Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi 2022/977 E. 2023/817 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Hukuk Dairesi

T.C.
ANKARA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
21.HUKUK DAİRESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : ANKARA 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :16/06/2021
NUMARASI :…
KARŞI DAVADA DAVA : Ortaklıktan çıkma
DAVA TARİHİ : 26/12/2018
KARAR TARİHİ : 31/05/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/05/2023

Taraflar arasındaki ortaklıktan çıkma veya çıkarılmaya ilişkin ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükme karşı taraf vekillerince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 07/01/2014 tarihinde Ankara’da 25.000,00 TL sermaye ile kurulmuş bir ltd.şti.olduğunu, ortaklardan … … 8.500,00 TL ile %34, …’nın 8.500,00 TL ile %34 ve …’in 8.000,00 TL ile %32 pay sahibi olduğunu, şirket kurulması fikrinin … … ve davalıların babası … tarafından ortaya çıktığını ve …’in eşinin üzerine olan evin ipotek edildiğini, YKB’de kredi borçlarının üst üste 3 ay ödenmediği için evin satıldığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre de ortağın şirketle ilgilenmemesi toplantılara katılmamasının çıkarılma için zaruri olduğunu, somut olayda ortakların kuruluşta şirkete iş getirmeye taahhüt etmelerine karşı şirketin il adresine de şimdiki adresine de hiç gelmediklerini, ortaklardan … … evi de bir kredi dolayısı ile satılacakken ortakların babası …’e mortgage kredisi ile evi üzerine almasını teklif edildiğini, ancak tapu ve kredi masrafları nedeni ile evi üzerlerine almaktan vazgeçtiklerini ancak bunun bildirmedikleri için evin piyasa değerinin altında satılmak zorunda kalındığını, şirketin kuruluşundan beri yaşanan seçim, darbe ve krizler nedeni ile turizm sektöründe işlerin bozulduğunu, … … şirketi ayakta tutmak için yoğun çaba harcadığını, kendisinin, eşinin ve akrabalarının kredi kartlarını ve şahsi kredilerini şirket için kullandığını, zamanında ödeme yapamadıkları için icralık olduklarını, kara listeye girdiklerini, özel yaşamlarının bozulduğunu, bu yolla şirkete sağladıkları finansman tutarının 675.028,50 TL’ye ulaştığını, diğer ortakların ise hiçbir katkı sağlayamadıklarını, bu durumun ortaklıktan çıkarılma için yeterli sebep olduğunu, davalıların buna rağmen noterden ihtarname çekerek kuruluştan beri bütün defter kayıt ve belgeleri talep ettiğini, … … karşı ihtarda Ekim sonunda ortakların mutabık kalacağı bir tarihte toplantı yapılarak tüm bu hususların konuşulmasının ihtar ettiğini, davalıların … … hakkında suç duyurusunda bulunduğunu, C.Başsavcılığında bu soruşturmanın derdest olduğunu iddia ederek davalı ortakların ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Karşı dava dilekçesinde ise; müvekkillerinin şirketin ortağı olduğunu ve müdür olan karşı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmediğini, limited şirketlerde ortaklık ilişkisinin güvene dayandığını, müvekkillerinin şirketin işleri ile ilgili bilgilendirilmediğini, şirkete yüklü ödemeler yaptıkları halde şirketin birçok kredi çektiğini, bütün bu paraların nereye harcandığı bilgisinin verilmediğini, kendilerinin bunun için ihtarname çektiğini, bunun üzerine tarihi ve içeriği belli olmayan bir toplantıya katılmak istedikleri zaman da bahane üretilerek toplantının gerçekleşmediğini, kedilerinin müdür olan karşı tarafın görevini yapmaması nedeni ile Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusuna bulunduğunu, ortaklık ilişkisi çekilmez hale geldiğinden müvekkillerinin çıkmasına izin verilmesi ve ayrılma akçesinin ödenmesi gerektiğini iddia ederek müvekkillerine ayrı ayrı 1.000,00’er TL kâr payı, 1.000,00 ‘er TL de ayrılma akçesi ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının huzurdaki davayı açabilmek için ortaklar genel kurulundan karar alması gerektiğini, bu sebeple davanın hukuka aykırı olduğunu ve reddinin gerektiğini, müvekkillerinin babasının evinin ödenmeyen kredi borcun dolayı 200.000,00 TL’ye satıldığını, aynı kredinin faizi olan 48.000,00 TL ve yine kredi kartına 50.000,00 TL ödemek zorunda kaldıklarını, ayrıca şirkete giderler için 40.000,00 TL, 19.635,00 TL gibi paralar ödediklerini, karşı tarafın sorumsuz davranışları nedeni ile zarar edildiğini, bütün bu paraların nereye gittiğinin hesabının verilemediğini, davacının ortakların toplantıya katılmadığı iddiasının gerçek olmadığını, zira müvekkillerine yapılmış her hangi bir toplantı davetiyesi bulunmadığını, davacının kendi evinin satılması ve kendisinin, eşinin ve akrabalarının kredi kartlarını şirket için kullandığı iddiasına yönelik, kendilerinin bundan haberdar olmadığını, evi ile ilgili olarak kendilerinin daha fazla yardımcı olamayacaklarını, davacının şahsi harcamalarını şirkete yazıp afaki deliller üretmiş olabileceğini, bunun araştırılmasının gerektiğini belirterek açılan davanın reddini istemiştir.
