Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1348 E. 2023/1442 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1348 Esas 2023/1442 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2023/1348
KARAR NO : 2023/1442

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/10/2022
NUMARASI : 2022/63 Esas 2022/682 Karar
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 20/04/2022
KARAR TARİHİ : 19/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/11/2023

Taraflar arasındaki limited şirketin ihyası istemine ilişkin asıl ve birleşen davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı gerekçelerle asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından alt işverenler bünyesinde çalıştığı dönemlere karşılık işçiye yapılan ödemelerin rücuen tazmini için açılan davada Tasfiye Halinde …. Şti.’nin ticaret sicilinden terkin edildiğinin anlaşıldığını, ihya davası açmak üzere taraflarına süre verildiğini belirterek …. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; asıl davadaki iddialarını tekrar ederek şirket hakkında açılan ihya davasında tasfiye memuru hakkında ihya davası açılması için taraflarına süre verildiğini, davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek …. Şti.’nin ihyasına, dosyanın asıl dava dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Asıl davada davalı temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; şirketin terkin işlemlerinin mevzuata uygun şekilde yapıldığını, terkin tarihinde şirketin derdest davalarının, alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, dava açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, yargılama giderinden sorumlu olunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davalıya birleşen dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen anılan davalı davaya süresinde cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince asıl ve birleşen davada iddia, savunma ve toplanan tüm delillere göre; şirket sicilden terkin olunduktan sonra aleyhine açılmış bir dava mevcut olup, davanın görülebilirlik şartı olarak anılan şirketin ihyasının zorunlu olduğu, TTK’nun 547. maddesi gereğince devam eden davalar ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına, tasfiye memuru olarak şirketin son tasfiye memuru olan …’nın atanmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı … Limited Şirketi’nin Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/812 esas sayılı dava dosyası ve tasfiye ile sınırlı olmak üzere ihyasına, tasfiye işlemlerini yapmak üzere TTK’nun 547/2. maddesi uyarınca şirket tasfiye memuru …’nın tasfiye memuru olarak atanmasına ve ek tasfiye işlemlerinin anılan tasfiye memuru tarafından yerine getirilmesine, ihya kararının ticaret sicilinde tescil ve ticaret sicil gazetesinde ilanına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; birleşen davada tasfiye memuru aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmediğini, kararın birleşen dava yönünden hatalı olduğunu, eksik işlemler ile tasfiyenin sonuçlandırılması halinde usulüne uygun yapılmış bir tasfiyeden söz etmenin mümkün olamayacağını, şirketin yeniden ihyası gerektiğini, şirket hakkında açılan davalar bulunduğunun davalı tasfiye memuru tarafından bilinmemesinin mümkün olmadığını, tasfiye memurunun yasal hasım olmadığını, birleşen davada tasfiye memurunun yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğini, davalı …’nın duruşmaya katılmayarak, davaya cevap vermeyen davalının dava dilekçesindeki iddialarına da itiraz etmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının asıl ve birleşen dava yönünden kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı temsilci, asıl davada davacı vekilinin istinaf sebeplerinin esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava, limited şirketin TTK’nın 547. Maddesi gereği ek tasfiyesi ile şirkete tasfiye memuru atanması istemine ilişkin olup ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle davanın asıl ve birleşen davanın kabulüne, karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Dosya kapsamından; Adana 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/781 Esas sayılı dosyasında davacı tarafından ihyası talep olunan şirket ve diğer davalılar aleyhine rücuen tazminat talebi ile dava açıldığı, açılan davada 30.12.2021 tarihli ara karar ile davacı vekiline davalı Tasfiye Halinde …. Şti.’nin ihyası davası açması için yetki ve süre verildiği görülmüştür.
