Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/175 E. 2023/80 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/175 Esas 2023/80 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/175
KARAR NO : 2023/80

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2022
NUMARASI : 2022/571 Esas 2022/593 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 22/06/2022
KARAR TARİHİ : 09/02/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/02/2023

Taraflar arasındaki rücuan tazminat istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı görev şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket nezdinde kasko poliçesi ile sigortalı aracın, 24.07.2020 tarihinde davalıların işleteni ve sürücüsü olduğu araç ile çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, davalıların davaya konu kazanın oluşumundan ve zarardan tamamen sorumlu olduklarını, bu olay sonrasında sigortalı aracın tam hasarlı sayılması nedeniyle 165.000,00 TL hasar bedeli tespit edildiğini, tam hasar bedelinden eksik prim farkı olan 171,06 TL’nin düşülmesi sonucu kalan 164.828,94 TL’nin müvekkili şirket tarafından sigortalı araç sahibine ödendiğini, davalı tarafa ait aracın … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olduğunu, müvekkili şirket tarafından ödenen hasar tazminatından sovtaj bedeli olan 66.000,00 TL düşüldükten sonra bakiye alacağın trafik poliçesi limitleri dahilinde 41.000,00 TL’sinin … Sigorta A.Ş. tarafından ödendiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 58.000,00 TL alacaklarının tahsili amacıyla trafik kazası tespit tutanağında zarardan sorumlu olarak gösterilen davalılara yapılan sulhen başvurudan herhangi bir netice alınamadığını, davalı taraftan alacaklarının tahsili için Arabuluculuk yoluna gidildiğini, ancak anlaşma sağlanamadığını, hasar bedelini ödeyen müvekkili şirketin 6102 sayılı TTK’nun “Halefiyet” başlıklı 1481. Maddesi gereğince sigortalısının haklarına halef olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile 58.000,00 TL alacaklarının ödeme tarihinden itibaren işleyen avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalılar ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçesinde özetle; davanın, davada taraf olarak gösterilmeyen dava dışı … Sigorta A.Ş. Yönünden devamına karar verilmesi gerektiğini, kazanın meydana geldiği yerin Ankara ili Elmadağ ilçesi olduğunu, davalılar olarak yerleşim yerlerinin İstanbul olduğunu, davanın zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığını, esasa ilişkin olarak da; kusurlu olduklarının ispat edilmesi gerekli olduğundan dosyanın Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesine gönderilerek kusur raporu alınması gerektiğini savunarak, yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesini, zamanaşımı def’ileri ve gerekçeli itirazları dikkate alınarak haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacıya kasko sigorta poliçesi ile sigortalı araç ile davalıların malik ve sürücüsü oldukları aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada, davacıya sigortalı aracın tam hasarlı sayılarak yapılan ödemesinden bakiye kalan kısmın davalı araç maliki ve sürücüsünden rücuen tahsili istemiyle açılan davada, davanın, davacı sigorta şirketi tarafından kasko poliçesi ile sigortalanan aracın meydana gelen trafik kazası sonucu hasarlanması nedeniyle sigortalısına yapılan hasar ödemesinin karşılanmayan kısmının davalı karşı araç maliki ve sürücüsünden rücuen tahsili istemine ilişkin olup, davacı tarafından halefiyete dayalı olarak açılan işbu davada, davacı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesi ile sigortalı aracın hususi kullanım amaçlı otomobil olduğu, halefiyet kuralları gereğince sigortalısının zarar sorumlularına karşı hangi mahkemede dava açması gerekiyorsa, yaptığı ödeme sonucu sigortalısının haklarına halef olan davacı sigorta şirketinin de aynı mahkemede dava açması gerektiği, davalılar arasında zorunlu mali sorumluluk sigortacısının yer almadığı, davanın TTK’nun 4. Maddesinde düzenlenen ticari dava niteliğindeki davalardan olmadığı, davacının sigortalısının dava dışı gerçek kişi olup aracın da hususi kullanım amaçlı otomobil olduğu hususları belirlenmekle, bu durumda açılan işbu davada görevli mahkeme tarafların