Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1489 Esas 2023/1424 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
ESAS NO : 2023/1489
KARAR NO : 2023/1424
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/05/2023
NUMARASI : 2022/776 Esas 2023/342 Karar
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
DAVA : Bankacılık Sözleşmesinden Kaynaklanan Uyarlama Ve Promosyon Farkının Tahsili
DAVA TARİHİ : 17/11/2022
KARAR TARİHİ : 18/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/10/2023
Taraflar arasındaki bankacılık sözleşmesinden kaynaklanan uyarlama ve promosyon farkının tahsili istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı banka arasında 03.06.2022 tarihli maaş ödemeleri sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin, müvekkili şirketin personeline yapacağı maaş / ücret, harcırah, ölüm yardımı, avans ikramiye, yıllık izin ücreti, ek ödeme, fazla mesai, vergi iadesi ve tazminat ile ilgili ödemeleri için davalı banka nezdinde açtıracağı vadesiz mevduat hesabı ile müvekkili şirketin personelinin … Şubesinde açtıracakları vadesiz mevduat hesaplarının işleyişi ve maaş ödemelerinde davalı bankanın hizmetlerinden yararlanma esaslarını düzenlediğini, dava konusu sözleşmenin 5.6. maddesinin “İlk maaş ödeme tarihinden sonra Kuruluşta göreve başlayan daimi kadrodaki personelimize göreve başladığı tarihten protokolün bitiş tarihine kadarki sürenin protokol süresine oranı nispetinde (10.000,00 TL/36 ay x banka aracılığı ile ilk kez maaş almaya başlanılan tarihten protokol sonuna kadar kalan ay sayısı formülizasyonuna göre) promosyon ödemesi yapılacaktır” şeklinde düzenlendiğini, sözleşmenin yürürlüğe girdiği 03.06.2022 tarihinden sonra Eylül-2022 döneminde davalı banka tarafından verilen maaş promosyonlarında büyük artış yapıldığını, ülkemizde gelişen ekonomik koşullar ve yüksek enflasyon oranları baz alınarak 01.07.2022 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde asgari ücrette Ocak-2022 dönemine göre yaklaşık % 30 oranında artışa gidildiğini; Merkez Bankasının, TL mevduatının, döviz mevduatının aşağısında olması durumunda bankaların yüzde üç daha fazla zorunlu karşılık ayırma mecburiyeti getirdiğini; Merkez Bankasının, dolarizasyonu engellemek ve hem ticari işletmeleri hem de şahısları kur korumalı mevduat sistemine yönlendirmek amacıyla bankaların karşılıklarını artırmasının, zorunlu karşılık ayırmak istemeyen bankaların ekstra TL mevduatı bulma arayışına girmesine neden olduğunu, bu durumun emeklilerin ve çalışanların promosyonlarının ve promosyon sürelerinin artırılması sonucunu doğurduğunu; güncel ekonomik koşullar ve bankacılık piyasasında yaşanan gelişmeler sonrasında, kamu kurumlarıyla bankalar arasında yapılan emsal promosyon sözleşmelerinin, müvekkili şirket ile davalı banka arasında akdedilen protokol ile belirlenmiş promosyon miktarının çok üzerinde miktarlar üzerinden akdedildiğini; yine yaşanan gelişmeler neticesinde 3.000,00 TL’nin altında maaş alan emekliye dâhi 7.000,00 TL’nin üzerinde promosyon ödemesi yapıldığının gözlemlendiğini, davalı bankanın internet sitesinde paylaştığı “Emeklilerimize 8.000,00 TL’ye varan promosyon” başlıklı kampanyada da açıkça görüleceği üzere 2.500,00 TL ve üzeri maaş alan emeklilere 01.09.2022 tarihi itibarıyla 8.000,00 TL promosyon verileceğinin belirtildiğini, asgari ücrette Temmuz-2022’de yapılan zamla birlikte müvekkili şirketin bünyesinde 5.500,00 TL’den düşük ücrette çalışan personel kalmadığını, müvekkili şirket ile … Sendikası arasında akdedilen toplu iş sözleşmesine göre müvekkili şirketin bünyesinde çalışan bir işçinin ortalama ücretinin 10.000,00 TL olduğunu; bu kapsamda, müvekkili şirket bünyesinde çalışan ve 