Karşı cevap dilekçesinde ise; şirket ortağı ve pay sahibi olarak bilançoya göre tahakkuk ettirilen kâr payını belirleyebilmesi mümkünken ve imkan dahilinde iken hak ettiklerini iddia ettikleri alacağı hesaplamayarak belirsiz alacak davası açmalarında hukuki menfaatleri bulunmadığını bildirerek karşı davanın reddini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece; TTK 638.maddesine göre her ortağın haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabileceği, 640.madde de ise şirket sözleşmesinde bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkartılabileceği sebepler ön görülebileceği, şirket genel kurulu tarafından buna dayanılarak ortağın şirketten çıkartılabileceği, ayrıca şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararıyla haklı sebebe dayanılarak şirkette çıkartılmasını talep edebileceğinin düzenlendiği, davacı şirket adına dava açan şirket ortağı … … şirketin yöneticisi olduğu, şirketin tüm işlemlerinin bu şahıs tarafından yürütüldüğü, şirket adına alınan kredilerin teminatı olarak davalıların annesinin evinin üzerine ipotek konulduğu, kredinin davacı şirket tarafından geri ödenmemesi nedeniyle davalıların babası tarafından kredinin kapatılarak ipoteğin kaldırıldığı, davacı şirketin kurulduğu günden beri herhangi bir kâr payı dağıtmadığı ve davalılara bir ödemede bulunmadığı, mevcut hali ile borca batık durumda olduğu, davalı ortakların şirkette herhangi bir yetki ve görevlerinin bulunmadığı gibi şirket adına herhangi bir faaliyette bulunmadıkları, bu durumda her ne kadar bilirkişi raporunda ortaklık ilişkisinin çekilmez hale geldiği, bu nedenle ortaklığın sürdürülmesinin mümkün olmadığı belirtilmiş ise de bu durumda davayı açan tarafın kusursuz yada diğer tarafa göre az kusurlu olması gerektiği, somut olayda davacı taraf kusurlu olup davalılara atfedilecek kusur bulunmadığı; karşı davanın niteliği gereği TTK 1521 maddesi uyarınca basit yargılamaya tabi olup HMK 320/4 maddesi uyarınca işlemden kaldırılmasına karar verilen dosya ancak bir kez yenilenebildiğinden ve karşı davacılar tarafından dosya iki kez takipsiz bırakılması nedeniyle karşı davanın HMK 150/5 maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar vermek gerektiği gerekçeleriyle asıl davanın reddine, karşı davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. gerekmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ
Davalı- karşı davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece gönderilen mazeret dilekçesi dikkate alınmadan dosyanın işlemden kaldırılması ve akabinde karşı davanın açılmamış sayılmasının karar verilmesini usul ve yasaya aykırı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı /karşı davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel Mahkemece detaylı bir inceleme yapılmadan davanın reddine karar verildiğini, neden değerlendirilmediği yönünde haklı gerekçelerin gösterilmediğini, bunun Anayasamızın 141. Maddesinde ve HMK’nın ilgili maddelerine açıkça aykırı olduğunu, yerel mahkemece müvekkilimin daha kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de, hem dava dilekçesinde hem de yargılama boyunca dosyaya kazandırılan bilirkişi raporları ve tanık ifadeleri yakından incelenecek olursa, müvekkil şirkete atfedilebilecek herhangi bir kusurunun bulunmadığının görüleceğini, kurulduğu günden bugüne şirket sadece müdür sıfatına haiz … … şahsi çabası ile ayakta tutulduğunu, davalıların ise şirket ile herhangi bir ilişki kurmadıkları gibi, şirketin işleyişine herhangi bir katkılarının olmadığını, davalılar tarafından dava dışı müvekkil şirketin müdürü ve ortağı olan … … hakkında yapılan suç duyurusuna ilişkin olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/200821 soruşturma numaralı 2019/108467 karar sayılı takipsizlik kararı verildiğini, davalıların karşı dava ile ortaklıktan çıkmayı talep etmelerinin artık ortaklığın çekilmez bir hale geldiğinin açık bir karinesi olduğunu, taraflar arasındaki ortaklığın zorla sürdürülmesinin hukuken herhangi bir mantığının bulunmadığı gibi, hukuki haklarının da ihlali sonucunu doğuracağını, yargıtay içtihatları uyarınca da somut olayda davalıların ortaklıktan çıkarılması şartlarının mevcut olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ
Asıl dava, haklı nedenle ortaklıktan çıkarılma istemine; karşı dava ise karşı davalı şirketin ortağı olan davacıların şirketten haklı sebeple çıkma, kâr payı ve ayrılma payı akçesinin tahsili istemlerine ilişkindir.

