Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2023/1171 E. 2023/1139 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi 2023/1171 Esas 2023/1139 Karar
T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/1171
KARAR NO : 2023/1139

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/03/2023
NUMARASI : 2023/105 Esas 2023/188 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
DAVA : Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ : 13/02/2023
KARAR TARİHİ : 14/09/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2023

Taraflar arasındaki şirketin ihyası istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükme karşı davalı tarafından süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ihyası talep olunan …. A.Ş.’nin %96,525 oranında ortağı olduğunu, şirketin tasfiyesi amacıyla şirket adına kayıtlı taşınmazda tasarrufta bulunulmak istendiğinde şirketin ticaret sicilinden re’sen terkin edildiğini öğrendiğini, şirketin tasfiye işlemlerinin yürütülmesi ve mal varlığının tasfiyesi için ihyası gerektiğini belirterek …. A.Ş.’nin ihyasına, müvekkilinin ek tasfiye işlemlerini yürütmek üzere tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; yapılan terkin işleminin usul ve yasaya uygun olduğunu, hak düşürücü sürenin geçtiğini, şirketin davalarının, alacak ve borçlarının müdürlük tarafından bilinmesinin mümkün olmadığını, taraflarının işbu davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, dosya kapsamında yer alan ihtarnamenin şirketin sicile kayıtlı adresine tebliğe çıkarıldığı, ancak tebligatın iade edilmiş olduğu, ihyası istenen şirket yetkilisine tebligat yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi, belge veya tebligatın dosyaya sunulmadığı, TTK’nun geçici 7. maddesinin 4/a bendi uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete, şirketin yetkilisine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesinde ilan suretiyle yapılan ihtarın usule aykırı olduğu, dava konusu ihyası istenen şirketin terkin işleminin hukuka uygun olmadığı, yasaya uygun olmayan terkin işleminin iptali ile şirketin ihyasına karar verilmesi durumunda ayrıca tasfiye memuru atanmasının gerekmediği, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün terkin işlemini usulüne uygun olarak yapmadığından kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, … Anonim Şirketi’nin ihyasına, kararın ticaret sicil müdürlüğünde tescil ve ilanına, tescil ve ilan işlemleri yapmak üzere davacı vekiline yetki verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı istinaf dilekçesinde özetle; hak düşürücü sürenin geçtiğini, şirketin yasal hükme uygun olarak re’sen terkin edildiğini, ihtarın usulüne uygun olarak yapıldığını, mahkemece ek tasfiye kararı verilerek tasfiye memuru atanması gerektiğini, şirketin aktif ticari hayata dönme gayesi bulunmadığını, yasadan doğan zorunlu hasım olduklarını, aleyhlerine yargılama giderlerine hükmedilemeyeceğini, şirketin terkin tarihinde alacak ve borçlarının, derdest davalarının müdürlük tarafından bilinemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Dava; şirketin ihyası istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
İhyası talep olunan şirketin terkinine dayanak ihtar, tebligat ve ilan suretleri, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, tapu senedi dosya içerisinde yer almaktadır.
… parselde kayıtlı taşınmazın 3. Normal kat 8 no’lu çatı aralı konutun tapu kaydında malik olarak; ihyası talep olunan şirketin unvanı yer almaktadır. Dolayısıyla tasfiye işleminin tam ve eksiksiz bir şekilde gerçekleştirilmediği hususu sabittir. Bu bağlamda TTK’nun geçici 7. maddesi anlamında terkin olan şirketin ihya olunmasını talep etmekte davacının hukuki yararının olduğu açıktır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 7. maddesi gereğince; 01/07/2015 tarihine kadar sayılan halleri tespit edilen ya da bildirilen anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri, ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacak olup anonim ve limited şirketler 559 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun Bazı Maddelerinde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname gereğince sermayelerini öngörülen tutara çıkarmamış bulunmaları, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlük tarihinden önce veya 01/07/2015 tarihine kadar münfesih olmaları, Türk Ticaret Kanunu’nun yürürlüğe girdiği tarihten önce tasfiye işlemlerine başlanmış olmakla birlikte genel kurulun toplanamaması nedeniyle ara bilançoların ve kati bilançonun genel kurala tevdi edilemediği için ticaret sicilinden terkin edilememeleri sebepleriyle re’sen terkin edilebilecektir. Ticaret Sicil Müdürlüklerince kapsam dahilideki şirketlere bir ihtar gönderilecek olup bu şirketler tasfiye memuru bildirmeleri halinde maddede gösterilecek usulde tasfiye edilecek olup, ihtara rağmen tasfiye memuru bildirilmediği taktirde şirketlerin unvanı ise ticaret sicilden re’sen silineceği, ancak şirketin devam eden davasının bulunması halinde bu madde hükmünün uygulanmayacağı gibi sicilden kaydı silinen şirket alacaklıları ile hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını talep edebilecektir.
