09/2022
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/02/2023

Taraflar arasındaki ihtiyati hacze ilişkin talebin dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati haciz talebinin reddine yönelik olarak verilen hükme karşı ihtiyati haciz talep eden vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili ile talep dışı … … A.Ş. arasında iki adet genel kredi sözleşmesi imzalandığını, karşı tarafın sözleşmelerde kefil olarak yer aldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine borcun ödenmesi için asıl borçlu ve kefillere ihtarname gönderildiğini, genel kredi sözleşmesinde yer alan adreslere gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilemediğini, genel kredi sözleşmesinde adres değişikliği halinde değişikliğin noter aracılığıyla yazılı olarak bankaya bildirilmemesi halinde sözleşmede yer alan adrese yapılacak her türlü tebligatın geçerli olduğunun hükme bağlandığını, gönderilen ihtara rağmen kredi borcunun ödenmediğini, müvekkilinin ihtarnameye konu 5.701.181,77 TL alacağın tahsilini teminen borçluların menkun, gayri menkul mallarıyla üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, ihtiyati haciz talep edilen kişiler, genel kredi sözleşmesinde kefil olup banka tarafından gönderilen kat ihtarının her iki kefile de tebliğ edilmediği, tebligatların iade edildiği, İİK’nun 68/b-1 maddesinde yer verilen kat ihtarı, sözleşmede bildirilen adrese tebligat çıkarılmasının yeterli olmasına dair düzenlemenin asıl borçlu yönünden uygulanabileceği, dosyada kefil olanlar yönünden İİK’nun 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz koşulları oluşmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile talep dışı … … A.Ş. arasında iki adet genel kredi sözleşmesi imzalandığını, karşı tarafın sözleşmelerde kefil olarak yer aldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine borcun ödenmesi için asıl borçlu ve kefillere ihtarname gönderildiğini, genel kredi sözleşmesinde yer alan adreslere gönderilen ihtarnamenin tebliğ edilemediğini, genel kredi sözleşmesinde adres değişikliği halinde değişikliğin noter aracılığıyla yazılı olarak bankaya bildirilmemesi halinde sözleşmede yer alan adrese yapılacak her türlü tebligatın geçerli olduğunun hükme bağlandığını, müvekkiline adres değişikliğinin bildirilmediğini, gerekli belgelerin sunulmadığını, gönderilen ihtarın usulüne uygun ve geçerli bir tebligat olarak kabul edilmesi gerektiğini, sözleşme ile belirlenen adresin değişikliği neticesinde tebligatın iade döndüğünü, bu adresten taşınmanın sözleşme uyarınca karşı tarafa bildirilmemesi nedeniyle eski adrese yapılmış tebligatların da iade dönmüş olsalar dahi muhataplara tebliğ edildiğinin kabul edildiğini, gönderilen ihtara rağmen kredi borcunun ödenmediğini, sözleşme ekindeki kefillerin beyanlarından da görüleceği üzere kefillerin genel kredi sözleşmesinin içeriğinde yer alan hükümleri okudukları, bankayla hükümlerin müzakere edilerek kabul edildiğinin beyan edildiğine ilişkin ibarelerin yer aldığını, kararda yer alan karşı oyda da muacceliyet koşulunun oluştuğunun belirtildiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; İİK’nun 257 vd. maddeleri uyarınca ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
İİK’nun 257. maddesinde; rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği, aynı yasanın 258. maddesinde ise ihtiyati haciz talep eden alacaklının, alacağa ve icabında haciz sebepleri hakkında kanaat getirecek kadar delil göstermesi yeterli olup, alacağın varlığının tam ispatı gerekmeyip yaklaşık ispatın yeterli olacağı hüküm altına alınmıştır.
Genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarnamesi, tebligat suretleri, talep dışı asıl borçlunun ortak ve yetkililerini gösterir Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi sureti dosya içerisinde yer almaktadır.
İhtiyati haciz talep eden ile talep dışı … … Ltd. Şti. arasında 20/01/2017 tarihli 25.000.000,00 TL limitli, 24/12/2014 tarihli 20.000.000,00 TL limitli genel kredi sözleşmeleri akdedildiği, anılan sözleşmelerde karşı tarafın müteselsil kefil sıfatıyla imzalarının yer aldığı, ihtiyati haciz talep edenin 04/02/2022 tarihinde hesabı kat ederek 07/02/2022 tarihli hesap kat ihtarnamesi ile talep dışı asıl borçlu şirket ile birlikte karşı taraf kefillerden ticari artı para, çek bedeli kredisi, kredi kartı nedeniyle toplam 5.701.181,11 TL, nakde dönüşen gayri nakdi kredi, ticari krediler nedeniyle toplam 5.701.181,11 TL kredi borcunun 1 gün içerisinde ödenmesi, toplam 3.302.134,78 TL gayri nakit alacağın 1 gün içerisinde depo edilmesinin talep edildiği, gönderilen ihtarnamenin asıl borçlunun kredi sözleşmesindeki adresine tebliğ olduğu, karşı taraf kefillerin ise sözleşmedeki adreslerine bila tebliğ olduğu dosya içeriği ile sabittir.