10.000,00 TL maaş alan bir memurun davaya konu promosyon düzenlemesi kapsamında 10.000,00 TL promosyon aldığı örneklemesinin de sözleşmenin güncelliğini kaybettiğini gösterdiğini, müvekkili şirket ile davalı banka arasında akdedilen sözleşme tarihinden sonra bir çok koşulun değiştiğini; davaya konu promosyon düzenlemesi sonrasında, yüksek enflasyona bağlı ekonomik ve hukuki gelişmeler, asgari ücretin beklenenin ötesinde artması ve bu durumun devam etmesinin beklenmesi, yapılan ödemenin 3 yıllık olması, bankaların konuya ilişkin yaklaşımlarına ve emsal sözleşmelere göre belirlenen promosyon miktarının davalı bankanın sözleşmeyle elde ettiği fayda karşısında son derece yetersiz kaldığını, bu durumun müvekkili şirket bünyesinde çalışan emekçilerin hak kaybına sebebiyet verdiğini beyan ederek müvekkili şirket ile davalı bankanın … / … arasında akdedilmiş olan 03.06.2022 tarihli maaş ödemeleri sözleşmesinin 5.6. maddesinin, sözleşmenin imzalanmasından sonra artan promosyon oranları, değişen ekonomik koşullar ve bankacılık piyasasındaki yeni uygulamalar ve yaklaşımlar doğrultusunda uyarlanması ve belirlenecek olan promosyon farkı bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 30.000,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ve sözleşme süresi boyunca asgari ücrete yapılacak zam oranında farkın davalı banka tarafından müvekkili şirket bünyesindeki personel hesaplarına defaten ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacının taleplerinin hukuki dayanağı bulunmadığını; davacı şirket tarafından müvekkili bankanın … / Ankara Şubesine gönderilen 21.04.2022 tarihli yazı ile şirket personelinin maaş ödeme ve banka promosyon ihalesinin düzenlendiği bildirilerek ihale şartnamesi de gönderilmek suretiyle müvekkili bankanın ihaleye davet edildiğini; müvekkili bankanın, 25.05.2022 tarihinde yapılan ihaleye katılarak ihale şartnamesinde yer alan hükümlere uygun olarak teklif sunup ihaleyi kazandığını, müvekkili banka ile davacı şirket arasında 03.06.2022 tarihinde sözleşme akdedildiğini, sözleşme koşullarına uygun olarak müvekkili bankanın yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve yerine getirmeye de devam ettiğini, sözleşmenin imzalanmasının üzerinden dört ay bile geçmeden sözleşmenin uyarlanması ve fark miktarların ödenmesi talebi ile davacının önce arabuluculuk yoluna başvurduğunu ve haksız yere dava açtığını, davacı şirketin talep konusunda birbiriyle çelişen farklı rakamlar belirttiğini, dava dilekçesinin konu kısmında 500.000,00 TL ve sonuç kısmında 30.000,00 TL talep edildiğini, davanın geleceğe etkili inşai dava niteliği taşıdığını, davacı şirketin geçmişe dönük promosyon bedeli talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu, sözleşmenin uyarlanması koşullarının gerçekleşmediğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme kapsamında davacı şirket personelinin maaş ödemeleri için müvekkili banka şubesinde hesap açılması karşılığında davacı şirkete ve personeline müvekkili bankanın bankacılık hizmetlerinden yararlanması konusunda ayrıcalıklar tanındığını, sözleşmenin karşılıklı fayda esasına dayalı olarak mutabakatla hazırlanıp akdedildiğini, davacı şirketin sunduğu tahminler esas alınmak suretiyle müvekkili bankanın tekliflerini verdiğini, promosyonlarını aldıktan sonra davalı şirketten çok sayıda personelin ayrıldığını, Temmuz-2022’den Kasım-2022’ye kadar davacı şirketten ayrılmış bulunan 54 personel için personel başına 10.000,00 TL olmak üzere toplam 540.000,00 TL tutarında promosyon ödemesi yapıldığını, müvekkili bankanın maliyetinin bu durumdan olumsuz etkilendiğini, davacı şirkette çalışanların maaş ortalamasının 9.500,00 TL olduğu dikkate alınarak müvekkili