Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1638 E. 2023/1713 K. 05.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1638 Esas 2023/1713 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1638
KARAR NO : 2023/1713

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/07/2019
NUMARASI : 2018/483 Esas 2019/510 Karar
DAVACI :
DAVALI :
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 27/06/2018
KARAR TARİHİ : 05/12/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2024

Taraflar arasındaki itirazın iptali istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine
Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun istinaf başvurusunun kamu düzeni gözetilerek kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulması sonucunda Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma ilamı ekinde Dairemize gönderilen dosyada açılan duruşmada sonucunda gereği düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Başkent şubesi ile dava dışı asıl borçlu … İnşaat Madencilik Ltd. Şti arasında imzanan sözleşmelere istinaden krediler kullandırıldığını, davalının borca müşterek ve müteselsil kefil olduğunu, sözleşmenin gerektirdiği yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, davalıya ihtarname gönderildiğini, ancak borcun ödenmediğini, bunun üzerine Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2018/4642 E, sayılı dosyası üzerinden genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu iddia ederek itirazın iptali ile takibin devamına, % 20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilin kefilliğine itiraz ettiklerini, genel haciz yolu ile icra takibinin başlatılmasında davacının hukuki yararının bulunmadığını, İİK m. 45 uyarınca, rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusunun iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının sadece rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapabildiğini, müvekkil hakkında genel haciz yoluyla icra takibi başlatılmasının hukuka aykırı olduğunu, dava dışı şirketin bankaya bu miktarda borcu bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; alınan bilirkişi raporunda BCH kredisi için ilk ikraz tutarının 700.000 TL olduğu, hesap kat ihtarında her ne kadar BCH kredisi için banka alacağı (ana para + işlemiş faiz + BSMV) 742.243,99 TL gösterilmiş ise de, dosyaya sunulan BCH hareket dökümünde 31.03.2013 hesap kat tarihi itibariyle banka alacağı, 739.034,12 TL olarak belirtildiğinden bu tutarın esas alınması gerektiği, bu tutara hesap kat tarihinden temerrüt tarihine kadar yıllık %19 akdi faiz, temerrüt tarihinden itibaren de yıllık %38 temerrüt faizi uygulanmak üzere yapılan hesaplamada BCH kredisi için takip tarihindeki banka alacağının 739.034,12 TL ana para 4.231,73 TL akdi faiz, 749,40 temerrüt faizi, 249,06 BSMV olmak üzere toplam 744.264,31 TL olduğu belirtildiği, KMH kredisi için yapılan hesaplamada 31.03.2018 hesap kat tarihi itibariyle banka toplam alacağının 9.224,71 TL olduğu, bu alacağa temerrüt tarihine kadar %19,80 akdi faiz, temerrüt tarihinden itibarin %25,68 temerrüt faizi uygulanmak üzere takip tarihindeki banka alacağının 9.224,71 TL ana para, 61,53 işlemiş faiz, 3,80 BSMV olmak üzere toplam 9.289,32 TL olduğu, raporda çek yaprağı yasal ödeme tutarına ilişkin olarak yapılan değerlendirmede banka tarafından yasal ödemesi yapılan 1 adet çek yaprağı için 1.600 TL ana para 114,49 TL işlemiş faiz ve 5,72 TL BSMV olmak üzere 1.720,21 TL’nin talep edildiği, çek sorumluluk tutarına uygulanacak faiz oranının BCH kredilerine uygulanacak faiz oranıyla uyumlu olması gerektiği, zira BCH kredileri üzerinden çek keşide edilerek kullanılabildiği belirtilerek banka sorumluluk tutarına uygulanacak akdi faiz oranını %19, temerrüt faiz oranının %38 olduğu belirtilerek yapılan hesaplamada takip tarihi itibariyle banka alacağının 1.600 TL ana para 10.82 TL faiz, 0,54 TL BSMV olmak üzere 1.611,36 TL olduğu belirtildiği, davacı banka her ne kadar 36.230 TL çek riski bulunduğundan bu tutarın bankaca açılacak faizsiz hesapta depo edilmesini istemiş ise de, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerinde kefillere yönelik açık bir depo sorumluluğu getirilmediğinden depo talebinin kefiller yönünden geçerli olmayacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, Ankara 9 İcra Müdürlüğünün 2018/4642 E, sayılı takip dosyasında 156849 referans sayılı BCH kredisiyle ilgili olarak 739.034,12 TL asıl alacak + 4.981,13 TL işlemiş faiz + 249,06 TL BSMV + 691,12 TL masraf olmak üzere toplan 744.955,43 TL üzerinden itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %38 temerrüt faizi ve faize %5 BSMV uygulanmasına, 881093 referans sayılı KMH kredisi ile ilgili olarak; 9.224,71 TL asıl alacak + 61,53 TL işlemiş faiz + 3,08 TL BSMV olmak üzere toplam 9.289,32 TL üzerinden itirazın iptaline, asıl alacağa takip tarihiden itibaren yıllık %25,68 temerrüt faizi ve faize %5 BSMV uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin ve davalı kefile yönelik depo talebinin reddine, itirazın iptaline karar verilen 755.856,11 TL’nin %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline, davanın reddedilen kısmı yönünden davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkil banka arasında imzalanan Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi’nin 71. maddesinde yer alan hüküm gereği Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabına aktarılmış olan ve TP olarak izlenen ticari nitelikli alacaklara müvekkil bankanın iç genelgesi gereği yıllık %46(%23×2) temerrüt faizi uygulanması gerektiğini, GNGKS kapsamında kullandırılan çek riskinden kefillerin sorumlu olmakla birlikte işbu davanın sadece nakdi krediler toplamına yapılan itirazın iptali talepli olduğunu, gayrinakdi risklere yapılan itirazın iptalinin işbu davada talep edilmediğini, bilirkişi raporlarına yapılan itirazlarına itibar edilmediğini, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, dosya alacağının hesabında 1.226,86 TL masraf talebinin dikkate alınması gerektiğini, 767.938,94 TL nakdi kredi borcuna yapılan itirazın iptalinin gerektiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağının tahsili için müteselsil kefil hakkında başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dairemizin 30/12/2021 tarih ve 2019/1882 Esas 2021/1644 Karar sayılı kararıyla davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiş, anılan karara karşı davacı vekilince temyiz yoluna başvurulması üzerine,
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 07/09/2023 tarih ve 2022/1370 Esas 2023/4751Karar sayılı kararı ile;
“1.Dava, dava dışı şirketin kullandığı kredilerin ödenmemesi üzerine müteselsil kefil aleyhine başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
2.Aleyhe bozma yasağı ilkesi gereğince, taraflardan yalnız birinin temyizi halinde, Yargıtay, hükmü temyiz edenin aleyhine bozamaz. Aynı ilke istinaf kanun yolu için de geçerlidir. 6100 sayılı Kanun’un 355 inci maddesine göre ise istinaf incelemesinin, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar haricinde, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılması gerekmektedir.
3.Somut olayda, İlk Derece Mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince, yukarıda özetlenen gerekçelerle istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince, yazılı gerekçeyle kamu düzeni gözetilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis edilmek suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak Bölge Adliye Mahkemesinin esas hakkında yeniden verdiği karar, istinafa başvuran davacı bakımından İlk Derece Mahkemesi kararına nazaran aleyhedir. İlk Derece Mahkemesi hükmünü davacı istinaf etmiş, buna karşılık aleyhine hüküm verilen davalı istinaf etmemiştir.
4. 2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesi emredici nitelikte ise de İlk Derece Mahkemesi kararının davalı, bir başka deyişle ipotek borçlusu tarafından istinaf edilmiş olması halinde istinaf incelemesi sırasında bu husus re’sen dikkate alınır. Somut olayda kararı hiç istinaf etmeyen davalı lehine, davacının aleyhine olacak şekilde İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir. Bu itibarla, Bölge Adliye Mahkemesince, aleyhe bozma yasağına aykırılık teşkil eder şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma ilamı taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davac vekili bozma ilamına uyulmasına karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili ise bozma ilamına karşı direnilmesini talep etmiştir.
