Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1364 E. 2023/1370 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1364 Esas 2023/1370 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1364
KARAR NO : 2023/1370

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

TARİHİ : 01/06/2023
NUMARASI : 2023/247 Esas 2023/399 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 05/04/2023
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/10/2023

Taraflar arasındaki şirketin ihyasına ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından ihyası istenen ….Şti. ve… hasım göstererek Ankara 27. İş Mahkemesi nezdinde 2023/93 E. sayılı dosya ile hizmet tespit davası açıldığını, ancak ….Şti. adlı şirketin ticaret sicilinden resen terkin edildiğinin öğrenildiğini, İş Mahkemesinde açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından Ankara 27. İş Mahkemesince davacıya işbu davayı açmak için mehil verildiğini belirterek Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğünün sicilinde kayıtlı ….Şti. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; dava konusu şirketin Geçici 7. maddedeki prosedüre uygun olarak hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını, davanın açılış tarihini ise 05/04/2023 olduğunu ve hak düşürücü süre sebebiyle davanın reddi gerektiğini, Yargıtay içtihatları da bu doğrultuda olduğunu belirterek davanın süre yönünden reddine karar verilmesine, ek tasfiyeye karar verilmesi halinde TTK’nın 547/2 maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmasına, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü açılan bu davada yasal hasım olduğundan aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmemesine ve davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; … Şirketi’nin 23/01/2014 tarihinde sicil kaydının resen terkin edildiği ancak adı geçen şirketin davalı olduğu Ankara 27. İş Mahkemesinin 2023/93 esas sayılı davasının halen derdest olduğu anlaşıldığından şirketin taraf olduğu derdest davanın varlığı nedeniyle davacının ihya talep etmekte hukuki yararının bulunduğu, 5 yıllık hak düşürücü sürenin somut olayda uygulama yeri bulunmadığından , davanın kabulü ile Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğüne 130903 sicil numarası ile kayıtlı iken resen terkin edilen … Şirketi’nin Ankara 27. İş Mahkemesinin 2023/93 esas sayılı davası ve bu davanın infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere tüzel kişiliğinin ihyası ile ticaret siciline tesciline, TTK 547/2 maddesi gereğince ihya tescil ve ek tasfiye işlemlerini yürütmek üzere şirketin son yetkilisi … (TC. …)’nın tasfiye memuru olarak atanmasına karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; … Şirketi’nin müdürlüklerine bildirilen son adresi “… olduğunu, şirket adresine kapatılma nedenine ilişkin TTK’nin geçici 7. Maddesinin 4. Fıkrasının a bendi uyarınca 03.10.2013 tarihinde çıkarılan tebligatın taraflarına iade olduğunu, ihtarın ayrıca 07/10/2013 tarih 8420 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 18’inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, ayrıca şirketlerin 6102 sayılı TTK’nın 31’nci maddesi uyarınca, tescil edildiği hususlarda meydana gelen her türlü değişikliğinin tescili zorunluluklarını yerine getirmediğini, ve bu konudaki sorumluluğun şirket yetkililerine ait olduğunu, şirketin terkin tarihinde, şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığından Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü, işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, Ticaret sicili müdürlüğü tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım durumunda olduğunu, davada taraf gösterilmesinin sebebinin bu olduğunu, bu nedenle yapılacak yargılama sonucu, zorunlu hasım olmaları nedeniyle taraflarına yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiğini, istinaf taleplerinin kabulüyle, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçirilmesini sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmesine, mahkeme aksi kanaatteyse şirketin 6102 sayılı TTK’nin 547. Maddesi uyarınca ek tasfiyesine karar verilmesine 547/2. Maddesi uyarınca tasfiye memuru atanmasına, yasal hasım olduğundan aleyhe vekalet ücreti yargılama giderine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, ticaret sicilinden TTK’nın geçici 7/2. Maddesi gereği re’sen terkin edilen limited şirketin ihyası istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ticaret sicil müdürlüğüne yazılan müzekkere verilen cevabı yazıda; ihyaya konu edilen şirketin sermayesi yasal sınırın altında olması nedeniyle münfesih durumda olduğu gerekçesiyle 6102 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi uyarınca 23/01/2014 tarihinde re’sen terkin ve 28/01/2014 tarihinde ticaret sicil gazetesinde ilan edildiği, tasfiye giriş işlemine rastlanmadığı ve tasfiye memuru atanmadığı, şirket adına ihtar çıkartıldığı, tebligatın yapılamadığına dair tebligat belgelerinin sunulduğu anlaşılmıştır.
Ankara 27.İş Mahkemesinin 2023/93 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacı tarafından ihyası istenen ….AŞ aleyhine hizmet davası açıldığı mahkemenin 11.07.2023 tarihli tensip zaptı ile davacı vekiline ihya davası açmak için süre verildiği görülmüştür.

