Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1536 E. 2023/1449 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1536 Esas 2023/1449 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1536
KARAR NO : 2023/1449

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/08/2023
NUMARASI : 2023/128 D.İş Esas (Ara Karar)
İHTİYATİ HACZİN
KALDIRILMASINI
TALEP EDEN :
VEKİLİ :
İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN DAVACI :
TALEP : İhtiyati hacze itiraz
TALEP TARİHİ : 07/08/2023

KARAR TARİHİ : 19/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :23/10/2023

Taraflar arasındaki ihtiyati hacze itiraz yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı ihtiyati hacze itirazın reddine yönelik olarak verilen karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati haciz talep den vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile karşı taraf şirket arasında genel kredi sözleşmesi imzalandığını, borcun ödenmemesi üzerine hesabın Beşiktaş 17. Noterliği’nin 10/10/2018 tarih ve 76831 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kat edildiğini, kat ihtarına rağmen borç ödenmediğinden borçlunun temerrüte düştüğünü, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 11.007.283,43 TL nakdi alacağın teminat altına alınabilmesi için borçlunun menkul ve gayrimenkulleri ile 3. Kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 27/07/2023 tarihli ara kararı ile,kat ihtarnamesine konu 2.443.047,29 TL nakit alacak için İ.İ.K’nun 257. maddesinde aranan yasal koşulların gerçekleştiği kabul edilerek bu miktara yönelik talebin kabulüne, fazlayailişkin nakit alacağa yönelik talebin reddine, gayri nakdi alacak talebi yönünden ise Yargıtay İçtihadı Birleştirme HGK ‘nun 27.12.2017 tarih ve 2016/1 E 2017/6 K sayılı kararıyla, ihtiyati hacizin icra işlemi olmadığı, geçici koruma tedbiri olduğu ve sadece para alacakları için öngörüldüğü bu nedenle teminat alacakları için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği nazara alınarak, bu bedele yönelik talebin yasal koşulları oluşmadığından reddine karar verilmiştir.
İhtiyati haczin kaldırılmasını talep eden vekili ihtiyati haczin kaldırılması istemli dilekçesinde özetle; müvekkili …. Şti.’nin Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/690 esas, 2020/538 sayılı kararı ile konkordato kararı aldığını, konkordato tasdik talebinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi kararı ile reddine karar verildiğini, konkordato projesi kapsamında son bir taksit kalmasıyla konkordato projesinde sona gelinmişken konkordato tasdik talebinin reddine karar verilmesinin haksızlık ve hata olduğunu, karara karşı temyiz yoluna başvurulduğunu, son taksit ödemesinin de ağustos ayının son haftası yapılacağını, bütün taksitlerin tamamen kapanmış olacağını, taksitlerin zamanında ve eksiksiz bir şekilde yatırılmasının müvekkilinin iyi niyetini gösterdiğini, konkordato sürecinde olan şirkete karşı icrai işlem yapılamayacağından verilmiş ihtiyati haciz kararının kaldırılması isteğinde bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece 22/08/2023 tarihli ara kararı ile, borçlu hakkında geçici ve kesin mühlet kararı verildiği, bu süreçte tedbir kararları verildiği, içerik olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olmadığından itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati hacize itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, şirketin varlıklarının 55.995.452,94 TL, borçlarının 50.552.702,20 TL olduğu ve borca batık olmayıp 5.442.750,74 TL varlık fazlasının bulunduğu, şirketin bir üst paragrafta gösterilen 50.552.702,20 TL borcuna karşılık ödemeleri gerçekleştirmeyi planlandığı 2020-2023 yıllarındaki tahmini brüt karlar toplamının, genel giderler düşüldükten sonra kalan tutarının 57.249.016,37 TL olduğunu, varlık kapsamında kalan kasa bankalar ve alıcılar hesapları toplamının 15.638.221.24 TL olduğunu, böylelikle borç ödemede kullanılacak kaynak tutarının 67.444.486,87 TL’ye yükseldiğini, bu veriler karşısında şirketin fazlasıyla nakit desteğinin bulunduğunu, buna rağmen alacakların her 1.000,00 TL için konkordato kapsamında süreç sonunda sadece 501,61 TL tahsilat yapabileceği ve dolasıyla konkordatoda faiz verilmemek ve diğer riskler üstlenilmemek yada alacaklıya yüklenmek suretiyle yüzde 49,84 oranında örtülü bir tenzilat yapıldığı sonucuna varıldığını, gösterilen nedenlerle istemcinin kaynaklarının tasdik edilen konkordato çerçevesinde yapacağı ödemelerin çok üstünde olduğunu, bir diğer ifade ile alacaklılar yararına daha yüksek tutarlarda ödeme yapabilecekken konkordato ile onların zararın yol açacak şekilde bir teklif sunduğunun anlaşıldığını, bu da orantılılık ilkesi olarak ifade edilen koşulun sağlanmadığı sonucuna varılması anlamına geldiğini, istemci vekili bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın yasal olmadığı hususunda bir itiraz ileri sürmüşse de bu hesaplamanın işletme ve özellikle finansman uygulamasında “paranın zaman değeri” başlığı altında her zaman yapıldığı, konkordato istemi ve yargılamasının salt bir hukuk davası olmayıp borçların işletmesel kararlar çerçevesinde ödenmesi ve bunun karşı tarafında da alacaklıların azami faydaya ulaşmasını sağlayacak tutarların belirlenmesinin, özellikle yukarıda belirtilen orantılılık ilkesi çerçevesinde yapılması gereken bir işlem olduğu, başka bir ifade ile bu hesaplamanın 305’inci maddenini benimsediği bir gereklilik olduğu kabul edilerek söz konusu itiraz hukuka uygun bulunmadığını, fakat müvekkili şirket hiçbir şekilde alacaklıların zararına bir işlem yapmadığını, yalnızca hukuk ve kanun çerçevesinde bulunduğu koşullar mecburi bıraktığı için konkordato talep ettiğini, borçların tamamı konkordato projesi kapsamında ödendiğini, konkordato projesinde de sona gelindiğini, müvekkilinin konkordato projesinde yer aldığı şekilde 4 ayda bir ödemeli toplam 36 ay vadeye uygun olarak, bu güne kadar bütün ödemelerini yaptığını, bu taksitlerin zamanında ve eksiksiz bir şekilde yatırılması müvekkilimin iyi niyetini gösterdiğini, konkordato sürecinde olan bir şirkete karşı icrai hiç bir işlem yapılamayacağı nazara alınarak hukuka aykırı bir şekilde verilmiş olan ihtiyati haciz kararının ivedilikle kaldırılmasına karar verilmesinin hukuka uygun ve hakkaniyeti gereği olacağını, müvekkilinin şirket konkordato projesin uygun olarak taksitlerini ödemediğini, bu durumda başlatılan icra takibi ve verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılmasının ve yargılama giderinin ihtiyati haciz isteyen bankaya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati haciz kararına itiraz istemine ilişkindir.
Lehine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep eden banka vekili, genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmediğini, hesabın kat edildiğini belirterek 11.007.283,43 TL nakit alacağın tahsilini teminen borçlunun menkul ve gayrımenkul malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece 27/07/2023 tarihli karar ile ihtiyati haciz kararı verilmiş, borçlunun itirazı üzerine 22/08/2023 tarihli ek karar ile ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmiştir.
İhtiyati haczin koşullarını düzenleyen İİK’nun 257. maddesi, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır, taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının ihtiyaten haczettirebileceği düzenlenmiştir. Aynı yasanın 258. maddesi gereğince alacaklının, alacağının varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemeden olumlu şekilde kanaat uyandırması gerekli ve yeterlidir. Bir başka deyişle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacaktır (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26/02/2014 tarihli 2013/16354 esas 2014/3605 karar sayılı içtihadı emsal niteliktedir).
İİK’nun 265. maddesinde, ihtiyati haciz kararına karşı itiraz usulü düzenlenmiş olup, düzenlemeye göre borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde mahkemeye itiraz edebilecektir.
Somut olayda, ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu şirket dinlenmeden mahkemece ihtiyati haciz kararı verilmiştir. İtiraz eden borçlunun henüz huzuri ile yapılan haciz ve/veya yokluklarında yapılan haciz tutanağının kendilerine tebliği söz konusu olmadığından ihtiyati haciz kararına itiraz edenin itirazının süresinde olduğu kabul edilmiştir.
İİK’nun 265. maddesinde, ihtiyati haciz kararına itiraz nedenleri tahdidi olarak sayılmıştır.
İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu vekilinin itiraz gerekçesi şirket hakkında konkordato talebinin kabul edildiğini,konkordato sürecinde olan şirket hakkında ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine yöneliktir.
İİK’nun 294/1. maddesinde konkordato mühleti içerisinde borçlu aleyhine ihtiyati haciz kararı uygulanamayacağı düzenlenmiş ise de, ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine yönelik yasal bir düzenleme bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca, mahkemece ihtiyati haciz kararına itiraz eden şirket hakkında geçici ve kesin mühlet kararı içerisinde ihtiyati haciz kararı verilmesinde yasal bir engel bulunmadığı, İİK’nun 257. maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının oluştuğu gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetlidir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin itiraz eden borçlu şirket yönünden ihtiyati haciz kararına itirazın reddine ilişkin ek kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati haciz kararına itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati hacize itiraz eden vekilinin istinaf başvuru talebinin HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2- -İhtiyati hacze itiraz edenden alınması gerekli olan 269,85 TL harçtan peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3- İhtiyati hacze itiraz eden tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.19/10/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.