Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1233 E. 2023/1154 K. 18.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1233 Esas 2023/1154 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1233
KARAR NO : 2023/1154
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/04/2023
NUMARASI : 2022/913 Esas 2023/294 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
DAVA : Tapu İptali ve Tescil
DAVA TARİHİ : 09/02/2022
KARAR TARİHİ : 18/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/09/2023
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davalı … A.Ş. vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … … A.Ş.’nde pay sahibi olduğunu, davalı şirketin 14/10/2020 tarihli şirket genel kurul toplantısı öncesi 3.130.000,00 TL sermayeye sahip olup, %32 pay oranına sahip bulunduğunu, davalı şirketin sermayesinin anılan genel kurul toplantısı ile beheri 50,00 TL değerinde 462.600 adet tamamı nama yazılı paya ayrılmış toplam 23.130.000,00 TL değerinde olduğunu, alınan karar ile müvekkilinin sermaye payının azaltıldığını, şirketin feshine yönelik dava açıldığını, müvekkilinin çoğunluğun keyfi ve kötü yönetimi neticesinde zarara uğradığını, oy hakimiyeti bulunan …’ın yönetimdeki tekelliğini kötüye kullanması suretiyle şirket imkanlarını müvekkilinden kaçırdığını, şirketin taşınmazlarını diğer davalı şirkete devredildiğinin tespit edildiğini, yapılan bu devirlerin müvekkilinin alacağına ulaşmasını önlemek maksadı ile mal kaçırma saiki ile yapıldığını, devirlerin muvazaalı olduğunu, davalı … … A.Ş.’nin devir işlemlerinden 10 gün önce kurulduğunu ve devirleri yapılan gayrimenkullerin ipotekli olarak devredildiğini belirterek devri yapılan 15 adet taşınmazın tapu kayıtlarının iptaline, davalı … … A.Ş. Adına tapuya tesciline, mümkün olmayan taşınmazlar yönünden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmaz değerlerinin davalı … … A.Ş.’nden devir tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsil edilerek diğer davalıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin taşınmazları ticari faaliyeti nedeniyle edindiğini, yapılan satışın gerçek satış olduğunu, bedelin banka yoluyla peşin ödendiğini, muvazaaya yönelik iddiaların gerçeklikten uzak olduğunu, satıcının müvekkilinden tahsil ettiği bedelleri ipotekleri fekkini sağlamamaya yönelik kullandığını, bu yolla banka borçlarını ödediğini, satış ilişkisinin muvazaadan ari olduğunun ortada olduğunu, ticaret sicile tescil edilmiş genel kurul kararları mahkemece iptal edilinceye kadar geçerli sayılacağından bu karara dayanarak yapılan işlemlerden iyi niyetli üçüncü kişi olan müvekkili şirketin elde ettiği hakların korunacağının şüphesiz olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Diğer davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacı tarafından ortağı olduğu … .. A.Ş. ile dava konusu taşınmazların satışının yapıldığı davalı … … A.Ş. aleyhine tapu iptal ve tescil davasının açıldığı, davacı ile ortağı olduğu … A.Ş. arasındaki uyuşmazlığın ortaklık ilişkisinden kaynaklandığı, bu nedenle HMK’nun 14/2. maddesi gereğince taraflar arasındaki davada davalı … A.Ş.’nin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu, Adıyaman Ticaret Sicil Müdürlüğünden gelen yazı cevabına göre davalı şirketin merkezinin Adıyaman ilinde bulunduğu, bu nedenle Adıyaman Asliye Ticaret Mahkemesinin işbu davada kesin yetkili olduğu, her ne kadar davalı … … .. A.Ş.’nin merkezi ve dava konusu taşınmazlar Ankara’da bulunmakta ise de, her iki davalıya karşı dava açılmış olması nedeniyle davaların birlikte görülmesi gerektiği, HMK’nun 14. maddesi kapsamında kesin yetkinin söz konusu olduğu durumlarda taşınmazın aynına ilişkin dava olsa dahi yetkili mahkemenin HMK’nun 12. maddesine göre değil HMK’nun 14. maddesine göre belirleneceği, her iki davalı yönünden de davacının ortağı olduğu şirket merkezinin kesin yetkili olduğu, kesin yetkinin HMK’nun 114/1-ç maddesi gereğince dava şartı olduğu gerekçesiyle kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının dava ikame ettiği müvekkili firmanın yerleşim yerinin Ankara olduğunu, genel yetki kuralı gereği davalılardan herhangi birinin yerleşim yeri mahkemelerinin görevli ve yetkili bulunduğunu, HMK’nun 7/1. Maddesi uyarınca davalı birden fazla ise davanın bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği, ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılacağını, davanın … firmasının ortaklık yapısı ile alakalı bir ihtilaftan ileri geldiği, dolayısıyla bu firmanın yerleşim yerinin Adıyaman olduğundan bahisle görev ve yetki yönünden bu yerin davaya bakmaya görevli ve yetkili olduğundan bahisle davanın reddi kararının kaldırılması gerektiğini, davanın tapu iptal ve tescil davası olduğu gözetildiği zaman ilgili gayrimenkullerin tamamının Ankara’du bulunduğunu, gayrimenkulün bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğunu, mahkemece görevli ve yetkili mahkemenin tayininde hataya düşüldüğünü bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; tapu iptali ve tescili, mümkün olmadığı takdirde taşınmaz değerinin tahsili istemine ilişkindir.
