Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1571 E. 2023/1460 K. 25.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1571 Esas 2023/1460 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1571
KARAR NO : 2023/1460

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2023
NUMARASI : 2023/672 Esas (Ara Karar)
İHTİYATİ HACZİN
KALDIRILMASINI
TALEP EDEN :
VEKİLİ :
İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN DAVACI
TALEP : Tanıma Ve Tenfiz
TALEP TARİHİ : 15/06/2023
TALEP : İhtiyati Hacize İtiraz
KARAR TARİHİ : 25/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/10/2023

İhtiyati hacize itirazın reddine dair verilen ara karara karşı ihtiyati hacize itiraz eden davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP
İhtiyati haciz talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; davalının sırf Suudi Arabistan’daki borcundan dolayı ülkeden çıkışı ve borcunu ödememek için girdiği çaba dahi, mal kaçırma emaresi gösterdiğini, sırf bu sebeple dahi borcu olan 14.06.2023 tarihli güncel kura göre 355.407.101 Türk Lirası’na karşılık gelen ölçüde, banka hesaplarına, sahibi olduğu şirket sermayelerine, sahip olduğu menkul ve gayrimenkullerine ihtiyati haciz ve tedbir uygulanması gerektiğini, ayrıca, davalı …’in… Şirketi, … Anonim Şirketi,… Anonim Şirketi Ve … Anonim Şirketleri’nde bulunan hisse ve sermayelerine de haciz koyulmasını talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 07/07/2023 tarihli ara kararı ile davacı tarafça onaylı örnekleri sunulan Suudi Arabistan ülkesi mahkeme kararının ve bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine alınan istinaf mahkemesi kararının kesinleştiği, kesinleşmeye dair apostil şerhlerinin mevcut olduğu, her ne kadar yabancı mahkeme kararının henüz tenfiz edilmediği görülmekte ise de; İİK’nun 257. maddesinde yabancı mahkeme kararlarının tenfiz edilmesi koşulunun açıkça aranmadığı mahkememizce kabul edildiğinden, (benzer kararlar için Y.11.HD. 11.01/2016T., 2015/14304E., 2016/49K. Ve Ankara BAM 22. HD. 03/06/2022T., 2022/397E., 2022/757K.) davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin kabulüne, 355,407.101,00TL tutarındaki alacak için %15 teminat karşılığında davalı …’in taşınır ve taşınmaz malları ile banka hesaplarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmiştir.
İhtiyati haczin kaldırılmasını talep eden davalı vekili ihtiyati haczin kaldırılması istemli dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihtiyati haciz kararının kaldırılarak ihtiyati haciz kararının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece 19/07/2023 tarihli ara kararı ile, davalı tarafça tenfize konu kararın mahkeme kararı niteliğinde olmadığı, MÖHUK 50. Madde gereğince tenfizi mümkün bir kararın bulunmadığı, alacağın sadece kefil olan davalıdan istendiği gibi itiraz sebepleri yargılamayı gerektiren sebepler olup, ihtiyati haciz kararında belirtilmiş olduğu gibi üzerinde apostil şerhi bulunan kararın varlığı davacının alacağını bu aşamada “yaklaşık” olarak ispatladığına mahkemece kanaat getirildiğinden davalı tarafın ihtiyati haciz kararına karşı yapılan itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati hacize itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının talebine dayanak yaptığı Suudi Arabistan Bankacılık ve Finans Anlaşmazlıkları ve İhlaller Komisyonu ile İtiraz Üzerine Bankacılık Ve Finans Anlaşmazlıkları İhlaller Komisyonu’nun yargı merci olmadığını, yabancı ülke mahkemelerince verilmiş bir yargı kararı bulunması koşulu yerine getirilmediğinden tanıma tenfize konu olamayacağını, bu nedenle bu karara dayanılarak da ihtiyati haciz niteliğinde ki ihtiyati tedbir istemine dayanak yapılan şartların da oluşmadığından talebin reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün hatalı olduğunu, yaklaşık ispat koşulunun bulunmadığını, karşılıklı işlem şartının yerine getirilmediğini, tanıma ve tenfiz istemine konu edilen kararın kararı veren komisyonda hukuka aykırılıklar bulunduğunu, müvekkilinin tenfiz ve tanıma istenen kararın inceleme görüşmelerine hiç katılmadığını, duruşmalara diğer davalı şirket vekili olarak Avukat …’in katıldığını, kendisine verilen vekaletnameyi şirketin yetkili temsilcisi sıfatıyla müvekkilinin verdiğini, müvekkilinin bu avukata kendi şahsını temsilen vekalet vermediğini, komisyonun anılan avukatın müvekkilini de temsil ettiği yönündeki aldığı kararın hatalı olduğunu, itiraz üzerine Bankacılık ve Finans Anlaşmazlıkları ve İhlalleri Komisyonunun verdiği kararın kesin kabul edildiğini, bu karara karşı herhangi bir yargı merciine başvuru imkanının bulunmadığını, dava dışı iddialarla mahkemeyi etkileme çabası söz konusu olduğunu, ihtiyati tedbir ve ihtiyati hacizin ayrı ayrı kanunda düzenlendiğini, dava dilekçesinde ki yazılı istemin ihtiyati haciz niteliğinde ihtiyati tedbir mahiyetinde olduğu nazara alındığında ihtiyati haciz isteminin olmadığının açıkça anlaşıldığını, bu nedenle verilen ihtiyati haciz kararı ile yapılan itirazın reddi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu,
bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
İhtiyati haciz talep eden vekili cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi ara kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, ihtiyati hacize itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; İİK’nın 257. maddesine dayalı verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılması istemine ilişkindir.