Dairemizce önceki kararımızda direnilmesine oy birliği ile karar verilmiştir.
DİRENME GEREKÇESİ;
İİK.’unun 45. maddesindeki emredici hükmü aynı zamanda kamu düzenine ilişkindir. (Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı s.841; Banka Alacaklarının İpoteğin Paraya Çevrilmesi Yoluyla Takibi, Tunç Yücel, Müjgan XII Levha Yayınları 1. Baskı s. 112-113)
Yargıtay içtihatlarında da İİK 45. Maddesindeki hükmün kamu düzenine ilişkin olduğu kabul edilmiştir. ( 11. HD. 29.03.2011 gün ve 2010/16436 esas ve 2011/3509 karar; 19 HD 23/01/2019 gün 2018/2286 esas 2019/402 karar ; 12 HD’nin 12/05/2014 gün ve 2014/11600 esas, 2014/13948 karar; 16/02/2022 gün ve 2021/8538 esas 2022/1907 karar, sayı kararları)
Nihayetinde Yargıtay İBK’ında (20/01/2023 gün ve 2021/2 esas 2023/1 karar sayılı) anılan kuralın kamu düzenine ilişkin olduğu gerekçede “….2004 sayılı Kanun’un 45 inci maddesi hükmü kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle, bu hükme rağmen rehin alacaklısının haciz (veya genel iflâs) yolu ile takip yapmış olması hâlinde haciz (veya genel iflâs) yolu ile takibin iptali için yapılacak şikâyet süreye tabi değildir. ” anlatımıyla açıkça belirtilmiştir.
Açıklanan gerekçelerle İİK 45. Maddesi hükmünün emredici olması yanında kamu düzenine ilişkin olduğu kanısına varılarak aleyhe hüküm yasağının istisnası olmakla (19 HD., 23/01/2019 gün ve 2018/2286 esas 2019/402 karar) direnme kararı verilmiştir.
Genel kredi sözleşmeleri, hesap kat ihtarı, Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2018/4642 E. sayılı takip dosyası, yargılama aşamasında bankacılık ve finans uzmanı bilirkişiden alınan 29/03/2019 tarihli bilirkişi raporu, hesap özetleri, dava konusu alacağa ilişkin asıl borçlulardan tahsilat yapılıp yapılmadığına ilişkin Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2018/4640 E. Ve 2018/4641 E. sayılı dosyasındaki belgeler, ipotek belgesi ve 30/01/2017 tarih ve 6992 yevmiye nolu ipotek resmi senet örneği ve ipotek akit tablosu, dosya kapsamında yer almaktadır.
Davacı banka ile dava dışı … …. …. Ltd. Şti. arasında 16/10/2009 tarihli ve 250.000 TL limitli, 14/06/2013 tarihli ve 1.000.000,00 TL limitli, 08/01/2014 tarihli ve 1.000.000,00 TL limitli üç ayrı genel kredi sözleşmesi imzalandığı, tüm sözleşmelerde davalı …’in müteselsil kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu görülmüştür.
Ankara 9. İcra Müdürlüğünün 2018/4642 E. sayılı icra dosyasının incelenmesinde; alacaklının … A.Ş., borçlunun … olduğu; BCH kredisi için: 739.285,12 TL asıl alacak, 15.029,17 TL işlemiş temerrüt faizi (%46), 751,46 TL BSMV, 1.226,86 TL masraf olmak üzere toplam 756.292,61 TL; KMH kredisi için: 7.786,70 TL asıl alacak, 106,20 TL işlemiş faiz (%28), 5,31 TL BSMV olmak üzere toplam 9.898,21 TL; Çek kredisi borcu için: 1.600,00 TL asıl alacak, 141,07 TL işlemiş temerrüt faizi (%46), 7,05 TL BSMV olmak üzere toplam 1.748,12 TL için davalı borçlu aleyhine 13/04/2018 tarihinde toplam 767.938,94 TL nakit alacağın tahsili talebi ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 28/04/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde 04/05/2018 tarihinde icra takibinde yer alan borca ve ferilerine itiraz ettiği, işbu itirazın iptali davasının itiraz dilekçesinin alacaklı/vekiline tebliğ tarihinden başlayacak olan 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde 27/06/2018 tarihinde açıldığı, kefaletin şartlarını taşıdığı görülmüştür.