Çankaya tapu sicil müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabı dosya içerisinde yer almaktadır.
Davacı yan davalı … … A.Ş.’nde hissedar olduğunu, sermaye artırımına ilişkin alınan genel kurul kararı ile müvekkilinin şirketteki sermaye payının azaltıldığını, şirketin feshine yönelik açılan davanın derdest olduğunu, oy hakimiyeti bulunan şirket ortağının yönetimdeki tekelliğini kötüye kullanarak şirket imkanlarını müvekkillerinden kaçırdığını, şirketin 15 adet taşınmazını muvazaalı olarak diğer şirkete devrettiğini iddia etmiş, mahkemece yukarıda özetlenen gerekçe ile kesin yetki dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Dosyada mevcut ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde, dava konusu taşınmazların eski maliki olan ve adına tescili talep edilen davalı … A.Ş.’nin şirket merkezi Adıyaman olup, davacının anılan şirketin hissedarı olduğu görülmüştür.
İşbu dava genel kurul kararı olmaksızın ve muvazaalı olarak şirket taşınmazlarının devredildiği iddiasıyla açılmıştır.
Bilindiği üzere dava tarihine göre uygulanması gereken 6100 sayılı HMK’nun 14/2. maddesinde “Özel hukuk tüzel kişilerinin, ortaklık veya üyelik ilişkileriyle sınırlı olmak kaydıyla, bir ortağına veya üyesine karşı veya bir ortağın veya üyenin bu sıfatla diğerlerine karşı açacakları davalar için ilgili tüzel kişinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Diğer yandan aynı Kanunun 12/1. maddesinde ise, “Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklanan iki hüküm birlikte değerlendirildiğinde 6100 sayılı HMK’nun 12/1. maddesinde yer alan yetki kuralının, aynı kanunun 14/2. maddesinde yer alan yetki kuralı gibi özel ve kesin yetki kuralı olduğu, ancak HMK’nun 12/1. maddesinde yer alan özel yetki kuralının, HMK’nun 14/2. maddesinde yer alan yetki kuralına nazaran daha genel bir yetki kuralı olduğu ve bu iki yetki kuralının aynı anda uygulanmasının söz konusu olması halinde daha özel yetki kuralı niteliğinde bulunan HMK’nun 14/2. maddesinde yer alan yetki kuralının öncelikle uygulanması gerektiği hem doktrinde savunulan ve hem de Yargıtay kararlarında benimsenen bir uygulamadır (Emsal Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12/10/2015 tarih 2015/10708 Esas 2015/10274 Karar, 21/03/2016 tarih 2016/1052 Esas 2016/3132 Karar sayılı ilamları).
Kesin yetki kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemelerce de re’sen gözönünde bulundurulması gereken usul kurallarındandır.
Hal böyle olunca, dava konusu uyuşmazlıkta uyuşmazlık, taşınmazın aynına ilişkin olsa da uyuşmazlığın bir özel hukuk tüzel kişisi olan şirketle ortağı arasında bulunması nedeniyle HMK’nun 14/2. maddesi gereğince şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğu, davalı … A.Ş.’nin şirket merkezinin Adıyaman Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı alanında bulunduğu, kesin yetkinin dava şartı olup yargılamanın her aşamasında re’sen gözetilmesi gerektiği gözetilerek kesin yetkiye ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın usulden reddi yönündeki kararında herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gerekli olan 269,85 TL istinaf karar harcından peşin yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL’nin davalı … A.Ş.’den alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı … A.Ş. tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından davacı yararına vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353(1)-a.3 maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 18/09/2023

Başkan- Üye – Üye – Zabıt Katibi
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.