Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1299 E. 2023/1124 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1299 Esas 2023/1124 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1299
KARAR NO : 2023/1124

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/06/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2023/215 Esas
İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDEN DAVACI :
VEKİLİ :
KARŞI TARAF
DAVALILAR :
TALEP : İhtiyati tedbir
TALEP TARİHİ : 07/06/2023
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/09/2023
Taraflar arasındaki davanın yargılama sırasında ihtiyati tedbir talebinin reddine yönelik olarak verilen ara karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili 07/06/2023 tarihli talep dilekçesinde özetle; davalı …’un şirket aracıyla ilgili yaptığı hukuki geçerliliği olmayan belgeye istinaden devir yaptığını, elde ettiği para ile akabinde babası adına araç satın aldığını, aracı davalı …’un kullandığını, şirketi zarara uğratacak kasıtlı iş ve işlemlere devam ettiğini, dosyaya ibraz edilen uzman görüşüne ilişkin rapordan davalı …’un şirket menkulleri, aracı üzerinde yetki aşımı yaparak şirket müdürlük görevini kötüye ve kendi çıkarları için kullanan davalı …’la davalı şirketin dosyaya kazandırılan banka kayıtları ve diğer tüm kayıtların mahkemeden yazılı olarak talep edildiğini, dosyanın bir kül halinde alındığını, dosyadaki tüm belge ve bilgilerin HMK’nun 191. maddesinin taraflarına verdiği yetkiye istinaden bilirkişi listesinde bulunup muhtelif mahkemelerde bilirkişilik yapan mali müşavire konu ile ilgili uzman raporu hazırlanması için verildiğini, sunulan uzman görüşü raporunda, davalı …’un davalı şirketin bankalardaki hesaplarından kendi şahsi hesabına paralar aktardığı, davalı … adına kayıtlı … markasının tescil masraflarının şirket hesabından 3. kişilere ödediği, bankalardan bilhassa … Bankasından KGF kredisi kullanarak kullanılan kredi hesabından kendi hesaplarına paraları aktardığı, şirket adına çıkarılan kredi kartını kendi şahsi ihtiyaçları için kullandığı, davalı şirket adına çekilip günü gelen kredi taksitlerini ve kredi kartı borcunu kasıtlı ve kötüniyetle ödemediği, bu şekilde davalı …’un işlemlere devam etmesi halinde şirket aleyhine telafisi mümkün olmayan zararlar oluşacağının açıkça belirtildiğini belirterek uzman raporunda tespit edilen hususların mahkemece incelenerek davalı …’un feshe ve tasfiyeye konu şirketteki yetkilerinin sonlandırılarak müvekkilinin ve davalı şirketin telafisi mümkün olmayan zararlara uğramaması için re’sen yönetici kayyum atanmasına, bu talebin kabul görmemesi halinde dava sürecinde davalı şirketin idaresinin denetim kayyumu atanarak denetim kayyumluğuna tabi tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, mevcut delil durumu gözetildiğinde, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yeterli nitelikte görülemediği, gelinen aşamada tedbir konulması için koşullarda değişiklik bulunmadığı, yasal koşulların oluşmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin yenilenen şirkete tedbiren kayyım atanmasına yönelik ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …’un daha önceki yetkilerini sınırlayan 19/10/2021 tarihli ortaklar kurulu ve bu kararın ticaret sicil gazetesinde ilan edilmesine rağmen halen hukuki geçerliliği olmayan imza sirkülerini kullanarak şirketi ilzam edici işlemler yaptığını, davalı …’un babasının adına şirket mal varlığı ve parası ile aldığı aracı tescil ettirdiğini, bunun nedeninin mahkemece tedbir konulmasını engellemek olduğunu, babası adına kayıtlı aracın davalı … tarafından kullanıldığını, buna ilişkin kamera kayıtlarından elde edilen fotoğrafların dosyaya sunulduğunu, davalı …’un şirket yetkilerini kendi çıkarları için kullandığını, şirketi kasten zarara uğrattığını, yetkilerini kötüye kullandığını, dosya içine davalı şirketin tüm banka kayıtları girdikten sonra dosyanın tamamının mahkemeden alınarak kül halinde uzman bilirkişiye verildiğini, alınan uzman mütalaasında davalı …’un yetkilerinin şirket aleyhine kötüye kullanıldığının açıkça belirtildiğini, dava dilekçesi ve eki belgeler dava açıldıktan sonra dosyaya giren banka kayıtları, mahkemenin 12/06/2023 tarihli ara kararından 10 gün önce dosyaya giren trafik tescil belgeleri, uzman mütalaası raporu ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yeterli nitelikte olduğunu, davanın niteliği gereği belirtilen konularda tedbir kararı verilmemesi halinde davalı …’un hukuken geçerliliği olmayan imza sirkülerini kullanarak feshe ve tasfiyeye konu davalı şirketin aracını sattığı, bankalardaki hesapları boşaltmaya