sıfatına ve davanın niteliğine göre Asliye Hukuk Mahkemeleri olup, asliye ticaret mahkemesi görevli olmadığı gerekçesiyle davanın mahkemenin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddi ile dosyanın talep halinde görevli mahkeme olan Elmadağ Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kasko sigorta poliçesine istinaden müvekkilinin sigortalısına ödemiş olduğu tazminatın TTK’nın 1472. Maddesindeki halefiyete dayalı olasrak rücuan tazmini istemiyle açılan davada, zarar sorumlusu olan davalı araç kamyon olduğu gibi kamyon malikinin de davalı … ..Ltd. Şti. Olduğunu, dolayısıyla davalı aracın ticari, davalı araç malikinin de tacir olduğunu, sigortalı araç ile davalı arasındaki hukuki ilişkinin mahiyeti dikkate alındığında, sigortalının zarar sorumlusu olan tacir davalılara karşı ticaret mahkemesinde dava açması gerektiği dikkate alındığında halefi sıfatıyla müvekkili sigorta şirketi tarafından açılan davada Asliye Ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu ileri sürerek açıklanan bu ve re’sen gözetilen nedenlerle ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını istemiştir.
Davalı şirket yetkilisi ile davalı sürücü istinaf başvurusuna cevap dilekçelerinde ayrı ayrı, davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemişlerdir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, davacı sigorta şirketi tarafından kasko sigorta poliçesine istinaden sigortalısına ödenen tazminatın TTK’nın 1472. maddesi gereği davalı araç sürücüsü ile davalı araç malikinden rücuan tahsili istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle görev şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, Asliye Hukuk Mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir” düzenlemesine yer verilmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/1. maddesinde “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı” düzenlemesine; TTK’nın 16/1. maddesinde “ticari şirketlerin tacir kabul edildiği” hükmüne, yer verilmiştir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece kendiliğinden (re’sen) dikkate alınmalıdır.
Sigortacının halefiyete dayalı olarak açacağı rücuen tazminat davasında, görevli mahkemenin belirlenmesi konusunda; 22.03.1944 tarih, 37 Esas, 9 Karar sayılı (03.07.1944 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan) Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında “sigortacının halefiyete dayalı açtığı davanın aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” ilkesi benimsenmiştir. Buna göre; sigortacının halefiyete dayalı olarak açtığı davada, davanın nitelendirmesi yapılırken, davacının sigortalısı ile zarara neden olduğu iddia edilen arasındaki hukuki ilişkiye bakılması gerekir.
Somut olayda; davacı … A.Ş’nin TTK’nın 1472. Maddesi uyarınca halefi olduğu sigortalısı … tacir olmadığı gibi sigortalı araç da hususi kullanım amaçlı otomobildir. Zarar sorumlusu karşı aracın ticari nitelikte kamyon, malikinin de tüzel kişi tacir olması, haksız fiil niteliğindeki trafik kazasından doğduğu ileri sürülen zararın rücuan tazmini istemiyle davacı sigorta şirketinin 1472. Maddesi uyarınca halefiyete dayalı olarak açtığı işbu davada, asliye ticaret mahkemelerini görevli kılmaz. Bu durumda sigortalı araç ticari nitelikte ve/veya sigortalı araç maliki tacir olmadığına göre, eldeki davada TTK’nın 4. Maddesi kapsamında asliye ticaret mahkemelerinin görevli olduğu tacirler arası haksız fiilden de söz edilemeyecektir. O halde ilk derece mahkemesince, somut uyuşmazlıkta asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğunun kabulüyle asliye ticaret mahkemelerinin görevsizliği nedeniyle HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca görev şartı yokluğundan aynı Yasa’nın 115(2. Maddesine göre davanın usulden reddine karar verilmesi hukuka uygun bulunmuş olmakla, davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-492 sayılı Harçlar Kanunu’nun karar tarihinde yürürlükte bulunan ilgili Tarifesi hükümleri gereği alınması gereken 179,90 TL istinaf maktu karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,2 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362/1-c. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 09/02/2023

Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.