Ticaret sicil kaydının incelenmesinde; ihyası istenen Tasfiye Halinde …. Ltd. Şti”nin 26/04/2018 tarihli genel kurul kararı ile şirketin tasfiyesine karar verildiği, tasfiye memurluğuna birleşen dosyada davalı …’nın atandığı, tasfiye kararının Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nin 04/05/2018, 11/05/2018 ve 18/05/2018 tarihli sayılarında ilan edildiği, şirketin tasfiyesinin tamamlanarak 20/12/2018 tarihinde tasfiye kapanışına ve ticaret sicilinden silinmesine karar verildiği, davalı Ticaret Sicil Müdürlüğünce 26/12/2018 tarihinde şirketin ticaret sicilinden silindiği ve 31/12/2018 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayımlandığı anlaşılmıştır.
Mahkemece asıl davada 06/04/2022 tarihli tensip ara kararı ile davacı vekiline tasfiye memuru hakkında ayrı dava açıp birleştirilmesini sağlamak üzere süre verildiği, davacı vekilince tasfiye memuru aleyhine birleşen Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/289 Esas sayılı davayı birleştirme talebiyle açtığı, anılan mahkemece 24/04/2022 tarihli karar ile dosyanın işbu dava ile birleştirilmesine karar verildiği dosya içeriğiyle sabittir.
Davacı vekilinin istinaf başvurusu kamu düzenine aykırılık yönünden incelendiğinde, Dairemizce istinaf incelemesi yapılan emsal 2022/1418 Esas 2022/1474 Karar sayılı dosya içerisinde bulunup iş bu dosyaya da eklenen Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2022 tarih ve 2021/308 Esas 2022/20 Karar sayılı kararında davacı … tarafından Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen 2020/448 Esas sayılı rücuan tazminat davasında ihya davası açmak üzere süre verildiği belirtilerek davalılar … ve … aleyhine …. Ltd. Şti’nin ihyası istemiyle açılan davanın TTK’nın 547. maddesindeki ek tasfiye hükmü gereğince kabulü ile anılan şirketin ek tasfiye amacıyla ihyasına ve son tasfiye memuru …’nın tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmiş, ihya istemine dayanak Adana 1. Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen rücuan tazminat davasının infazı ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verilmemiş, bu karar istinaf edilmeksizin 09/03/2022 tarihinde kesinleşmiştir.
Bu durumda asıl davanın açıldığı 27.01.2022 tarihi itibarıyla ihyası talep olunan şirket ticaret sicilinden terkin edilmiş durumda ise de karar tarihinden önce ihya istemine konu şirket faal, eş deyişle ticaret sicilinden terkin edilmemiş duruma geldiğine göre davacının asıl davayı açmakta hukuki yararı bulunmamaktadır. Birleşen dava tarihi itibari ile ihya kararı kesinleştiğinden birleşen davanın açıldığı tarihte davacının hukuki yararı bulunmamaktadır. (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 04/11/2019 tarih ve 2018/5801 Esas 2019/6748 Karar sayılı ilamı).
Hukuki yarar ise HMK’nın 114/1-h bendi gereği dava şartı olup, yargılamanın başından sonuna kadar varlığını koruması gerektiği gibi, yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerekir. Kamu düzenine ilişkin dava şartı niteliğinde olduğundan aleyhe hüküm kurma yasağının da istisnalarındandır. Bu durumda, mahkemece davacının asıl ve birleşen davada karar tarihi itibarıyla hukuki yararının bulunmadığı gözetilerek asıl ve birleşen davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle ayrı ayrı usulden reddine karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
Açıklanan bu nedenlerle asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf talebinin kamu düzenine aykırılık gözetilerek kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, asıl ve birleşen davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle ayrı ayrı usulden reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine aykırılık gözetilerek KABULÜNE,
2-Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2022 tarih ve 2022/63 Esas 2022/682 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/(1).b-4, 355. maddeleri uyarınca kamu düzenine aykırılık gözetilerek KALDIRILMASINA,
B)1-Asıl ve birleşen davada davanın hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nun 114/1.h, 115/2. Maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-Asıl ve birleşen davada (birleşen taraf teşkili için açılmakla) alınması gerekli 269,85 TL karar ilam harcından peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 189,15 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Asıl ve birleşen davada (birleşen taraf teşkili için açılmakla) davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Asıl ve birleşen davada (birleşen taraf teşkili için açılmakla) davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-HMK 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
C)1-Asıl ve birleşen davada davacıdan alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
2-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Birleşen davada davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/10/2023

Başkan – Üye Üye Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.