Eldeki davada, davacı bankaca ile dava dışı … İnş. …. Ltd. Şti arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla, sözleşmelerde müteselsil kefil sıfatıyla imzası bulunan davalıya karşı ilamsız icra takibi başlatılmış, davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasında mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde alacağın rehinle temin edildiğini, İİK’nın 45.maddesi uyarınca davalı hakkında ilamsız icra takibi yapılamayacağını savunmuştur.
İcra İflas Kanunu’nun 45.maddesinde; “Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklının yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapabileceği” düzenlenmiş olup, İİK.nun 45.maddesi hükmüne göre rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehnin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapılabilir. Ancak rehnin tutarı borcu ödemeye yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoluyla takip edebilir. Buna göre, alacak ipotek ile teminat altına alınmış ise alacaklı öncelikle ipoteğe müracaat etmeli, buradan alacağını tahsil edemez veya ipoteğin teminat altına aldığı miktarı aşan bir kısım olursa bu miktar için ilamsız icra takibi yapmalıdır.
Anılan hükümden anlaşılacağı üzere davacı bankanın rehinle temin edilmiş olan alacağını sadece rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yaparak tahsilini talep edebilecektir. Bir başka anlatımla alacak rehinle temin edilmiş ise, davacı banka davalı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapamaz.
Somut olayda, davalı takip dayanağı genel kredi sözleşmelerinde müteselsil kefil olarak yer almakla birlikte, aynı zamanda dava dışı asıl borçlu … İnş. …. LTd. Şti’nin davacı bankadan kullandığı/ kullanacağı kredilerin teminatını teşkil etmek üzere 30/01/2017 tarihli 6992 yevmiye no’lu ipotek senedi ile maliki olduğu taşınmaz üzerine ipotek tesis ettirmiş olup, ipotek akit tablosunun incelenmesinde söz konusu ipoteğin davalının da davacı bankaya her türlü sözleşmeden doğan/ doğacak borçlarının teminatını teşkil ettiği açıkça yazılmıştır. Hal böyle olunca, ipoteğin davalının davacı bankaya kefalet sözleşmesinden doğan/ doğacak borçları yönünden de ipotek limiti olan 1.100.000,00 TL’ye kadar teminat altına aldığı anlaşılmakta olup, takip konusu 767.938,64 TL nakit, 36.230,00 TL gayrinakit borcun toplamı olan 804.168,40 TL’nin ipotek limitinin altında olması nedeniyle İİK’nın 45. maddesi gereğince davalı kefil hakkındaki davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni de gözetilerek kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, İİK’nın 45.maddesi gereği davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Dairemizin 30/12/2021 tarih ve 2019/1882 Esas 2021/1644 Karar sayılı kararında DİRENİLMESİNE,
2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni gözetilerek KABULÜNE, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/07/2019 tarih 2018/483 Esas 2019/510 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Davanın REDDİNE,
4-Alınması gerekli olan 269,85 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harçtan mahsubu ile kalan 225,45 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gözetilerek takdiren 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Artan gider avansı olması halinde karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde ilgili taraflarına iadesine,
B)1-Davacı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf karar harcı ile 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı toplamı 165,70 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
2-Kararın kaldırma gerekçeleri gözetilerek davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf incelemesi sırasında açılan duruşma bozma ilamı gereği olduğundan Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04/03/2021 tarih ve 2021/2-96 Esas 2021/205 Karar sayılı emsal içtihadı da gözetilerek davalı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/12/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.