İhtiyati haczin koşullarını düzenleyen İİK’nın 257. maddesi, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 258. maddesi gereğince alacaklının, alacağının varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemeden olumlu şekilde kanaat uyandırması gerekli ve yeterlidir. Bir başka deyişle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacaktır.
Prof. Dr. …’den alınan Hukuki Mütalaa’da sonuç olarak; MÖHUK kapsamında ancak yabancı mahkeme kararlarının ve hakem kararlarının tanınması ve tenfiz taleplerinin değerlendirilebileceği, somut uyuşmazlıkta tanıma ve tenfiz kararına konu kararı veren Bankacılık Uyuşmazlıkları Komisyonu’nun, bir kurumun mahkeme sayılması için aranan niteliklerin tamamını taşımadığını, Suudi Arabistan hukukunda da ileri sürüldüğü ve eleştirildiği, Türk Hukuku bakımından da adı geçen kurumun mahkeme sayılabilmesi için aranan vasıflardan bazılarını taşımadığının görülmesi nedeniyle MÖHUK’un 50 ve 58 anlamında yabancı mahkeme kararı olma şartının karşılanılmadığı, nihai kararın davalıya veya yetkili vekiline usulüne tebliğ edildiğinin ispatlanması gerektiği, kesinleşmenin yeterli olmayacağı, karşılıklıklık şartının gerçekleştiğinin kabulü için aynı nitelikteki kararlar hakkında fiili karşılıklığın bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiği, yurt dışındaki yargılamada davalının vekili olarak kabul edilen …’ın karara ait dosyada ki vekaletnamesinin incelenmesi gerektiği, davalının vekilinin olmadığının tespiti halinde savunma hakkına riayet edilmediğinin sonucunun ortaya çıkacağını ve bu durumun da açıkça kamu düzenine aykırılık oluşturulacağı belirtilmiştir.
Somut olaya gelince, davacı yanca Suudi Arabistan Bankacılık ve Finans Anlaşmazlıkları ve İhlaller Komisyonu ile İtiraz Üzerine Bankacılık Ve Finans Anlaşmazlıkları İhlaller Komisyonu’nun kararının tanınması ile 56.305.542,88 Riyal’in (TL karşılığı 355.407.101,00 TL yönünden davalının sahip olduğu menkul, gayrimenkullerin ve 3.kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasının talep edildiği, ilk derece mahkemesince talebin kabul edildiği, davalının alacak miktarı kadar taşınır taşınmaz malları ile banka alacakları üzerine ihtiyati haciz konulduğu, davalı yanın itirazı üzerine yapılan duruşma sonucu ihtiyati haciz kararının kaldırılması talebinin reddedildiği, ilk derece mahkemesinin gerekçesinde de belirtildiği üzere davaya konu yabancı ülke kararının kesinleştiği, kesinleşmeye dair apostil şerhinin kararda mevcut olduğu, yabancı ilam hakkında henüz tenfiz kararı verilmemiş ise de, yabancı mahkeme kararlarının tenfiz edilmesi koşulunun emsal mahiyette verilen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11.01/2016 tarih ve 2015/14304 Esas 2016/49 Karar ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. Hukuk Daires’inn 03/06/2022 tarih ve 2022/397 Esas 2022/757 Karar sayılı kararında açıkça belirtildiği üzere İİK’nun 257.maddesi gereğince geçici hukuki koruma olan ihtiyati hacizde açıkça aranmasına gerek bulunmadığı, davacının alacağının yaklaşık olarak bu aşamada ispatladığı anlaşıldığından ihtiyati haczin kaldırılması talebinin reddi kararı usul ve yasaya uygundur.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından ihtiyati hacize itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati hacize itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.25/10/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.