6102 Sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplerle dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler. Malvarlığının bulunması durumda ise bu süre 10 yıldır. Eldeki dava ihyası istenen şirketin sicilden re’sen terkin edildiği 23/10/2014 tarihinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü süre dolmadan 05/04/2023 tarihinde açıldığı gibi, aksi durumda dahi davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün TTK’nun Geçici 7. maddesi kapsamında kalmayan şirkete bu maddeyi işlettiği anlaşıldığından yasada öngörülen hak düşürücü sürenin somut olayda uygulanması mümkün görülmemiştir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2022/5605 Esas 2022/6373 Karar sayılı ilamı).
Bilindiği üzere 6102 Sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde anonim ve limited şirketlerin hangi şartlarda sicilden resen terkin edileceği düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrası uyarınca 1.7.2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılır. Madde hükmüne göre limited şirketler, 559 Sayılı Türk Ticaret Kanununun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 Sayılı TTK’nın yürürlük tarihinden önce veya 1.7.2015 tarihine kadar münfesih olmaları, aralıksız son beş yıla ait olağan genel kurul toplantılarının yapılamaması, TTK’nın yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanılmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması sebebiyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurula tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle resen terkin edilebilirler. Anılan maddenin 4. fıkrasına göre; Ticaret sicil müdürlüklerince kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Bu şirketler tasfiye memuru bildirdikleri takdirde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirmeyen şirketlerin unvanı ise ticaret sicilinden re’sen silinir. Ancak, devam eden davası bulunan şirketler için bu madde hükmü uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak, şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilirler.
Somut olaya gelince, ihyası istenen ….Aş’nin davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünce 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu uyarınca sermayesini 31.12.1998 tarihine kadar 5..000 TL’ye artırmayarak şirketin münfesih duruma düştüğüne dair ihtarnamenin Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nin 07/10/2013 tarih 8420 sayısında ilan ettirilerek 6102 sayılı Kanun’un geçici 7. maddesinde belirtilen sürede sermayesini asgari tutara yükseltmediğinden bahisle 23.01.2014 tarihinde kaydının ticaret sicilinden re’sen silindiği, davalı şirket üzerine kayıtlı araç bulunması nedeniyle eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın geçici 7.maddesinin 4 fıkrasında; “Kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanır. Yapılacak ihtar, ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderilir. İlan, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçer. Ayrıca anılan ilan, bildirici niteliği haiz olarak ilgili ticaret ve sanayi odası veya ticaret, sanayi ya da deniz ticaret odasının internet sitesinde aynen yayımlanır.
Ticaret sicili müdürlüklerince; 559 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermaye artırımında bulunmayarak münfesih olan şirketlere yapılacak ihtarda; ortaklarından, yönetici veya denetçilerden ya da müdürlerinden tebliğ tarihinden itibaren iki ay içinde tasfiye memurunun bildirilmesi, aksi takdirde, bu madde hükümlerine göre ticaret sicili kayıtlarından unvanın silineceği, şirkete ait malvarlığının unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal edeceği ve bunun kesin olduğu açıkça yazılacağı” hükmü yer almaktadır.
Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce ihyası istenen şirketin temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere ticaret sicilindeki adreslerine bu konuda ihtarat yapıldığına ilişkin tebligat bulunmamaktadır. İhyası istenen şirketin adresine çıkarılan tebligat ise tebliğ edilemeyip “taşınmış” olması sebebiyle iade edilmiştir. Ancak 559 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ile eklenen geçici 10. maddesi gözetildiğinde asgari sermaye şartını süresinde arttırmadığından münfesihlik durumu ortadan kalkmadığından tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasına karar verilebilir.
Bu durumda mahkemece, davalı ticaret sicil müdürlüğünün 6102 sayılı TTK’nın geçici 7. maddesinde ve 559 sayılı KHK’da öngörülen usul ve şartlar gerçekleşmeden ihyası istenen şirketi ticaret sicilinden re’sen terkin ettiği gözetilerek davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü hakkında açılan davanın ilk derece mahkemesince kabulü ile sermaye artırımı yapmayarak münfesih duruma düşmesinden ötürü kaydı silinen şirketin, Ankara 27. İş Mahkemesinin 2023/93 esas sayılı davası ve bu davanın infaz işlemleri ile sınırlı olmak üzere tüzel kişiliğinin ihyasına ve tasfiye işlemleri için de şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir.
Öte yandan yukarıda açıklandığı üzere usulsüz terkin ile dava açılmasına sebebiyet veren davalı aleyhine HMK’nın 312. maddesindeki koşulların da oluşmadığı dikkate alınarak HMK’nın 326. maddesi gereği yargılama giderlerine hükmedilmesine karar verilmesi de yerindedir. O halde davalının bu yöndeki istinaf sebeplerinin reddi gerekmiştir.
Sonuç olarak yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü temsilcisinin istinaf başvuru kanun dilekçesinde yer verdiği itirazların yerinde olmamasına, kararda kamu düzenine ilişkin bir aykırılık bulunmamasına, kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olmasına göre Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalıdan alınması gerekli olan 269,85 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/10/2023

Başkan- Üye – Üye Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.