Bilindiği üzere şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. Ancak tüzel kişiliğin sona erebilmesi için şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılmış olması gerekmektedir. Tüzel kişiliğin son bulmasını ifade eden fesih ve tasfiye işlemi aynı zamanda hukuki bir işlemdir. Bu işlemin veya kararın hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün değildir. Eksik veya hatalı işlem sonucu şirketin sicilden terkinine karar verilmiş ise, bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler şirketin ihyasını talep etme hakkına sahiptir.
Somut olayda ihyası talep olunan şirket adına kayıtlı taşınmaz bulunduğundan, taşınmazın tasfiye edilmesi için şirketin ihyası istemiyle işbu dava açılmıştır.
Dosya kapsamına göre, ihyası istenen …. A.Ş.’nin geçici 7. madde uyarınca aralıksız son 5 yıla ait olağan genel kurul toplantıları yapmadığından münfesih sayıldığı sebebiyle 23/01/2014 tarihinde şirketin ticaret sicil kaydının re’sen silindiği, şirket adına kayıtlı … parselde kayıtlı taşınmazın bulunduğu dosya kapsamıyla sabittir. 6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrası son cümlesi uyarınca, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayalı olarak silinme tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde şirkete ait tasfiye edilmemiş malvarlığının bulunması halinde ise 10 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler.
Somut olayda, sicilden re’sen kaydı silinen ihyası talep olunan şirketin ortağı olan davacı tarafından, şirkete ait taşınmazın bulunması sebebiyle şirketin ihyası talep edilmiştir. Şirketin terkin tarihi 23/01/2014, dava tarihi ise 13/02/2023’dür.
Hal böyle olunca, TTK’nun geçici 7. maddesinin 15. fıkrasının son cümlesi uyarınca ihyası talep olunan şirketin mal varlığının bulunması sebebiyle 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olduğu, şirketin terkin tarihinden itibaren 10 yıllık süre dolmadan işbu davanın açıldığı, hak düşürücü sürenin dolmadığı anlaşıldığından davalı temsilcisinin bu yöndeki istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere işbu dava 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmıştır. Davacının ortağı olduğu şirket malvarlığının tasfiyesi amacıyla sınırlı olarak ihya istemekte hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesinde şirketlerin hangi şartlarda ve usullerle sicilden re’sen terkin edileceği düzenlenmiştir. Aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi ile Ticaret Sicili Müdürlüklerince; kapsam dâhilindeki şirket ve kooperatiflerin ticaret sicilindeki kayıtlı son adreslerine ve sicil kayıtlarına göre şirket veya kooperatifi temsil ve ilzama yetkilendirilmiş kişilere bir ihtar yollanacağı, yapılacak ihtarın ilan edilmek üzere Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğüne aynı gün gönderileceği, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda, ilan tarihinden itibaren otuzuncu günün akşamı itibarıyla, 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılmış tebligat yerine geçeceği, 4/c bendine göre terkin sebepleri bulunan şirketlerin faaliyetlerini devam ettirme isteğinde bulunmaları halinde, münfesih olma nedenini verilen süre içinde ortadan kaldırıp ticaret siciline bildirmelerinin ihtar edileceği, aynı maddenin 11. bendi uyarınca, ihtara rağmen süresinde işlem yapmayan şirketin unvanının ticaret sicilden re’sen silineceği düzenlenmiştir.