İlk derece mahkemesince karşı taraf hakkındaki ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf itirazı incelendiğinde; İİK’nun 257. maddesinde vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczettirilebileceği düzenlenmiştir. İİK’nın 258. maddesinin 1. fıkrasında ise alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermesi gerektiği belirtilmiştir. Bu durumda ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacaktır (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 26/02/2014 tarih ve 2013/16354 Esas 2014/3605 Karar).
Taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinin 2.9 maddesi uyarınca alacağın dayanağı ticari artı para, kredi kartı, çek bedeli kredisi, nakde dönüşen gayri nakit kredi alacağı, ticari kredi alacağı niteliğinde bulunduğundan muacceliyet için ihtarnamede verilen süre içerisinde borcun ödenmemesi gerekir.
Somut olayda ise alacaklı banka 07/02/2022 tarihli ihtarnamede borcun bir gün içerisinde ödenmesini/depo edilmesini istemiştir. İİK’nun 257/1. maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” denildiğine göre bu fıkra uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın muaccel olması gerekir.
Müteselsil kefiller yönünden ise, genel kredi sözleşmesi tarihleri ve talep tarihi dikkate alındığında TBK’nun 586. maddesinin uygulanması gerekir. Anılan maddenin 1.fıkrası; “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/11/2016 tarih ve 2016/12120 Esas 2016/8556 Karar sayılı emsal içtihadında da “… borçlunun ifada gecikmesi tek başına yeterli olmayıp ifada gecikmiş olan borçluya ihtar gönderilmesi ve bunun da sonuçsuz kalması gerekmektedir. Ayrıca kanunda müteselsil kefile ihtar çekilmesi şartı aranmamaktadır. Müteselsil kefile ihtar çekilmesi, sadece onun takipten önce temerrüde düşürülmesi ile ilgili bir sorundur. Başka bir anlatımla, müteselsil kefil hakkında icra takibine girişilebilmesi için diğer koşulların yanında ayrıca müteselsil kefile de ihtar gönderilmesi gibi bir koşul yasada yer almamaktadır. Bu itibarla, hem asıl borçluya hem de müteselsil kefile aynı anda ihtar gönderilip borçluya gönderilen ihtarın tebliğine rağmen verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine yasada belirtilen koşullar gerçekleşmiş olacağından bu durumda müteselsil kefil aleyhine takibe girişilebilecektir….” denilmiştir. Tüm bu hal, kuşkusuz ki kefil yönünden de alacağın muaccel olması durumunda geçerlidir. TBK’nun 590/3. maddesi “Asıl borcun muaccel olması, alacaklı veya borçlunun önceden süre içeren bildirimde bulunmasına bağlıysa, kefalet borcu için bu süre, bildirimin kefile yapıldığı tarihte işlemeye başlar” düzenlenmesini içermektedir. Somut olayda ise, ihtiyati haciz isteyen alacaklı banka tarafından, alacağın muaccel olması için asıl borçlu şirkete ihtarname gönderilmiş ise de, karşı taraf kefile gönderilen ihtarnamenin bila tebliğ iade edildiği nazara alındığında, ihtiyati haciz talep tarihi olan 21/09/2022 tarihi itibariyle alacağın muaccel olmadığı ortadadır.
Öte yandan, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinin 6.3. maddesinde müşteri ve kefillerin sözleşmede yazılı olan adreslerinin banka tarafından tebligatın yapılabilmesi için ikametgah olarak kabul edildiği, adreslerinin değiştirilmesi halinde bankaya noter aracılığıyla yazılı olarak gönderilmediği takdirde sözleşmede yer alan adrese yapılacak her türlü tebligatın geçerli olacağı hükme bağlanmıştır. İİK’nun 68/b maddesinde ise kredi kullananın adres değişikliğini noter ihtarıyla bildirmediği takdirde eski adresin geçerli olacağı düzenlenmiştir. Anılan hüküm asıl borçluya ilişkin olup, kefile ilişkin bir düzenleme yapılmamıştır. Bu durumda talep dışı asıl borçlunun sözleşmede yer alan adresine yapılacak tebligatlara ilişkin olarak İİK’nun 68/b maddesi uygulanabilecek ise de, muacceliyet için süre içeren bildirimin karşı taraf kefillere tebliğ edilmesi gerektiğinden hesap kat ihtarnamesinin karşı taraf kefillerin adresine tebliğ edilmesi gerekecektir. Bir başka anlatımla kefillerin sözleşmedeki adresine talep eden banka tarafından gönderilen hesap kat ihtarının bila tebliğ olması davalı kefiller yönünden alacağın muaccel hale gelmesi sonucunu doğurmayacaktır.
Hal böyle olunca, mahkemece ihtiyati haciz talebine konu alacak hakkında karşı taraf kefillere gönderilen hesap kat ihtarnamesinin bila tebliğ olduğu, İİK’nun 68/b maddesinin asıl borçlu hakkında uygulanabileceği, ihtiyati haciz talep tarihi itibarıyla talebe konu alacağın karşı taraf kefiller yönünden muaccel hale gelmediği, ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddi yönündeki kararında bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-İhtiyati haciz talep edenden alınması gereken 179,90 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin ihtiyati haciz talep edenden tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İhtiyati haciz talep eden tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi. 09/02/2023

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.