devam ettiği ve devam edeceği, bu işlemlerin sürmesi halinde hem müvekkilinin ve hem de davalı şirketin telafisi mümkün olmayan zararlara uğramasına neden olacağını belirterek ilk derece mahkemesi ara kararının kaldırılmasına, davalı …’un davalı şirket müdürlüğünden tedbiren alınması ile dava sonuçlanıncaya kadar davalı şirkete ihtiyati tedbir olarak kayyım atanmasına, kayyım atanması talebinin kabul edilmemesi halinde yönetici davalı …’un yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasına veya sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Limited şirketin haklı nedenle feshi ve tasfiyesi ile şirket müdürünün haklı nedenle azline ilişkin davada talep; davalı şirket müdürünün tedbiren görevden alınarak davalı şirkete kayyım atanması, mümkün olmadığı takdirde denetim kayyımı atanması istemine ilişkindir.
HMK’nun 389/1. maddesi uyarınca, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle bir hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacak ya da tamamen imkansız hale gelecek ise veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.
İhtiyati tedbir kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca tarafların dava konusu ile ilgili olarak hukuki durumunda meydana gelebilecek zararlara karşı öngörülmüş geçici nitelikte geniş veya sınırlı hukuki korumadır.
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili karşı taraf davalı şirketin müdürünün tedbiren görevden alınarak şirkete kayyım atanması, mümkün olmadığı takdirde dava sürecinde davalı şirketin idaresinin denetim kayyımlığına tabi tutulması yönünde ihtiyati tedbir talep etmiştir. Mahkemece yukarıda özetlenen gerekçeyle bu yöndeki ihtiyati tedbir talebinin reddine hükmedilmiştir.
Gerek 6102 sayılı TTK ve gerekse özel yasalarda limited şirkete temsil kayyımı, atanmasına ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte 6102 Sayılı TTK’nun 1. maddesinde “Türk Ticaret Kanununun, Türk Medeni Kanununun ayrılmaz bir parçası” olduğuna ilişkin hükmü karşısında konu ile ilgili 4721 Sayılı TMK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
TMK’nun 426. maddesinde temsil kayyımlığı, 427. maddesinde ise yönetim kayyımlığı düzenlenmiştir. Türk Medeni Kanunun 426. maddesinde düzenlenen temsil kayyımlığı müessesesi, gerçek kişiler esas alınarak getirilmiş bir kurum olmakla birlikte tüzel kişiler içinde temsil kayyımı atanabileceği gerek öğretide (Türk Medeni Hukukunda Kayyımlık-Mustafa Alper Gümüş-Sh. 103) ve gerekse yargı kararlarında (Yargıtay 11.H.D. 1988 tarih 65-3848 sayı vb.) kabul görmektedir.
Bir şirketin yasal temsilcisinin görevini yerine getirmesine bir engel bulunduğu taktirde kendisine o iş için temsil kayyımı atanabileceği gibi, şirketin zorunlu organlarından olan yönetim kurulunun mevcut olmaması halinde de TTK’nun 530. maddesi gereğince bu durumun feshe sebep olabileceği de gözetilerek bir yönetim kayyımı atanabilir.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 630/2. ve 3. maddelerinde de; her ortağın, haklı sebeplerin varlığında, yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği, yöneticinin, özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunacağı belirtilmiştir. Anılan maddelerde müdürün yetkisinin sınırlandırılabileceği belirtilmiş olup, maddedeki sınırlandırmanın amacı müdürün yetkisi dahilinde yaptığı işlerin kayyım onayına tabi tutulması değildir. Böyle bir yorum, TMK’da düzenlenen kayyımlık müessesesi ile bağdaşmadığı gibi TTK’nun 629/1. maddesinin atfıyla limited şirketlere de uygulanması mümkün olan TTK’nun 371/3. maddesi gereğince ancak temsil yetkisinin sadece merkezin veya bir şubenin özgülendirilmesine veya birlikte kullanılmasına ilişkin sınırlandırılmalar geçerli olup, TTK’nun 630/2 ve 3. fıkralarında belirtilen sınırlandırmada ancak kanunda belirtilen bu hallere ilişkin olarak yapılabilir (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 28/01/2021 tarih 2020/1490 Esas 2021/593 Karar sayılı ilamı).
Bu durumda, şirket müdürü görevde olup yönetim boşluğu bulunmadığı, müdürün yetkisinin sınırlandırılmasının amacının müdürün yetkisi dahilinde yaptığı işlerin kayyım onayına tabi tutulması olmadığı gözetilerek mahkemece davacı vekilinin kayyım atanması talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddi yönündeki ara kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL’nin mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin ihtiyati tedbir talep eden davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere dosya üzerinden oy birliği ile karar verildi. 14/09/2023

Başkan Üye Üye Zabıt Katibi

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.