Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1284 E. 2023/1126 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1284 Esas 2023/1126 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1284
KARAR NO : 2023/1126

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/06/2023 (Ara Karar)
NUMARASI : 2022/815
LEHİNE İHTİYATİ TEDBİR KARARI
VERİLEN DAVACI :
VEKİLİ
KARŞI TARAF DAVALI :
TALEP : İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ : 14/06/2023
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/09/2023
Taraflar arasındaki davanın yargılama sırasında ihtiyati tedbir talebinin kabulüne yönelik olarak verilen ara karara karşı, karşı taraf davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TALEP
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların dava dışı …. Şti.’nin hissedarı olduklarını, davalının şirketin yetkili temsilcisi olduğunu, şirket müdürü olan davalının 8 yıl boyunca ortaklar kurulu yapmadığını, şirketin mali durumun, faaliyetleri hakkında müvekkiline bilgi vermediğini, müvekkilinin bilgi taleplerine cevap verilmediğini, şirketin taraf olduğu kat karşılığı inşaat sözleşmesi karşılığında şirkete ait olan bağımsız bölümlerin şirket müdürü davalı tarafından gerçek değerinin altında gösterilerek satıldığını, şirket kayıtlarında bu hususun gizlendiğini, müvekkili tarafından şirketin feshi/ortaklıktan çıkma davası açıldığını, davalı şirket müdürünün şirkete ve müvekkiline kasten ve ağır kusuruyla zarar verdiğini belirterek davalının şirkete verdiği zararın tespiti ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek dava dışı …. Şti.’ne ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, dava dilekçesinde ayrıca şirketin sevk ve idaresinin mahkeme tarafından belirlenecek kayyıma devri veya şirket müdürünün yapacağı işlemlerin kayyım onayına tabi tutulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, alınan bilirkişi raporunda davalı şirket müdürünün yapmış olduğu bir takım işlemlerin açıklamaya muhtaç olduğu, buradan hareketle davalının şirket müdürü sıfatıyla yaptığı işlemlerle yaptığı ödemelerin şirkete zarar verdiği, hatta bir kısım ödemelerin kendine yaptığı ve yine açıklamaya muhtaç bir şekilde davalının şirket nezdinde alacaklı olduğunun bildirildiği gerekçesiyle davacının kayyım atanmasına yönelik tedbir talebinin kabulüne, dava dışı …ni temsilen …’in kayyım olarak atanmasına, görev süresinin karar verilinceye kadar devamına, kayyıma mahkeme yazı işleri müdürü aracılığıyla tebligat yapılarak tebliğ tarihinden itibaren göreve başlanmasının sağlanmasına, kayyıma görevi süresince aylık 3.000,00 TL ücret takdirine, ücretinin davacı tarafından karşılanarak ödenmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Karşı tarafı davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ara karara gerekçe gösterilen bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, raporun dayandığı dosyada alınan önceki raporların hatalarla dolu olduğunu, bilirkişi raporuna karşı henüz itirazları sunulmadan ara karar verilmesinin hatalı olduğunu, dosyada gayri menkullerin değerleri konusunda daha önce alınan raporlara karşı itirazları hakkında bir karar verilmeden dosyanın mali müşavir bilirkişiye verildiğini, dava dışı şirket defterleri incelendiğinde yaklaşık 4 yıldır aktif olarak faaliyetlerine devam etmediğinin anlaşılacağını, yasa maddesinde aranan gecikmesinde tehlike bulunan hallerin somut olayda mevcut olmadığını, bilirkişi raporunda şirket tarafından müvekkili hesaplarına gönderilen bir ödemenin olmadığı, aksine şirketin devam eden kredi borçlarının ödenmesi için müvekkili tarafından şirkete borç verilmeye devam edildiğinin belirtildiğini, bu durumun şirketin iş ve işlemlerinin kayyım denetimiyle geçerli olmasına karar verilmesi için haklı sebep olarak gösterilemeyeceğini, müvekkilinin hangi yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal ettiğini açıklanmadığını belirterek ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Talep; ihtiyati tedbir kararına itiraz istemine ilişkindir.
HMK’nun “İstinaf yoluna başvurulabilen kararlar” başlıklı 341. maddesinin 1. fıkrası, “İlk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilir.” hükmünü içermektedir.
Somut olaya gelince, davacı yanın dava dilekçesinde yer alan ihtiyati tedbir talebi üzerine, mahkemece 20/06/2023 tarihli ara karar ile karşı taraf davalı dinlenmeden dosya üzerinde yapılan inceleme ile davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece verilen ara karar HMK’nun 341/1. maddesi kapsamında düzenlenen esas hakkında nihai karar niteliğinde olmadığı gibi ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddi, bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen karar niteliğinde de değildir. HMK geçici hukuki korumalarda sadece 341/1. maddesinde yazılı olan ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddi ve bu taleplerin kabulü halinde itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf kanun yolunu açmış, diğerleri hakkındaki kararlar yönünden ise istinaf imkanı tanımamıştır.
Olayların anlatımı taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime aittir. İhtiyati tedbir talebinin kabulüne ilişkin ara karar karşı taraf dinlenilmediğinden verildiği için istinafa tabi karar niteliğinde olmayıp itiraza tabidir. Verilen ara karara karşı, karşı taraf davalı vekilinin itirazlarını içerir istinaf talepli dilekçe karşısında mahkemece yapılması gereken iş, dilekçenin ihtiyati tedbir ara kararına karşı itiraz niteliğinde olduğu gözetilerek ihtiyati tedbir ara kararına karşı HMK’nun 394. maddesi gereğince duruşma açılarak itiraz yargılamasının yapılıp, itiraz hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesinden ibarettir.
Tüm bu nedenlerle karşı taraf davalı vekilinin itiraz niteliğindeki dilekçesi hakkında bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Karşı taraf davalı vekilinin ihtiyati tedbir ara kararına yönelik itirazı hakkında HMK’nun 394. maddesi gereğince duruşma açılarak bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine geri çevrilmesine,
Dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda HMK’nın 352. maddesi gereğince kesin olmak üzere tarafların yokluğunda oy birliği ile karar verildi. 14/09/2023

Başkan – … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi – …
… … … …
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.