Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1319 E. 2023/1386 K. 11.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1319 Esas 2023/1386 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1319
KARAR NO : 2023/1386

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 14/07/2023
NUMARASI : 2023/175 Esas (Ara Karar)
İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEN
DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF
DAVALI : MEHMET YALÇIN TC.43525060296- Üniversite Mahallesi Yahya Kemal Caddesi 34/b Merkez
VEKİLİ : Av. EMİNE EROL – [16625-26465-95034] UETS
TALEP : İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 13/07/2023
KARAR TARİHİ : 11/10/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/10/2023

Taraflar arasındaki şirket müdürünün yetkisinin kaldırılması davasında mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
TALEP
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların … Şirketinin ortakları ve münferiden temsile yetkili şirket müdürleri olduğunu, müvekkilinin yoğun emek ve mesaisinin şantiyelerde ihale biriminde, sahada geçirirken şirket merkezinde bulunan davalının ise şahsi hesabına yada kendisine ait kurduğu şirketlere sürekli para aktardığının tespit edildiğini, son yıllarda ise planlı ve programlı bir şekilde şirket yönetimini ve çalışanlarını ele geçirmeye başladığını, müvekkiline karşı sözel ve fiziksel şiddetle baskı uygulayarak sindirmeye çalıştığını, müvekkilinin şirkete ait verilere ulaşmasını fiilen engellediğini, şirketin çok sayıda iş yeri , gayrimenkulü , araç gereç ve makina parkı ile ticari geliri olduğunu, davalının, şirkete giren tüm parayı anında kendi kişisel hesabına ya da kendisine ait olan başka bir şirkete aktardığını, şirketin oteli, benzin istasyonları, makine parkındaki araçları ve gayrimenkullerini istediği an istediği kişiye satma veya elindeki çeklerle ya da kestireceği faturalarla şirketi istediği kadar borçlandırma yetkisine sahip olduğunu, müvekkilinin Şirketteki hisseleri, mal varlığı, gelirleri ve şirketteki konumu tehlike altında olduğunu, iş bu davanın açıldığı tarihte müvekkili tarafından ulaşılabilen banka ve şirket kayıtları uyarınca belirlenebilen şirket zararı başka bir anlatımla davalı zimmetinde bulunan para miktarının USD bazında 104.554.734,43 USD’ye ve Euro bazında 6.684.800 Euro’ya ulaştığı tespit edildiğini, ilgili dökümanların mahkemeniz dosyasında mevcut olduğunu, davadan sonra mahkememizin tedbir taleplerini inceleyen ara kararlarından sonra dahi davalının, para transferini sürdürdüğünü, hala da davalının kendi hesabına geçirdiği paranın miktarının tam olarak bilinemediğini, bu nedenle de her ne kadar daha önce tedbir talepleri mahkememizce reddedilmiş ise de;somut olayların ardı arkasının kesilmemesi,zararın her gün daha da artması ve hatta telafisi imkansız zararlara yol açması ve karlılığı yüksek bir şirketin piyasadan silinmesinin önüne geçilmesini teminen bir kez daha mahkememizden tedbir kararı talep edilmek zorunda kalındığını, tedbir kararı istenmesindeki amacın, davalının şirketi zarara uğratan davranışlarının önüne geçmek olduğunu, davalının mahkememizin tedbir taleplerinin ret kararının kendisine tebliğ edildiği gün de dahil olmak üzere, birçok para transferi yapmış ve hala da yapmaya devam ettiğini, davalının eylemlerinin her gün sürmesi ve yeni koşulların ortaya çıkması nedeniyle bir kez daha mahkememize başvurmak zorunda kaldıklarını, dava açıldıktan sonra da davalı tarafından sadece kendine ait … şirketine aktardığı çok fazla para miktarı söz konusu olduğunu, 03.01.2023 tarihinde şirketin hesabından davalının sadece kendine ait olan … şirketine 25.500.000,00 TL aktarıldığını, 31.01.2023 tarihinde şirketin hesabından davalının sadece kendine ait olan … şirketine 10.412.550,00 TL aktarıldığını, 22.03.2023 tarihinde şirketin hesabından davalının sadece kendine ait olan … şirketine 130.800,00 USD aktarmaya çalıştığını, ancak sistemin hata vermesi sonucu aktarım gerçekleşemediğini, aktarılmaya çalışılan paraya ilişkin bankanın, müvekkili davacıya mail attığını iddia ederek TTK.nun 630.maddesi gereğince haklı sebeple davalının şirket müdürlüğünden azline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 13/07/2023 tarihli dilekçesi ile davalının münferiden temsil yetkisinin kısıtlama ve yetkinin her iki müdür tarafından kullanılması, şirketin kart okuyucu sistemlerini açan bir kartın davacıya verilmesi, davacının şirkete ve ait şantiyelerine giriş çıkışına engel oluşturan her türlü talimat ve uygulamanın yasaklanması, bu yönlerden şirket çalışanlarının uyarılmasına ilişkin ihtiyati tedbir karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; 14/07/2023 tarihli ara karar ile, davacı tarafça sunulan 13/07/2023 tarihli ihtiyati tedbir talebine ilişkin dilekçe ve ekindeki belgelere göre yapılan değerlendirme sonucunda, mahkemece verilen 06/04/2023 tarihli ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin ara karara karşı yapılan istinaf başvurusu sonucunda, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi tarafından mahkemenin tedbir talebinin reddine dair 06/04/2023 tarihli kararında ispat koşulu ve uyuşmazlık konusu kıstasına göre hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş olması, HMK 389 maddesi gereğince ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verilebilecek olması, sunulan yeni belgelere göre de HMK 390/3 maddesindeki ihtiyati tedbir talep edenin davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etme şartının gerçekleşmemesi, bilgi alma hakkının esas dava yoluyla kullanılabilecek olması dikkate alınarak davacının ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosya kapsamındaki belgeler dikkate alındığında yaklaşık ispat koşulunun oluştuğunu, hatta müvekkilinin haklılığının kesin olarak ispatlandığını, mahkemece davalının bu yöndeki ihtarlarının göz ardı edildiğini, müvekkilinin hakkını elde etmesinin imkansız hale geldiğini, müvekkilinin yetkilerini kullanmasının engellendiğini, tedbir talep edilen konunun davanın konusunu oluşturduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir.
HMK’nın 389/(1). maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği,
HMK’nın 390/(2). maddesinde de hakimin talep edenin haklarının derhal korunmasında zorunluluk bulunan hallerde karşı taraf dinlenmeden de tedbir kararı verebileceği hüküm altına alınmıştır. HMK’nın 390/(3). maddesinde ise tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğu düzenlenmiştir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesinin diğer bir koşulu ise mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesidir.
Somut olayda davacı yan davalı şirket müdürünün azlini, davalının münferiden temsil yetkisinin kısıtlama ve yetkinin her iki müdür tarafından kullanılması, şirketin kart okuyucu sistemlerini açan bir kartın davacıya verilmesi, davacının şirkete ve ait şantiyelerine giriş çıkışına engel oluşturan her türlü talimat ve uygulamanın yasaklanması, bu yönlerden şirket çalışanlarının uyarılmasına ilişkin ihtiyati tedbir karar verilmesini talep etmekte olup, ilk derece mahkemesinin açıkladığı gerekçelerle talebin reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL harçtan peşin alınan 809,55 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 539,7‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
3-Yatıran tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda uyuşmazlık konusu miktar dikkate alındığında HMK’nın 362. maddesi gereğince kesin olmak üzere, tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 11/10/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi-

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.