bankaca promosyon teklifi verildiğini, en son ödenen maaş ortalamasının 6.625,00 TL olduğunu, müvekkili bankanın gerçeğin çok üzerinde bir promosyon teklifi verip ödemede bulunduğunu, bu durumun esasen müvekkili bankanın mağduriyetini ortaya koyduğunu, davacı şirketin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, asgari ücret emsallerine göre müvekkili bankanın kişi başı ortalama 2.500,00 TL-3.000,00 TL promosyon ödediğini, davacı şirketin çalışanlarına verilen 10.000,00 TL tutarındaki promosyonun emekliye verilen promosyonların çok üzerinde olduğunu, 1 Kasım 2022 tarihi itibarıyla SGK’nın maaş bantlarında yapmış olduğu düzenlemeye göre promosyon tutarlarının güncellendiğini, buna göre 0-3.499,00 TL maaş bandı için 3.000,00 TL nakit promosyon ve 1.200,00 TL ek promosyon olmak üzere toplam 4.200,00 TL, 3.500,00 TL-7.499,00 TL maaş bandı için 3.500,00 TL nakit promosyon ve 1.400,00 TL ek promosyon olmak üzere 4.900,00 TL, 7.500,00 TL-9.999,00 TL maaş bandı için 4.500,00 TL nakit promosyon ve 1.800,00 TL ek promosyon olmak üzere 6.300,00 TL ve 10.000,00 TL ve üzeri maaş bandı için 5.000,00 TL nakit promosyon ve 2.000,00 TL ek promosyon olmak üzere toplam 7.000,00 TL tutarında promosyon belirlendiğini, iddiaların aksine davacı şirketin çalışanlarının ücret ortalamasının 6.625,00 TL olduğunu, 173 personele 5.500,00 TL’nin altında ücret ödendiğini, müvekkili bankaca müzekkere cevabı ekinde sunulan dosya içeriğinde de bu bilgilerin tamamının gösterildiğini, davacı şirketin internet üzerinden yaptığı araştırmanın gerçeklerle bağdaşmadığını, davacı şirketin dava dilekçesinde internet üzerinden bir araştırma yaptığını belirterek başka kurumların aldığı promosyon miktarlarını gösterdiğini, farklı kurumlar için ödenen promosyonları karşılaştırmanın isabetli bir yaklaşım olamayacağını; her bir kurum için çalışan sayısı, maaş ortalaması, nakit akış tutarları vb. çok sayıda değişken dikkate alınmak suretiyle promosyon tekliflerinin hazırlandığını, üniversitelerde maaşlar haricinde harç ödemeleri gibi ilave nakit akış imkânları oluştuğunu, bunun da promosyon teklifini yukarı çektiğini, maaş ihalesi yapıldıktan sonra davacı şirketin iddia ettiği şekilde fiyat artışları yaşanmadığını, 7 aylık enflasyonun % 21,26 düzeyinde gerçekleştiğini, müvekkili bankaca promosyon teklifi verilirken enflasyonun dikkate alındığını, müvekkili bankanın üzerine düşen yükümlülüklerini süresinde ve tam olarak yerine getirdiğini, promosyon ödemeleri konusunda bankalar arasında politika farklılıkları bulunabileceğini, söz konusu farklılıkların nazara alınması gerektiğini, promosyon teklifleri verilirken geleceğe yönelik tüm beklentilerin dikkate alındığını, davacı şirketin de basiretli bir tacir gibi davranarak tüm hesaplamalarını yaptığını, tüm bankaların katılımına açık olan ihalede müvekkili bankaca en yüksek teklifin verildiğini, 36 aylık sözleşmenin henüz dördüncü ayında uyarlama talep edilmesinin hukuken mümkün olmadığı gibi etik ilkelere de aykırılık teşkil ettiğini, sözleşmedeki çıkar dengesinin davacı şirket aleyhinde bozulmuş olmasından söz edilemeyeceğini, müvekkili banka tarafından davacı şirketin her bir çalışanı için peşinen 10.000,00 TL promosyon ödemesi yapıldığını, davacı şirket tarafından hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürülmeksizin promosyonun tahsil edildiğini beyan ederek davanın istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; davacı vekili tarafından diğer kurumların promosyon miktarları emsal gösterilerek sözleşmenin uyarlanmasının istenildiği, bankaların her bir kurum veya kuruluş bakımından ayrı ayrı müzakereler yapıp, sözleşmelerin şartlarını da buna göre belirlemesi söz konusu personel