Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1699 E. 2023/1627 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1699 Esas 2023/1627 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1699
KARAR NO : 2023/1627

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/09/2023

NUMARASI : 2023/795 Esas (Ara Karar)
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
ALEYHİNE TEDBİR
TALEP EDİLEN
DAVALI :
TALEP : İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 21/07/2023
KARAR TARİHİ : 15/11/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/11/2023

İhtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
DAVA VE TALEP
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının şirket müdürlüğü yaptığı dönemde, gerçekte mülkiyeti müvekkili şirkete ait olması gereken taşınmazları kendi adına tescil ettirdiği ve sadakat yükümlülüğüne aykırı olarak söz konusu taşınmazların mülkiyetini müvekkili şirkete geçirmemesi sebebi ile söz konusu taşınmazların müvekkili şirket adına tesciline karar verilmesini, dava konusu taşınmazların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından taşınmazların kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacının, dava konusu taşınmazların üçüncü kişilere devrinin önlenmesi bakımından taşınmazların kaydına teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebinin, alacağın varlığı ve muacceliyeti yargılamayı gerektirdiğinden, dolayısıyla HMK’nun 389.maddesi çerçevesinde bu aşamada yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbirin reddi ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
Davanın esasını müvekkili şirketin kaynakları, banka hesapları ve bütçesi kullanılarak satın alınan taşınmazların davalının usulsüz işlemi ile kendi adına tescil ettirmesi oluşturduğunu, 48 ayrı taşınmazın alım bedellerinin tamamı müvekkili şirket tarafından ödendiğini, banka ve dosyada mevcut tapu kayıtları ile sabit olduğu üzere bu taşınmazların satın alınmasında, tapuda işlem yapan vekil ya da yakınlarının hesabına ödemeler yapıldığını, ancak tescil işlemi müvekkili şirket adına değil müvekkili şirketin o dönem müdürlük görevini yürüten davalı adına gerçekleştirildiğini,
Bu koşullar altında çok sayıda, resmi belge niteliğinde deliller ile tescilin taleplerinin haklılığının ortaya çıkmış olmasına rağmen ilk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ara kararının gerekçe kısmına bakıldığında, Mahkemenin bu talebi kabul etmek zorunluluğunun bulunduğunu,
Bu koşullar çerçevesinde en azından bir teminat karşılığı olsa bile tedbir kararı verilmesi gerekirken bundan kaçınılmış olmasının muhtemel kararın infazını zorlaştırabileceğini, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği,
HMK’nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin diğer bir koşulu ise mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesidir.
Somut olayda, davacı şirket tarafından şirketin ortağı ve eski yöneticisi olan davalı aleyhine 48 adet taşınmazın şirket adına tescil ettirilmesi gerekirken kendi adına tescil ettirmek suretiyle sadakat hükmüne aykırı davrandığından bahisle 48 adet taşınmazın davalı adına olan tapusunun iptali ile şirket adına kayıt ve tescili ile taşınmazlar üzerine 3.kişilere devir ve temliğinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir talep edilmiş, ilk derece mahkemesinin gerekçesi de gözetildiğinde HMK’nın 390/3.maddesi gereğince davacı yanın yaklaşık olarak ispata elverişli deliller sunması gerektiği, dosyaya sunulan bilgi belgelere göre istemin bu aşamada yaklaşık olarak ispatlanamadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin gerekçesi de göz önünde bulundurularak yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik ilk derece mahkemesi ara kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.15/11/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.