Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1464 Esas 2023/1396 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1464
KARAR NO : 2023/1396
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/05/2023
NUMARASI : 2023/230 Esas 2023/373 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALILAR
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 29/03/2023
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2023
Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçeyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile …. Şti. arasında yazılım bakım ve destek sözleşmeleri imzalandığını, sözleşmeler uyarınca kesilen faturalar kapsamında oluşan cari borcun ödenmediğini, faturalara ilişkin olarak borçlu şirket aleyhine icra takibi açma zorunluluğunun doğduğunu, takip başlatma aşamasında borçlu şirketin tasfiye sonucu sicilden terkin edildiğinin görüldüğünü, alacağın tahsil edilebilmesi için şirketin ihya edilmesi gerektiğini belirterek …. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı sicil müdürlüğü cevap dilekçesinde özetle; şirketin hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını, terkin tarihinde şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, dava açılmasına sebebiyet verilmediğini, yasadan doğan yasal hasım olduklarını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, ihyası talep edilen şirkete karşı açılmış bir icra takibi veya davanın bulunmadığı, icra takibi yapılacağına ilişkin beyanın ihya talebi için tek başına sebep teşkil etmeyeceği, başlatılmış bir icra takibinin ve açılmış bir davanın bulunmaması nedeniyle davacının ihya talebinde hukuki yararının bulunmadığı, hukuki yararın varlığının HMK’nun 114/1-h maddesi gereğince dava şartı olduğu, aynı kanunun 115. maddesi gereğince yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınacağı gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın alacağın tahsilini engeller nitelikte olduğunu, müvekkilinin taraflar arasında imzalanan sözleşmeler uyarınca mevcut bir alacağı bulunduğunu, bunun da ihya davası açmak için haklı sebep oluşturduğunu, müvekkili ile ihyası talep edilen şirket arasında yazılım bakım ve destek sözleşmeleri imzalandığını, sözleşmeler uyarınca kesilen faturalar kapsamında oluşan 40.704,42 TL tutarındaki cari borcun ödenmediğini, faturalara ilişkin olarak borçlu şirket aleyhine icra takibi açma zorunluluğu doğduğunu, icra takibi açma aşamasında borçlu şirketin tasfiye sonucu terkinine karar verildiği, şirketin ticaret sicilinden terkin edildiğinin görüldüğünü, alacağı tahsil edebilmeleri ve icra takibi başlatabilmeleri için öncelikle borçlu şirkete tüzel kişiliğinin geri kazandırılabilmesi için işbu ihya davasını açma zorunluluğu doğduğunu, müvekkilinin işbu davayı açmada hukuki yararı bulunduğunu, hukuki yararı da borçlu firma ile imzalanan sözleşmeler ve bunlara dayanan fatura alacağı ve cari borcu gösteren ticari kayıtların oluşturduğunu, bütün bunlara bakılmadan sadece açılmış bir icra takibi yok demenin hem eksik inceleme, hem de hukuki yararın varlığı için katı bir yorum oluşturacağını, ihya davası açmak için dava şartı olarak somut açılmış bir icra takibi veya dava aranmadığını, hukuki yarar olup olmadığının tespiti için müvekkilinin haklı bir alacağının olup olmadığının tespit edilmesi gerekeceğini, mahkemece bu konuda hiçbir inceleme yapılmadığını, icra takibi başlatma aşamasında borçlu şirketin tasfiye sonucu terkinine karar verildiği ve terkin edildiği görüldüğü için takip başlatılamadığını, zaten ticaret sicilden terkin edilen ve tüzel kişiliğini kaybetmiş bir firmaya karşı takip başlatılmasıırı hukuken de mümkün olmadığını, tasfiye kararı ve yargılama neticesinde ihya talebine ilişkin verilen red kararının müvekkilinin alacağına kavuşmasını engellediğini, alacağın tahsil edilebilmesi için şirketin ihyasına karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirketin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nun 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, davacı tarafından ihyası talep edilen …. Şti. adına tanzim edilen fatura suretleri ile anılan şirketle akdedilen yazılım, bakım ve destek sözleşmeleri sureti, ihyası talep olunan şirkete ilişkin tasfiye ilanları dosya içerisinde yer almaktadır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi gereğince; 01/07/2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacak olup, anonim ve limited şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurala tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle re’sen terkin edilebilecektir. Ticaret Sicil Müdürlüklerince kapsam dahilideki şirketlere bir ihtar gönderilecek olup bu şirketler tasfiye memuru bildirmeleri halinde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirilmediği taktirde şirketlerin unvanı ise ticaret sicilden re’sen silineceği, ancak şirketin devam eden davasının bulunması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak mahkemeye başvurmak suretiyle şirket veya kooperatifin ihyasını talep edebilecektir. Ek tasfiye isteminin somut bir hukuki duruma dayanması gerekir.
Somut olaya gelince, ihyası istenen …. Şti.’nin 28/04/2022 tarihli genel kurul kararı ile şirketin tasfiyesine karar verildiği, tasfiye memurluğuna davalı …’un atandığı, tasfiye kararının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 09/05/2022, 17/05/2022 ve 25/05/2022 tarihli sayılarında ilan edildiği, şirket tasfiye memurunun 07/12/2022 tarihinde tasfiye kapanışına ve ticaret sicilinden silinmesine karar verildiği, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce 12/12/2022 tarihinde şirketin ticaret sicilinden silindiği ve 12/12/2022 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandığı anlaşılmıştır.
İhya davası açmakta hukuki yarar bulunmalıdır. Tasfiye kapanışı yapılmış bir şirketin tasfiye ile de sınırlı olarak ek tasfiyesine karar verilmesi, anılan şirketin tasfiye işlemlerinin yeniden yapılmasını gerektirir ki, tasfiye işlemlerinin prosedürü ve mahiyeti düşünüldüğünde soyut nedenlere dayalı ihya isteminde bulunulması halinde hukuki yararın bulunmadığının kabulü gerekir. Somut olayda, davacı tarafından ihyası istenen şirketten 40.704,42 TL alacağı bulunduğu, bu alacağın ödenmediğinden icra takibine geçilebilmesi için şirketin ihyası talep edilmiştir. Salt sözleşme ve faturaların ibraz edilmiş olması ihya davası açmakta hukuki yararın varlığını ortaya koymayacaktır. İlk derece mahkemesince karar verildikten sonra da halen davacı tarafından ihyası talep edilen şirkete karşı başlatılan herhangi bir icra takibi bulunmadığı gibi açılan bir davada söz konusu değildir. Şirketin ticaret sicilinden terkin edilmiş olması şirket aleyhine icra takibi başlatılmasına engel teşkil etmeyecektir.
Hal böyle olunca, mahkemece ihyası istenen şirket hakkında açılmış derdest herhangi bir dava ve icra takibinin bulunmadığı, davacının ihya davası açmakta hukuki yararının bulunmadığı gibi gelinen aşamada da halen ihyası istenen …. Şti. Aleyhine başlatılan bir icra takibinin bulunmadığı gözetilerek yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddi yönündeki kararında isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/10/2023
Başkan – Üye – Üye – Zabıt Katibi –
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.