6100 Sayılı HMK’nın 355.maddesi gereğince, istinaf incelemesinin istinafa gelen tarafın sıfatı ile istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususu gözetilerek ilk derece mahkemesinin taraflar arasındaki ihtilafta görevli mahkeme oluşu ve eldeki davada kesin yetki kuralına da aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla işin esasına girilerek yapılan incelemede;
Taraf vekillerinin 16/05/2023 tarihli UYAP’la birlikte e-imzalı beyanlarında da davanın sulh nedeniyle konusuz kaldığı ifade edilmiştir.
Davacı- karşı davalı vekili 28/04/2023 ve 16/05/2023 tarihli dilekçeleri ile dava dosyasına konu uyuşmazlığa ilişkin olarak davalılar- karşı davacılar ile karşılıklı sulh olduklarını, bu nedenle davanın sulh sebebiyle konusuz kaldığını bildirerek davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiş, 28/04/2023 tarihli dilekçe ekinde taraflar arasında imzalanan 24/04/2023 tarihli “Sulh Sözleşmesi” ibraz etmiştir.
Söz konusu sözleşmenin incelenmesinde, tarafların birbirlerini işbu dava dosyalarına konu hak ve alacakları ile yargılama gideri ve vekalet ücretinden dolayı ibra ettikleri anlaşılmıştır.
Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen ya da tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir (HMK 313/1). Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir (HMK 313/2). Davanın konusu dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dahil edilebilir (HMK 313/3). Şarta bağlı olarak ta sulh yapılabilir(HMK 313/4). Hüküm kesinleşinceye kadar her zaman sulh yapılabilir (HMK 314/1). Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulha göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulha göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir (HMK 315/1). Somut olayda, asıl davada davalıların haklı sebeple ortaklıktan çıkarılmaları; karşı davada ise haklı sebeple ortaklıktan çıkma, kar payı ve ayrılma akçesinin tahsili talep edilmiş olup, dava, konusu itibariyle tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği hususlara ilişkin olduğundan tarafların sulh sözleşmesi yapmaları mümkündür. HMK’nın 314/(1).maddesi gereğince hüküm kesinleşinceye kadar her zaman sulh sözleşmesi yapılabileceğinden ve 315/(1).maddesi gereğince taraflar sulhe göre karar verilmesini istemezlerse karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiğinden davacı-karşı davalı vekilince istinaf aşamasında tarafların sulh oldukları bildirilerek 24/04/2023 tarihli sulh sözleşmesi sunulmuş davacı vekilinin 28/04/2023 ve 16/05/2023 tarihli dilekçeleri ve HMK’nın 315/(1).maddesi gereğince dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiş ve takdiren aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
A)1-Taraf vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca KABULÜNE,
2-Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 16/06/2021 tarih 2018/941 Esas2021/413 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B)1-HMK’nın 315/(1).maddesi gereğince asıl ve karşı davada; davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Asıl davada alınması gereken 179,90 TL karar ilam harcının 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Karşı davada alınması gereken 179,90 TL karar ilam harcının 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 135,50 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3- Talep olmadığından taraflar yargılama gideri ve vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
C)1-Davacı tarafından yatırılan 161,20 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı vekilinin istinaf aşamasında yapılan 441,40 TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
D)1-Davalı tarafından yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine,
2-Davalı vekilinin istinaf aşamasında yapılan 441,40 yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
3-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay’da temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 31/05/2023

Başkan- … Üye – … Üye – … Zabıt Katibi -…
… … … …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine göre UYAP sistemi üzerinden elektronik imza ile imzalanmıştır.