sayısı ve maaş tutarlarına göre değiştiği, davalı bankanın davacı kurumun promosyon ihalesini en yüksek teklifi vermek suretiyle kazandığı, serbest rekabet ortamında işlemler gerçekleştiği, davacı kurumun personel sayısı ve maaş düzeyi itibariyle ve en yüksek teklifle ihaleyi kazanması nedeniyle davalı bankanın teklifinde herhangi bir sakınca bulunmadığı, sözleşme serbestisi ilkesi gereğince davacı tarafından özgür irade ile sözleşme imzalandığı, alınan ücret ve personel sayısı ile promosyon anlaşması yerinde olduğu, bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere sözleşmeyi uyarlamayı gerektiren herhangi bir husus bulunmadığı, bu nedenle açık ve ayrıntılı bilirkişi raporu da hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir.
Davalı istinaf başvuru dilekçesine karşı vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; bankacılık sözleşmesinden kaynaklanan uyarlama ve promosyon farkının tahsili istemine ilişkindir.
Davaya son veren taraf işlemi olan feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.(HMK 307/1)Feragat dilekçe ile veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır.(HMK 309/1) Feragatin hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. (HMK 309/2 )Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.(HMK 310/1) İrade bozukluğu hallerinde, feragatin iptali istenebilir.(HMK 311/1)Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderini ödemeye mahkum edilir. Feragat, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkumiyet, ona göre belirlenir. (HMK 312/1) Feragat veya kabul, hükmün verilmesinden sonra yapılmışsa, taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi, dosya kanun yolu incelemesine gönderilmez ve ilk derece mahkemesi veya bölge adliye mahkemesince feragat veya kabul doğrultusunda ek karar verilir.(HMK 310/2) Feragat kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Hükmün kesinleşmesinden önce davadan feragat, davayı kabul veya sulh halinde, hakim dosya üzerinden bu konuda ek karar verir. Taraflarca kanun yoluna başvurulmuş olsa dahi sırf bu nedenlerle dosya istinaf veya temyiz incelemesine gönderilmez (HMK 309).
Davacı 19/07/2023 tarihli beyan dilekçesi ile istinaf başvurusundan feragat ettiğini beyan etmiştir. Davacı vekilinin Yenimahalle 3.Noterliğinin 08/02/2018 tarih ve 04509 yevmiye no’lu vekaletnamesinde dava ve kanun yollarından feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
Başvuru hakkından feragati düzenleyen HMK’nın 349/2. maddesinde; “Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.” hükmüne yer verilmiştir. Bu durumda, dava dosyası istinaf incelemesi yapılmak üzere Bölge Adliye Mahkemesine gönderildikten sonra davacı vekilince istinaf başvurusundan feragat edilmiş olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin feragat sebebiyle reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Davacı istinaf isteminden feragat etmekle davadan feragat hakkında karar verme yetkisi kaldırıldığından davacıdan feragat beyanı hakkında ilk derece mahkemesince karar verilmesine de karar verilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf isteminin HMK’nın 349/2. maddesi gereği feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Davacı tarafından yatırılan 492,00 istinaf yoluna başvuru harcı ve 179,90 TL istinaf karar harcının istek halinde istinafa başvuran davacıya iadesine,
3-İstinaf giderlerinin başvuran taraf üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
5-Davadan feragat hakkında ilk derece mahkemesine ek karar verilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/10/2023
Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi –
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.