Somut olayda, davalı sicil müdürlüğünce 2 aylık süre içinde münfesih olma sebebinin ortadan kaldırılması, yani genel kurul toplantısının yapılması, buna ilişkin ispat edici belgelerin müdürlüğe ibraz edilmesi ya da şirketin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde tasfiye memurunun bildirilmesi, ayrıca şirketin taraf olduğu davalar var ise bildirilmesi için ihtarname hazırlandığı, ihtarnamenin şirkete tebliğe çıkarıldığı ve Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, ancak ihyası istenen şirket temsilcilerine ilandan önce tebligat yapılmadığı anlaşılmaktadır. Oysa yukarıda belirtilen hükümler uyarınca terkin işlemi öncesinde yapılması öngörülen ihtarın öncelikle şirkete ve yetkililerine tebliğ edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece sadece şirkete tebligat çıkarıp şirket yetkililerine tebliğ edilmeksizin doğrudan Ticaret Sicil Gazetesindeki ilan suretiyle yapılan ihtarın usule aykırı olduğu bu nedenle dava konusu terkin işleminin de hukuka uygun olmadığı görülmektedir.
İhyası talep olunan şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesi işlemi hukuka uygun değil ise de, şirketin mal varlığının tasfiyesi gerekmektedir. Bu durumda mahkemece, ihyası talep olunan şirketin taşınmazının tasfiyesi ve ek işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına, ek tasfiyesine karar verilen şirkete şirket ortağı olan davacının tasfiye memuru olarak atanmasına, kararın tescil ve ilanına karar verilmesi gerekirken, şirketin tam ihyasına karar verilmesinde isabet görülmemiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 14/10/2021 ve 2021/2387 Esas 2021/6034 Karar sayılı içtihatı).
Davalı temsilcisinin yargılama giderlerine yönelik istinaf itirazına gelindiğinde, yukarıda açıklandığı üzere ihyası talep olunan şirket davalı tarafından hukuka aykırı şekilde ticaret sicilinden terkin edilmiştir. Bu durumda davanın işbu ihya davasının açılmasına sebebiyet verdiğinden aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin davanın kabulü yönündeki kararında isabet görülmediğinden davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davalının sair istinaf itirazlarının reddine, davanın kabulüne, …. A.Ş.’nin taşınmazının tasfiyesi ve ek işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına, ek tasfiyesine karar verilen şirkete şirket ortağı olan davacının tasfiye memuru olarak atanmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Davalı temsilcisinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE,
2-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/03/2023 tarih ve 2023/105 Esas 2023/188 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, davalı temsilcisinin sair istinaf itirazlarının reddine,
B)1-Davanın KABULÜNE,
2-Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 102795 sicil numarasında kayıtlı iken sicilden terkin edilen …. A.Ş.’nin … parselde kayıtlı 3. Normal kat 8 no’lu çatı aralı konut vasfındaki taşınmazının tasfiyesi ve ek işlemleriyle sınırlı olmak üzere ihyasına,
3-Şirketin ek tasfiye işlemlerini yapmak üzere şirket ortağı olan davacı …’ün (TC. No:…) tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuruna ücret takdirine yer olmadığını,
4-Karar kesinleştiğinde kararın tescil ve ilanına,
5-Alınması gereken 269,85 TL karar ilam harcından peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 179,90 TL peşin harç, 179,90 TL başvurma harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafından posta ve tebligat masrafı olarak yapılan 31,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri uyarınca takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-HMK’nun 333. maddesi gereğince gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
C)1-Davalı tarafından yatırılan 179,90 TL maktu istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davalıya iadesine,
2-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin davadaki haklılık durumu gözetilerek davalı üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/09/2023

Başkan Üye Üye Zabıt Katibi –

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.