Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1427 E. 2023/1300 K. 05.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1427 Esas 2023/1300 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1427
KARAR NO : 2023/1300

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/08/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/582 Esas
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACI :
VEKİLİ
TALEP : İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 23/08/2023
KARAR TARİHİ : 05/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/10/2023

Taraflar arasındaki ortaklıktan çıkmaya izin davasında dosya üzerinden yapılan incelemesi sonunda ara kararda yazılı gerekçelerle reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı şirketin eski ortağı ve yetkilisi olduğu bildirilen …’in daveti ve teklifi üzerine %40 hissesine tekabül eden oranda paydaş olduğunu, davacının paydaş sürecinin davalı şirket yöneticisinin ertelemeleriyle 2021 yılında gerçekleştiğini, davacının bilfiil şirket faaliyetlerini 2017 yılı itibariyle SGK’lı çalışan olarak gösterilmesiyle başladığını, davalı şirketin 17/03/2022 tarihli 2022/2 sayılı genel kurul kararları ile önceki paydaş ve temsilci …’in tüm hisselerinin ve temsil yetkisinin oğlu…’e devredildiğini, hali hazırda şirket paydaşlarının …’nın %40’a isabet eden 4800 paya, …’in %35 e isabet eden 4200 paya, …’e isabet eden 3000 paya sahip olduklarını, en çok payın davacıda olmasına rağmen şirket yönetimi ve karar alma süreçlerinin dışına itildiğini, bahsedilen sebeplerle şirket paydaşlığından çıkma davasının koşullarının oluştuğunu, davalı şirketin görünürde… tarafından yönetiliyor görünse de gerçekte grup şirketlerin de yönetici … tarafından yönetildiğini, davacının fiilen irtibatını kestiği son birkaç ay içinde davalı şirket malvarlığının azaltılmasına dönük işlemler yapıldığını iddia ederek davalı şirketin yönetim faaliyetlerinin mahkemece atanacak kayyım tarafından yürütülmesi davalı şirketin malvarlığını azaltacak nitelikte tüm işlemlerinin dondurulması, …’e ve diğer ortağa verilen banka işlem talimatlarının kaldırılması, bu hususlar hakkında bankalara bildirim yapılması, davalı şirket adına kayıtlı olduğu bildirilen … plakalı araçların 3.kişilere satış, bağış, temlik ve benzer yollarla devrinin ve kullanım hakkının engellenmesi, davalı şirketin ticari kredi vb bankacılık işlemlerinin engellenmesi hususları hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davalı şirketin malvarlığını azaltacak nitelikte tüm işlemlerinin dondurulması, …’e ve diğer ortağa verilen banka işlem talimatlarının kaldırılması, bu hususlar hakkında bankalara bildirim yapılması, davalı şirket adına kayıtlı olduğu bildirilen … plakalı araçların 3.kişilere satış, bağış, temlik ve benzer yollarla devrinin ve kullanım hakkının engellenmesi, davalı şirketin ticari kredi vb bankacılık işlemleri üzerine ihtiyati tedbir konulması, davalı şirkete kayyım atanarak şirket işlemlerinin kayyım tarafından sürdürülmesine yönelik ihtiyati tedbir taleplerine ilişkin olarak, dosya kapsamı, tedbir taleplerinin içeriği, mevcut delil durumu da nazara alınarak, HMK 390/3 maddede belirtildiği şekilde yaklaşık ispata yarar nitelikte görülemediği gerekçesiyle ihtyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;sayın Mahkeme yaklaşık ispat şartının sağlanmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar vermişse de yaklaşık ispatın bariz hali, ortaklık ilişkisinin müvekkil yönünden çekilmez hale geldiğini, müvekkil yönünden ortaklıktan çıkma davası ikmasine temel sebebin şirket ortakları ve temsilci faaliyetlerinin dürüstlük kuralıyla bağdaşmaması ve sonuç olarak diğer ortaklara, şirket temsilcisine güvenin sarsılması olduğunu, şirket yetkilisi…’in faaliyetleriyle ortaklarına yönelik olması gereken bağlılık yükümlülüğünü, babası olan eski yetkili …’e yönelttiğini, müvekkiline olan bağlılık yükümlülüğünü alenen ihlal ettiğini, sayın Mahkemece yaklaşık ispatın sağlanmadığı gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddi, şirket yetkilisi olmadığı için bilgi/belge ve verilere erişim engeli olan dolayısıyla da ancak araştırma sonucu elde edilecek bilgilerle hukuka aykırı şirket faaliyetlerinin ispatının beklenmesinin, müvekkilinin haklarının ihlali sonucunu doğuracağını, karar alma mekanizmasında bulunmayan, mali işleri yönetme hakkı veya imza yetkisi bulunmayan bir ortağın haklı nedenle ortaklıktan çıkma şartların oluştuğunu ispatlamasında zorluklar olabileceğinin bariz olduğunu, zira ortağın işbu davayı açmasıyla birlikte şirketin düzeltebileceği her kaydı, işlemi geriye doğru düzeltmeye yelteneceği, çalışanları, iş ortaklarını dava ile ileri sürülen hususların aksine bir hazırlık sürecine gireceğinin kuvvetle muhtemel olduğunu, ortağın mülkiyet hakkının ihlal edilmemesi için gücü ve yetkiyi elinde bulunduran şirket temsilcisinin kimi faaliyetlerinin kısıtlanması ve en azından şirket varlıklarının yok edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, dosyaya sunulan ticaret sicil kayıtları ve e postalarla, 3 ayrı tüzel kişiliğin içiçe girdiği, tek elden yönetildiği, mali menfaatler için faturalar tanzim edildiği, kazanç getirici işlerin müvekkilin ortağı olduğu, şirketten diğer şirketlere kaydırıldığı gibi pek çok güven sarcısı eylemin somut şekilde izah edildiğini, tam da özetledikleri bu haller nedeniyle TTK 638/2 maddesinde öngörülen koşulların oluştuğunu, bu halde müvekkilinin menfaatlerinin korunması ve davalı şirketin ayrılma akçesinin tespiti ve tahsilinde telafisi imkansız zararlara maruz kalmaması için HMK 389. kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilmesinin zorunlu olduğunu, mahkemece eksik incelemeyle karar verildiğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği,
HMK’nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin diğer bir koşulu ise mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesidir.
Somut olayda, dosyanın mevcut durumu gözetildiğinde ilk derece mahkemesince yazılı gerekçeyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi ara kararında usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığından ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan istinaf yargılama giderlerinin istinafa başvuran taraf üzerinde bırakılmasına, varsa kullanılmayan gider avansının istek halinde kendisine iadesine,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından karşı taraf yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, HMK’nın 362/1-f. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.05/10/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi-…
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.